Haberler

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: İslam toplumunun yeni stratejilere ihtiyacı var

Güncelleme:
Abone Ol

DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İslam toplumlarının içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulmasını sağlayacak stratejilerin belirlenmesi gerektiğini belirterek, "Yaşanan anlam ve ahlak krizlerinden kurtulmak için çağı İslam'ın rahmet iklimiyle buluşturmaktan başka bir yol görünmemektedir.

DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İslam toplumlarının içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulmasını sağlayacak stratejilerin belirlenmesi gerektiğini belirterek, "Yaşanan anlam ve ahlak krizlerinden kurtulmak için çağı İslam'ın rahmet iklimiyle buluşturmaktan başka bir yol görünmemektedir. Teknolojinin etkisi ile çok hızlı bir şekilde değişen ve dönüşen dünyada onun sünnetini hayata ve çağa taşımada yeni yaklaşımlara ve güncel eğitim yöntemlerine ihtiyaç olduğu aşikardır" dedi.

Diyarbakır Dicle Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi'nde, Kayapınar Belediyesi öncülüğünde, Dicle, Artuklu ve Bingöl üniversiteleri ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Uluslararası Müslüman Alimler Derneği, Kadim Akademi ve İlim Yayma Cemiyeti iş birliğiyle düzenlenen 'Güncel Hadis Meseleleri ve Babanzade Ahmet Naim Sempozyumu' başladı. 5- 7 Kasım tarihleri arasında devem edecek sempozyumun açılışına, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, Diyarbakır Milletvekili Ebubekir Bal, Kayapınar Kaymakamı Ünal Koç, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakoç ve çok sayıda davetli katıldı.

ÇAĞI İSLAM'IN RAHMET İKLİMİYLE BULUŞTURMAKTAN BAŞKA BİR YOL GÖRÜNÜYOR

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, sempozyumun 'Modern Dünyada Sünnetin Hayata Rehberliği Açılış Konferansı'nda yaptığı konuşmada, teknolojinin etkisiyle çok hızlı bir şekilde değişen ve dönüşen dünyada Hz. Muhammed'in sünnetini hayata ve çağa taşımada yeni yaklaşımlara ve güncel eğitim yöntemlerine ihtiyaç olduğunu söyledi. Erbaş, şöyle konuştu:

"Bizler Allah Resulünün sünnetinin sadece mücerred bir bilgi kaynağı olmadığını, sadece Kuran'ın anlaşılmasına temel teşkil etmediğini, sadece fıkıh ve kelam ilmine bir müracaat mercii olmadığını bunlarla beraber edebiyattan sanata, kültürden mimariye kadar medeniyetimizin kurucu bir öğesi olduğunu biliyoruz. O halde onun hayatını, güzel ahlakını, savunduğu ilke ve değerleri hayatımıza taşımak ve tüm insanlıkla buluşturmak için çalışmalıyız. Maddi ve manevi tüm bunalımlarından yegane kurtuluş yolunun ona tabi olmakla mümkün olacağını güzel bir üslup ve etkili bir yöntemle insanlığa anlatmalıyız. Zira yaşanan anlam ve ahlak krizlerinden kurtulmak için çağı İslam'ın rahmet iklimiyle buluşturmaktan başka bir yol görünmemektedir. Teknolojinin etkisi ile çok hızlı bir şekilde değişen ve dönüşen dünyada onun sünnetini hayata ve çağa taşımada yeni yaklaşımlara ve güncel eğitim yöntemlerine ihtiyaç olduğu aşikardır. Klasik ve ezberci bir eğitimin semeresinin günümüz insanının zihin ve gönül dünyasında izdüşümünün olmadığının hepimiz farkındayız. Bu noktada Hz. Peygamber'i günümüz insanına özellikle de gençliğe tanıtmada nitelikli siyer eserlerinin hazırlanması ve teknolojinin tüm imkanları kullanılarak insanlık ve bilhassa gençler ve çocuklarla buluşturulması zaruridir. Nesilleri sünnet-i seniyye ile buluşturacak çalışmalarımızı yoğunlaştırmalı, bu konuda yöntemler geliştirmeliyiz. İslam toplumlarının içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulmasını sağlayacak stratejiler belirlemeliyiz."

Babanzade Ahmed Naim Efendi'nin, yakın tarihimizin en dikkat çeken fikir ve ilim adamlarından birisi olduğuna dikkat çeken Erbaş, "Nitekim tarihin kimi dönemlerinde birçok ilim ve düşünce adamı, söz konusu problemlerin üstesinden gelmek için büyük gayretler sarf etmiştir. Kaleme aldıkları eserlerle gerek içerden gerekse dışarıdan İslam'a yönelik saldırılara kapsamlı, soğukkanlı ve müdellel cevaplar vermiştir. Bu noktada yakın tarihimizin en dikkat çeken fikir ve ilim adamlarından birisi de kuşkusuz Babanzade Ahmed Naim Efendi'dir. Bir taraftan kamu görevi, diğer taraftan müderrislik yapan Ahmet Naim Efendi, eğitimi, fikirleri, eserleri, çok yönlülüğü ve meselelere yaklaşımı ile döneminin en dikkat çeken isimlerinden birisi olmuştur. Felsefeden kelama, hadisten psikolojiye kadar birçok ilimle iştigal etmiş, yaptığı tercüme eserler ve yazdığı makalelerle adından çokça söz ettirmiştir. İslam toplumlarının batı karşısında zayıf düşmesinin, ilim ve sanatta geri kalmışlığın faturasını İslam'a kesmeye çalışanların varlığına karşın o, asıl sorunun dinde değil Müslümanlarda olduğu gerçeğini dile getirmiş, çözüm olarak da aklı, özgür düşünceyi, Kur'an'ın şaşmaz ilkelerini ve Hz. Peygamber'in sünnetini göstermiştir" dedi.

'KRİZ DÖNEMİNDE HADİSLE İLGİLİ YAPTIĞI ÇALIŞMALAR ÇOK ÖNEMLİ'

Diyarbakır Valisi Münir Karoğlu da sempozyumunda yaptığı konuşmada, Babanzade Ahmet Naim Efendi'nin, Osmanlıdan Cumhuriyete geçerken o kriz döneminde özellikle hadisle ilgili yaptığı çalışmaların çok önemli olduğunu söyledi. Karaloğlu, "Babanzade Ahmet Naim Efendi'nin, Osmanlıdan cumhuriyete geçerken o kriz döneminde özellikle hadisle ilgili yaptığı çalışmalar, sahih kaynakların Türkçeye aktarılması konusundaki çalışmaları çok önemlidir. İnşallah yeniden Diyarbakır üzerinden İslam'ın Anadolu'daki kapısı olduğunu iddia ettiğimiz Diyarbakır'dan böyle önemli bir şahsiyetin tekrar ülke ve İslam dünyasının gündemine taşınmış olması çok önemlidir" dedi.

Sempozyumun açılış oturumunun ardından Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyarbakır tarihi Ulu Cami'ye geçerek Cuma Hutbesini oku, namazı kıldırdı.


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Diyanet İşleri Başkanlığı Münir Karaloğlu Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title