Dha Yurt Bülteni - 9
Başbakan Yıldırım: Türk de biziz, Kürt de biziz (ek)BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Van mitinginde birlik beraberlik mesajları verdi.
Başbakan Yıldırım: Türk de biziz, Kürt de biziz (ek)
BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Van mitinginde birlik beraberlik mesajları verdi. Başbakan Yıldırım, "Dünya alem bilsin ki Türk de, Kürt de Laz da biziz. Türkçe de bizim, Kürtçe de bizim, Lazca da bizim, bizler Alparslan'ın, Selahaddin Eyyübi'nin torunlarıyız. Bizler hep birlikte aynı kıbleye yönelen, ayın camide saf tutarız, ilahi huzurda kıyama dururuz. Peygamberin ümmeti olmaktan şeref duyarız" dedi.
Referandum mitingi ve toplu açılış için Van'a gelen Başbakan Binali Yıldırım, Van Ferit Melen Havalimanı'nda karşılandıktan sonra otobüsle Cumhuriyet Caddesi Beşyol Meydanı'ndaki miting alanına geçti. Başbakan Yıldırım, yol boyunca vatandaşları selamladı. Mitingin yapıldığı Beşyol Meydanı'na gelenler, oluşturulan arama kontrol noktalarında tek tek aranarak alana alınırken, partililer ise kontrol noktalarından geçenlere Türk bayrağı dağıttı. Miting alanı ve Başbakan Yıldırım'ın geçtiği güzergahlarda ise geniş güvenlik önlemleri alındı. Miting alanı çevresinde ve yol güzergahlarında 4 bin 110 polis görev aldı.
Başbakan Yardımcıları Mehmet Şimşek, Veysi Kaynak, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, eşi Semiha Yıldırım'ın da eşlik etiği Başbakan Yıldırım'ın, Van mitingini yaklaşık 15 bin kişi izledi. Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından önce saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı okundu. Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in Kürtçe selamlama yapıp, yine Kürtçe 'evet' oyu istemesinden sonra sahneye çıkan 5'inci sınıf öğrencisi 11 yaşındaki Ömer Faruk Danışman konuşma yaptı. Ömer Faruk Danışman, esprili bir dille Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelemediğini, onun yerine kendisini konuştuğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Van'ın bu birlik ve beraberliğini görmesini istediğini belirterek CHP'yi eleştirdi. Ömer Faruk Danışman'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hayranı olduğu ve Başbakan Yıldırım'dan izin alarak konuşma yaptığı öğrenildi.
VANLIYIM ŞANLIYIM DARBELERE KARŞIYIM
Başbakan Yıldırım ise konuşmasına Arif Faruk Danışman artık benim danışmanım diyerek konuşmasına başladı. Ardından da 2 Nisan'ın Van'ın düşman işgalinden kurtarılışının yıl dönümü olduğunu hatırlatarak konuşmasını sürdürdü. 15 Temmuz darbe girişimine dikkat çeken Başbakan Yıldırım, "Vanlıyım şanlıyım, darbelere karşıyım. 15 Temmuz da darbecilere darbe vuran Van sizleri binlerce yıllık kardeşliğimizin samimiyetiyle selamlıyorum"dedi.
BU MİLLET BİR DAHA DARBELERLE İMTİHAN OLMASIN
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz da destan yazan bu milletin bir daha darbelerle imtihan olmasını istemediğini belirterek, "Kırmızı, sarı renkten mavi, yeşilden daha üstün kim diyebilir. Bir bahçede sadece kırmızı olsa demezler mi bunun sarısı nerede? Gülü, papatyası nergisi nerede diye sormazlar mı? Çiçeğin gülün, nergisin varlığı ile o zaman bu bahçe gerçek bir bahçedir. Aynı çeşitlilik insanda da vardır. İnsanlık bahçesi tek ırktandır'diyebilir miyiz ' Bir dilin, ırkın üstün diğerinin değersiz olduğunu söylemek evela bunu yaratan Allah'a saygısızlık değil midir' 'Her türlü ırkçılığı, ayrımcılığı ayaklarımını altına aldım' diyen peygambere saygısızlık değil midir? Biz Allah'tan, peygamberden böyle bildik böyle hareket ederiz. Bir dili inkar etmenin insanlık suçu olduğunu biliyoruz. Bizi kardeş kılan Hz. Peygamberimize ümmet kılan rabbimize şükür olsun. Dünya alem bilsin ki; Türk de, Kürt de, Laz da biziz. Türkçe de bizim, Kürtçe de bizim, Lazca da bizim, bizler Alparslan'ın, Selahaddin Eyyübi'nin torunlarıyız. Bizler hep birlikte aynı kıbleye yönelen, ayın camide saf tutarız, ilahi huzurda kıyama durarız. Peygamberin ümmeti olmaktan şeref duyarız. Sevgili Vanlılar oynanan oyunu görelim oynan oyunun farkına varalım."
KANDİL SÖNECEK
Başbakan Yıldırım, terörün efendilerinin kandillerini söndüreceklerini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kandil sönecek. Terörün efendilerinin kandilinin söndüreceğiz. Beraberliğin rüzgarı o kandilin rüzgarını söndürecek. Vanlılar sizlerin en iyisine layıksızınız. Bu milletin evlatları AŞ sahibi olsun isteriz. Suriyeli'ye neden tanklara karşı yürüdün dendiğinde 'ben vatansız kalmanın ne demek olduğunu çok iyi bilirim' diyor. Vanlı esnafımızdan zorla para toplayanların kim olduğunu biliyorsunuz, birçok iş adamının zarara uğradığını biliyorsunuz, Van'da sermayenin göç etmek zorunda olduğunu biliyoruz. Asla unutmayın Vanlılar devletin şefkatli eli sizinle beraber olacaktır ancak demir yumruğu da teröristin tepesinde patlayacak. Güvenlik güçlerimiz yabancı istihbarat servislerinin tetikçiliğini yapanları kovalayacak buldukları yerde etkisiz hale getirecek. Onlara Van'ı ve Türkiye yi değil dünyayı dar edeceğiz."
BİZ MENDERESİZ, ÖZALIZ, ERBAKANIZ
Birlik beraberlik mesajları veren Başbakan Yıldırım, "Biz Menderesiz, Necmettin Erbakanız, Özalız. Biz gönüller yapmaya gelen insanlarız. Biz aynı inancı paylaşan Fekiye Teyran ve Ahmedi Haniyiz, Şıvan Perveriz, Ahmet Kaya'yız. Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaşız, Tahir Kemaliz, biz kardeşiz biriz beraberiz. 2011 Van depreminde hayatını kaybeden kardeşlerimi rahmetle anıyorum. Medeniyet şehri Van, Halep'in, Kerkük'ün, Arakan'ın kardeşi Van. İşte Van ayakta" dedi.
GÖZYAŞI SİYASETİ YAPANLAR RAHATSIZ OLDU
Başbakan Yıldırım, bölgede kan ve gözyaşı siyaseti yapanların rahatsız olduklarını, onlara bu toprakları dar edeceklerini belirterek, "Onlar baş belası olmaktan çıkacak. Biz Van ve Urfayla, Şırnak ve Hakkari ile kucaklaşırken kan ve gözyaşı siyaseti yapanlar rahatsız oldu. Kimsenin yapmadığını yapan aklı ile yüreği hareket eden bir lider çıktı elini uzattı. Vanlı o lidere sahip çıktı. O elin sahipi Recep Tayyip Erdoğan'dır. Ak Parti, bölge insanını yaralarını sararken onlar karanlık gündemlerine devam etti. Ahmet Arif ne güzel söylemiş: 'Bunlar, engerekler ve çıyanlardır bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır'. Gün ferasetli davranmaı günüdür. Cezayir'de Berberiler ve Yerliler diye ikiye böldüler insanları. Bizi de Kürtler ve Türkler diye ikiye bölmeye çalışıyorlar ama bizim milletimiz bu oyuna gelmez. Asil milletimiz gereken dersi verecek, Van bu dersi verecek. Türkiye Ak Parti ile geliştikçe bunların feleği şaştı. Ama Vanlılarla olan kardeşliğimiz ile bu oyunu bozarız."
HDP VE CHP MİLETİ TEHDİT EDİYOR
Başkan Yıldırım, kendileri anayasa dedikçe HDP ve CHP'nin milleti tehdit ettiğini belirterek şöyle konuştu:
"HDP, CHP milleti tehdit ediyor. Korku salıyor. Gerçeklerden uzak bir hayal alemi içinde geziyor. İkiz kardeş olmuşlar. Birisi ayağını kaldırıyor öbürü basıyor. Vanlının oyuna değil işe, projelere ihtiyacı var. Bunların savunduğu anayasa 1980 sonrası işkencelerle anılan bir ülke haline getirilen anayasayı savunuyor. Darbe anayasasını savunuyorlar. Yeni anayasada bölünme yok. Çukurculara, hendekçilere yer yok. Millete hizmetkar olacaklara yer var. Van'ın en büyük yaralarından biri Van depremi acınızı biliyoruz. Erzincan depremini bilen bir kadeşinizi olarak sizlerin acısını yüreğinde hisseden Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Van'a geldik, yaraları sarmak için geldik. Eşine az rastlanan bir hızla 20 bin konutu hak sahiplerine verdik."
TERÖRİSTLER, PKK'LI ALÇAKLAR, MİLLETİ HARACA BAĞLADI
Terörle mücadeleye de değinen Yıldırım, "Teröristler, PKK'lı alçaklar, milleti haraca bağladı. Esnafı canından bezdirenler yatırımları engelleyenler en çok Vanlılara zarar vermediler mi? Van'ın bu meydanı şahit olsun ki, annelerin göz yaşı dinecek terörün gençlerimizi kullanmasına asla izin vermeyeceğiz. Hükümetimiz, bu memlekete yatırımlar yaparken şantiye yaparken diğer yandan bu PKK'lı alçaklar iş makinalarını yakarak çalışanları kaçırarak Van'a ve Türkiye'ye zarar veriyor. Biz yaparken onlar yıkıyor. Milleti haraca bağlayanlar en çok bu memleketin mazlum halkına zarar vermediler mil? Kepenk kapattıranlar en çok zararı size vermediler mi? Çocuklarımızı dağa kaldıranlar en çok bu memleketin asil evlatları Türklere, Kürtlere zarar vermediler mi? Bu bölgenin çocukları okumasın diye okul yakan bunlar değil mi? Peki soruyorum bu işten bu terörden Kürtler zarar görmedi mi ? Bunlardan elbetteki ki hesap soracağız. Başbakan olduğum ilk günlerde bir şey söyledim; bu terör belasını mutlaka sona erdireceğiz. And olsun bu yolda devam ediyoruz. Van'ın bu meydanı şahit olsun ki; tetörür gençlerimizi kullanmasına izin vermeyeceğiz"dedi.
PARALARI DAĞA GÖNDERDİLER
Başbakan Yıldırım, Van'a gönderilen paraların dağa gönderilidiğini söyledi. Başbakan Yıldırım, "Van, büyükşehir olsun, Van daha da gelişsin ve biz Van'ı büyükşehir yaptık. Siz de seçtiniz. HDP'den seçtiniz onlar ne yaptı? Gelen trilyonları Van'ı güzelleştirmek ve yemyeşil yapmak yerine paraları dağa gönderdiler, teröristlere gönderdirler. Her yıl 450 milyon geliyor. Nerede bu paralar, 750 milyon borç bıraktı. Bunun hesabını soracak mıyız? Şimdi bunların bir de destekçisi türedi. Avrupa ülkeleri işi, gücü bıraktı, bunların reklamını yapıyorlar. Biz Van'ın gençlerine iş, AŞ temin ederken; Avrupa ülkeleri bölücülerle iş tutuyor. Bu ikiyüzlülüktür, bunların amacı aramıza nifak sokmaktır. Buradan söylüyorum. Vanlılar, 6- 8 Ekim olaylarında kandırdıkları zavallı çocukların ellerine patlayıcı tutturararak neler yaptıklarını biliyorsunuz. O gencecik insanlar dedeleri yaştaki insanlara zulü ettiler. 52 insanımız öldü, Yasin Börü'yü acımasızcı öldürdüler. Şemdinli'de Kurban Bayramı'nda evine gelen kişileri misafir zannederek içeri alan Ahmet Budak'ı çocuklarını gözü önünde şehit ettiler. Alçak katiller bizden merhamet beklemesin. Latif Şener'i gecenin karanlığında öldüren katiller bizden merhamet beklemesin. Özalp'ta kurşunlanarak şehit edilen Aydın Muştu'nun katilleri bizden merhamet beklemesin. Bundan sonra her kim benim Vanlı kardeşlerime yan bakıp, tehdit ederse karşısında Türkiye Cumhuriyeti'ni bulacak. Sizden haraç isteyen olursa katiyen buradan söylüyorum, bize söyleyin canlarına okuyalım. Köylerden tehdit eden varsa bunları bilmek istiyorum bunların gözünün yaşına bakmayacağız. Mesele Kürt meselesi değil. Türkiye'nin güçlenerek büyümesinin engellenmesi. Bilmeliyiz ki her sorun yerli dinamiklerle çözülür. Küresel güçlerle bunlar çözülmez. Biz kendimizi çözeceğiz. Bir olacağız beraber olacağız. Şimdi anlıyor musunuz Vanlı kardeşlerim, PKK HDP, DEAŞ neden bu değişikliğe 'hayır' diyor. Neden terör örgütleri darbecilerin yaptığı anayasayı istiyor biliyor musunuz? Atlarını nallayıp, iplerini yağlayıp gurbetçilerimizin üzerine sürüyorlar. Neden biliyor musunuz, Türkiye güçlenmesin meydanlarını teröriste açıyor, bize açımıyor. Avrupa ülkeleri 'hayır' şarkıları söylüyor. Anayasamızda onların aleyhine 'hayır' var mı? Yok neden? Avrupa bizim anayasa değişecek diye yerlerinde duramıyorlar."
CHP, HDP İLE ÇOK HAŞIR NEŞİR
Yıldırım, "Bu CHP bugünlerde HDP ile çok haşır neşir olduğu için eşbaşkanlığa kafayı takmış eşcumhurbaşkanlığı olsun diyor. İşte HDP'nin sonu sen de böyle yapmaya devam edersen millet de gereken cevabı sana da verir. Cumhurbaşkanı tek olacak. Patron millet, 80 milyon olacak" dedi.
VAN'A HUZUR GELDİ
Başbakan Yıldırım Van'a huzur geldiğini, gelen İranlıların da bunun göstergesi olduğunu söyledi. Yıldırım, "Sevgili Vanlılar 21 Mart'ta nevruzu kutladık. Bugün Van'da 100 bin İranlı misafirimiz var. Vanımız'a hoş geldiniz. Doğu'nun başkenti Van'ı şenlendirdiniz. Bu Van'da terörün bittiğinin kanıtıdır" diye konuşmasını tamamlayan Başbakan Yıldırım, Kürtçe 'evet' oyu istedi.
Görüntü dökümü
-----------------------
-Yıldırım'ın konuşması
-Detaylar
Haber-Kamera: VAN
========================================
Bakan Yılmaz: Demokrasilerde milletin yaptığına şapka çıkarılır
MİLLİ Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, referandum sürecinde 'Evet' denilmesinin tek adam anlamına geldiği eleştirilerinin doğru olmadığını söyledi Kişilerin güçlü olmadığını ve yeni sistem ile halkın gücü ile cumhurbaşkanı seçildiğini anlatan Bakan Yılmaz, "Tek adam diyorlar. Millet kendisine zulüm edeni, haksızlık yapanı, sözünde durmayanı seçer mi? Demokrasilerde milletin yaptığını şapka çıkarılır" dedi.
Bakan İsmet Yılmaz, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Adıyaman'a geldi. Kente gelişinde Bakan Yılmaz'ı havaalanında Vali Abdullah Erin, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, milletvekilleri Adnan Boynukara, Halil İbrahim Fırat ve Salih Fırat ile belediye başkanı Hüsrev Kutlu ve bürokratlar karşıladı.
Bir otelde düzenlenen STK temsilcileri ile işadamlarının bulunduğu toplantıya da konuşan İsmet Yılmaz, 16 Nisan'da yapılacak referandum için 'evet' çağrısı yaptı. 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasına değinen ve tek adamlık eleştirilerinin gerçeği yansıtmadığı görüşünü savunan Yılmaz, şunları söyledi:
"Halk oylamasında yeni Anayasayı oyluyoruz. Bizde anayasalar hiçbir zaman millet tarafından yapılmadı. Ankara'nın asık suratlı, çatık kaşlı bürokratları tarafından milletin sınırlarını kısıtlayan anayasalar yapıldı. Bu halktan birisinin cumhurbaşkanlığı makamına geleceğini düşünmediler. Ne diyorlar, 'tek adam' diyorlar. Bakın, millet kendisine zulüm edeni seçer mi? Millet kendisine haksızlık yapanı seçer mi? Millet kendisine söz verip sözünün arkasında durmayanı seçer mi? Eğer seçer denilirse millet bir şeyden anlamıyor. Eğer milletin bir şeyi anlamadığı fikrindeysen sen demokrasinin D'sini anlamamışsın demektir. Demokrasilerde milletin yaptığına şapka çıkartılır. Ne derse 'başım gözüm üstüne' denir, rotayı millet çizer takipçisi siz olursunuz. Şimdi en çok dedikleri söz 'Tayyip Erdoğan tek adam olacak' şeklinde. Tayyip Erdoğan'da güç yok ki; yalnız birisi. Ne zaman güçlü olur? Millet kimin yanında olursa o zaman güçlü olur. Eğer millet Kılıçdaroğlu'nun yanında olursa Kılıçdaroğlu güçlü olur. Tayyip Erdoğan'ın yanında durursa Tayyip Erdoğan güçlü olur. Gücü veren kim olacak millet. Güç ne Kılıçdaroğlu'nda ne Tayyip Erdoğan'da, ama bu millet kimin yanında duracağını bilir. Öyle ki 15 Temmuz'da bunu gösterdi. Usta kaptan fırtınalı havalarda belli olur. Çarşaf gibi denizlerde gemi yürütene kaptan denilmez. Bakın Türkiye bir işgal hareketiyle bir iç savaş eşiğindeyken Tayip Erdoğan çıktı ve Türkiye gemisini aydınlık bir limana ulaştırdı."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------------
İnovasyon Merkezinin açılışı
Bakanın öğrencilerden bilgi bilgi alması
STK temsilcileriyle yapılan toplantı
Bakan Yılmaz'ın konuşması
Bakan Yılmaz'a hediye verilmesi
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mahir ALAN/ADIYAMAN, -
=======================================
Bakan Müezzinoğlu: CHP aralarından Kılıçdaroğulları çıkacak diye korkuyor (2)
BAKAN MÜEZZİNOĞLU, BALKAN TÜRKLERİYLE BİR ARAYA GELDİ
Samsun'nda bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Samsun Balkan Türkleri Dernekleri ile Büyükşehir Belediyesi'nin Anakent Sosyal Tesisleri'nde bir araya geldi. Görevlerinin miras aldığı genç Cumhuriyeti Avrupa'yla yarıştırarak dünyanın iddialı ülkeleri arasına getirmek olduğunu söyleyen Bakan Müezzinoğlu, "Kurulduğu günden bugüne milletine inanan milletine güvenen bir anlayışla siyaset yaptık. Bundan sonrada milletimizde berabersek milletimize inanarak milletimize güvenerek siyaset yapıyoruz ve kurucu iradadenin asli unsurları olan bu Cumhuriyetimizin bize mirası. Görevimiz miras yedi olmak değil, görevimiz miras olarak aldığımız bu genç Cumhuriyeti, Hollanda'yla yarıştırmak. Miras olarak aldığımız bu genç Cumhuriyeti Avrupa'yla yarıştırmak, görevimiz miras olarak aldığımız bu genç Cumhuriyeti dünyanın iddialı ülkeleri arasına getirebilmek ve vasiyet olarak aldığımız cümle 'Egemenlik Kayıtsız şartsız milletindir' o zaman hep beraber diyoruz ki, Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve milletin olacak" dedi.
CHP HALKTAN KORKUYOR
CHP'li vekillere 'Atatürk'ün gölgesine yan gelip de yatarak Atatürkçülük olmaz' dediğini ve CHP'nin halktan korktuğunu söyleyen Bakan Müezzinoğlu, "Büyük bir hedef var. Muasır medeniyet seviyesinin üzerindeki hedef. Ben bazen CHP'li arkadaşlarıma üzülerek diyorum ki, 'Atatürk'ün gölgesine yan gelip de yatarak Atatürkçülük olmaz' Atatürk'ten geçinerek Atatürkçülük olmaz. Milletten korkarak cumhur ve Cumhuriyet olmaz. Cumhur güçlü ise Cumhuriyet'te güçlüdür. Bizim medeniyet anlayışımızın özünde, 'insanı yaşat ki devlet yaşasın. İnsanı yücelt ki devlet yücelsin' der. Cumhuru yüceltmeden Cumhuriyeti yüceltebilir miyiz? O zaman diyoruz ki, Cumhur Almanlarla yarışabilir bir cumhur. Cumhur Hollandalılarla yarışabilir bir cumhur. Cumhur saygın, onurlu, geleceğine umutla ve güvenle bakan bir cumhur. Cumhurdan korkarak Cumhuriyet güçlenmez. Tam aksine Cumhura inanarak, güvenerek cumhurun geleceğe olan hayallerinin hedeflerinin öncülüğünü yaparak onun öz güvenini arttırarak Cumhuriyet güçlenir. O nedenle bu anlamda son 30 yıldır ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partisi halktan korkuyor. Cumhurdan korkuyor ve cumhurdan korktuğu için cumhuruda başlıyor korkutmaya" diye konuştu.
HAKSIZLIK ETMETİN AYIP OLUYOR
CHP'ye 'Cumhuriyet'in kurucusuyuz dediğiniz bu siyasi partiye haksızlık etmeyin ayıp oluyor' diye seslenen Bakan Müezzinoğlu, "Rahmetli Atatürk'ün vicdanın da veya hayatında korku diye bir cümle var mıydı? Korku diye 'milletten korkma' diye bir cümle var mı? İstiklal marşımız, Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak' diye başlar. Ama CHP şimdi yönetimi şundan korkun, 'Cumhuriyet elden gidiyor korkun. Atatürkçülük elden gidiyor korkun Laiklik elden gidiyor korkun.' hep korku cümle. Neden korkacağız? Bu salonda laiklik elden gidiyor mu? Laiklik var mı? Cumhur var mı? Cumhurun asli unsurları var mı? Cumhuriyet bu salonlarla güçlenir mi? Korkma bu insanlardan, bu milletin mayası sağlam. Bu milletin mayası temiz. Bu milletin tarihi geçmişinden getirdiği ve tarihi geleceğe büyük hayalleri ve büyük hedefleri var. O nedenle halktan korkarak, cumhurdan korkarak, Cumhuriyet güçlenmez. Bunu anlayın. Cumhuriyet'in kurucusuyuz dediğiniz bu siyasi partiye haksızlık etmeyin ayıp oluyor" dedi.
Görüntü dökümü
-----------------------
-Bakan Mehmet Müezzinoğlu'nun açıklamaları
-Salondan detaylar
Haber-Kamera: Hakan AKGÜN/SAMSUN,
============================================
Bahçeli: Rejim elden gidiyor demek ahlaksız bir uydurmadır
Zafer TOKUŞ- Aziz GÜVENER/ADAPAZARI (Sakarya), - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Rejim elden gidiyor demek akılsızlık olduğu kadar, ahlaksız bir uydurmadır. Değişen yalnızca hükümet etme sistemidir" dedi. Hükümet etme sisteminin dönüşebileceğini fade eden Bahçeli, "Şartlar olgunlaşır, sosyal, siyasal ve tarihi gerekçeler oluşursa milletimiz kendisine uygun sistem yapısını elbette tekrar tayin ve tespit edebilecektir" diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adapazarı'nda partililer tarafından karşılandı. Bahçeli ile selamlaşmak isteyenler uzun bir kuyruk oluşturdu. Bahçeli aracından inerek kendisini karşılamaya gelenlerle tek tek tokalaştı. Bahçeli'ye karşılama sırasında çift başlı kartal figürünün olduğu 'Ne AB, Ne Şangay, İlle de Türk Birliği' yazılı tablo hediye edildi.
Adapazarı Demokrasi Meydanı'nda halka hitap eden Bahçeli, Türkiye'ye pranga vurulmaya çalışıldığını belirterek, "Türkiye'yi dara düşürüp tarihsel haklarından tavize zorluyorlar. Terör örgütleri bu maksatla adice kullanılıyor. Emperyalizm tekrar önümüzü kesmeye uğraşıyor" dedi.
BARZANİ'DEN POST OLUR
Kerkük Vilayet Meclisi'ndeki oylama yapıldığını söyleyen Bahçeli, "Maalesef Barzani'nin Ankara ve İstanbul'da da göndere çekilen sözde bayrağının Kerkük'teki tüm resmi dairelerde asılmasına karar verildi. Yeni bir kepazelik böylece somutlaştı, karar altına alındı. Dışişleri Bakanlığımız bu kararın yanlış olduğundan hareketle Türkiye'nin endişelerini tam ve yerinde bir şekilde açıkladı. Yine haklı çıktık, keşke vaktinde samimi eleştirilerimiz duyulmuş, dikkate alınmış olsaydı. Keşke peşmergenin melanet emel ve hedefleri isabetle fark edilip gerekli tedbirler alınsaydı. Kerkük pırıl pırıl bir Türk şehridir. Bu hakikat Allah'ın izniyle değişmeyecektir. Türkmeneli namusumuza, Misak-ı Milli'nin hiç unutmadığımız çağrı ve sınırlarına emanettir. Barzani'den asla dost olmayacak, olsa olsa yalnızca üzerine basıp geçeceğimiz post olacaktır" diye konuştu.
BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN DEMEK YIKIM DEMEKTİR
Bahçeli bağımsız Kürdistan'ın yıkım demek olduğunu belirterek, "Bağımsız Kürdistan demek Türkiye'nin kırım ve kopuşu anlamına gelecektir. Türkiye'nin hükümet etme sisteminde aksaklık ve arızalar giderilmezse karşımızdaki husumet cephesiyle mücadelemiz sekteye uğrayacaktır" dedi.
AVRUPA ÜLKELERİ TERÖR ÖRGÜTLERİYLE AYNI KAREDEDİR
Bahçeli, Avrupa ülkelerini eyleştirerek, şöyle konuştu:
"Avrupa ülkeleri terör örgütleriyle aynı karededir. 16 Nisan referandumuna Almanya, Hollanda, Norveç, İsviçre ve diğerleri müdahil olmak için her fırsattan istifadenin peşindedir. Avrupa'da PKK'ya, FETÖ'ye, DHKP-C'ye 16 Nisan'a hayır propaganda ve faaliyeti serbest, ne var ki milletvekili ve bakanlarımıza yasaktır. Avrupa adeta deliye dönmektedir. Demokrasi güdümlü, özgürlük vesayet altındadır. Bunu anlamak mümkün değildir."
Bahçeli, Türkiye'nin 16 Nisan'da kripto hücrelere haddini bildireceğini ifade ederek, "16 Nisan'da referandumu Türkiye'de yapılacaktır. Peki Almanya niye hoplayıp zıplamaktadır? İsviçre ve Hollanda niye paniğe kapılmaktadır? Bunları ilgilendiren nedir? Sakaryalı kardeşlerim şimdi size soruyorum. Öyle bir cevap veriniz ki, hasta ve rejim değişikliğinin kenarında olan Avrupa titresin, Türkiye'ye tuzak kuranların alayı birden saklanacak delik arasın."
15 TEMMUZ SİYASETİN DİYALOĞA GEÇMESİNİ MECBUR KILMIŞTIR
1982 Anayasası'nda şimdiye kadar 18 değişiklik yapıldığını söyleyen Bahçeli şöyle konuştu:
"19'ncusunu da 16 Nisan'da sizler yapacaksınız. Bugüne kadar 6 referandum gerçekleştirilmiştir. 7'ncisi ise 15 gün sonradır. 11 Ekim 2016 tarihli Meclis grup toplantımızda Türkiye'nin fiili açmazla daha fazla mesafe alamayacağını söylemiştim. Bu çerçevede bir çağrıda bulunmuş ve demiştim ki, Türkiye'de filli bir durum vardır ve bu çözülmelidir. Ülke yönetimi yasa ve Anayasaya uygun değildir ve suç işlenmektedir. ya demiştim, Sayın Cumhurbaşkanı filli başkanlık zorlamasından vazgeçsin, ki bizim açımızdan en doğru olanı budur. ya da demiştim, filli durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemleri aransın. Bu teklif ve kanaatimize esas ve zemin teşkil eden 3 dönüm noktası vardır. İlk olarak, Cumhurbaşkanı'nın doğrudan millet tarafından seçilmesine 21 Ekim 2007 referandumuyla karar verilmesidir. Buna sebep ise 2007'de TBMM'de Cumhurbaşkanı seçimini yaptırmamak için 367 toplantı yeter nisabını çıkaran müflis ve kriz siyasetidir. Meclis'e Cumhurbaşkanı seçtirmemek için çırpınan, engel çıkaran odaklar çuvallamış, aslında bugüne ortam açmışlardır. Bu güruhun şimdilerde hayır diye yollara düşmesi ise tam anlamıyla kara mizah, ikiyüzlülük, utanmazlığın tescilidir. İkinci olarak, 10 Ağustos 2014'de, ilk kez halkoyuyla Cumhurbaşkanı belirlenmesi, bunun sonucunda yeşeren, kök salan sistem tartışmalarıdır. Direkt millet tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın ağırlığı ve doğurduğu ihtiyaçlar sistemsel onarım ve normalleşmenin kaçınılmazlığını ortaya çıkarmıştır. Üçüncü ve bize göre en önemli dönüm noktası da 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsüdür. 15 Temmuz, siyasetin diyaloğa geçmesini mecburi kılmıştır. Çünkü vatan, millet ve devlet dehşet bir suikasta maruz kalmıştır. Türkiye dağılmanın, parçalanmanın, bölünmenin eşiğine gelmişti. 22 Haziran 1920'deki Yunan taarruzu neyse 15 Temmuz FETÖ işgal girişimi aynısıdır. 1920'lerde çıkan iç isyanların daha şiddetlisi, daha vahşisi 15 Temmuz'da az kalsın Türkiye'yi yutacaktı.
Biz bu devletin batışına göz yummadık. Sistemin teklediğini fark ettik. Sistemin su kaynattığını, bilye dağıttığını anladık. Yönetim yapısında gelgit ve anlaşmazlıklar devam ettiği sürece içten ve dıştan çığ gibi üzerimize gelen mütecaviz saldırıların söndürülmesini imkansız değerlendirdik. Bir olmalıydık, bir araya gelmeliydik, milli şuurda birleşmeliydik. Eften püften kavgalarla vakit geçiremezdik. Mevzu vatansa ayrı düşemez, birbirimizden kopamazdık. Aynı elin parmakları, aynı gövdenin dalları olduğumuzu bilmeliydik. Tıpkı 7 Ağustos Yenikapı ruhunda olduğu gibi yan yana, çelikten irade gibi sağlam durmalıydık. Milli bekamızı müdafaa için devreye girdik. Devleti meşru alana çekmek için üzerimize düşeni yaptık."
BİZ DÜŞMANA KARŞI AYNI HİZADA, AYNI MEVZİDEYİZ
Ak Parti ile anayasa değişikliği esasında oturup konuştuklarını, görüşüp anlaştıklarını açıklayan Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
"Sonuç itibariyle 18 maddelik değişiklik paketi üzerinde uzlaştık. Biz düşmana karşı aynı hizada, aynı mevzideyiz. Biz canilere karşı aynı milli tepkinin, aynı iradenin kanatlarıyız. Çünkü biz Türkiye'yiz. Hükümet etme sistemi vahiy değildir, değişebilecektir. Hükümet etme sistemi vazgeçilmez değildir, dönüşebilecektir. Şartlar olgunlaşır, sosyal, siyasal ve tarihi gerekçeler oluşursa milletimiz kendisine uygun sistem yapısını elbette tekrar tayin ve tespit edebilecektir. Bunda ne mahsur vardır?"
16 NİSAN'DA PKK BİTECEK
Bahçeli hayırsızlar panayırının değişecek anayasa paketine kara çalmakta olduğunu belirterek, "CHP hayır diyor. Kara gün dostu HDP durur mu, o da hayır diye bağırıyor. FETÖ'nün yeni bedeni, yeni sığınağı eli kanlı aydınlıkçılar hayır diye yırtınıyor. PKK, FETÖ, PYD-YPG, IŞİD çoktan hayır katarına binmiş Türkiye'nin ayağını kaydırmak için kıyameti koparıyor. Pensilvanyalı hain hayır vaazı veriyor. İmralı canisi hayır korosuna katılmış piyonlarını yönlendiriyor. Avrupa, ABD arka arkaya eklemlenmiş hayırı seslendiriyor. 16 Nisan anayasa referandumunda Türk milleti kendi geleceğini tertemiz iradesiyle belirleyecek. Hangi hükümet sistemiyle yönetileceğimize Vatikan'da Papa'nın huzurunda toplanan Haçlı yedekleri, küresel vahşet çetesi değil, ayağa kalkan Sakarya karar verecek. Dertleri zaten budur. Sancıları bu yüzdendir. Ayvaz kasap hep bir hesap, bunların ki aynen böyledir. Alayı birden cürmü meşhut halde yakalanmışlardır. PKK 16 Nisan'da evet çıkarsa bittik demektedir. Allah var ya, bölücü terör örgütü doğru görüştedir, teşhiste isabet kaydetmiştir. Çünkü 16 Nisan'da PKK bitecek, yerin bin kat dibine gömülecektir. Kazdıkları hendeklerin bedelini ödeyecekler. Döktükleri şehit kanlarının hesabını sonuna kadar verecekler. Ama korkunun ecele faydası yoktur. Türkiye, 16 Nisan'da üzerindeki ölü toprağını atacaktır. Her nedense CHP Genel Başkanı bundan dolayı sıkıntılıdır. Hayır dedikçe hayırsızlığının kalın hatları gün yüzüne çıkmaktadır. Kılıçdaroğlu yalan, dolan, cehaletin boranı olmuş çıkmıştır. 16 Nisan'da oylayacağınız 18 maddelik anayasa değişiklik paketi Kılıçdaroğlu'nu soluksuz bırakmıştır" dedi.
REJİM DEĞİŞİYOR DİYORLAR, HALT EDİYORLAR
Bahçeli gençlere seslenerek, şöyle konuştu:
"Sevgili gençler, atınız eşkin, kılıcınız keskindir. Sizlere seçilme hakkı verilmesinin önüne geçenleri ya maskaraya çevirin ya da demokratik tokadı indirin. ve Türk gençliği bilsin ki, her hak onlara helaldir. Hayırcıların altı alay, üstü kalaydır. Sizler onay verirseniz, TBMM ve Cumhurbaşkanı seçimleri beş yılda bir aynı günde olacaktır. TBMM'nin görev ve yetkileri genişletilmekte, milletvekillerinin kanun teklifi vermesinin önündeki yapay engeller kaldırılmakta, bu alanda tekel oluşturmuş hükümet etkisi sıfıra düşmektedir. Meclis yasa yapacak, hükümet seri icraata odaklanacak. Bürokratik engeller en aza çekilecek. Bekamızı tehdit eden musibetlerle etkili ve zamanında mücadele edilecek. Kuvvetler ayrımı daha da güçlenecek. Buna destek veriyor musunuz? TBMM'nin denetim fonksiyonları aynen korunmaktadır. Kılıçdaroğlu gensoru niye yok, güvenoyu neden kullanılmıyor diyor. Bilmiyor ki, gensoruya yeni sistemin ruhundan dolayı artık ihtiyaç yok, güvenoyu doğrudan millete geçiyor. Arpacık kumrusu gibi düşünüyor, ama çıkış bulamıyor. Rejim değişiyor diyorlar, halt ediyorlar. Rejim elden gidiyor demek akılsızlık olduğu kadar ahlaksız bir uydurmadır. Hayır cephesi İzmir Marşı çalıyor, ortak bir değerimizi siyasileştirip karartıyor.Ama bu millet bunların ardından teneke çalacak basiretleri bağlandığından henüz görüp uyanamıyorlar. Değişen yalnızca hükümet etme sistemidir, anlamıyorlar. Tesis edilecek bu yeni sistemin adı da Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemidir. Gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor. Fiili sulta bitiyor, hükümet etme sistemi meşru ve anayasal sınırlarda yeniden tanımlanıyor. Siyasi devşirmelerle söz ve fikir birliği yapan Kılıçdaroğlu, tarihin hangi döneminde Türk milletinden diktatör çıktığını yüreği ve bilgisi varsa açıklasın da görelim, bilelim. Bin 500 başkan yardımcısından, bütün il başkanlarının başkan yardımcısı olabileceğinden söz eden bir şahsın bu ülkede anamuhalefet lideri olması günahtır, gülünçtür. Kılıçdaroğlu 27 Mart 2017 Pazartesi günü İnegöl'de diyor ki 'Cumhurbaşkanı ikinci dönem meclisi feshedebilir. Kendisi de seçime girer. Böylece 5 yıllık süreyi doldurmadan üçüncü dönem de seçilme ihtimali olacak' CHP Genel Başkanı TBMM'de anayasa maddeleri görüşülürken nerelerde geziyordu? Değişen maddeleri hiç mi açıp okumadı? veya yanında yöresinde hiç mi anlatan çıkmadı? Yeni sistemde Cumhurbaşkanı'na iki dönem seçilme hakkı getiriliyor. Burası tamam. Ne var ki, Cumhurbaşkanı ikinci dönemde seçim kararı alırsa kendisi aday olamıyor. Burası kesin. Kılıçdaroğlu yine çakıyor, yine batıyor, yine sallıyor. Zira anlattığını kendisi bilmiyor. Sakaryalı kardeşlerim, Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemine evet diyor musunuz? Anayasa cahili hayırsızlara demokratik ceza kesecek misiniz? Cumhurbaşkanına ilk defa cezai sorumluluk getiriliyor. Cumhurbaşkanına TBMM'yi fesih hakkı asla verilmiyor. Sadece hem Meclis'e, hem de Cumhurbaşkanı'na aynen şu anda olduğu gibi seçimleri yenileme hakkı sağlanıyor. Askeri mahkemeler ve sıkıyönetim uygulaması kaldırılıyor. OHAL ilan yetkisi Cumhurbaşkanı'na veriliyor. Fakat bunun onay yetkisi yine TBMM'de bulunuyor. Cumhurbaşkanı yürütme yetkisine ilişkin konularda kararname çıkarabilecektir. Ancak münhasıran kanunlarla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi olamayacaktır. Yeni ismiyle Hakimler Savcılar Kurulu'nun üye sayısı 22'den 13'e, Anayasa Mahkemesi'nin de 17'den 15'e iniyor. Millet iradesi, yani TBMM bu kurula yeni durumda 7 üye seçme hakkına ulaşıyor."
GÖRÜNTÜ CANLI VERİLDİ
============================================
CHP'li İnce: Cumhurbaşkanı bal gibi meclisi feshedebilir
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, "Cumhurbaşkanı seçildi. Milletvekilleri de seçildi 5 yıllığına değil mi? 8 ay sonra Cumhurbaşkanı hiçbir kurala bağlı olmadan, hiç kimseye sormadan, hiç kimseye danışmadan canı ne zaman isterse seçim yapabilir mi? Yapabilir. İşte bu fesih demektir zaten. 'Fesih'in adı değişmiş 'seçime götürme' olmuş. Bal gibi de meclisi feshedebilir" dedi.
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, referandum çalışmaları kapsamında Karabük'te Kemal Güneş Caddesi'nde düzenlenen mitingde halka hitap etti. İnce, "Bugün 'köprü yaptık, yol yaptık' diye övünüyorlar. 1937'de kazma ile kürek ile 41 tane tüneli açtı bu Cumhuriyet. Şimdi diyorsun ki '3'üncü köprüyü yaptım, görmüyor musun' diyorsun. 3'üncü köprüyü yaptığına göre 1'inci ve 2'nci köprüyü daha önce yapmışlar zaten. Yani 1'nci köprüyü bu millet 1973'te 45 sene önce yaptı. Köprü ile övünmek, yol ile övünmek 19'uncu yüzyıl eseridir. Yüzyıl önceki övünmedir bunlar. İnsanlık uzayda maden arıyor. Uzay madenciliği dünyanın gündeminde, yapay zeka gündeminde. Gen teknolojisi var dünyanın gündeminde. Bu hala 'köprü yaptım' diye övünüyor. Git, Avrupa'da nehirlerin üzerinde binlerce köprü var. Bunlarla övünme devri geçti. Teknoloji ilerledi, dünya gelişti" dedi.
18 maddelik referandum paketini en az 50 defa okuduğunu ifade eden İnce, "Güzel kardeşim, Kuran-ı Kerim'in ilk emri ne? Oku. Okudun mu bunu da 'evet' diyeceksin. Ben 50 kere okudum. Burada sana, bana, işçiye, memura, esnafa, köylüye, öğrenciye, işsize bir şey yok. 'Birilerine bir şey var mı?' dersen var. Adam kurban kesmiş, deriyi yüzmüş, 7 parçaya bölmüş. Tam dağıtacak 'hocaya bir sorayım bunu' demiş. 'Hocam bu kurban etini nasıl dağıtayım?' 'Çok basit' demiş hoca. 'Başı hocaya, döşü hocaya, 7 parçanın 5'i hocaya, derisi cemaate, gerisi de sana' demiş. Başı gitmiş, döşü gitmiş, 7 parçanın 5'i gitmiş, deriyi cemaat almış, gerisi de bize kalmış" diye konuştu.
Fesih tartışmasına da değinen İnce, şöyle konuştu:
"Bir tartışmadır gidiyor. Meclisi feshedebilir mi edemez mi? Şimdi bugün seçim oldu. Cumhurbaşkanı seçildi. Milletvekilleri de seçildi 5 yıllığına değil mi. 8 ay sonra Cumhurbaşkanı hiçbir kurala bağlı olmadan, hiç kimseye sormadan, hiç kimseye danışmadan canı ne zaman isterse seçim yapabilir mi? Yapabilir. İşte bu fesih demektir zaten. 'Fesih'in adı değişmiş 'seçime götürme' olmuş. Mesela Abdullah Öcalan'ın adı yok artık. Ne var? İmralı var. Terör örgütü yok artık. Ne var? Kandil var. Zam yok, benzine zam gelmiyor atık. Zammın adı fiyat güncellemesi. Zam değil o, güncelleme. Hani gidiyorsun doktora 'idrar tahlili yaptır' diyor sana. Öbür adını söylese olmaz. Onun gibi bir şey bu. Bal gibi de meclisi feshedebilir, 6 ay süreyle olağanüstü hal ilan edebilir, 15 kişilik Anayasa mahkemesinin 12'sini atayabilir. Bütün bunlar Türkiye'nin başını belaya sokacaktır."
İnce, "Şimdi Diyanet'e soruyorum; Recep Tayyip Erdoğan devletin uçağıyla propaganda yapıyor, caiz mi? Devletin helikopteriyle, devletin örtülü ödeneğiyle ve TRT ile propaganda yapıyor, caiz mi? Ey Diyanet bunlara da bir fetvan yok mu senin?" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------
-Kalabalıktan detay
-Muharrem İnce'nin konuşması
Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,
===========================================
YGS'ye 3 dakikayla giremeyen genç bileğini kesti
MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde yaşayan 21 yaşındaki B.Ç. (Berk Çakmak), bileklerini keserek intihara kalkıştı. Gencin anneannesi, B.Ç.'nin YGS'ye 3 dakikayla giremediği için bunalıma girdiğini söyledi.
Gümbet Mahallesi Oramiral Kemal Kayacan Sokak'taki evinde anneannesi M.K. ve annesi N.Ü. ile yaşayan B.Ç., bugün öğlende mutfaktan aldığı ekmek bıçağıyla odasına geçip bileklerini kesti. Annesi ve annesinin kanlar içinde bulup müdahale ettiği B.Ç. için eve sağlık ekipleri çağrıldı. Sinir krizi geçiren B.Ç. ambulansla Bodrum Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Tedaviye alınan ve durumu iyi olan B.Ç.'nin polise verdiği sözlü ifadesinde, "3 dakikayla hayatım bitti. Aylarca bu sınava hazırlanmıştım. Çok başarılı olacağıma inanıyordum. O günden beri kendime gelemiyorum. Yaşama heyecanımı yitirdim. Kimse yaptığım olaydan sorumlu değil. Sevdiklerimi üzdüğüm içinde üzgünüm" dediği öğrenildi. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.
DHA muhabirine açıklama yapan anneanne M.K. "Torunum 3 dakikayla sınavı kaçırdı. Çok iyi hazırlanmıştı, hayalleri vardı. Ancak okula vardığımızda uzun kuyruk nedeniyle 3 dakikayla sınava giremeyince perişan oldu. O günden beri evden dışarı adımını atmadı. Çok ikna etmeye çalıştık. Gelecek yıl yine girersin dedik. İngiltere'ye akrabasının yanına göndermeye çalıştık, kabul etmedi. İçine kapandı böyle bir delilik yapacağını söylüyordu. 'Hayata küstüm yaşamak istemiyorum ben' diyordu. Bugün de O'nu kanlar içinde gördük. Güçlükle müdahale edebildik. Hiçbir şey torunumun hayatından kıymetli değil. Gençlerimize yazık oluyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
Evin önünde polis araçları anne ve komşuları
Gencin ambulansa bindirilmesi
Acil servis önü, emniyete gelmeleri
Haber-Kamera: Yaşar ANTER / BODRUM (Muğla),
========================================
Tonlarca ağırlıktaki kaya kepçenin üzerine düştü
KAHRAMANMARAŞ'ın Andırın İlçesi'nde, yol yapım çalışmalarında tonlarca ağırlığındaki kaya, iş makinasının üzerine düştü. Olayda şans eseri yaralanan olmadı.
Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı'na bağlı ekiplerinin Gökgedik Mahallesi'nde yol yapım çalışması sırasında dağdan kopan tonlarca ağırlığındaki kaya kepçenin üzerine düştü.
Kepçe operatörünün şans eseri yaralanmadığı olayın ardından bölgeye sevk edilen iş makineleri kepçeyi bulunduğu yerden çıkardı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
Kopan kaya parçası
Kayanın altında kalan kepçe
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: İskender ZENGİN-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
============================================
Zehir tacirleri nefes kesen operasyonla yakalandı
ADANA'da uyuşturucu ticareti yaptığı ileri sürülen 3 kişi polisin takibi sonucu yakalandı. Şehir merkezinde yere yatırılıp kelepçelenen şüphelilerin üzerinden 200 gram kokain çıktı.
Uyuşturucu Suçları ile Mücadele Şubesi'ne bağlı ekipler, 01 D 8883 plakalı otomobildeki 3 kişinin üzerinde yüklü miktarda uyuşturucu bulunduğu bilgisini aldı. Sivil ekipler, otomobilin geçiş yapacağı güzergahları kontrol altına aldı. Uyuşturucu tacirlerinin kaçma ihtimaline karşı da Yunus Timleri, şehrin kalabalık noktalarında araştırma yapmaya başladı. Ekipler, uyuşturucu satıcılarının kullandığı 01 D 8883 plakalı otomobili, Özler Caddesi'nde durdurdu. Otomobilden indirilen Ceyhun Özkan Ç. (31) ile kardeşi Ali Özkan Ç. (32) gözaltına alınırken beraberlerindeki arkadaşları Caner Kaymaz (27) ara sokaklara girerek kaçtı. Çevrede önlem alan polis, kısa sürede Kaymaz'ı yakaladı. Üzerlerinden 200 gram kokain çıkan 32 şüpheli polise direndi. Güçlükle kelepçelenip, Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen şüpheliler sorguya alındı.
Görüntü Dökümü
------------------------
Polislerin beklemesi
Bir zanlının aracının içinin görüntüsü
Aracın genel görüntüsü
Polislerin bir zanlıyı yakalaması
(ÖZEL) Bir zanlının yerde kelepçelenmek istememesi
Yerdeki zanlının konuşması
Olay yerindeki vatandaşların görüntüsü
Zanlıların polis aracına bindirilmeleri
Haber-Kamera: Fatih KARAÇALI ADANA,
===========================================
İnönü Zaferi'nin 96'ncı yıldönümü törenlerle kutlandı
MİLLİ mücadelenin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) ilk zaferi olan İnönü Zaferi'nin 96'ncı yıldönümü, Bilecik'in Bozüyük ve Eskişehir'in İnönü ilçelerinde düzenlenen törenlerle kutlandı.
İnönü Zaferi'nin yıldönümü törenleri ilk olarak Bilecik'in Bozüyük İlçesindeki Metristepe Anıtı önünde yapıldı. Bilecik Valisi Süleyman Elban'ın da katıldığı törenlerde İstiklal Marşı'nın ardından saygı atışı yapıldı. Törenlere daha sonra Bozüyük'ün Akpınar Köyü'ndeki şehitlikte devam edildi. Buradaki törenlerde şehitler için dua okundu.
Eskişehir'in İnönü İlçesindeki törenlerde ise Atatürk Anıtı'na çelenk konulup saygı duruşundu bulunuldu. Törene Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkan Vekili AK Parti Elazığ Milletvekili Ömer Serdar, Eskişehir Valisi Azmi Çelik, Muharip Hava Kuvveti Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Yılmaz Büyükerşen, AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, CHP Ankara Milletvekili ve İnönü Vakfı Başkan Yardımcısı İsmet İnönü'nün torunu Gülsün Bilgehan, İsmet İnönü'nün kızı Özden Toker, CHP Eskişehir milletvekilleri Gaye Usluer, Utku Çakırözer ve Cemal Okan Yüksel ile çok sayıda kişi katıldı.
TBMM Başkan Vekili Ömer Serdar yaptığı konuşmada, "Bugün burada büyük onurla kutladığımız İkinci İnönü Zaferi, öyle küçümsenecek bir zafer değildir. 96 yıl önce elde edilen, istiklal ve istikbal uğruna canını feda eden yiğit ecdadımızın şanlı bir zaferidir. Özellikle taktik değeri son derece yüksektir" dedi
İnönü Vakfı Başkan Yardımcısı Gülsün Bilgehan da "Burada, milletin makus talihinin yenildiği yerdeyiz. Birinci ve İkinci İnönü Savaşları Kurtuluş Savaşı'nın en önemli muharebeleridir. Burada benim dedem ve sizlerin dedeleriniz birlikte canlarını ortaya koyarak ilk büyük zaferi elde ettiler. Şehitlerimizi, kahramanlarımızı saygıyla, şükranla anıyorum" diye konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından İnönü Zaferi'nin 96'ncı Yıldönümü törenleri sona erdi.
Görüntü dökümü:
------------------------
-Eskişehir'in İnönü İlçesindeki törene katılanların,
-Törene katılan gaziler derneği üyelerinin, Vali Azmi Çelik'in törene katılan vatandaşları selamlaması,
-Vai Çelik'e ve TBMM Başkan Vekili Ömer Serdar'a çiçek verilmesi,
-Vali Azmi Çelik'in İnönü'nün kızı ve torunu ile tokalaşlması,
-Saygı duruşu,
-İsmet İnönü'nün torunu Gülsün Bilgehan'ın konuşması,
-TBMM Başkan vekili Ömer Serdar'ın konuşmasından çekilen görüntüler bulunuyor.)
Haber: Hakan TÜRKTAN-BOZÜYÜK,(Bilecik)-İNÖNÜ (Eskişehir), -
===========================================
Başkan bateri çaldı Karşıyakalılar İzmir Marşı söyledi
İZMİR'de, Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar'ın orkestraya katılıp bateri çaldığı 'İzmir Marşı'nı Birlikte HAYkIR" etkinliğinde binlerce kişi İzmir Marşı'nı birlikte söyledi. Karşıyaka Belediyesi'nin, Karşıyaka Çarşısı içinde düzenlediği 'İzmir Marşı'nı Birlikte HAYkIR' etkinliğinde binlerce İzmirli buluştu. Türk Bayrakları ve Atatürk posterleriyle etkinliğe katılanlar, Karşıyaka Belediye Orkestrası'nın seslendirdiği parçalar ile coştu. Hep bir ağızdan "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz", "Yaşasın Cumhuriyet" ve referanduma yönelik de "Hayır" sloganları atıldı.
BAŞKAN BATERİ ÇALDI
Etkinliğin sonunda sahneye çıkan CHP'li Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, yaptığı konuşmada, "Çürümüş bir imparatorluktan, yepyeni bir Cumhuriyet yaratmak, yeryüzünün ender gördüğü mucizelerden biridir. Biz o mucizeleri yaratan yiğit insanların çocuklarıyız. İzmir de Türkiye Cumhuriyeti'nin var oluşunu simgeleyen kenttir. Çünkü dünyada hiçbir kent, emperyalizmin işgaline direnerek, Kurtuluş Savaşı denilen destanı yazdırmamış, kurtuluşu ile yepyeni bir ülkenin doğmasına yol açmamıştır. Bugün de burada 'İzmir'in dağlarında çiçekler açar' diyoruz. Çünkü çok iyi biliyoruz ki İzmir'in dağlarında çiçek açarsa, Türkiye Cumhuriyeti çiçek tarlasına döner. İşte o zaman, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün yurttaşları olduğumuzu bir kere daha kanıtlayacağız. Cumhuriyet değerlerinden ve demokrasiden asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Başkan Akpınar daha sonra İzmirlileri hep birlikte İzmir Marşı'nı söylemeye davet etti. Sürpriz bir şekilde orkestrada baterinin başına geçen Başkan Akpınar, İzmir Marşı boyunca hem bateri çaldı hem de söyledi. Binlerce İzmirli hep birlikte İzmir Marşı'yla coştu. Yoğun istek üzerine İzmir Marşı bir kez daha söylendi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Genel detay görüntü
-Solistler şarkı söylerken görüntü
-Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar'ın konuşması
-Başkan Akpınar, bateri çalarken görüntü
-İzmir marşını söyleyen vatandaşlardan genel görüntü
-Başkandan genel detay görüntü
Haber: Utku BOLULU - Kamera: Bahri KARATAŞ/ İZMİR,
================================
Konukoğlu: Gaziantep'i sağlıkta üst çıtaya çıkarmaya çalışıyoruz
GAZİANTEP'te kurulu Sanko Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Gaziantep'i sağlık alanında bir üst çıtaya çıkarmaya çalıştıklarını söyledi.
Sanko Üniversitesi tarafından "2016-2017 Eğitim-Öğretim Yılı Beyaz Önlük Giyme Töreni" düzenlendi. Sanko Lisesi Konferans salonunda düzenlenen törene; Sanko Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Rektör vekili Prof. Dr. Güner Dağlı, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın, akademisyenler, öğrenciler ve aileleri katıldı.
Törende konuşan Abdulkadir Konukoğlu, kendi meslekleri ile hiçbir alakası olmamasına rağmen tıp alanında üniversite kurduklarını söyledi. Kendilerini şehre karşı sorumlu hissettikleri için bu kararı aldıklarını anlatan Konukoğlu, şöyle dedi:
"Biz çok farklı dallarda üniversite açabilirdik ama biz her zaman şunu söyledik; bu bizim sosyal sorumluluğumuz. Biz bu üniversiteyi para kazanmak için kurmadık. Bana en çok parayı hangi şirketimden kazandığımı soruyorlar. Onlara en çok kazancı hastaneden sağladığımı söylüyorum. Çünkü bu hastane sayesinde aldığım dualar kazandığımız paraların çok üstünde. Biz Gaziantep'in ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin sağlığını bir üst çıtaya çekmeye çalışıyoruz. Sağlık sektörü bizim işimiz değil ama bizim sosyal sorumluluğumuzdur. "
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
Törene katılanlar
Abdulkadir Konukoğlu'nun konuşması
Öğrencilere önlüklerinin giydirilmesi
Genel ve detay görüntüler
Haber- Kamera: Ahmet SOYDOĞAN/GAZİANTEP,-