Haberler

Dha Yurt Bülteni-8

Abone Ol

1)ÇAVUŞOĞLU: AVRUPALI BAKANLARA 'APTALCA HAREKETLERİNİZ BİZE OY GETİRDİ' DEDİMDIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Geçen Brüksel'de dışişleri bakanları toplantısına gittim. Avrupa'nın belli başlı ülkelerinin dışişleri bakanları 'Ooo yüzde 60'a vardınız bizim anketler böyle söylüyor' dedi.

1)ÇAVUŞOĞLU: AVRUPALI BAKANLARA 'APTALCA HAREKETLERİNİZ BİZE OY GETİRDİ' DEDİM

DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Geçen Brüksel'de dışişleri bakanları toplantısına gittim. Avrupa'nın belli başlı ülkelerinin dışişleri bakanları 'Ooo yüzde 60'a vardınız bizim anketler böyle söylüyor' dedi. Onlara 'Sayenizde sayenizde, katkılarınız da oldu, aptalca hareketleriniz bize oy getirdi' dedim" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Isparta'da Ekonomi Kulübü tarafından düzenlenen işadamları ve STK temsilcileri toplantısına katıldı. Toplantıda Ak Parti milletvekilleri Süreyya Sadi Bilgiç ve Sait Yüce ile iş dünyasından ve sivil toplum örgütlerinden çok sayıda temsilci hazır bulundu.

Burada konuşan Bakan Çavuşoğlu, 16 Nisan referandumuna ilişkin Avrupa'nın tavrını eleştirdi. Avrupa ülkelerinin 'hayır' çıkması için çok çalıştığını söyleyen Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin büyümesinden rahatsız olduklarını belirtti. Bakan Çavuşoğlu, "Ama ayakları biraz yere basmaya başladı ve sakinleşmeye başladılar. Şimdi kendilerini 16 Nisan sonrasına hazırlamaya başladılar. Neden biliyor musunuz? Çünkü anket yaptırıyorlar ve anketlerde 'evet' oyunun yüzde 60'ın üzerine çıktığını görünce çaresizlik içinde kabul etmeye başladılar. Geçen Brüksel'de dışişleri bakanları toplantısına gittim, oradaki Avrupa'nın belli başlı ülkelerinin dışişleri bakanları 'Ooo yüzde 60'a vardınız bizim anketler böyle söylüyor' dedi. Onlara 'Sayenizde sayenizde, katkılarınız da oldu, aptalca hareketleriniz bize oy getirdi' dedim. Yani bunlar aynı Kılıçdaroğlu gibi içeriğini hiç okumamışlar. İhtiyaç da duymuyorlar. O yüzden içindeki bilgileri bilmeden hep eleştiriyorlar" dedi.

MUHARREM İNCE'YE GÖNDERME

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin dün akşam katıldığı bir televizyon programında yaptığı konuşmayı hatırlatan Bakan Çavuşoğlu, "Dün akşam Muharrem İnce'yi dinlediniz mi? Gördünüz mü? Onlar da okumamışlar. Ne diyor biliyor musunuz? 'Cumhurbaşkanı yeni sistemde muhtarlığı kapatacak, bakkalları da kapatacak' diyor. Ahmet Hakan da diyor ki 'Tamam bu kadar olmaz' diyor. 'Şu anayasa kitapçığının içinde neresinde var hadi göster' diyor. Bakıyor Muharrem İnce içinden çıkamıyor ve 'Zaten okusa da millet bunu anlamaz' diyor. Bunlar da çaresizlik içinde ne yapacaklarını şaşırdı. İçeride ve dışarıda hazmedemeyenlere tavsiyemiz var. Hazmetme kapasitenizi genişletin, hazımsızlıktan çatlayabilirsiniz" diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN SİGORTASI'

Bugün Şırnak'ta 3 asremizin şehit olduğunu anlatan Bakan Çavuşoğlu, PKK terör örgütünün peşini nerede olursa olsun bırakmadıklarını, şehirlerde ve dağlarda inlerine gömmeye devam ettiklerini söyledi.

Türkiye ekonomisinin her geçen gün daha da büyüdüğünü belirten Bakan Çavuşoğlu, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncelleneceğini aktardı. Anayasa değişikliğiyle getirilmek istenen sistemin Türkiye için en iyi yol olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, "Bu sistem esas Recep Tayyip Erdoğan sonrası Türkiye'ye lazım olacak. Bazıları 'Recep Tayyip Erdoğan'a güveniyoruz da sonrası' diyorlar. Esas o zaman lazım. Bu sistem Türkiye'nin sigortasıdır" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------

Mehmet ERÇAKIR- Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA, -

===================================================

2)AK PARTİLİ ŞAHİN: KILIÇDAROĞLU, KENDİSİNE GENEL BAŞKANLIK YOLUNU AÇAN ÖRGÜTE DİYET ÖDÜYOR

AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "İnsanın aklına 15 Temmuz'un kontrollü bir darbe olduğu geliyor" açıklamasını eleştirerek, "Şimdi Kılıçdaroğlu kendisine genel başkanlık yolunu açan bu örgüte diyet ödüyor. Şimdi onlarla işbirliği halinde" dedi.

Şahin, Karabük'ün Ovacık İlçesi'ne bağlı Çukur Köyü'nde referandum çalışmaları kapsamında vatandaşlarla bir araya geldi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun açıklamasını eleştiren Şahin şöyle dedi:  "Talihsiz bir açıklama yaptı. Hain darbe girişimini etkisiz hale getirmek için bir cümle kullandı. 'Bu kontrollü bir darbe girişimidir' dedi. 'Aslında bu darbe girişimini bu FETÖ terör örgütü yapmamıştır, devlet yapmıştır' demek istedi. Yani Cumhurbaşkanına suikast planlayan devletin kendisi, meclise bomba yağdıran devletin kendisi, vatandaşın üzerine uçaklardan bomba yağdıran devletin kendisi. Bunu söylemek istedi. Niye? Çünkü şu anda bu FETÖ terör örgütünün yörüngesine girdi Kemal Kılıçdaroğlu, diyet ödüyor. Neyin diyetini ödüyor biliyor musunuz? Nasıl genel başkan oldu CHP'ye? Bir kaset ile oldu değil mi? Bu kaset sayın Baykal'ın istifasına yol açtı, sonra kendisi geldi. O kaseti kim üretmişti? Bu örgüt üretmişti. Şimdi Kılıçdaroğlu kendisine genel başkanlık yolunu açan bu örgüte diyet ödüyor. Şimdi onlarla işbirliği halinde. 'Hayır' için çalışıyorlar. Bu FETÖ terör örgütü de 'hayır' için çalışıyor, PKK terör örgütü de 'hayır' için çalışıyor. 'Hayır' diyecek olan CHP'li vatandaşları, kardeşlerimi 'Siz terör örgütü ile birlikte hareket ediyorsunuz' demek istemiyorum. Çünkü onlar genel başkanları öyle dediği için öyle diyeceklerdir. Onları terör örgütüyle yan yana getirmem. Hele FETÖ terör örgütü ile CHP'li vatandaşlarımı yan yana koymam. Onlara bu saygısızlık olur. Böyle bir şey yapmam."

FETÖ'nün, 'hayır' çıkarsa 15 Temmuz'un rövanşını aldığını düşüneceğini ifade eden Şahin, "Bizim 1 ayı aşkın süre demokrasi nöbeti tuttuğumuz meydanlara bundan sonra bu örgüt ve örgütün planladığı kişiler Gezi eylemlerine benzer eylemler başlatacaklar. 'Bu hükümet milletten güvenoyu alamamıştır, bu Cumhurbaşkanı yüzde 51'in altına düşmüştür. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı da, hükümette istifa etmelidir' diye ortalığı velveleye verecekler. Dıştan da destekleyecekler. O nedenle 16 Nisan o kadar önemli ki. 15 Temmuz darbe girişimini bu millet Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla nasıl etkisiz hale getirmişse sizde yine Cumhurbaşkanımızın, başbakanımızın, MHP Genel Başkanının çağrısıyla onların bu amaçlarını engellemek ve heveslerini kursaklarında bırakmak zorundayız. Bunlar 15 Temmuz'da başarıya ulaşamadılar, 16 Nisan'da da başarıya ulaşamayacaklar" dedi.

Görüntü Dökümü

-----------------------------

-Ak Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin'in konuşması

Süre: (04.21) Boyutu: (204 MB.)

Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,

==================================================

3)ÖZGÜR ÖZEL 'EVET' DİYENLERE KILIÇDAROĞLU VE DEMİRTAŞ'I SORDU

CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Akhisar'da yaptığı konuşmada, "Şimdi sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için istenen bu sisteme 'evet' diyen MHP'lilere soruyorum, gelecekte Demirtaş cumhurbaşkanı olursa ne derler? AKP'lilere soruyorum; Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olursa ne derler?" dedi.

Manisa'nın Akhisar ilçesinde oda başkanları, muhtarlar ve CHP Akhisar İlçe Başkanı İsmail Şahin'in katılımıyla düzenlenen toplantıda konuşan CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, şunları söyledi:

"Yakamda parti rozeti yok. Arkamda genel başkanımın resmi yok, sadece Türk bayrağı ve büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün resmi var. Burada siyaset yok. Siyaset konuşmayacağım. Biz Türk milleti olarak geçmişte düşmana karşı hayır diyerek kenetlendik. İlk TBMM'de hacısı da vardı, hocası da. 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' sözü rejim değişikliğinde ortadan kalkacak. Biz sadece istiklal savaşında değil Kıbrıs Harekatı'nda, ABD'nin ülkemizden Irak işgaline de 'hayır' dedik. Ülkemizin çıkarları için 'hayır' dedik ve ülkemiz yararlı çıktı. Şimdi sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için istenen bu sisteme 'evet' diyen MHP'lilere soruyorum, gelecekte Demirtaş cumhurbaşkanı olursa ne derler? AKP'lilere soruyorum; Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olursa ne derler?"

Birleşmiş Milletler'in resmi rakamlarına göre en gelişmiş 9 ülkeden 8'inde parlamenter sistem bulunduğunu söyleyen Özel, "Sadece Amerika'da başkanlık var. Ama orada da Senato başkanın üstünde. En gelişmemiş 10 ülkenin hepsi başkanlık ile yönetiliyor. Yasaması, yürütmesi, yargısı olan parlamenter sistemde hiçbir Allah'ın kulu başkanlığa geçelim demiyor" diye konuştu.

Haldun AKYÜZ/AKHİSAR (Manisa), -

===================================================

4)CHP'Lİ BÖKE; TÜRKİYE'NİN OHAL VE DİKTATÖRLÜĞE DEĞİL, DEMOKRASİYE İHTİYACI VAR

CUMHURİYET Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, Türkiye'nin OHAL ve diktatörlüğe değil, demokrasiye ihtiyacı olduğunu belirterek, "Türkiye'nin tek ihtiyacı var, o da OHAL değil, normalleşme süreci, o da diktatörlükler değil demokrasiyle yüzde 50+1 ile le değil, yüzde yüzle temsileyet sağlayan hakiki bir demokrasiye ihtiyacı var" dedi. CHP Genel Başkan Yardımcıları Selin Sayek Böke, Veli Ağbaba ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, referandum çalışması için geldiği Diyarbakır'da partilerinin il başkanlığı binasında basın toplantısı düzenledi.

"MALESEF HUKUK, YARGI ASKIYA ALINMIŞ"

Toplantıda ilk olarak konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, 21 gazetecinin tahliye edildikten sonra yargı imamlarının talimatlarıyla yeniden gözaltına alındığını savunan Ağbaba, "Yargı imamlarının talimatıyla tekrar gözaltına alındılar. Maalesef hukuk, yargı askıya alınmış durumda. Yargı bağımsızlığı diye bir şeyden söz etmek mümkün değil. 2010 referandumunda aynı benzer birebir afişler vardı meydanlarda. Hem Diyarbakır'da hem de Türkiye'nin her yerinde. Yargı bağımsızlığı için evet diyorlardı. Yargının tarafsızlığı için evet diyorlardı. Şimdi aynı afiş ve pankartlar sokakları süslüyor. Maalesef o gün evet denilerek yargı bir cemaate teslim edildi. Şimdi de evet oyu verilirse eğer yargı bir başka siyasi grubun eline tamamıyla teslim edilmiş olacak. Bu süreçte tahliye kararı alan hakim ve savcılar açığa alınıyor. Artık bundan sonra mahkemelerde kimse karar verirken özgür olamayacak, vicdanıyla hareket edemeyecek, hukuka göre hareket edemeyecek. Bir tahliye kakarı verildiğinde veya iktidarın hoşuna gitmeyen bir karar verdiğinde açığa alınma riskiyle karşı karşıya kalınacak. Bu bizim Türkiye Cumhuriyetinde şimdiye kadar gördüğümüz bir şey değil" dedi.

"DARBENİN SİYASİ AYAĞI ORTAYA ÇIKARILMALI"

Darbenin siyasi ayağının ortaya çıkarılamadığını belirten Ağbaba, Akıncı iddianamesinin bakanlık koridorlarında üzerinin karalandığını belirterek, "Akıncı iddianamesi yazıldı, iddianamede siyaset ayağı Adalet Bakanlığı koridorlarında üzeri karalandı, silindi. Türkiye 15 Temmuz darbesinin arkasındaki gücü bulmak istiyorsa, açığa çıkarmak istiyorsa, darbeyle hesaplaşmak istiyorsa, mutlaka siyasetteki ayağını ortaya çıkarmak zorundadır. Siyasi ayağına şimdiye kadar dokunulmamıştır. Başbakan siyasi ayağı yoktur diyor. Ama kendisi de biliyor ki mecliste belki dışarıda bulamayacağın sayıda milletvekili var, belediye başkanları var, açık oy kullanan, sesi gür çıkan, sağa sola saldıran, gelin bir geçmişlerine bakın ne olduğu ortaya çıkacaktır. Mutlaka siyasetteki FETÖ ayağının ortaya çıkmasını bekliyoruz, umut ediyoruz ve bunun mutlaka yapılaması gerektiğini düşünüyoruz. Çok orantısız haksız bir kampanyayla karşı, karşıyayız. Devletin bütün imkanları Diyarbakır'da dahil Tüm Türkiye'de evet için kullanılıyor. Hayırın sesi kısılmış durumda" diye konuştu.

"CEZAEVLERİNDEKİ TUTUKLULAR, TUTUKLU DEĞİL ADETA REHİNDİR"

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, gazetecilerin tahliye edilmesinin ardından yeniden tutuklanmasını, "Rezalet" olarak yorumlayarak, "Ben böyle bir rezaleti, 30 yıllık hukukçuyum, yargı tarihinde görmedim gerçekten. Bunun adı rezalettir, yargı adına rezalettir. Bu saatten sonra hiç kimse Türkiye'de yargının tarafsız ve bağımsız olduğunu ifade edemez. Bu saatten itibaren cezaevlerinde tutuklu bulunan herkes adeta rehindir, tutuklu değildir, rehindir. Çünkü tahliye kararı verebilecek hiç bir hakim, bu saatten sonra o cesareti gösterip tahliye kararı veremez. Biliyorsunuz Anayasa'nın 9'ncu maddesine tarafsızlık kelimesi eklenecek, bağımsızlık zaten var. Şunu gördük; bağımsız yazmakla yargının bağımsız olmadığı gibi, tarafsız yazmakla da tarafsız olunamayacak. Yargı şuanda yürütme organına, hükümete teslim edilmiş durumdadır. Bu saatten sonra içeride bulunan herkes bir vesileyle gazeteci, akademisyenler, hakimler savcılarla ilgili yargılamaların adil bir şekilde yapılacağını kimse ileri süremez. Türkiye geçtiğimiz gün yaşanan bu rezaletle bütün adil yargılama imkanlarını görünüşte kaybetmiştir" şeklinde konuştu.

"KAYMAKAM VE VALİLER HALKA 'EVET' İÇİN BASKI KURUYOR"

Bölgede, güvenlik görevlileri, kaymakamlar ve valilerin vatandaşlara, "evet" demeleri için baskı yaptıklarını ileri süren Tanrıkulu, "Kamu gücünü kullanan, kamu görevlilerine sesleniyorum; Her gün bize onlarca telefon geliyor, 'evet' yönünde baskı yaptığınız şekilinde, onlarca telefon geliyor. Hem güvenlik görevlilerinin, hem de kaymakamların ve valilerin, özel olarak bir kaymakam ve valiyi kastetmiyorum, onlar kendilerini bilirler. Bizim hafızamız var bilsinler, tarafsız ve eşit davranmak zorundalar. Sandık güvenliğini sağlamak zorundalar. Yurttaşlarımıza kırsal bölgede bulunan yurttaşlarımıza, doğrudan veya dolaylı yoldan baskı anlamına gelecek hiç bir söz ve baskıda bulunmasınlar. Bu saatten itibaren, tümünü kaydediyoruz. Hangi kaymakam, hangi vali, hangi köye gitmiş, hangi güvenlik güçlerini çağırmış, korcuları çağırmış, korcular ve muhtarlar üzerinden ne söylemiş, hepsini biliyoruz. Bir vali bir köye gitmiş, 'elektrik ve suyunuzu keseriz' demiş. 'Bakın yolunuz var, eğer buradan evet çıkmazsa iş makinesi gönderir bu yolu da bozarım' demiş. O vali de kendisini biliyor, tümünü kaydediyoruz. Sesleniyorum onlara kamu gücünü tarafsız ve bağımsız kullanmak zorundasınız" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE'DE, 80 MİLYONUN ORTAK OLACAĞI BİR DEMOKRASİYE İHTİYACI VAR"

Son olarak konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Selin Sayek Böke, Türkiye'nin olağanüstü hal uygulamalarına ve diktatörlüklere değil, demokrasiye ihtiyacı olduğunu, bunun da yüzde 50+1 ile değil 80 milyonun ortağı olacağı, ihtiyaç duyacağı bir demokrasi olduğunu söyledi. Halka fiili bir başkanlığın dayatıldığını ifade eden CHP'li Böke, şöyle konuştu:

"Milyonlar eşit yurttaşların yaşadığı bir Türkiye Cumhuriyeti için 17 Nisan'da aydınlığa uyanacağımızı çok iyi biliyor. Halkın tercihini gözetmeyen bir yaklaşım, halka dayatılan bir fiili başkanlığın nasıl karanlıklar yarattığını biz hep beraber, 80 milyon yaşıyoruz. Biz 80 milyonun birlikte yaşadığı, 80 milyonun ortağı olduğu bir demokrasi hayal ediyoruz. Karşımıza getirilmiş olan bu anayasa değişikliği teklifi Türkiye'de teslimiyeti yüzde 50+1 ile sınırlayacak olan ve 80 milyonu dahil etmeyip, sadece toplumun bir kesimini dahil etmeyi vadeden, bunun ötesinde bugün yaşıyor olduğumuz OHAL koşulunu kalıcı kılmayı vadeden bir anayasa değişikliği teklifi. Oysa biz çok iyi biliyoruz ki, Türkiye'nin aydınlık geleceği için, toplumsal barış için, özgürlük ve eşitlik için Türkiye'nin tek ihtiyacı var; O da OHAL değil normalleşme süreci, o da diktatörlükler değil demokrasiyle yüzde 50+1 ile değil, yüzde yüzle temsileyet sağlayan, hakiki bir demokrasi."

"SEÇİM BARAJINI KALDIRACAK YÜZDE 100 KATILIMIN OLACAĞI BİR KANUN TEKLİFİ VERDİK"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dahil CHP'li tüm milletvekillerinin imzaladığı, yüzde 100 siyasi katılım ve temsilyete imkan verecek, seçim barajını kaldıracak bir kanun teklifi verdiklerini anlatan CHP'li Böke, "Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunun için bir kanun teklifi verdik. Defalarca verdiğimiz bir teklifi yine verdik. Sayın Genel Başkanımız ve bütün vekillerimizin imzasıyla güçlendirilmiş bir parlamenter sistem teklifini, bundan bir kaç hafta önce meclise sunduk bu teklifi. Yüzde 100 siyasi katılımı ve temsiliyetine imkan verecek biçimde seçim barajını kaldırmayı, haksız rekabete siyasete engel olacak biçimde, siyasetin finansmanının şeffaflaşmasını ve herkesin millet tarafından seçileceği bir düzenin inşası için siyasi partilerde ön seçim yapılması talebimizi kanun teklifimizle biz o meclise verdik. Bugün bu yasal düzenlemeleri yaparak biz o demokrasiyi hemen yeşertebiliriz. Demokrasi dediğiniz şey, salt siyasi partiler tarafından yapılmaz. Demokrasinin öznesi bireydir, bugün her birimize o sandığa gitmeden önce demokrasiyi yeşertmek için, birbirimizle konuşmak, birbirimizle yeniden barışı sağlamak ve o demokrasi talebine ortak olduğumuzu, meselenin bir memleket meselesi olduğunu anımsamaktan, elimizde olan bu gücü görmekten geçiyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu demokrasi mücadelesinin her zaman paydaşıyız. Herkes mutlaka yanında bizim olduğumuzu bilsin. Biz bu demokrasi, bu topraklarda yeşerene kadar, 80 milyon için bu ortak mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Ama biliyoruz ki eğer biz hep beraber hayırları çoğaltırsak, bu demokrasi bu sandıktan sonra Türkiye'den güçlü bir şekilde çıkacaktır" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

-Heyetin partiye gelmesi

-Ağbaba'nın konuşması

-Tanrıkulu'nun konuşması

-Böke'nin konuşması

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Canan ALTINTAŞ-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,

=======================================================

5)OTOPARKÇILARIN SİLAHLI KAVGASI: 1 YARALI

ADANA'da aynı arazi üzerinde otopark işleten iki grup arasında çıkan tartışma, silahlı kavgaya dönüştü. Tabancayla vurulan 30 yaşındaki Hasan Arslanergün yaralandı, 5 kişi gözaltına alındı. Merkez Seyhan İlçesi Kurtuluş caddesi üzerinde bulunan bir otele ait otoparkın işletmecileriyle tel örgü ile ayrılmış aynı arsa üzerinde başka bir parkın işletmecileri arasında müşteri yüzünden tartışma çıktı. Tartışma bir süre sonra silahlı kavgaya dönüştü. Kavga sırasında Harun Arslanergün, tabancayla açılan ateşle kalçasından vurulup yaralandı. Yaralı Arslanergün, Adana Devlet Hastanesi'ne götürülürken, olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Kavgaya müdahale eden polis 5 kişiyi gözaltına aldı.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Olay yerinden görüntü

Yaşanan kavga ve olay yerinde polis ekibi

Polisin görgü tanıklarıyla konuşması

Yerde boş kovan araması

Sağlık ekibinin hafif yaralı şahıs ile ambulansa gidişi

Ambulansta müdahale edilmesi

Otoparktan görüntü

SÜRE: 03'14" BOYUT: 198 MB

Haber-Kamera: Fatih KARAÇALI/ADANA,

===================================================

(YENİDEN)

6)İKİ KOLU OLMAYAN SEVİLAY'IN HEDEFİ YÜZMEDE OLİMPİYAT ŞAMPİYONLUĞU

KAHRAMANMARAŞ'ta yaşayan ve doğuştan iki kolu da olmayan 14 yaşındaki Sevilay Öztürk, yüzücülükte gösterdiği başarılarıyla herkesi kendine hayran bıraktı. En son Almanya'da yapılan şampiyonadan bir altın ve bir de gümüş madalya ile dönenen Öztürk, "En büyük hayalim, olimpiyatlara katılmak ve birincilik kürsüsüne çıkarak bayrağımızı dalgalandırmak" dedi. Bülent ve Hülya Öztürk çiftinin ilk çocuğu olan ve iki kolu olmadan dünyaya gelen Sevilay Öztürk'ün hayatı, 7 yıl önce bir hastane odasında tesadüfen karşılaştığı milli yüzücü Beytullah Eroğlu'nu tanımasıyla değişti. Tıpkı kendisi gibi iki kolu olmayan Eroğlu gibi yüzmeye karar veren Sevilay Öztürk, önce yüzmeyi öğrendi ardından da katıldığı şampiyona ve yarışmalarda derece elde etmeye başladı.

ALMANYA'DAN 2 MADALYA İLE DÖNDÜ

Eğitim gördüğü Malik Ejder İmam Hatip Ortaokulu'nda arkadaşlarının 'Denizi kızı' diye çağırdığı Sevilay Öztürk, 6-13 Haziran 2016 tarihleri arasında 37 ülkeden 455 sporcunun katılımıyla Almanya'nın Berlin şehrinde düzenlenen Uluslararası Yüzme Şampiyonası'nda 100 metre sırtüstünde birinci olarak altın, 50 metre kelebek stilde de ikinci olarak gümüş madalya kazandı. Öztürk, son olarak Rio Olimpiyatları'na katılarak finalde yarışma başarısı gösterdi.

"İNSAN İSTERSE HER ŞEYİ BAŞARIR"

Kolları olmadan hayata sımsıkı sarılmayı başaran, arkadaşlarından kopmayıp onlarla birlikte oyunlar oynayan ve engeline rağmen bisiklet de sürebilen Sevilay Öztürk, bugünlere gelmenin kolay olmadığını ve çok çalıştığını söyledi. Çocukken kendisiyle çok alay edildiğini belirten Öztürk, "Yüzmeye 7 yaşında başladım. Küçükken sudan çok korkuyordum ama büyüyünce insan alışıyor. Suya girince kendimi özgür hissediyor ve mutlu oluyorum, kafamdaki her şey dağılıyor. Rio'ya gittiğimde sadece kazanmaya odaklanmıştım. İnsan isterse her şeyi başarır. Benim engelli olan herkes dışarıya çıkıp da ortama katılsın, spor yapsınlar, basketbol oynasınlar, yüzmeye gitsinler. Her şeyi yapabilirler. Benim en büyük hayalim, olimpiyatlara katılmak ve birincilik kürsüne çıkarak bayrağımızı dalgalandırmak" diye konuştu.

"ARTIK ENGEL TANIMIYOR"

Sevilay'ın en büyük destekçisi olan babası Bülent Öztürk, her gün kızını antrenmana götürüp bitene kadar da havuz kenarında bekliyor. Antrenman sonunda kızını havluyla kurulayıp elbiselerini giydiren Bülent Öztürk, şöyle konuştu:

"Artık engel tanımıyor kendisi. Zamanla alıştı. Ben 'Kızım bırak' desem de artık çocuk kendisi bırakmıyor. Sevilay'ın mutlu olması, onun hayata gülümsemesi, hayata pozitif bakması beni çok mutlu ediyor. Onun enerjisini gördüğüm zaman 'dünyanın en mutlu babası benim' diyebilirim. Sevilay'ın inşallah dünya şampiyonasında, Avrupa şampiyonasında, olimpiyatlarda birincilik kürsüsüne çıkıp bayrağımızı dalgalandıracağına inanıyorum. Bize bu imkanları sunan herkese çok teşekkür ediyorum, onlara ne kadar dua etsem azdır. Eğer ki bu imkanlar olmasaydı Kahramanmaraş gibi bir yerde nasıl çocuğumu bir etkinliğe götürebilirdim?"

"HER SPORCUYA NASİP OLMAZ"

Sevilay'ın ayaklarından engelli antrenörü Ali Uzun, "Sevilay çok azimli, gayretli bir sporcu. Rio'ya katılan tek engelli küçük sporcu Sevilay Öztürk'tü. Gerçekten küçük yaşta oraya katılmak her sporcuya nasip olmaz. Sevilay bunu başardı. Gençlik ve Spor Bakanlığımıza çok teşekkür ediyoruz tesislerini engellilere uygun hale getirdi. Engelliler şu an kullanıyor" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

-Hazırlanan filmden görüntü

Sevilay'ın havuz atlaması

Okulda ip atlaması

Bisiklet sürmesi

Ders çalışması

Babasıyla gezmesi

Sevilay'ın antrenmanda yüzmesi

Sevilay'ın konuşması

Bülent Öztürk'ün konuşması

Ali uzun'un konuşması

Sevilay'ın havuzda ayağını sallaması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 103 MB

=========================================================

7)ÇAKMAKLA OYNAYAN 2 YAŞINDAKİ ÇOCUK EVİ YAKTI

GAZİANTEP'te, 2 yaşındaki Ece Yeşil, evde çakmakla oynarken çıkardığı yangın itfaiyenin müdahalesi ile söndürüldü. Evde hasar oluşan yangında 2 yaşındaki Ece ağır yaralandı, babası Alaaddin Yeşil de dumandan zehirlendi.

Yangın, öğle saatlerinde Kayaönü Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre; Fatma ve Alaaddin Yeşil çifti uykudayken kızları Ece, mutfaktan aldığı çakmakla oynamaya başladı. 3 katlı evin 2'inci katında çakmakla oynayan Ece oturum odasındaki kanepeyi tutuşturdu. Kanepenin tutuşmasıyla yükselen alevler içerisinde kalarak yaralanan minik Ece, dumanların etkisiyle uyanan annesini dışarıya çıkaran babası Alaaddin Yeşil tarafından kurtarıldı. Evden dumanların yükseldiğini görenler, durumu itfaiye, sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Yangın, kısa sürede olay yerine gelen itfaiyenin müdahalesiyle büyümeden söndürüldü.

Evdeki eşyaların kullanılamaz hale geldiği yangında minik Ece ağır yaralanırken, babası Aladdin Yeşil dumandan etkilendi. Ece ve babası Aladdin sağlık ekipleri tarafından ambulanslarla hastanelere götürülerek tedaviye alındı. Acil serviste tedaviye alınan Ece'nin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi. Yangınla ilgili inceleme başlatıldı.

Görüntü Dökümü

----------------------------

Yanan ev

Yaralıların kaldırıldığı hastane

Genel ve detay görüntüler

Haber: Metin Faruk TAMER-Kamera: Ahmet ÖZER-GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 61 MB

=============================================================

8)PROFESÖRDEN KANSER UYARISI: ÜLKEMİZ ALTERNATİF TIP ÇÖPLÜĞÜNE DOĞRU SÜRÜKLENİYOR

ONKOLOJİ uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, kanserle ilgili suistimallerin arttığını, halkın doğru bilgilendirilmesi gerektiğini ve ülkenin alternatif tıp çöplüğüne doğru sürüklendiğini söyledi.  1-7 Nisan Kanserle Savaş Haftası nedeniyle Memorial Antalya Onkoloji Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nde toplantı düzenlendi. Bu konudaki suistimallere dikkat çeken Prof. Dr. Özdoğan, kanserle ilgili suistimallerin arttığını, halkın doğru bilgilendirilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, "Yaşam ortalamasında bugün erkeklerde 70, kadınlarda 80 yaş yakalandıysa kimyasalları doğru yönettiğimiz için yaşımız uzamaya başladı. Kumluca'da yetişen domates, turunçgil gibi ürünleri denetlemeyelim mi, tabi ki denetleyelim ama artık kimyasal düşmanlığı değil, herkesi kimyasal dostluğa, denetlemeye ve doğru kullanmaya davet ediyoruz" dedi.

BİRTAKIM ÇAKMA DİYETLER

Yaşam süresi 100'ü geçerse, her iki kişiden birinin mutlaka kanseri yaşayacağını dile getiren Prof. Dr. Özdoğan, kanseri daha iyi öğrenmek ve yönetmek gerektiğini söyledi. Kanser haberlerinde inanılmaz suiistimal olduğundan yakınan Prof. Dr. Özdoğan, "En kıymetli diyet Akdeniz diyeti ama biz en kıymetli diyetimizi yok sayıyoruz. Kanseri önlüyor, yaşamı uzatıyor ama bunu konuşmuyor, birtakım çakma diyetleri konuşuyoruz" diye konuştu.

DÜNYADAKİ EN BÜYÜK PROBLEM GIDA BAĞIMLILIĞI

"Hayvanların yüzde 75'ine verdiğiniz yemlerin GDO'lu ürün olduğunu biliyor musunuz" diyen Prof. Dr. Özdoğan, tembelliği bırakıp ülkemize, iklimimize, genetik yapımıza uygun ürünler sunulması gerektiğini vurguladı. Gıda bağımlılığının sigara bağımlılığından daha kötü olduğunu belirten Prof. Dr. Özdoğan, "Dünyadaki en büyük problem gıda bağımlılığıdır, gelişmiş ülkelerin de en önemli problemi. Obezite çocuklarımızda yüzde 20-25'i bulmuş. Çocuklarımıza spor alışkanlığı kazandırmıyoruz, mahalle oyunları bitti, okullarda takıma giriyorsa sadece o şekilde sportif faaliyetlere girebiliyor" dedi.

ELEKTRONİK SİGARA TEHLİKESİ

Sigarada bilinçlenilmediğini ve daha kötüye gidildiğini anlatan Prof. Dr. Özdoğan, "Yasaklar ve fiyatlar artıyor ama niye böyle? Daha tehlikelisi elektronik sigara, sigarayı bıraktırma aracı olarak pompalanıyor ama hiçbir araştırma sigarayı bıraktırdığını göstermemiş. ABD'de milyonlar şu an elektronik sigara kullanmaya başladı. Çünkü legal, lise çağındakilerin yüzde 16'sı kullanıyor. Avrupa yeni bilinçlenmeye başladı ve çok büyük sigara firmaları elektronik sigaraya sarıldı. Elektronik sigara sigarayı bıraktırmıyor, yeni bağımlılar oluşturuyor. Akciğerde tahribat, ağız kanseri ve vücudumuzda birçok rahatsızlığa yol açıyor" dedi.

ALTERNATİF TIP ÇÖPLÜĞÜNE SÜRÜKLENİYORUZ

Türkiye'deki check-up uygulamalarını da eleştiren ve bunların ciddi sorgulanması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, profesyonel suistimallerine de 'dur' denilmesi gerektiğini kaydetti. Alternatif tıp alanında suistimallere çok üzüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Özdoğan, "Ülkem alternatif tıp çöplüğüne doğru sürükleniyor. 1000'in üzerinde hekim kurslarla hızlıca yetişmeleri ve neredeyse tüm tedavilerde hepsini de ellerindeki birtakım geleneksel yöntemlerle tedavi etmeye çalışmaları nedeniyle önümüzdeki süreçte büyük sorun yaşayacak. Tedavilerini geciktirdikleri ve doğru tedavi etmedikleri için onları bekleyen önümüzdeki süreçte büyük tehlikeler var ve suçlanacaklar, yargılanacaklar" dedi.

KANSERLE BARIŞMALI VE KABULLENMELİYİZ

Artık kanserle barışıp kabullenilmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Özdoğan, "Doğru yöntem ve stratejilere ulaşmalıyız. Ölümü yok saydığınız ve tamamen reddettiğinizde ölüm sürecini de doğru yönetemiyorsunuz. Şu anda kliniklerde yaşadığım en büyük sorun bu. Hasta ve yakını ölümle barışık olmadığı için sürekli bir arayışa giriyor. İyi doğum, iyi yaşam kadar iyi ölüm de bizim hakkımız değil mi" dedi.

EGZERSİZ 5 KANSER TÜRÜNDEN KORUR

Kanserden korunmada en etkin yollardan biri olan hareketli yaşamın önemini vurgulayan Prof. Dr. Özdoğan, "Özellikle kanser ve egzersiz ilişkisi ile ilgili yapılan araştırmalar, düzenli spor alışkanlığının kanserden koruyucu etkisinin yanı sıra tedavi gören hastalarda yan etkileri azalttığı, kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi sonrası iyileşme sürecine yardımcı olduğunu gösteriyor" açıklaması yaptı. Meme, kalın bağırsak, rahim, beyin ve pankreas kanserlerinde hareketli yaşamın artık çok önemli bir engelleyici faktör olduğunu dile getiren Prof. Dr. Özdoğan, hangi kanser türü için nasıl önlem alınması gerektiği hakkında da bilgiler verdi.

MEME KANSERİNE KARŞI HAFTADA 4 SAAT YÜRÜYÜŞ

Prof. Dr. Özdoğan, "Meme kanserinde artık egzersizin koruyucu etkisinin bulunduğu pek çok çalışma ile ispatlanmış durumda. Düzenli egzersiz ve spor alışkanlıkları, özellikle menopoz sonrasında kadınlarda meme kanseri riskini azaltmaktadır. 4 yıl boyunda her hafta 4 saat yürüyüş yapan kadınlarda, aynı süre içinde daha az egzersiz yapan kadınlara nazaran, hastalık riskinin yüzde 10 azaldığı görülmüştür" dedi.

NE YEDİĞİNİZE DİKKAT EDİN

Tüm dünyada hem erkek hem de kadınlarda kansere bağlı yaşam kaybına yol açan ikinci kanser türünün kolon ve rektum kanserlerinin oluşumunda yanlış beslenmenin önemli yer tuttuğunu kaydeden Prof. Dr. Özdoğan, "Aşırı kırmızı et tüketimi ve özellikle ızgarada pişirilen etler, işlenmiş şarküteri ürünleri, çiğ ve tütsülenmiş etler kalın bağırsak kanserlerini tetiklemektedir. Özellikle erkeklerde alkol tüketiminin de kalın bağırsak kanserini artırıcı etkisi vardır. Daha çok sebze, meyve ve tam tahıllı ürünlerle beslenme ise bu kanser türünün gelişme riskini azaltan en önemli faktörlerdir" diye konuştu.

RAHİM KANSERİ GELECEKTE BÜYÜK TEHLİKE

Rahim kanserinin en sık rastlanan jinekolojik kanser türü ve Türkiye'de gelecekteki büyük tehlike olduğunu belirten Prof. Dr. Özdoğan, kadın kanserleri arasında 4'üncü sırada yer aldığını söyledi. Obezite ve rahim kanseri arasında oldukça güçlü bir ilişki olduğunu belirten Prof. Dr. Özdoğan, "Aşırı kilolu veya obez kadınlarda bu hastalığın gelişme riski, 2, 3, 5 kat daha fazladır. Aşırı kilo ve obezitenin yanında oturarak geçirilen uzun saatler de rahim kanserinin en önemli nedenlerinden biridir. Düzenli egzersiz ile rahim kanserlerinin yüzde 60'ının önlenebildiği bilinmektedir" dedi.

Ülkemiz alternatif tıp çöplüğüne doğru sürükleniyor

Görüntü Dökümü

---------------------------------

Gazetecilerin görüntüsü

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan'ın konuşması

104 MB 03.16

Haber: Mehmet ÇINAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Cumhuriyet Halk Partisi Mevlüt Çavuşoğlu Mustafa Özdoğan Brüksel Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title