Dicle ve Bağrıyanık'ın 'İmralı' İçin Tercih Edilmesinin Nedeni
Hatip Dicle'nin kamuoyunda tanınması, Ceylan Bağrıyanık'ın ise Kürt kadın hareketinin öne çıkan isimlerinden biri olması İmralı heyetinde yer almalarında etkili oldu.
Hatip Dicle ve Ceylan Bağrıyanık çözüm sürecinin yeni döneminde öne çıkacak isimler oldu. HDP'li milletvekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken ve Sırrı Süreyya Önder ile birlikte Öcalan'la yapılacak görüşmelere katılacağı HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş tarafından açıklanan iki isimden Dicle, kamuoyunda tanınan bir isim. Bağrıyanık ise Kürt kadın hareketinin son dönemde öne çıkan isimlerinden.
TBMM'DEN KELEPÇELENEREK ÇIKARTILDI
Kürt siyasi hareketi içinde çalışmaya 1970'li yıllarda Devrimci Doğu Kültür Dernekleri'nde başlayan Dicle, 1991'de SHP-HEP ittifakının Diyarbakır milletvekili olarak girdiği TBMM'den 1994'te diğer DEP'li milletvekilleri ile birlikte kelepçelenerek çıkarılmış ve 10 yıl cezaevinde kalmıştı. 2004'deki tahliyesinin ardından da çok uzun süre dışarıda kalamadı. 2009'da KCK operasyonu ile tekrar girdiği cezaevinde iken 2011'deki Milletvekili Genel Seçimleri'nde yeniden Diyarbakır milletvekili seçildi. Ancak KCK davasının, '1 numaralı sanığı' Dicle'nin vekilliği YSK'nın, 'önceki mahkumiyetlerinin vekilliğini engellediği' yönündeki kararı doğrultusunda düşürülünce yerine AK Partili Oya Eronat TBMM'ye gitti. 29 Haziran'da cezaevinden çıkan Dicle, tahliyesinin hemen ardından HDP'li Milletvekili Selma Irmak ile birlikte Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanlığı görevine seçildi.
'SÜREÇ' KAMUOYUNA BİTMİŞ GİBİ AKTARILDI
Radikal'in haberine göre; Dicle'nin İmralı Heyeti'ne gireceği yolundaki işaretler de bu göreve gelişi ile birlikte ortaya çıktı. Özellikle Kobani eylemleri ile sarsılan 'süreç'te, "Öcalan'ın doğru anlaşılamadığı" ya da onunla görüşenler tarafından söylediklerinin "doğru aktarılamadığı" farklı isimler tarafından gündeme getirildi. HDP'li Altan Tan bu konuyu en açık şekilde dile getirenlerden oldu. Tan'a göre, HDP heyetinin dönüşünde Öcalan için 'devam eden' çözüm süreci, birkaç gün sonra Mehmet Öcalan'ın dönüşünde 'bitmiş' gibi aktarılıyordu!
Tan da öyle düşünüyor mu bilinmez ancak Kürt tarafında böyle bir 'sorun'a karşı en doğru ismin Dicle olacağı ifade ediliyordu. Bu durum HDP'nin uzun süredir dile getirdiği, "Öcalan'la daha çok kişi görüşmeli" talebiyle de birleşince Dicle'nin heyete eklenmesi kesinleşti. Burada elbette DTK'nın özellikle Diyarbakır gibi merkezlerdeki etkisi ve bunun sürecin devamında öne çıkarılması isteği bulunduğunu da unutmamak gerekir.
CEYLAN BAĞRIYANIK: BİR ŞİFRE BENEĞİ!
Ceylan Bağrıyanık ise daha çok Kürt kadın hareketini takip edenlerin tanıdığı bir isim.
Onun da Hatip Dicle gibi uzun bir cezaevi deneyimi var. 'İçeride' ağırlıklı olarak 'kadın çalışması' üzerine yoğunlaşmaya başlamış. Cezaevi sonrasında da bu alandaki faaliyetini 'Demokratik Özgür Kadın Hareketi aktivisti' olarak sürdürmüş bir isim. Özgür Gündem gazetesinde 'kadın sorunu' üzerine köşe yazıları da yazan Bağrıyanık aynı konuda düzenlenen birçok panelde moderatörlük de yaptı. Bağrıyanık'ın da katıldığı bu çalışmalar içerisinde en öne çıkanı ise geçen yıl Haziran ayında Diyarbakır'da yapılan 'Ortadoğu Kadın Konferansı' oldu. Adı, 'Ortadoğu' olsa da Mısır'dan Nepal'e kadar 25 ülkeden kadınların katıldığı konferansı o dönem İMC TV'den Vecdi Erbay'a değerlendiren Bağrıyanık, "Kendi adıma da bir milattır" değerlendirmesini yapmıştı.
Bağrıyanık'ın yazarlığı ise köşe yazıları ile sınırlı değil, cezaevi günlerinde dahil olmak üzere öyküler yazdığı da biliniyor. Öyle ki 1994-2004 arasında cezaevinde yatan yazarların öykülerinden oluşan, "Hapishaneden Öyküler" seçkisinde "Kelebekler ve Annem" hikayesiyle yer almıştı. İmralı heyetindeki varlığını ise belki de o öyküdeki 'kelebeklerin kanatlarındaki rengarenk ufak beneklerin yaşamlarına dair verdiği ipuçları' hakkındaki şu cümlesi anlatıyor: Bir şifre beneği!
Bağrıyanık'ın yeni görevi de kadın örgütlenmesinin Kürt siyasi hareketi içerisinde yükselen önemine dair son dönemde çokça görülen 'şifre benekleri'nden biri olarak değerlendirilmeli…