Disk Başkanı Arzu Çerkezoğlu: "İstiyorlar Ki İşçilerin İnsanca Yaşayacak Bir Ücrete Yaklaşma Umudu Bile Olmasın"
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun 3. toplantısı sürerken DİSK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın önünde açıklama yaptı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “TÜİK'in o baskılanmış ve gerçek olmayan rakamlarıyla her bir asgari ücretli 2024 yılında 55 bin lira kaybetti. On milyona yakın asgari ücretliyi düşünürsek 550 milyar lira işçiden alınıp sermayeye, patronlara aktarıldı. Böyle mi enflasyona ezdirmiyorsunuz asgari ücreti” dedi.
(ANKARA) - Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun 3. toplantısı sürerken DİSK, Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın önünde açıklama yaptı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "TÜİK'in o baskılanmış ve gerçek olmayan rakamlarıyla her bir asgari ücretli 2024 yılında 55 bin lira kaybetti. On milyona yakın asgari ücretliyi düşünürsek 550 milyar lira işçiden alınıp sermayeye, patronlara aktarıldı. Böyle mi enflasyona ezdirmiyorsunuz asgari ücreti" dedi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde asgari ücret taleplerine ilişkin basın açıklaması düzenledi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yaptığı açıklamada, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek; "Türkiye'de öyle bir düzen kurdular ki bu düzenin bütün çarkları zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmak için dönüyor" dedi.
Çerkezoğlu açıklamasında şunları kaydetti:
"Biraz önce Çalışma Bakanlığı'nda Asgari Ücret Tespit Komisyonu üçüncü toplantısını yapmak için toplandı. Hepinizin bildiği gibi DİSK olarak asgari ücret tespit komisyonunda yer almıyoruz. Bu ülkede sendikalı sendikasız bütün işçilerin, emekçilerin bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenlerin insanca yaşam mücadelesini hep birlikte büyütüyoruz. Bu ülkede öyle bir düzen kurdular ki bu düzende tek değer para tek değer daha fazla kar, tek değer sermaye. Türkiye'de öyle bir düzen kurdular ki bu düzenin bütün çarkları zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmak için dönüyor. Bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenler asgari bir yaşama mahkum ediliyor. İşte o düzen bugün işçi sınıfını tümüyle asgari ücrete mahkum bırakmak istiyor. İstiyorlar ki işçilerin sofrasına koyacağı bir dilim daha fazla ekmek, çocuğuna vereceği beş lira daha fazla harçlık kısacası insanca yaşayacak bir ücrete yaklaşma umudu bile olmasın. Hatta istiyorlar ki herkes asgari yaşasın. İşte bu düzene itiraz etmek için bugün Çalışma Bakanlığı önündeyiz.
"Asgari ücret meselesi sadece ekonomik bir mesele değil, politik bir meseledir"
Buradan bir kez daha ifade ediyoruz, aileleriyle birlikte milyonlarca işçi, emekçi, emekli bu ülkenin tüm değerlerini üretenler geçinemiyoruz. Asgari ücret başta olmak üzere bütün ücretler her gün hayat pahalılığı karşısında eriyip gidiyor. Her gün alım gücümüz daha fazla düşüyor. Bir kez daha Çalışma Bakanlığı'nın önünde altını kalın çizgilerle çizerek söylüyoruz. Geçinemiyoruz, geçinemiyoruz, geçinemiyoruz. Asgari ücrette rakam tartışması çoktandır anlamını yitirdi. İşçilerin, emekçilerin, emeklilerin insanca yaşayacağı bir ortam yaratılmadan zengini daha zengin yapan bu düzen değişmeden, enflasyon gerçek anlamda düşürülmeden bu masadan çıkacak herhangi bir rakamın, işçinin, emekçinin, geçim derdini çözemeyeceği çok açık. Asgari ücret meselesi sadece ekonomik bir mesele değil, politik bir meseledir. Asgari ücret milyonların meselesidir. Asgari ücrete ve genel olarak ücretlere dair tarafların yaklaşımı nasıl bir ülke istediğinin, nasıl bir ülke hayal ettiğinin göstergesidir. Bugün hükümet çevrelerinin bile kabul ettiği bir hakikat var. O hakikatte bütün dünyada istisnai bir ücret olan asgari ücretin Türkiye'de ortalama bir ücret haline geldiği gerçeğidir. Bugün Türkiye'de çalışanların yarısından fazlası asgari ücretle hayatını sürdürüyor. Bugün Türkiye'de her üç çalışandan ikisi asgari ücret ve civarında bir ücret alıyor. ve bu asgari ücret daha yılın ilk aylarında bırakın yoksulluk sınırını, açlık sınırının bile altına gerilemiş durumda.
"550 milyar lira işçiden alınıp sermayeye, patronlara aktarıldı"
Bütün basın yayın organlarında hükümet sözcüleri şunu söylüyor; 'ücretleri ve asgari ücreti enflasyona ezdirmedik' diyorlar. Bu kocaman bir yalan. Bu yıl geçerli olan 17 bin 2 lira asgari ücret belirlendiğinde biz zamlı asgari ücreti aldığımız 1 bir Şubat'ta o asgari ücret 17 bin 2 lira değil, 15 bin 862 liraya gerilemişti bile. Şu an aynı asgari ücretin alım gücü 10 bin liranın altına düştü. TÜİK'in o baskılanmış ve gerçek olmayan rakamlarıyla her bir asgari ücretli 2024 yılında 55 bin lira kaybetti. On milyona yakın asgari ücretliyi düşünürsek 550 milyar lira işçiden alınıp sermayeye, patronlara aktarıldı. Böyle mi enflasyona ezdirmiyorsunuz asgari ücreti? Altın fiyatlarıyla kıyasladığımızda asgari ücretli bu ülkede yirmi yılda 20 cumhuriyet altını kaybetti.Yüksek asgari ücret taleplerinin karşısında söylenen şey şu, 'eğer asgari ücret artarsa enflasyon yükselir'. Bunun bir gerçek olmadığı, ücretlerin enflasyonu yaratan bir sebep olmadığını artık herkes kabul ediyor. Ücretleri enflasyonun sebebi olarak görüp ücretleri baskılarsanız, ücretleri artırmazsanız eğer milyonları açlığa mahkum etmeye devam edersiniz. Bu politikalardan vazgeçilmesi lazımdır. Bu topraklarda bütün çalışanların üretenlerin ürettiği değerden payını hakça aldığı bütün haksız hukuksuz uygulamaların son bulduğu, eşitlik, adalet, barış ve kardeşlik temelinde demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlediği, emeğin Türkiye'sini hep birlikte kuracağız. Bu mücadeleyi koşullar Ne olursa olsun yan yana omuz omuza büyüteceğiz."