Diyanet'ten "Anıtkabir'de Konser Dinimizce Caiz midir?" Sorusuna Cevap
Diyanet, "Anıtkabir'de verilen konserler dinimizce caiz midir?" sorusuna, özel statüye sahip mezarların programlarının da farklılıklar arz edebileceği yanıtını verdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Soru Cevaplandırma Platformu, "Anıtkabir avlusunda çeşitli orkestralar tarafından verilen konserler dinimizce caiz midir?" sorusuna cevap verdi. Diyanet İşleri Başkanlığı, "Dünyada bazı mezar, anıt veya türbeler özel statüye sahip olduğu için programları da farklılıklar arz etmektedir. Sorunuzda yer alan mekan bu bağlamda değerlendirilebilir." dedi.
Din İşleri Yüksek Kurulu Soru Cevaplandırma Platformu, 19 Mayıs'ta Anıtkabir'in avlusunda verilen konsere ilişkin sorulan bir soruya cevap verdi.
"KABRİN YANINDA KONSER VERİLMESİ CAİZ MİDİR?"
Diyanet İşleri Başkanlığı, "Kabrin yanında konser verilmesi caiz midir? Son günlerde Mustafa Kemal Atatürk'ün ve İsmet İnönü'nün kabrinin yanında yani Anıtkabir avlusunda yapılan etkinliklerde çeşitli orkestralar tarafından verilen konserler dinimizce caiz midir?" sorusunu cevaplandırdı.
Mezarlıkların ziyaret edilmesi, bu vesileyle ölümün hatırlanması ve orada yatanlardan ibret alınmasının İslam dininin tavsiye ettiği hususlar olduğunu belirten Diyanet, "Kabir ziyaretinde bulunan kişi, ahireti hatırlamalı, dünyanın geçici olduğunu ve bir gün kendisinin de öleceğini düşünmelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) geceleri Baki' kabristanına gelir ve 'Mü'minler yurdunun sakinleri sizlere selam olsun. İnşallah biz de size katılacağız. Bizler ve sizler için Allah'tan afiyet dilerim; Allah'ım, Baki' kabristanında bulunanları bağışla' diye dua ederlerdi." denildi.
"ÖZEL STATÜYE SAHİP OLDUĞU İÇİN…"
Kabir ziyaretinde bulunan kişinin ölü için dua etmesi ve Kur'an okuyarak sevabını orada bulunanların ruhlarına bağışlamasının uygun olduğunu kaydeden Diyanet İşleri şöyle devam etti:
"Ancak, kabir ve türbe ziyaretlerinde İslam'ın özüne ve tevhit anlayışına ters düşen, itikadi bakımdan da zararlı olan tutum ve davranışlardan uzak durmak gerekir. Kabrin başında yüksek sesle ağlayıp gürültü yapmak, kabrin parmaklık ve taşlarını öpmek, onlara sarılıp ağlamak ise İslam ile bağdaşmaz. Türbelerde yatan kişileri beşer üstü varlıklar olarak görmek; bu zatların duaları kabul ettiğine, ilahi kudretlerinin olduğuna inanmak; bir kısım ihtiyaç ve dilekleri onlara arz etmek; kendilerinden medet ummak; bu ziyaretleri dini bir vecibe gibi telakki etmek; bez bağlamak; mum yakmak; kurban kesmek, şeker ve benzeri yiyecek maddeleri dağıtarak onlardan yardım dilemek, tevhit dini olan İslam'la bağdaşmaz. Ölen kişilerden medet ummak ve onlardan bazı şeyler beklemek iman açısından tehlikeli bir davranıştır. Dünyada bazı mezar, anıt veya türbeler özel statüye sahip olduğu için programları da farklılıklar arz etmektedir. Sorunuzda yer alan mekan bu bağlamda değerlendirilebilir."
17 YIL SONRA İLK KONSERDİ
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle, Anıtkabir'de Cumhuriyetin 75. kuruluş yıl dönümünde verilen konserden sonra ilk kez, piyano resitali ve türkülerden oluşan konser düzenlenmişti.
Anıtkabir Komutanlığı'nın koordinatörlüğünde düzenlenen konserde, Piyanist Gülsin Onay, Chopin, Mozart ve Adnan Saygun'un eserleri seslendirildi.
Tarık Tal'ın şefliğindeki TSK Armoni Mızıkası Komutanlığı Orkestrası ve opera sanatçıları Feryal Türkoğlu ve Hakan Aysev, Anıtkabir'in avlusunda Mustafa Kemal Atatürk'ün sevdiği türküleri söylemişlerdi. Anıtkabir avlusunu tamamen dolduran vatandaşlar da türkülere eşlik etmişti.