Dha Yurt Bülteni-8

1)CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A SUİKAST TİMİ DAVASINA TANIK İFADELERİLE DEVAM EDİLDİ

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin de aralarında bulunduğu 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına devam edildi. O gece polis ile darbeci askerlerin, önünde çatışmaya girdiği yakındaki otelin güvenlik görevlisi olan ve tanıklık yapan Sefa Toskar, kamuflajlı birisinin botuyla kendisini tekmeledikten sonra Cumhurbaşkanı'nı kastederek ona hizmet etmemesi gerektiğini söylediğini anlattı. 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin de aralarında bulunduğu 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına, Muğla 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşma salonu olarak düzenlenen Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Toplantı Salonu'nda devam edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu 25 kişi ile Milli Savunma Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün de müdahillik talebi kabul edilen davanın dördüncü gündeki duruşmasında, mahkeme heyeti, ilk olarak tanıklardan Sefa Toskar'ı dinledi.

KORUMA POLİSLERİNİN BAŞLARINA SİLAH DAYAMIŞLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konakladığı Grand Yazıcı Club Turban Oteli'nin yakınındaki, çatışmanın başladığı Casa de Maris otelinin güvenlik görevlisi Toskar, "Helikopterlerin, Cumhurbaşkanı otelden ayrıldıktan sonra geldiğini tahmin ediyorum. Helikopterden ateş edildi. Cumhurbaşkanın koruma polisleri araçtan silahlarını ve çelik yeleklerini aldılar. Polis beni 19 numaralı toplantı odasına götürüp kapıyı üzerime kilitledi. Dışarıda bir süre çatışma sürdü. Gelen seslerden korumayı rehin aldıklarını anladım. Benim bulunduğum odanın kapısına ateş ettiler. Odadaki lavaboya kendimi kilitledim. İçeri girdiler, beni cumhurbaşkanı sandılar ve çık dışarı dediler. Kapıya 4 el ateş ettiler. Çık deyince niye çıkmıyorsun it dedikten sonra biri yumruk attı. Kendimi bir anda yerde bulduktan sonra botla tekmeledi ve silahın dipçiğiyle vurmaya başladı. Sayın cumhurbaşkanımızı kastederek 'Ona hizmet etmeyeceksin' dedi. Ben de kimseye hizmet etmediğini, güvenlik görevlisi olduğumu söyledim. Kapının önündeki polislerin kafalarına silah dayadılar. Bahçeye götürdüler. Ellerimize plastik kelepçe taktılar. Polis Burak Güzel'e, Cumhurbaşkanının yerini sordular. Bilmiyorum deyince botla kafasını sıkıştırdılar. Siz misiniz Cumhurbaşkanı koruyacak diyerek dalga geçtiler. Bizi bırakıp helikoptere doğru yöneldiklerini gördüm. Herkes olayın şokundaydı. Otele geçtim ve plastik kelepçeyi kestim. Gelen ambulansı çatışmanın olduğu villaya götürdüm" dedi.

Duruşma diğer tanıkların dinlenmesiyle devam ediyor.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Sanıkların gelişi

Alınan güvenlik önlemi

Haber- Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA,

===================================================

2)EVE 27 DAKİKA GECİKMENİN BEDELİ 17 AY HAPİS

ANTALYA'da 4 yıl 10 ay hapis cezası alıp denetimli serbestlik hükümleri kapsamında elektronik kelepçe takılan 23 yaşındaki Recep Bilgin, ayarsız cep telefonu saati nedeniyle eve 27 dakika gecikince elektronik izleme kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle 17 ay hapis yatacak.

Antalya'da kavga nedeniyle 4 yıl 10 ay hapis cezası alan Bilgin, 7 ay önce denetimli serbestlik sonrası elektronik kelepçe takılarak serbest kaldı. 21.00-07.00 saatleri arasında evde bulunmak zorunda olan Recep Bilgin, yaşadığı şanssızlığı anlattı. Uncalı Mezarlığı'nda zorunlu kamu görevi yaptığını söyleyen Recep Bilgin, 12 Mart günü motosikletinin benzini biten babasını almak için Çakırlar'daki evinden Sarısu'ya doğru hareket ettiğini belirtti. Bilgin, "Çakırlar'dan kızkardeşimle birlikte babamı almaya geldik. Saat 20.44'ü gösteriyordu. 10 dakikaya yetişirim diye düşünmüştüm. Ama 27 dakika eve geç kalmışız" dedi.

17 AY HAPİS İNSANA BÜYÜK ACI VERİYOR

27 dakikalık gecikmenin bedeli olarak cezasının kalan 17 ayını cezaevinde yatacağını belirten Bilgin, şöyle konuştu: "7 aydır kelepçe ayağımdaydı. Bu sürede hiç geç kalmışlığım yok. O gece telefonun saati ayarsızmış. Hadi birimizin telefonundaki saat bozuk diğeri de bozukmuş. Biz 20.44 diye yola çıktık, meğer ayarsız olduğu için saat geriymiş. 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe verdim, ancak dilekçem kabul edilmemiş. 17 ay cezaevinde kalacağım. Şu anki durum bunu gösteriyor. 7 aylık çocuğum var. Eşim yüzde 50 engelli. Çocuğum ve eşimi yurda vermeyi düşünüyorum. Büyüklerimden yardım istiyorum. Benim dışarıda olmam gerekiyor. Eşime ve çocuğuma bakmak için. Şu anda ne yapacağımı bilmiyorum. Geçici olarak simit tezgahında duruyorum. Denetimli Serbestlik Bürosu elektronik kelepçeyi aldı. Pazartesi günü saat 17.00'ye teslim olacağım. Bu simit tezgahında cezaevi için harçlık biriktiriyorum."

7 AYLIK BEBEĞİNİN HATRINA DEVLETİMİZ AĞABEYİMİ AFFETSİN

Olay günü ağabeyi ile birlikte olan Ayşegül Bilgin ise şunları söyledi:

"O gün akşam ağabeyim eve geldi. Meğer telefonumun saati bozukmuş. Babamı almaya gittiğimizde annem Lütfiye Bilgin aradı 'Saatten haberiniz var mı' dedi. Saati bildiğimi söylediğimde annem cezaevinden ağabeyimin arandığını söyledi. Eve geldiğimizde maat 21.27'ymiş. Telefonumun saatinin hatalı olmasından dolayı gecikmişiz. Ağabeyim 7 ay boyunca hurda topladı, 7 aylık çocuğuna süt aldı, eşine baktı. 7 aylık bebeğin hatrına devletimiz bize sahip çıksın. Ağabeyimi affetsin."

Görüntü Dökümü

----------------------------

Recep Bilgin ile röp

Kardeşi Ayşegül ile röp

Çeşitli detaylar

"168 MB /// 5.16'

Haber: Selma KUNAR- Kamera: Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,

=======================================================

3)EMEKLİ OLUNCA ARABULUCULUK YAPACAKLAR

ANTALYA Valisi Münir Karaloğlu ile Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, emekli olduktan sonra arabuluculuk yapacak. Antalya ve Burdur Valisi ile cumhuriyet başsavcılarının olduğu 15 kişilik grup, akşamları Antalya Adliyesi'ne gelip arabuluculuk kurslarına katıldı.

Akdeniz Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (AKÜNSEM) ve Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi işbirliğiyle hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk eğitimi düzenlendi. 17- 26 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen eğitime, 98 kursiyer katıldı. 17.30 ile 22.20 saatleri arasında gerçekleştirilen eğitime katılan kursiyerlere, teorik ve uygulamalı 48 saat ders verildi. Kursa katılanların arasında dikkat çeken isimler de yer aldı.

Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Burdur Valisi Şerif Yılmaz, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, başsavcı vekillerinden Cevdet Kayafoğlu, Burdur Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof Dr. Mehmet Altunkaya ve Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Hisli, arabuluculuk eğitimine katılanlar arasında yer aldı.

Vali, hakim ve savcılardan oluşan 15 kişilik gruba Antalya Adliyesi'nde eğitim verildi. İstanbul'da şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın adını taşıyan salonda devam eden eğitimin son dersini, Antalya Arabuluculuk Derneği Başkanı Hayrullah Demir verdi. Demir'in verdiği son dersin ardından sertifika töreni düzenlendi. Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Başbakan Binali Yıldırım'ın Antalya ziyaretiyle ilgili hazırlık çalışmaları nedeniyle törene katılamadı. Diğer kursiyerler ise hazır bulundu.

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal'ın elinden sertifikalarını alan kursyerler, emekli olduktan sonra hukuki uyuşmazlıkları çözmek için arabuluculuk yapacaklarını söyledi. Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, 8 günlük maraton sonunda belgelerini aldıklarını söyledi. Bu belgeden sonra yazılı ve sözlü sınava gireceklerini anlatan Solmaz, 5 Mayıs'ta arabuluculukla ilgili uluslararası bir toplantının yapılacağını söyledi. Solmaz, hem kendilerini geliştirmek, hem de emekli olduktan sonra arabuluculuk yaparak toplumsal barışı katkıda bulunmak için kurslara katıldıklarını söyledi.

Burdur Valisi Şerif Yılmaz ise arabuluculuk eğitimine Burdur'dan gelip katıldıklarını söyledi. 30 yıl önce hukuk fakültesinden mezun olduğunu anlatan Burdur Valisi Yılmaz, arabuluculuk eğitiminin bir mülki idareci olarak şu anda da çok yararını gördüğünü söyledi. Arabuluculuk sayesinde yargı üzerindeki yükün de hafifleyeceğini anlatan Vali Yılmaz, emeği geçenlere teşekkür etti.

Burdur Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan da arabuluculuğun ülkedeki yargısal sorunları büyük ölçüde çözeceğini umut ettiklerini söyledi. Antalya Adliyesi'nin emektar savcılarından Cafer Tüfekçi de bu eğitim sayesinde hukuk fakültesinde görmedikleri dersleri gördüklerini söyledi. Tüfekçi, sınavlarda başarılı olup arabulucu olması halinde çok mutlu olacağını açıkladı. Antalya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Cevdet Kayafoğlu da mesleğe başladığı tarihten bugüne kadar hep ihtilafların ceza boyutunu değerlendirip bunları yasal sonuca bağlamaya çalıştıklarını söyledi. Hukuki ihtilafların arabulucu vasıtasıyla çözümünün ise kendisi için farklı bir tecrübe olduğunu anlatan Kayafoğlu, "Mesai sonlarında gerçekleştirilen bu eğitimle farklı bir teneffüs yaşadık" diye konuştu.

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Altunkaya da "Hukukun değişik mekanizmaları içinde görev yapan kişiler olarak emekli olduktan sonraki hayatımızda böyle bir işi yapma noktasında düşünce oluşturmaya çalışıyoruz" dedi. Arabulucu olabilmek için eğitime katılıp belge almanın yeterli olmadığını, önlerinde yazılı ve sözlü sınavlar lduğunu anlatan Altunkaya, "Bu sınavları da kazanınca arabulucu sıfatını kazanacağız" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------

Antalya adliyesinin genel görüntüsü

Arabuluculuk eğitimine katılan vali, cumhuriyet savcıları, hakim ve savcılara Antalya Arabuluculuk - Derneği başkanı Hayrullah Demir son dersi verirken

Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz'ın açıklamaları

Burdur Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan'ın konuşması

Cumhuriyet Savcısı Cafer Tüfekçi'nin konuşması

Antalya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Cevdet Kayafoğlu'nun konuşması

Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz'ın emekli olduğumuzda arabuluculuk yapacağız şeklinde konuşmaları

Akdeniz Ün. Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Altunkaya'nın konuşmaları

Burdur Valisi Şerif Yılmaz'ın konuşmaları

Kursiyerlere sırasıyla belgelerinin takdim edilmesi

Toplu fotoğraf çekimi

284 MB /// : 8 dk 55"

Haber- Kamera: Mustafa KOZAK/ANTALYA-DHA)

=================================================

4)SGK BAŞKANI BAĞLI: SUT KALEMLERİNDE DÜZENLEME ŞART

SOSYAL Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Selim Bağlı, Sağlık Uygulamaları Tebliği (SUT) fiyatlarının çok tartışılan bir konu olduğunu ve uzun zamandır değişiklik yapılmadığını belirterek, "Sektörün ayakta kalabilmesi için fiyatlarda, SUT kalemlerinde düzenleme yapılması gerektiği tartışılmaz bir gerçek" dedi.

Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) tarafından düzenlenen 'Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları' Antalya'nın Serik İlçesi Belek Turizm Bölgesi'ndeki Sueno Hotels Deluxe Otel'de gerçekleştirildi. Bu yıl 8'incisi düzenlenen toplantıda, özel ve kamu sağlık yöneticileri sağlık sektöründe yaşanan gelişmeleri değerlendirmek için bir araya geldi. Toplantının yanı sıra, otelde oluşturulan alandaki stantlarda sağlık sektörüne hizmet veren bazı firmaların tıbbi ürünleri tanıtıldı. Toplantının açılışında konuşan OHSAD Başkanı Dr. Reşat Bahat, kamu, özel, vakıf ve diğer tüm hastaneleri içine alan 'Hastaneler Yönetmeliği'nin 15 yıldır çıkarılmamasını anlayamadıklarını söyledi.

9 YILDIR KADRO ALAMIYORUZ

Yönetmeliklerdeki mali ve idari maddelere eleştiriler yönelten Dr. Reşat Bahat, şöyle konuştu:

"300 hastanenin başhekim kadrosu dışında 9 yıldır kadro almamasını anlayamıyoruz. İskanı olmayan hastanelerde hastanecilik yapmaya müsaade edilirken, laboratuvarındaki mekan usulsüzlükleri düzeltilmezse laboratuvar ruhsatının iptal edilmesini anlayamıyoruz. Beyin pili gibi nitelikli işleri dün yaparken bugün neden yapamadığımızı, neden SGK'nın bize ödemediğini anlayamıyoruz. Bize gelen vatandaştan 12 lira alınırken ekonomik krizle 15 liraya çıktı. Bununla SGK'ya 300 milyon lira kar ettirilmeye çalışılırken, ikinci muayene yapmak için SGK'dan para almak yerine hastayı muayene etmek için para ödemek zorunda kaldığımızı anlayamıyoruz."

28 MİLYON SİGORTALI 74 MİLYON PROVİZYON

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Sağlık Sektörü Meclis Başkanı Dr. Seyit Karaca da, şehir hastaneleri ve şehir hastaneleri çerçevesinde özel hastanelerin rollerini anlattı. SGK Başkanı Selim Bağlı ise 2016 yılında özel sağlık hizmet sunucularına başvuran 28 milyon sigortalı vatandaşın 74 milyon provizyon alıp, 9.1 milyar lira ödeme yaptığını söyledi. Tüm hastanelere 67 milyon vatandaşın müracaat edip 406 milyon provizyon işlemiyle 349 milyon reçete yazıldığını anlatan Bağlı, SGK'nın sağlık hizmeti sunucularına 68 milyar lira ödendiğini, bunun 9.1 milyar lirasının özel sağlık sunucularına ödendiğini dile getirdi.

'DEVLET BABA'

SUT fiyatlarının çok tartışılan bir konu olduğuna ve uzun zamandır değişiklik yapılmadığına değinen Bağlı, şunları söyledi:

"SGK, primlerle finanse edilen bir kurum. Açığımız oluştuğu zaman gidip Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne müracaat edip, sosyal devlet gereği 'devlet baba'dan açığı finanse ettiriyoruz. Bize tahsis edilen belli bir bütçe var. Bu bütçe şartları çerçevesinde acaba nasıl bir iyileştirme yapabiliriz. Bir kere sektörü ayakta tutmak gerekiyor, o kesin. 230 bin istihdam sağlayan, hem de nitelikli istihdam sağlayan, kaliteli sağlık hizmet sunumu yapan, sigortalıları memnun eden sektörün mutlaka ayakta kalması gerekiyor. Şehir hastaneleri hayata geçse de özel hastaneler devam edecektir. Sektörün ayakta kalabilmesi için fiyatlarda, SUT kalemlerinde düzenleme yapılması gerektiği tartışılmaz bir gerçek."

'AÇIĞI ARTIRMAMAMIZ GEREKİYOR'

Özel sağlık hizmeti sunumu yapanların SUT fiyatlarının değiştirilmesi talebi üzerine gerekli çalışmaların yapılıp karar mercilerinin mali imkanlar doğrultusunda uygulama yapabileceğini anlatan Bağlı şöyle konuştu:

"Anayasada yazar, 'devlet herkese sosyal güvenlik hakkı tanır'. Bir sürü sosyal hakkı anlatır. Devlet mali imkanlar çerçevesinde bu hakları yerine getirir. SGK'nın da bütçe problemi olduğu vaka. Açığı çok fazla artırmamamız gerekiyor. Çünkü sosyal güvenlik açığını artırdığımız zaman ya emekli maaşından kesintiye gideceğiz, ya da primi artıracağız. SGK'nın mali dengesinin sürdürülebilir olması için mali dengeyi dikkate almamız gerekiyor."

Görüntü Dökümü

--------------

Kongreye katılan sağlık kuruluşlarının stantlarından görüntü

OHSAD Başkanı Selim Bağlı'nın konuşması

SGK Başkanı Selim Bağlı'nın konuşması

Kongredeki stantlardan görüntü

456 MB - 7.28

Haber: Tolga YILDIRIM-Kamera: Süleyman EKİN/ANTALYA,

========================================================

5)KÜÇÜK ŞOFÖR KAZA YAPTI: 5 YARALI

ADANA'da ortaokul öğrencisi 15 yaşındaki E.S. babasından izinsiz aldığı otomobille kaza yaptı. Olay, merkez Seyhan İlçesi Bahçeşehir Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre babasının 01 EU 019 plakalı otomobilini izinsiz alan, ortaokul öğrencisi E.S. sınıf arkadaşları U.P., G.E.S., A.M. ve M.E. ile gezintiye çıktı. Sokak arasında aşırı hız yapan öğrenci aracın direksiyon hakimiyeti ni kaybedince yol kenarındaki apartman duvarı ve elektrik direğine çarptı. Hafif şekilde yaralanan öğrenciler tedavileri yapılmak üzere Adana Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

Polis kazayla ilgili soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü

------------------------

Devrilen elektrik panosu

Kırılan duvardan detay

Yerdeki fren izi ve devrilen pano

Kazanın yaşandığı sokaktan detay

Devlet Hastanesi Acil önünden arşiv görüntü

SÜRE: 01'14" BOYUT: 76 MB

Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,

=========================================================

6)DOĞDUĞU KÖYE ANAOKULU YAPTIRACAK

BURDUR'da kitap ve kırtasiye ticaretiyle uğraşan 83 yaşındaki Mehmet Özcan, doğup büyüdüğü Yusufça Mahallesi'ne 2 derslikli anaokulu yaptırmak için Vali Şerif Yılmaz ile birlikte protokol imzaladı. Burdur'da kitap ve kırtasiye ticaretiyle uğraşan Mehmet Özcan, doğup büyüdüğü daha önce köy olan Gölhisar İlçesi'ne bağlı Yusufça Mahallesi'ne 2 derslikli anaokulu yaptıracak. Okulun yapım protokolu Vali Şerif Yılmaz, İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Bayram ve hayırsever Mehmet Özcan tarafından valilik makamında imzalandı.

Vali Yılmaz, "Doğup büyüyüp kazandığını da tekrar kendi doğduğu büyüdüğü yere hayır eden Mehmet Özcan amcamıza teşekkür ediyorum. Eğitime yüzde 100 destek kampanyası kapsamında yapılan bu hayır çocuklarımız, özellikle anaokuluna gidecek çocuklarımızın eğitimine çok büyük, imkan ve katkı sağlayacak. Hayırlı olmasını diliyorum. Yaptığınız bu hayrı da Allah kabul etsin, orada okuyacak olan çocuklarımız adına hayırseverimize şimdiden teşekkür ediyorum" dedi.

1957 yılında askerden geldiğini, hiç parası olmadığını ve memleketi Yusufça'da havuç üretimi ve ticareti yapmaya başladığını anlatan Mehmet Özcan, "İlk paramı köyümde kazandım, köyüme vefa borcum olduğunu düşünüyorum. Daha sonra 1967 yılında Burdur'a gelerek kırtasiyecilik yapmaya başladım. Milli eğitime vefa borcum olduğunu düşünüyorum. Köyüme ve milli eğitime vefa borcumu küçük bir hediyeyle ödemek istedim. Bu şekilde mutlu olacağım" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-------------

Detay

Vali Yılmaz'ın açıklamaları

Mehmet Özcan'ın açıklamaları

3,33"-111 mb

Haber/Kamera: Mesut MADAN/BURDUR,

=====================================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel