Haberler

Dha Yurt Bülteni-8

Abone Ol

Fırat Kalkanı'nda 108 DEAŞ hedefi vuruldu, 21 terörist öldürüldüSURİYE'de sürdürülen Fırat Kalkanı harekatında terör örgütü DEAŞ'a ait 108 hedef karadan ve havadan ateş altına alındı, 21 terörist öldürüldü.

Fırat Kalkanı'nda 108 DEAŞ hedefi vuruldu, 21 terörist öldürüldü

SURİYE'de sürdürülen Fırat Kalkanı harekatında terör örgütü DEAŞ'a ait 108 hedef karadan ve havadan ateş altına alındı, 21 terörist öldürüldü.

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından geçen yıl 24 Ağustos günü başlayan ve 179 gündür yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı'nda terör örgütü DEAŞ'tan büyük ölçüde temizlenen El Bab'daki terör hedefleri ile tuzaklanan patlayıcıların temizlenmesine yönelik çalışmalar sürdürüldü. Gün boyu süren operasyonlarda 95 hedef karadan, 13 hedef ise havadan ateş altına alındı. Kara ve hava harekatları ile çatışmalarda 21 teröristin etkisiz hale getirildiği harekatın son durumuna ilişkin Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan bilgilendirmede şöyle denildi: "Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki topçu ve diğer ateş destek vasıtaları ile 95 DEAŞ hedefine atış yapılarak, barınma yerleri, savunma mevzileri, komuta kontrol tesisleri, silah ve araçları baskı altına alınmış; Hava Kuvvetlerimize ait uçaklar tarafından da 9 DEAŞ hedefine yönelik düzenlenen hava harekatları sonucunda, teröristlerce barınma maksatlı kullanılan 9 bina, 2 araç, 1 akaryakıt istasyonu imha edilmiştir. Koalisyon güçleri tarafından düzenlenen hava harekatları sonucunda 5 DEAŞ mensubu etkisiz hale getirilmiş, 1 barınma yeri imha edilmiştir. Yapılan topçu atışları, icra edilen hava harekatları sonucunda toplam 16 DEAŞ mensubu etkisiz hale getirilmiştir. Terör örgütleri tarafından kullanılan ve hudut bölgemizde güvenlik riski doğuran Suriye kuzeyinde, icra edilen koalisyon harekatına destek veren Türk Silahlı Kuvvetleri, bölgede yaşayan sivil halkın zarar görmemesi için her türlü tedbiri almakta ve bu konuda azami hassasiyet göstermektedir."

Haber: GAZİANTEP, -

======================================

Erdoğan; 'Keşke Cumhurbaşkanlığı sistemine rahmetli Özal'ın gündeme getirdiği 1990'lı yılların başında geçseydik'

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ İstasyon meydanında düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'de rejimin değişmediğini, sadece yönetim sisteminin değiştiğini söyledi. Erdoğan, "Keşke cumhurbaşkanlığı sistemine rahmetli Özal'ın bu meseleyi gündeme getirdiği, bizlerin gençliği dönemine denk gelen 1990'lı yılların başında geçseydik. O zaman Türkiye, belki 1990'lar boyunca yaşadığı sıkıntılara, krizlere, acılara maruz kalmayacaktı" dedi.

Bugün saat 11.50'de Elazığ'a gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, saat 13.30 sıralarında İstasyon meydanında düzenlenen toplu açılış törenine katılıp, halka hitap etti. Erdoğan'ın konuşma yapacağı alanda Türk bayrakları yer aldı. Kalabalığı sık sık Rabia işareti ile selamlayan Erdoğan, yapılacak olan şehir hastanesine İzmir'de teröristlerin adliye saldırısına canı pahasına direnen polis memuru 'Şehit Fethi Sekin' adının verileceğini söyledi.

BAZILARI BİLMEDEN KARŞI ÇIKIYOR

Konuşmasında 16 Nisan'da yapılacak referandumda Elazığ'dan rekor düzeyde bir destek beklediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hz. Ali, 'Kişi, bilmediğinin düşmanıdır' diyor. Bugün anayasa değişikliğine, Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkanların bir kısmı, bunu meselenin artısını eksisini bilmedikleri için yapıyor. Bir kısmı da her şeyin farkında oldukları halde bu sistem, kendi çıkarlarını bozacağı, foyalarını ortaya çıkaracağı için karşı çıkıyor. Kendi menfaatini ülkesinin ve milletinin maslahatının önünde tutanlara diyecek bir şeyimiz yok. Onları milletimize havale ediyoruz. Ama cumhurbaşkanlığı sistemini bilmedikleri için meseleye soğuk yaklaşanlara, işin aslını astarını anlatmak, hepimizin boynunun borcudur" dedi.

CUMHURİYETİMİZİ İNŞALLAH İLELEBET YAŞATACAĞIZ

Türkiye'de rejimin değişmediğini belirten Erdoğan şunları söyledi: "Değişen sadece yönetim sistemidir. 1923'te ilan edilen cumhuriyetimizi inşallah ilelebet yaşatacağız. Yönetim sistemi tartışmalarımızın tarihi, cumhuriyetimizden eskidir. Meclis, Başbakan, Bakanlar Kurulu ve daha pek çok kurumumuz farklı isimlerle, Cumhuriyet öncesinde de mevcuttu. Birileri doğruyla yanlışı birbirine katarak, sapla samanı karıştırarak, milletimizin kafasını bulandırmaya çalışıyor. Çünkü onların kafaları da karışık. Şu anda yapılan iş; yasama, yürütme ve yargı arasındaki ilişkileri yeniden düzenlemekten ibarettir. Bu organların hiçbiri ortadan kalkmıyor. Parlamento yine yerinde. Hiçbiri, diğerine bağlanmıyor. Sadece görev tanımları yeniden yapılıyor. Türkiye, yıllardır aradığı münasip yönetim sistemine şimdi, nihayet kavuşuyor. Bu sistemin adı, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi. Yeni sistemde yürütme doğrudan millet tarafından seçilen, sorumluluğu da millete karşı olan cumhurbaşkanına veriliyor. Cumhurbaşkanı'nı getirir, Cumhurbaşkanı'nı götürür. Seçimlerde 5 yıl süreyle görev verilen Cumhurbaşkanı, milletten başka kimseye hesap vermeden anayasa çerçevesinde vazifesini yerine getirecektir. Bu, ülkenin istikrar ve güven ortamının 5 yıl süreyle garanti altına alınması anlamına geliyor. Sürekli seçimlerin yapıldığı veya konuşulduğu dönem sona erecek."

KARŞILIKLI YETKİ AŞIMI OLMAYACAK

Yeni sistemde Cumhurbaşkanı ile Başbakan'ın gücünün aynı kişide birleştiği için çekişme, çatışma, kavga, dövüş diye bir sorun çıkmayacağını ifade eden Erdoğan,"Bu ülkede Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'a Anayasa kitapçığını fırlattığını gördük mü? Dünyada böyle çirkinlik olur mu? Bunu bile yaşattılar bize. Şimdi biz bunu da kaldırıyoruz. Tek kişide bu gücü topluyoruz. Böylece, 'Kitapçıkları fırlat' böyle bir şey olmayacak. Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı, vatana ihanet dışında hiçbir şeyle suçlanamıyor, yargılanamıyor. Yeni sistemde bu sıkıntıyı da aşıyoruz. Cumhurbaşkanı, milletimizle birlikte Meclis'e karşı da sorumluluk üstleniyor. Tüm bu düzenlemelerle yürütme göreviyle yasama organlarının görevleri arasındaki ayrım netleştirildiği için karşılıklı yetki aşımı, diye bir mesele inşallah olmayacak. Birileri çıkıp, Meclis'in ortadan kaldırıldığını, işlevsiz kılındığını söylüyor. Yok böyle bir şey. Meclis, ortadan kalkmak bir yana; güçleniyor. İşlevsiz bırakılmak bir yana daha geniş vazifeler üstleniyor. Öte yandan yargının bağımsızlığının yanına tarafsızlığını da ekliyoruz. Yeni sistemde herkes kendi işine odaklanacak. Eski dönemde çok tartışılan sıkıyönetim artık kalkıyor. Bu ülkede artık sıkıyönetim olmayacak. Bunun yerine zorunlu durumlarda olağanüstü hal ilan edilerek, sorunların üstesinden gelinmesi imkanı getiriliyor. Anayasa değişikliğiyle getirdiğimiz bir başka yenilik de cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğini kesme şartını ortadan kaldırmak. Böyle şey olur mu? Cumhurbaşkanı adayı olacaksın, kurucusu olduğun partiden ilişiğin kesiliyor. Neymiş? O, tarafsızlığı getirirmiş. Bir insanın karakterinde, tarafsız olmak diye bir şey olur mu? Olmaz. Gerçekçi olmak lazım. Şimdi, bu da düzeltiliyor. İnşallah bu sistemle kazanan Türkiye olacak. Kazanan Türk milleti olacak" dedi.

"İDAM İSTERİZ" SLOGANLARINA, "CUMHURBAŞKANI OLARAK ONAYLARIM" DEDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşması sırasında toplanan kalabalığın sık sık "İdam isteriz" sloganları atması üzerine, "Bu konudaki düşüncem belli. Bildiğiniz gibi bu konuda, parlamentomuz inşallah 16 Nisan'dan sonra, bu bir anayasa değişikliği gerektiriyor biliyorsunuz, anayasa değişikliğiyle bu parlamentomuzdan geçtiği takdirde cumhurbaşkanı olarak ben bunu onaylarım. Bunun aksi düşünülemez. George ne der, Hans ne der, filanca ne der; ben ona bakmam. Ahmet, Mehmet, Hasan, Ayşe, Fatma ne der; Rabb'im ne der, ben ona bakarım. Çünkü böyle bir yetki, böyle bir hak bizde yok. Devlet, kendisine karşı işlenen suçları affedebilir; fakat herhangi bir vatandaşın şehit edilmesi, öldürülmesi noktasında kalkıp, onun katilini affedemez. Ona af yetkisi, onun varislerinindir. İnşallah o günler de yakın, o günleri de göreceğiz" diye konuştu.

SİSTEME KEŞKE ÖZAL ZAMANINDA GEÇİLSEYDİ

Bugün atılan her adımın yarın gençlerin işini kolaylaştırmak için olduğunu kaydeden Erdoğan şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanlığı sistemini şahsi hevesim, arzum olarak göstermek isteyenler; en büyük haksızlığı gençlerimize yapıyorlar. Bizler faniyiz. Bugün varız, yarın yokuz. Allah ömür ve imkan verdikçe ülkeme ve milletime hizmet etmek için çalışacağım. Bizden sonra bu bayrağı, bugünün gençleri devralacak. 16 Nisan'a çıkacağıma dair benim elimde bir garanti var mı? Emr-i hak vaki olur, çıkamayabiliriz. Rabb'im takvimi nasıl belirlediyse bu süreç böyle yürüyor. Ne bir an ileri ne bir an geri. Kimsenin bu noktada garantisi yok. Gideceğimiz yer belli. 2 metreküp çukur, 9 metre 15 santim kefen. Başka bir şey götürebiliyor musun? Yaptığımız hizmetlerle anılacağız. Liderin üç önemli görevi vardır. Bir tanesi istişaredir. Lider istişare ile hareket eder. İki, adaletle hükmeder. Üç, ehliyet ve liyakat sahibiyle etrafını donatır; devleti onlara teslim eder. Keşke cumhurbaşkanlığı sistemine rahmetli Özal'ın bu meseleyi gündeme getirdiği, bizlerin gençliği dönemine denk gelen 1990'lı yılların başında geçseydik. O zaman Türkiye, belki 1990'lar boyunca yaşadığı sıkıntılara, krizlere, acılara maruz kalmayacaktı. Bugün hala dağlara götürülen gençler yok mu? 15-16 yaşında gençlerimiz dağlara götürülmüyor mu? Kandil'e götürülmüyor mu? Ne diyor oradakiler? Bu 16 Nisan oylamasında onlar 'Hayır' diyor. O Diyarbakır Belediyesi'nin önünde ağlayan anneler, niye ağladılar? Yavruları dağa kaçırılmıştı da onun için ağladılar. Onları dağa kaçıranlar, ne diyor şimdi? 16 Nisan için 'Hayır' diyor. Onlarla beraber hareket edenler var. Ben inanıyorum ki benim samimi vatandaşlarım, demokrasiye inanmış vatandaşlarım, bu ülkenin sıçraması için gayret eden vatandaşlarım, inanıyorum ki terörizme, teröristlere karşı çıkan kardeşlerim 16 Nisan'da 'Evet' demeye hazır mı?"

BİRLİK VE BERABERLİKTE BÜTÜNLEŞİN

Sistemin kendisini, istikrarın güvencesi haline dönüştürdüklerini ifade eden Erdoğan, "Bu bir reformdur. Şahsım için değil, şahsımın öncülüğünde ülkemiz için, özellikle de gençlerimiz için bu reformu yapıyoruz. Meselenin aslı bundan ibarettir. AK Parti ve MHP'nin dayanışmasıyla özellikle Sayın Yıldırım, Sayın Bahçeli'ye çok teşekkür ediyorum. Zira parlamento sırasında, oradaki mücadeleleri her türlü takdirin üzerindedir. Liderlerine bağlı kalarak, samimiyetle dürüst şekilde el ele veren oradaki milletvekillerini de ben alkışlıyorum. Çünkü bu farklı bir mücadeleydi. Bu mücadeleyi de başarılı şekilde verdiler, işi bitirdiler. Şimdi sıra, bu siyasi hareketlerin tabanında. AK Parti'ye, MHP'ye, CHP'ye gönül veren kardeşlerim hepinize sesleniyorum. Hatta HDP'ye gönül veren kardeşlerim, size de sesleniyorum. Bu birlik ve beraberlikte gelin bütünleşin" dedi.

BU COĞRAFYADA HER LESELE BİZİM MESELEMİZDİR

Türkiye'nin içeride ve dışarıda her biri geleceğimiz için hayati öneme sahip pek çok saldırıya karşı tarihi bir mücadele yürüttüğünü belirten Erdoğan, "Unutmayınız, Suriye meselesi sadece bu ülkenin vatandaşlarının meselesi olmanın ötesinde bizim meselemizdir. Irak meselesi, aynı şekilde bizim meselemizdir. Orta Asya'dan Kuzey Afrika'ya, Balkanlar'dan Kafkasya'ya bütün bu coğrafya yaşanan her mesele bizim meselemizdir. Geçmişte bu ülkeye, kendi meselelerine sırtını çevirenler vardı. Biz çevirmedik. Siz gözlerinizi yumunca dünya kararmış olmuyor. Biz oralara sırtımızı döndük diye, hiçbir sorundan kurtulmuş olmadık. Ey Osmanlı, Hint Yarımadası'ndan bir ses geldi. Biz mazlumuz, zulme uğradık; dediler. Ecdadımız Hint Yarımadası'na, buradan kadırgalarını gönderdi. Niye? Adaleti orada tesis etmek için. Ülkemizin içinde yaşanan sıkıntıları, sorunları görmezden geldikçe hiçbiri çözülmedi. Ne vatandaşımızın aş, iş, ekmek davası çözüldü ne de yoksulluğu ortadan kalktı ne de tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle olan bağı koptu. Sadece zaman kaybettik. Son yıllarda başımıza gelenler, bu mücadele kat ettiğimiz mücadeleden rahatsız olanların ülkemizi yeniden eski günlerine döndürme çabasından kaynaklanıyor" diye konuştu.

Konuşmadan sonra Ağın ilçesinde bulunan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'a canlı yayınla bağlanılarak, Karamağara Köprüsü ve karayolunun açılışı yapıldı. Daha sonra Baskil Kaymakamı Uhud Emre Koyuncu'ya da canlı yayınla bağlanılarak Baskil Çimento Fabrikası'nın açılış kurdelasının kesimi yapıldı. Ağın ve Baskil'de yapılan açılışlar, alanda toplanan kalabalığa canlı yayınla izlettirildi. Son olarak Elazığ'da yapımı tamamlanan yatırımların kurdelası da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kesildi. Erdoğan törenin ardından alanda bulunan çocuklara satranç takımı dağıttı. Erdoğan daha sonra Elazığ Valiliği'ne geçti.

Görüntü Dökümü:

----------------------

-Erdoğan'ın konuşması (CANLI VERİLDİ)

(AKTÜEL GÖRÜNTÜ)

Alandan görüntüler

Toplananlar

Cumhurbaşkanı'nın halkı selamlaması

Cumhurbaşkanı'nın konuşması

Toplu açılış töreni

Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Mehmet TÜRK-Mikail PELİT-Şahismail GEZİCİ-Ahmet ÜN/ELAZIĞ, -

=====================================

Kardak'ta sakin bekleyiş

Ege Denizi'ndeki Kardak kayalıkları yakınlarındaki nöbete fırtına nedeniyle 4 gün ara verip dün tekrar başlayan Türk ve Yunan sahil güvenlik ekipleri, bekleyişini sürdürdü.

Türk ve Yunan sahil güvenlik ekipleri, Muğla'nın Bodrum İlçesi'nin Gümüşlük Mahallesi'ne 3.8 mil uzaklıktaki Kardak kayalıklarında nöbetini sürdürüyor. Dün Yunan botlarının Türk sularına girmek istemesi üzerine yaşanan kısa süreli gerginliğin ardından bugün bölgede sakin bir bekleyişin hakim olduğu görüldü. Sabahın erken saatlerinden itibaren nöbetlerine devam eden Türk ve Yunan sahil güvenlik ekipleri, bekleyişini sürdürüyor. Bölgedeki 2 Türk sahil güvenlik botundan 1'i kayalıklara yaklaşık 1 mil açıkta bekliyor. Diğeri ise bazen devriye görevine çıkıyor. Yunan sahil güvenlik botunun ise bölgede hareket etmesine rağmen kayalıklara yaklaşmadığı görüldü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Kayalıklarda görüntü

Türk Sahil Güvenlik Botunun bekleyişi

Zaman zaman aynı hizada olmaları

Kayalıklara karşı uzak ara nöbet tutmalarından görüntü

Haber: Nilüfer DEMİR- Kamera: Hülya ELTEŞ / BODRUM (Muğla),

======================================================

Kapadokya'da balon kazası; 1 turist öldü (2)

BAKANLIK AÇIKLAMA YAPTI

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, bu sabah Nevşehir'in Kapadokya İlçesi'nde bir sıcak hava balonunun şiddetli rüzgar nedeniyle yere sert iniş yaptığı belirtildi. Açıklamada, sert iniş sonucu Danimarka uyruklu bir yolcunun balondan düşerek ağır yaralandığı ve kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı belirtilirken şöyle denildi: "İlk belirlemelere göre kaza sırasında yolcunun güvenlik kurallarına uyması için uyarıldığı ancak yolcunun kurallara uymaması nedeniyle sert iniş sırasında balondan düştüğü öğrenilmiştir. Pilotun kalp krizi geçirmesi nedeniyle balonun düştüğü iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. Bakanlığımıza bağlı Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu (KAİK) ekipleri kazayla ilgili ayrıntılı incelemeyi yapmak amacıyla olay yerine gönderilmiştir. "

Haber: NEVŞEHİR

===========================================

Suriyeli Bana, bacakları kopan Abdulbasit'i hastanede ziyaret etti

HALEP'teki katliamları dünyaya duyurarak yardım çağrısında bulunan 8 yaşındaki Suriyeli Bana Alabed, tedavi için Hatay'a getirilen bacakları kopan 10 yaşındaki Abdulbasit Alsatouf'u hastanede ziyaret etti.

Suriye'nin İdlip kentinde düzenlenen hava saldırısında bacakları kopan Suriyeli Abdulbasit Alsatouf, dün Bab-Al Hava Sınır Kapısı'ndaki İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH), İnsani Yardım Vakfı'na ait lojistik merkezine getirildi. Oradan da tedavisi için Hatay Devlet Hastanesi'ne getirilen Abdulbasit Alsatouf'u bugün Suriyeli Bana Alabed ailesiyle birlikte ziyaret etti. Küçük Bana, geçmiş olsun dileklerini sunarken, Türkiye'de kısa sürede tedavi olup, sağlığına kavuşacağına inandığını söyledi. Abdulbasit Alsatouf ise ziyaretten memnun olduğunu ifade etti.

Görüntü Dökümü

------------------------

Bana Alabed hastaneye gelirken

Suriyeli çocuğun odasına girmesi

Çocuğa hediye vermesi

Çocukla konuşması

Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI(Hatay),

===============================================

Balkondan düşerek ölen minik Cemre toprağa verildi

MUĞLA'nın Milas İlçesi'nde, bir apartmanın 4'üncü katındaki dairenin balkonundan düşerek ölen 4 yaşındaki Hanife Cemre Gümüş, gözyaşları içinde son yolculuğuna uğurlandı.

Şevketiye Mahallesi Manolya Caddesi'nde bulunan bir apartmanın 4'üncü katında yaşayan Fidan ve Hüseyin Gümüş çiftinin 4 yaşındaki kızları Hanife Cemre Gümüş, dün (cuma) saat 11.00'de, evin balkonundan sarkınca aşağı düştü. Çocuğun düştüğünü gören vatandaşların ihbarıyla olay yerine gelen sağlık ekipleri, küçük Hanife Cemre Gümüş'ü ambulansla İzan Özel Sağlık Hastanesi'ne kaldırdı. Yapılan ilk müdahale sonrası 75. Yıl Milas Devlet Hastanesi'ne sevk edilen Hanife Cemre Gümüş kurtarılamadı.

YÜREKLER YANDI

Minik Hanife Cemre Gümüş'ün cenazesi bugün hastane morgundan alınarak Ulu Cami'ye getirildi. Küçük kızın tabutunun üzerine anaokulunda giydiği 'prenses' elbisesi konuldu. Cenaze törenine, ailesi, CHP Muğla Milletvekili Akın Üstündağ, Milas Belediye Başkanı CHP'li Muhammet Tokat, Belediye Başkan Yardımcısı Faik Karagöz ve çok sayıda Milaslı da katıldı. Baba Hüseyin Gümüş, yakınlarının desteğiyle ayakta durabildi. Hanife Cemre Gümüş, öğlende kılınan namazın ardından, Milas Şehir Mezarlığı'nda gözyaşları arasında toprağa verildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Ölen çocuğun fotoğrafı

Cenaze töreninden görüntü

Haber - Kamera: Oktay ÇAYIRLI / MİLAS (Muğla),

==============================================

Ağbaba: İnsanları mezhepleri üzerinde bölmek tam bir bölücülüktür

CHP Malatya İl Teşkilatı tarafından düzenlenen 'Atatürk, Milliyetçilik ve Bilim' konulu panele katılan Veli Ağbaba, "Evet' ya da 'Hayır' oyu verecek insanları mezhepleri üzerinden bölmek tam bir bölücülüktür. Bir Sünni veya Alevi, 'Evet' de verebilir, 'Hayır da. Bu onun demokratik hakkıdır. Kimse onların bu tercihlerini sorgulayamaz. Hele hele mezhepleri üzerinden sorgulaması doğru değildir. Baskı arıyorlarsa, 'Hayır' oyu veren akademisyenlere baksınlar" dedi.

Panelde konuşan MYK üyesi Ağbaba, CHP'nin iktidarda olmadığını, polis güçleri olmadığını, 'Evet' oyunu açıklayanlara nasıl baskı yapabileceklerini sordu. Ağbaba 'hayır' oyu vereceklere baskı olduğunu savunurken, "Devletin bütün imkanları kullanılıyor. Malatya'ya Cumhurbaşkanı geliyor, ödediğimiz vergileri büyükşehir ve her iki merkez ilçe belediyesi resmen cebimizden hırsızlık yaparak, evet oyunu kullanmaya çalışıyorlar. O belediye başkanlarına sesleniyorum, bizim paramızla 'evet' oyu propagandası yapamazsınız, o para da bizimde hakkımız varö diye konuştu.

Veli Ağbaba, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in yeğeni olduğu iddia eden ve referandumda 'evet' oyu kullanacağını ifade eden Emel Duran ile ilgili ise şöyle dedi: "Üzülüyorum ama bir yandan mutluyum. 'Gürsel Tekin'in yeğeni evet oyu verecek' diye bir genel başkan yardımcısı, bir büyükşehir belediye başkanı, il başkanı gidiyor kutluyorlar. Bu bir komedi, bu 'Hayır' oyunun yüksek olduğunu gösteriyor. Yeğen nasıl bir yeğen, Gürsel Tekin 'tanımıyorum' diyor. 'Benim böyle bir yeğenim yok' diyor. Dava açalım. DNA testi yaptıralım yeğen mi, değil mi anlaşılsın. Ama buradan sayın genel başkan yardımcısına ve sayın büyükşehir belediye başkanına hayırlı günler diliyorum."

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber-Kamera: Mikail PELİT/MALATYA, -

========================================

Ak Partili Gül: Türkiye'yi terör belasından kurtaracağız

AK Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül, Şanlıurfa'nın Viranşehir İlçesi'nde adliye lojmanlarına yönelik bombalı araçla düzenlenen saldırıyı kınayarak, Türkiye'yi terör belasından kurtaracaklarını söyledi.

Abdulhamit Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Gaziantep'te yarın toplu tesislerin açılışlarının yapılacağı 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'ndaki hazırlıkları inceledi. Gül, daha sonra valilikte gazetecilerin sorularını yanıtladı. Viranşehir'de düzenlenen terör saldırısını kınayan Gül, saldırının terör örgütünün son çırpınışları olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Viranşehir'de adliye lojmanında çok elim bir terör saldırısı gerçekleştirildi. Bu alçak terör saldırısını, terör örgütünü de kınıyoruz, telin ediyoruz. 11 yaşındaki minnacık bir çocuğu katleden ve orada yine bir güvenlik personelini şehit eden bu alçak terör örgütünü lanetliyoruz. Yaklaşık 40 yıla yakın bir süre terör ile mücadele eden bir ülkeyiz. Tüm bunlar terör örgütünün son çırpınışları. Ülkemiz, İçişleri Bakanlığımızın, hükümetimizin ortaya koymuş olduğu perspektif yaklaşım bir terörist dahi kalmayıncaya kadar mücadelenin sürdürüleceği noktasındadır. Terör örgütünün yıllarca girilemeyen kamplarına yerlerine hükümetimizin dirayetli duruşu sayesinde güvenlik mensuplarımızın özverili çalışması neticesinde çok olumlu neticeler elde edilmiştir terörle mücadele konusunda. İnşallah bu kararlılık devam edecektir. Türkiye'yi bu terör belasından kurtaracağız. Son zamanlarda bu terör örgütünün son çırpınışları da aslında sıkışmışlığın, çaresizliğin sonucudur. İnşallah milletimizi ayırmaya çalışan kimse başarılı olamayacak. Bölge halkını da tehdit eden teröristleri etkisiz hale getirecek. İnşallah terörle mücadelede ülkemiz başarılı olacaktır. Terör örgütleri el ele verip Türkiye'yi çökertmeye çalışıyorlar ama bunda asla başarılı olamayacaklar. Terör Türkiye'yi diz çöktüremeyecek."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------

Abdulhamit Gül'ün konuşması

Demokrasi meydanı

Miting alanı

Miting alanındaki hazırlıklar

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ahmet ÖZER-GAZİANTEP-DHA)

===========================================

Ayvacık açıklarında 65 mülteci yakalandı

ÇANAKKALE'nin Ayvacık İlçesi'nden yasa dışı yollarla Yunanistan'ın Midilli Adası'na gitmek için lastik botla denize açılan 65 mülteci, sahil güvenlik ekiplerince yakalandı.

Sahil Güvenlik ekipleri, bugün saat 07.30'da, Ayvacık'ın Sivrice Burnu açıklarında motorlu lastik botla Yunanistan'ın Midilli Adası'na gitmek üzere ilerleyen, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu Suriye, Kamerun, Kongo, Gine, Mali, Filistin, Senegal ve Bangladeş uyruklu 65 mülteciyi fark etti. Müdahale eden ekipler, mültecileri sahil güvenlik botuna aldı. Mülteciler daha sonra Küçükkuyu'daki Sahil Güvenlik Karakolu'na getirildi. Görevliler tarafından mültecilere battaniye, giyecek, yiyecek gibi ihtiyaç malzemeleri verilip ısınmaları sağlandı. Mülteciler daha sonra 3 minibüsle Ayvacık'taki Göçmen Geri Gönderme Merkezi'ne gönderildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Mültecilerden görüntü

Haber- Kamera: Dilara ERDİNÇ / KÜÇÜKKUYU (Çanakkale),

===========================================

HDP'li Bilgen'in dosyası Ankara'ya gönderildi

HDP Merkez Yürütme Kurulu'nun 6-8 Ekim 2014 tarihinde çıkan Kobani olayları öncesi yaptığı sokağa çıkma çağrısına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 31 Ocak'ta tutuklanan ve hakkında 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan HDP Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen'in dava dosyası yetkisizlik kararı ile Ankara'ya gönderildi.

HDP Milletvekili Ayhan Bilgen hakkındaki iddianameyi kabul eden Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi, sanığın ikamet ettiği Ankara'da gözaltına alınmasını gerekçe göstererek, dosyayı yetkisizlik kararı ile Ankara Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Bilgen'in işlediği iddia edilen 'Terör örgütüne üye olmak' suçunun son işlendiği yerin Ankara olduğunu belirten mahkeme, sürekliliği olan suçun sürekliliğinin sanığın gözaltına alındığı Ankara'da kesildiğini kaydetti. Bu gerekçelerle yetkisizlik kararı verildiğini belirten mahkeme, Bilgen'in iddianamede yer alan suçlamalardan yargılanması için dosyanın yetkili ve görevli Ankara Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verildiğini ifade etti.

Haber: Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR, -

=====================================================

Solucan üretimini kömürlükten bin 300 metrekarelik tesise taşıdı

İZMİT'te, 6 yıl önce 10 metrekarelik kömürlükte deneme amacıyla solucan gübresi üretmeye başlayan 27 yaşındaki Emre Yıldırım, daha sonra kurduğu bin 300 metrekarelik tesiste yılda 350 ton üretim yapıyor.

Emre Yıldırım 6 yıl önce Kartepe'de bulunan evinin 10 metrekarelik kömürlüğünde deneme amacıyla solucan gübresi üretmeye başladı. Emre Yıldırım bir yıl sonra İzmit Kısalar Köyü'nde 5 bin metrekarelik alan üzerinde bin 300 metrekarelik kapalı tesis kurarak solucan gübresi üretimine başladı. Tesiste yılda 350 ton solucan gübresi üretimi gerçekleştiriliyor. Bir merakla solucan gübresi üretimine başladığını belirten Emre Yıldırım, "Solucan gübresi üretimini boyu 2,5 metre, genişliği 1.25 santimetre olan sandıklar içerisinde yapıyoruz. Sandıkların her birinde ortalama 300 bin civarında solucan bulunuyor. Her bir sandığı minimum 5 ay bekletiyoruz. Çıkan solucan gübresinin daha kaliteli hale gelmesi ve verdiğimiz mamayı tam anlamıyla solucanların sindirimi gerçekleştirdikten sonra solucan gübresini elde edebiliyoruz. Daha sonraki süreç gübrenin sistemden çıkartılması, solucanların ayıklanması ve bakanlığımızın şart koştuğu gibi yüzde 20'lik nem şartını uyguladıktan sonra eleme, kırıcı gibi işlemlerden geçirdikten sonra ürün satış aşamasına geliyor" dedi.

Yıldırım hedeflerinin 15 bin metrekarelik kapalı bir tesis kurmak olduğunu açıklayarak, şöyle konuştu:

"Biz bu işe ilk olarak 2011 yılında 10 metrekarelik bir kömürlükte deneme çalışmalarımızla başladık. Şuanda 5 dönüm arazi üzerinde bin 300 metrekarelik kapalı alanda 100 adet sandık içerisinde 30 milyon adet solucanla üretim faaliyetimizi gerçekleştiriyoruz. 40 dönüm arazi satın aldık. Türkiye'nin en büyük tesisini hayata geçirmeyi planlıyoruz. 15 bin metrekarelik kapalı alanda 20 bin ton üretim gerçekleştirmeyi hedefliyoruz"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Solucanların bulunduğu sandıklar

-Sandıklar içerisindeki solucanlardan detaylar

-Firma sahibi Emre Yıldırım ile rop

HABER-KAMERA: ORHAN UZUN-İZMİT-

=====================================================

İtfaiye aracı ile otomobil çarpıştı

KOCAELİ'nin Gebze İlçesi'nde yangına müdahale etmeye giden itfaiye ekibinin bulunduğu itfaiye aracı ile otomobil çarpıştı. Yaralanan otomobil sürücüsü tedavi altına alındı.

Kaza öğle saatlerinde, Mevlana Mahallesi Özgür Caddesi üzerinde meydana geldi. Mevlana Mahallesi'nde bir yangına müdahale etmeye giden Malik Akbaş idaresindeki 41 BE 018 plakalı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne ait itfaiye aracı cadde de ilerlerken yan yoldan caddeye giren Özcan Özkan idaresindeki 41 TG 709 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada, otomobil sürücüsü Özcan Özkan yaralanırken, itfaiye ekibi anons ederek kazayı haber verip, ambulans istedi. Olay yerine gelen 112 Acil ekibinin ilk müdahalesinin ardından Gebze Fatih Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Özcan Özkan tedavi altına alındı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Olay yerinden görüntüler, itfaiye aracı ve otomobilden görüntü, itfaiyecilerden görüntü

Haber-Kamera: Haluk TURGUT/GEBZE(Kocaeli), -

======================================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Emre Yıldırım Hüseyin Gümüş Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title