Dha Yurt Bülteni-8
1)BAŞBAKAN YARDIMCISI KURTULMUŞ: "DARBESAVAR ANAYASA OLACAK"BAŞBAKAN Yardımcısı Numan Kurtulmuş, darbelerin mevcut sistemin yapısından kaynaklandığını belirtip, 16 Nisan'daki referandumda oylanacak anayasa teklifinin darbesavar bir anayasa olacağını söyledi.
1)BAŞBAKAN YARDIMCISI KURTULMUŞ: "DARBESAVAR ANAYASA OLACAK"
BAŞBAKAN Yardımcısı Numan Kurtulmuş, darbelerin mevcut sistemin yapısından kaynaklandığını belirtip, 16 Nisan'daki referandumda oylanacak anayasa teklifinin darbesavar bir anayasa olacağını söyledi. Darbecilerin adının hatırlanmayacağını kaydeden Kurtulmuş, " İnanın ki o Gülen denilen herif var ya, bu herifin soyadını söyleseniz ismini söyleyen çıkmayacak, ismini söyleseniz soyadını hatırlayan çıkmayacak. Tarihin çöplüğünde çöp tenekesine atılacak" dedi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş eşi Sevgi Kurtulmuş'un konuşmacı olduğu Manisa'daki "28 Şubat'tan 15 Temmuz'a Darbeler ve FETÖ İhaneti' konulu panele katıldı. Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş'u Kültür Merkezi'nin önünde karşılayanlar arasında geçen yıl evlerine konuk olduğunu gösteren fotoğrafı sosyal medyada paylaştığı için Manisa Su ve Kanalizasyon İşleri'ndeki (MASKİ) görevine son verilen Remziye Kavukçu ile eşi Ercan Kavukçu da yer aldı. Kavukçu çifti, işten çıkartıldıktan sonra kendilerine yardımcı olan Kurtulmuş'a çiçek vererek teşekkür etti. Kavukçu Çifti ile sohbet eden Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, mehteran takımının gösterisini izledikten sonra salona geçti. Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği ve Enpolitik'in sitesi tarafından Kültür Merkezi Lale Salonu'nda düzenlenen Sevgi kurtulmuş'un yanı sıra Hasan Celal Güzel, Salim Uslu, Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen, Erkan Tan, Mehmet Doğan, Leyla Şahin Usta, Ekrem Kızıltaş ve Kerime Yıldız'ın konuşmacı olduğu paneli Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Murat Baybatur, Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Akif Celalettin Şimşek, AK Parti İl Başkanı Berk Mersinli ve çok sayıda Manisalı izledi. Panelin açılışında ilk konuşmayı yapan AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, 28 Şubat sürecinden itibaren 15 Temmuz'a kadar yaşananları anlattı.
"BİR AVUÇ AZINLIK MİLLETE ROL KESMEK İSTER"
Panelde öncesinde konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da Osmanlı'nın son dönemlerinden itibaren ülkenin darbelerle karşı karşıya olduğunu söyledi. Darbelerin milletin önünü kesmek için bir zümre tarafından yapıldığını ileri süren Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Bir takım ayak oyunları ile kökü dışarıda olan darbelere karşı karşıya kaldık. Milletin önüne çıkan bu darbelerin ortak özelliği milletin yolunu kesmek istiyor. Türkiye'de bir avuç azınlık millete rol kesmek ister, milleti bir kalıp içine oturtmak ister. Aslında millete güvenmez. 'Milleti tek başına bırakırsan ya davulcuya ya da zurnacıya kaçar' diye endişe eder ve onun için milleti hep belli bir kalıbın içine dökmek ister. Bu darbecilerin hepsinin ortak özelliği batıcı ve batının karşısında bizim mağlubiyetimizi kabul etmeleri, batıya benzemezse adam olmayacağına inanmalarıdır. Bu milletin değerlerini, yol alma kabiliyetine asla inanmazlar. Bu milleti adam etmek lazım. Nasıl adam edeceğiz? 'Milletin konuştuğu dile karışacağız, milletin okuduğu okulların mahiyetine karışacağız' diye milleti adam etmek isterler. Darbelerin altında yatan neden budur. 'Millet, sandıkta başka bir irade ortaya koyuyorsa silahlarımızla darbelerimizle düzeltmemiz lazım' derler. Türkiye'nin bütün darbelerinden önceki dönemlerinde silkinme, kendisiyle barışma dönemlerine denk gelir.
28 Şubat'ta milletin çocuklarına haddini bildirme operasyonuydu. Türkiye, milleti kökünden koparmaya çalışan zihniyetin etkisinde kalarak bir sürü darbe ile karşı karşıya kaldı" diye konuştu.
"DARBELER SİSTEMİN YAPISINDAN KAYNAKLANIYOR"
Darbeleri dış destekli olduğunu dile getiren Kurtulmuş, Türkiye'deki darbelerin sistemin yapısından kaynaklandığını söyledi. Kurtulmuş, "Sistem vesayetçi bir sistemdir. 1980 darbesinden sonra ortaya koyulan 1982 Anayasası da vesayetçidir. Bugünkü sistemdeki anayasa da budur. Türkiye'deki geçmiş dönemlerde cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasındaki tartışmaların ağır faturalar ödettiğini gördük. 1960'dan bu yana 68 siyasi parti kapatıldı. Türkiye'de siyasi yasaklı liderler oldu. Cumhurbaşkanlığı mekanizması sistemi kontrol eden bir mekanizma haline dönüştürüldü.Geçmiş dönemlerde de çift başlı yönetim modelinin ne bedeller ödettiğini de gördük. Türkiye'de siyasetin bir takım mekanizmalarla kontrolü olmasaydı birçok darbenin de altyapısı hazırlanmış olmayacaktı.Sistemin tıkanması, iradesizlik ortaya koyması birilerinin kafasını çıkarmasına neden oldu" dedi.
Türkiye'deki vesayet odaklarının istemediklerini iktidara getirmemek için büyük gayret sarf ettiğini söyleyen Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "FETÖ darbe teşebbüsü ve FETÖ'nün hareketi bu toprakların gördüğü en büyük ihanet hareketedir. Her şerden bir hayır doğar. 15 Temmuz'da o kanlar boşuna dökülmedi. 15 temmuz'daki büyük mücadelesi sonucu olarak bu hainler deşifre oldu. Şimdi temizleniyorlar, onlara yaptıklarının hesabını soracağız.Bunları devletten arındıracağız. Hem ihanet edeceksiniz hem devletin imkanları ile büyüyeceksiniz, böyle yağma yok. Bu FETÖ'cüler darbe girişiminde bulunmasaydı sinsi sinsi her şeyi işgal etmeye devem edeceklerdi. Bunlar her yerde varlıklarını artıracaklardı. Böyle bir darbe teşebbüsü olmasa ne FETÖ devletin içinden temizlenebilir ne de darbenin altyapısın oluşturan asker sivil ilişkilerindeki çarpıklık düzeltilebilir. Bu anlamda silahlı kuvvetlerin içinden bu adamları temizlenmesi TSK'nın daha kabiliyetli hale gelmesine vesile oldu. Başarı ile tamamlanan El Bab'daki operasyon FETÖ'cü hainler ordunun içinde olsaydı Allah bilir gerçekleşmeyebilirdi" diye konuştu.
"O HERİF'İN ADINI HATIRLAYAN OLMAYACAK"
Türkiye'de milletin darbelere hep karşı durduğunu kaydeden Kurtulmuş, darbecilerin hiçbirinin isminin hatırlanmayacağını söyledi. Kurtulmuş şöyle devam etti:
"Tarihin çöplüğüne gittiler hepsi. O pisliklerinin arasında kaybolup gittiler. İnanın ki O Gülen denilen herif var ya soyadını söyleseniz ismini söyleyen çıkmayacak. İsmini söyleseniz soyadını hatırlayan çıkmayacak. Tarihin çöplüğünde çöp tenekesine atılacak. Aynı şekilde PKK'nın adamları da, DAEŞ'ın adamları hatırlanmayacak. Bu millet kendisine ihanet edenleri tarihin çöplüğüne fırlatır."
DARBESAVAR ANAYASA TEKLİFİ
16 Nisan'daki Anayasa referandumuna dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, mevcut sistemin dört temel hastalığını olduğunu dile getirdi. Sistemin vesayetçi olduğunu, çift başlılığı getirdiğini, siyasi istikrarsızlık ve ekonomik istikrarsızlık doğurduğunu kaydeden Kurtulmuş, "Bu sistemin hastalıklarından kurtulacağız. Bu sistem siyasi krizleri kaosları doğuran bir sistemdir. Bu kaoslar Türkiye'yi darbelere sürüklemiştir. 16 Nisan'da evet diyerek onaylanacak anayasa teklifi aynı zamanda darbesavar bir anayasa teklifidir. Yani siyasi krizler ve kaoslar olmayacak" diye konuştu.
CHP'yi de eleştiren Kurtulmuş, "Zannediyorlar ki bir sabah kalkacaklar Cumhurbaşkanı kafası bozulacak, 'Hadi parlamentoyu fesh edeyim' diyecek. Yok öyle bir şey. Hiçbir siyasi sorumlu böyle davranmaz. Bu anayasa değişiklik teklifi ile sıkıyönetim zihniyeti tamamen kaldırılacak. Birileri kenarda durup zihinlerinden bir darbe düşünerek müdahale etmeyi düşünseler de bunun imkanı olmadığını görecekler. Türkiye kendisine yeni bir yol açıyor. Türkiye'de darbelerin zeminini ortadan kaldıran bir anayasa ile yola devam edilecek" dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş'un ardından panel başladı. Bir süre paneli dinleyen Kurtulmuş ardından salondan ayrıldı.
Görüntü Dökümü
-------------------
-Başbakan Kurtulmuş'un karşılanmasından görüntü
-Numan Kurtulmuş'a çiçek verilmesi ve mehter takımının konseri
-Numan Kurtulmuş'un salona girmesi ve salondan genel ve detay görüntü
-Numan Kurtulmuş'un konuşması
Haber - Kamera: Nermin UÇTU - Ersan ERDOĞAN / MANİSA,
==================================================
2)EL BAB'A, ASKERİ ARAÇ VE İŞ MAKİNESİ GÖNDERİLDİ
SURİYE'de sürdürülen Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında desteklenen Özgür Suriye Ordusu güçlerince terör örgütü DEAŞ'tan temizlenen El Bab kentine, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından askeri araç ve iş makinesi sevkiyatı yapıldı. Suriye'nin El Bab kentine öğleden sonra Kilis'in Elbeyli İlçesi'nden askeri araçlar ile iş makineleri sevk edildi. Güvenlik önlemleri arasında Elbeyli'den geçen tanklar, Çobanbey bölgesinden Suriye tarafına giriş yaptı. Askeri araç ve iş makinelerinin geçişi sırasında Elbeyli ilçe merkezi ve sınır hattında güvenlik önlemli alındı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------------
Askeri araçların geçişi
İş makinelerinin geçişi
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Reşit ÇELEBİOĞLU-KİLİS-DHA)
=======================================================
3)SAĞLIK BAKANI AKDAĞ: "ASKERİ HASTANELERDE KAPASİTE ARTIŞI OLDU"
Erzurum'da düzenlenen İl Sağlık Değerlendirme Toplantısına Bakan Recep Akdağ, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, askeri hastanelerin devrini asker ve kolluk kuvvetlerine daha mükemmel bir hizmet vermek amacıyla yapıldığını söyledi. Hastanelerde her yönden kapasite artışı olduğunu belirten Bakan Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asker ve diğer kolluk kuvvetlerine verilen sağlık hizmetlerini şöyle düşünmek gerekir. Bunlar bir cephede ve cephenin gerisinde verilen hizmetler, ikincisi de hastane hizmetleri olarak sınıflanabilir. Cephede ve cephenin hemen gerisinde verilen hizmetler açısından zaten sağlık hizmetleri şuan da silahlı kuvvetler tarafından veriliyor ve biz onlara destek oluyoruz. Mesela bunu Cerablus'ta yaptık. Sınır ötesi hizmetler açısından sağlık bakanlığımız her türlü imkanını sahra hastanelerini silahlı kuvvetlerimizin hizmetine veriyor. Bundan sonrada bunu vermeye devam edeceğiz. Planlamamız şudur. Cephe ve cephe gerisinde yani ön hatta silahlı kuvvetler hizmet verecek onları geliştireceğiz birilikte geliştiriyoruz. Arka plandaki hastanelerde sağlık bakanı olarak biz geliştirmeye devam edeceğiz. Buradan hem vatandaşlar hem silahlı kuvvetler mensupları hizmet almış olacak. Ama şöyle bir hususta geliştiriyoruz. Özellikle çatışmaların yoğun olduğu yerlerde ihtiyacın daha yüksek olduğu anlarda mesela Diyarbakır'da, Hakkari'de ve Van'da silahlı kuvvetlerimizin ve Milli Savunma Bakanımızın istediği yerlerde hastaneleri sadece kolluk kuvvetlerine, askerlerimize ve polislerimize hizmet etmek üzere dizayn ediyoruz. Hem kapasitelerini geliştiriyoruz hem uzmanlık açısından hem de bunları gerektiğinde sadece kolluk kuvvetlerimize hizmet verecek bir planlama ile geliştiriyoruz."
"SİGARA FİRMALARI ACIMASIZ"
Sigara konusunda Türkiye'nin yüzde 31'lerden 27'lere gerilediğini ancak son senelerde yüzde 30'ların üstüne çıkıldığını hatırlatan Bakan Akdağ, "Burda özellikle gençlerimizi korumak gerekiyor. Sigara firmaları çok acımasızdır. Bütün dünyada böyledir" dedi.
Sigara firmaları için para kazanmanın ön planda olduğunu kaydeden Bakan Akdağ, "Aslında sigara zehirli bir madde. Dolayısıyla bu ticari kaygılarla acımasızca yapılan faaliyetlere karşı elbette biz özellikle gençlerimizi, insanımızı, korumak üzere mücadeleye devam edeceğiz. Yapmayı planladığımız 2 ana iş var. Birincisi düz paket dediğimiz sigaranın markasını görünmeyecek hale getirmek, ikincisi de sigaranın açıkta satılmasına mani olmak. Ama bunlardan daha önemlisi bu farkındalık çalışmalarıdır" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
---------------------
-İl değrelendirme toplanıtısı
-Toplantıya katılan potokol ve Sağlık bakanlığı müsteşar yardımcıları
-Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile röp.
Haber-Kamera: Zafer KUMRU / ERZURUM,
SÜRE: 04.01 BOYUT: 244 MB
=====================================================
4)PROF. ŞEN: İDAM CEZASI GELİRSE, HUKUK DEVLETİ İLKESİNDEN VAZGEÇİLMESİ ANLAMINA GELİR
Ceza Hukuku uzmanı Prof. Dr. Ersan Şen, siyaset gündeminde tartışılan idam cezasıyla ilgili, "Cezai mahiyette, akademik seviyede idam cezasını savunan bir hukukçuyum. İddialı bir söz söylemek istemem ama idam cezasını getirseniz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bağlayıcı kararlarından dolayı bir hukuk devleti ilkesinden, hukuktan vazgeçmek ile karşı karşıya kalırsınız. Bu nedenle bu konu siyasi kaygılarla gündeme getirilmemelidir" dedi.
Kayseri'de, Yeni Ufuklar Kültür Sosyal ve Yardımlaşma Derneği tarafından Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans Salonunda 'Yeni anayasa ve referandum süreci' konulu konferans düzenlendi. Konferansta konuşan Ceza Hukuku uzmanı Prof. Dr. Ersan Şen, TBMM tarafından kabul edilen 18 maddelik Anayasa değişikliği ve referandum süreci ile ilgili görüşlerini paylaştı. Son günlerde yeniden gündeme gelen 'idam cezası' ile tartışmalara değinen Prof. Dr. Şen, idam cezasının getirilmesinin, 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden (AİHM) ve bunun yanında konseyin bağlayıcı kararlarından vazgeçmek' anlamına geldiğini belirtti. "Hukuk olmazsa hayat olmaz, düzen olmaz, keyfilik olur. Güvenlik de olmaz" diyen Prof. Dr. Şen, şöyle devam etti:
"Türk milleti hukuk çağını henüz bitiremediği için, hukukun anlam ve önemini idrak etmiş değildir. Hukukun evrensel ilkelerini terk etmek kolay. Hemen kaldıralım da diyebilirsiniz. Bu da kolay. Çünkü siz Magna Carta'yı, Fransız kanlı devrimini yaşayamamışsınız. Bu nedenle atmak kolay, bırakalım demek kolay. Şimdi zaman zaman idam cezası tartışması olur. Cezai mahiyette, akademik seviyede idam cezasını savunan bir hukukçuyum. Bunu kitabımda yazdım, makalelerimde yazdım. Ölüm cezasının fayda ve sakıncalarını ele aldığımda insan hayatına karşı suç işleyenlerin bu cezayla cezalandırılmaları gerektiğini düşünüyorum ben. Yoksa siyasi irtibatlı başka suçlardan değil, ama ölüm cezası savunulabilir bir ceza olarak tartışılmalıdır derim. Hukuken buna bakmak gerekir. Eğer siz millet olarak, devlet olarak, ülke olarak Batı'ya dönüp kültüründen etkilenmeyin, kişi hak ve hürriyetleri açısından Batı sizin önünüzdeyse ve siz öyle ya da böyle İnsan Haklarına taraf olmuşsanız, ölüm cezasını kaldıran 6 ve 13'üncü protokolleri bağlayıcı olarak kabul etmişseniz, anayasanın 17'nci maddesinin dışına ve kanunların dışına ölüm cezasını almışsanız, tekrar bu cezaya dönmenin yolu kanaatimce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Konseyi üyeliklerinden vazgeçmek anlamına gelir. Vazgeçerseniz bunun sonucu nedir? İddialı bir söz söylemek istemem ama bir hukuk devleti ilkesinden hukuktan vazgeçmek ile karşı karşıya kalırsınız."
'BEKARA BOŞANMAK KOLAY'
İdam cezasının siyasi kaygılarla gündeme getirilmemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Şen, "Ölüm cezası getirmek konusunda referandum, oy kaygısı ile değil, bunu gerçek manada getirmek istediğiniz de bu milletin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini bir birey kazancı olarak terk ettiğinizi ve kaybedeceklerinizi bilmeniz lazım. Bekara boşanmak kolay. Bu ülkenin evlatlarına hukuk öğretmek lazım. Ağaç yaşken eğilir. Bu ülkede çocuklarımıza ya da geleceğimize öğretmemiz gereken insan hak ve hürriyetleri, hukuk evrensel ilkeleri, başkanların hak ve hürriyetlerine saygılı olmayı öğretmen lazım. Hukuk güvenliği hakkına sahip olmak, yarın kaygısına düşmemek lazım" diye konuştu
Yeni anayasa sürecinde 'çift başlılık' konusunun da çok tartışıldığını anlatan Prof. Dr. Şen, bu sorunun 2007'den sonra yapılan değişiklikle gündeme geldiğini söyledi. Prof. Dr. Şen, "Çift başlılık, Türkiye'de 2007'den sonra yapılan değişiklik ile halkın seçtiği cumhurbaşkanı, halkın seçtiği hükümet ile çift başlılığa sebebiyet vereceği konusundaki sorunla buraya geldik. Peki bu değişiklik ile bu sorunu çözmek için mi hareket ediyoruz, yoksa 18 maddede farklı konular var mı? Bu siyasi parti kavgası, parti meselesi gibi görülürse siyaseten tarafların eleştirdiği noktalarda laiklik üzerinden, mesele mezhepler üzerinden, etnik kimlik üzerinden tartışılırsa olmadık yerlere ve konuyu güvensizliğe götürüsünüz. Rejim tartışmasına götürürsünüz. Murad edilen cumhuriyetin terki değildir. Madde metni ile baktığınızda cumhuriyetin niteliklerine ilişkin değişiklik yok" dedi.
Anayasa teklifinde anlamadığı iki noktanın olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ersan Şen, "Anayasa yapboz tahtası değil. Anayasa gündemi ile sürekli meşgul olamayız. Yargı ile ilgili sorun var. Yargı mensuplarından seçim hakkını onlarda tutmak gerekir, tutamıyorsanız, Meclis'in seçeceği karma sistem belirlenmelidir. Bir defa seçilecekler, görevlerini bitirsinler bir daha seçilmek için çaba göstermesinler. 4+4'ü muhafaza ediyordunuz. Yargı mensupları bir daha seçilmek için siyasetin kapısını aşındırmasınlar. Kuralları, esnek, gevşek koyarsanız, sınırlarını belirleyemezseniz, bize güvenin derse otorite bunu kabul etmeyiz. Otorite net çizgileri belirlemelidir. Kuvvetler ayrılığı koruyuculuğunu net ortaya koymalıdır" dedi.
'CUMHURBAŞKANLIĞI YEMİNİ, PARTİDE YÖNETİCİ OLMASINI ENGELLER'
Cumhurbaşkanlığı yemininin de devam edeceğini bunun da ayrı bir olası değişiklikte sorun olarak ortaya çıkacağını kaydeden Prof. Dr. Şen, "Cumhurbaşkanlığın tarafsızlık andı, yemini durduğu müddette Cumhurbaşkanı tarafsızlık yemini ettiği sürece tarafsızlığı devam etmek zorundadır. Kanaatimce bu madde cumhurbaşkanının isim üzerinden gitmiyorum, siyasete girebilmesi, genel başkan ya da partisinde üst düzey yönetici olmasını engeller. Hakim de bu çerçevede tarafsız olmak zorundadır, meslek itibariyle karar mekanizmasına oturduğunda tarafsız olmak zorundadır. Bu aynen bir öğretim üyesinin ya da öğretmenin sınav kağıdını okumakta gösterdiği tarafsızlık gibidir" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
----------------------------
-Yeni Ufuklar Derneği Genel Başkanı Mustafa Argunşah'ın konuşması
-Prof. Dr. Ersan Şen'in açıklamaları
-Detaylar
Haber-Kamera: Cafer ZENGİN/KAYSERİ,
DV 1 dosya 6 dakika 32 saniye/208 MB
===================================================
5)SABAHATTİN ALİ'NİN DOĞUM GÜNÜNDE ALİ KOCATEPE'YE SÜRPRİZ
TÜRK edebiyatın önemli isimlerinden şair, gazeteci ve yazar Sabahattin Ali 110'uncu doğum yılında düzenlenen etkinlikler ile anıldı. Günün sonunda ise Ali Kocatepe'ye de doğum günü sürprizi yapıldı. Çocukluğunun bir dönemini Edremit'te geçiren, bu ilçeyi kitaplarına, şiirlerine, yazılarına konu eden Sabahattin Ali'nin 110. doğum yıldönümünde Balıkesir'in Edremit ilçesinde iki gün süren etkinlikler ile anıldı. Eserleriyle ölümsüzleşen ve 2 Nisan 1948 tarihinde öldürülerek, Cumhuriyet tarihinin ilk katledilen aydını olan Sabahattin Ali için Edremit Belediyesi tarafından 25-26 Şubat tarihinde 'Sabahattin Ali 110 yaşında' konulu sempozyum düzenlendi.
Sabahattin Ali'nin doğum günü olan 25 Şubat günü Şükrü Tunar Kültür Merkezi'nde başlayan etkinlikte konuşan CHP'li Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka, "Çocukluğunun bir dönemini Edremit'te geçiren, ilçemizi kitaplarına, şiirlerine, yazılarına konu eden Sabahattin Ali'nin 110. doğum yıldönümünde bir aradayız. Günümüzde sevgili Zülfü Livaneli'nin sesinden hepimizin aklında yer alan 'Ayın şavkı vurur sazın üstüne, Leylim ley' derken, Edip Akbayram'dan 'Başın öne eğilmesin aldırma gönül' diye hepimiz mırıldanırken, yine sevgili Nükhet Duru ve Ali Kocatepe'nin sesinden dinlemeye alışkın olduğumuz 'Ben Gene Sana Vurgum' ve daha sayabileceğimiz birçok değerli bestenin sözlerinin Edremit'in şairi Sabahattin Ali'nin eserleri olduğu maalesef pek bilinmiyor. Günümüze kadar gelen birçok büyük eserine rağmen özellikle gençlerimiz başta olmak üzere vatandaşlarımız, Sabahattin Ali'yi yeterince tanımıyor. Bestelenmiş şiirleri, 'Kuyucaklı Yusuf'u, 'Kürk Mantolu Madonna'sı başta olmak üzere pek çok eseri onlarca yıl geçmesine rağmen günümüzde daha çok bilinen ancak kendisi yeterince tanınıp bilinmeyen Sabahattin Ali'ye sahip çıkmak hemşerileri olarak biz Edremitliler'e daha büyük bir sorumluk yüklüyor. Biz de Edremit Belediyesi olarak, tarihin bir döneminde burada yer almış ve kitaplarına Edremit'i konu etmiş büyük usta Sabahattin Ali'ye bu vesileyle manevi borcumuzu ödemek istiyoruz. Bu doğrultuda anısını yaşatmak için çeşitli faaliyetler ve etkinlikler düzenliyoruz" dedi.
Geçen yıl Cumhuriyet Meydanı'ndaki parka Edremit'in Şairi Sabahattin Ali'nin ismini verip heykeli ile ölümsüzleştirdiklerini de hatırlatan Başkan Saka, "Hekimzade Mahallesi, Eski Bayramyeri mevkiinde yaşadığı evi geçtiğimiz aylarda belediye bünyesine kazandırdık Anısına yakışır bir şekilde restore ederek olarak ilçemizin kültür mirasına kazandıracağız. Sabahattin Ali'yi gelecek kuşakların tanıması adına geçen yıl 'Kanatları Kazdağları'nı Aşan Asi Kartal; Sabahattin Ali' sempozyumu ile başladığımız anma etkinliklerini her yıl daha da kapsamlı bir şekilde sürdüreceğiz. 110. doğum yıldönümünde Büyük ustaya 'İyi ki doğdun, iyi ki bu güzel eserleri bizlere kazandırdın, iyi ki Edremit'imizde var oldun' diyoruz. 2 Nisan 1948 tarihinde öldürülerek, cumhuriyet tarihinin ilk katledilen aydını olan ancak eserleri ile ölümsüzleşen Sabahattin Ali'yi sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz" dedi.
Açılış konuşmalarının ardından Ali Fatinoğlu'nun moderatörlünü üstlendiği sempzoyumda CHP Genel Başkan Yardımcısı-İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, Dramaturg-Şair-Yazar Eren Aysan, CHP İzmir Milletvekili-Gazeteci Atilla Sertel ünlü şairi farklı yönleri ile anlattılar.
Son olarak ise sahneye Aysun-Ali Kocatepe çifti çıktı. Sabahattin Ali'nin şiirlerinden bestelenen eserleri seslendirdi. Sabahattin Ali ile aynı gün doğumlu olan sanatçı Ali Kocatepe'nin doğum günü sahnede kutlandı. Kocatepe Çifti, pastayı birlikte kesti. Ali Kocatepe, kesilen pastanın ilk parçasını
eşi Aysun Kocatepe'ye yediriyormuş gibi yapıp, çatalı geri çekti. Ali Kocatepe, "Bu numarayı Aynur bana bir konserde yaptı. Onun doğum günüydü. Pastayı bana yedirmek istedi, birden çatalı çekiverdi. Şu an rövanşı aldım" dedi. Ali Kocatepe, daha sonra ilk pastayı eşine yedirdi. Gece 'Bundan sonra düşünerek atın adımlarınızı" parçası ile son buldu.
Sempozyumun ikinci gününde ise Sabahattin Ali köşesi ve mal mumu heykeli bulunan Güre Mahallesi'nde ki Özel Kazdağı-Sarıkız Etnografya Galerisi ve Hekimzade Mahallesi Eski Bayramyeri mevkisindeki Sabahattin Ali Evi konuklara gezdirildi. Başkan Kamil Saka, geçtiğimiz aylarda belediye mülkü haline getirildiğini anısına yakışır şekilde düzenleneceğini söyledi. Ardından Şükrü Tunar Kültür Merkezi'nde CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Gazeteci Yazar Ender Saraç ve Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu'nun konuşmacı olarak yer alacağı panel gerçekleştirildi.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Konserden görüntü
-Pasta kesiminden görüntü
-Sahneden görüntü
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN / EDREMİT (Balıkesir),