Diyanetten kurbanlık hisse uyarısı (1)
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ramazan Muslu, vekaletle kurban kesim organizasyonlarına ilişkin, "Bazı kampanyalarda 'Şu kadar et karşılığı hisse alınmaktadır' deniliyor.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ramazan Muslu, vekaletle kurban kesim organizasyonlarına ilişkin, "Bazı kampanyalarda 'Şu kadar et karşılığı hisse alınmaktadır' deniliyor. Onun üzerinde artan kısımlara da yeni hisseler oluşturulduğunu duyuyoruz ya da şahit oluyoruz. Bu dinen uygun değil." dedi.
Muslu, vatandaşlar tarafından kurban ibadetiyle ilgili sıkça yöneltilen sorulara ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Akıl sağlığı yerinde, büluğ çağına girmiş ve dini açıdan zengin sayılan her Müslüman'ın kurban ibadetinden sorumlu olduğunu belirten Muslu, temel ihtiyaçların ve borcun dışında 80,18 gram altın, bunun değerinde para veya eşyası bulunan kişinin dinen zengin sayıldığını ve kurban kesebileceğini söyledi.
Muslu, kurbanı hisse sahiplerinin kesmesinin önemli olduğunu ancak bu imkanın bulunmaması halinde kesimin ehliyetli kimseler tarafından belediyelerce belirlenen yerlerde de yapılabileceğini vurguladı.
Vekaletle kurban kesimi konusunda dikkat edilmesi gereken konulara değinen Muslu, "Dinen yapılan işlemin sağlıklı ve sahih olabilmesi için doğrudan herhangi bir vakıf ya da derneğe bağış yapılması durumunda mutlaka umumi bir vekalet verilmesi gerekiyor. Hem alım satımdaki vekalet hem de kesim konusunda hepsini kapsayacak umumi bir vekalet verilmesi lazım." ifadelerini kullandı.
"Kurban niyetiyle hisseye dahil olmak gerekiyor"
Bazı işletmelerin kilo hesabı üzerinden vekaletle kurban kesim organizasyonu yapmasını da değerlendiren Muslu, şöyle konuştu:
"Bazı kampanyalarda 'Şu kadar et karşılığı hisse alınmaktadır' deniliyor. Onun üzerinde artan kısımlara da yeni hisseler oluşturulduğunu duyuyoruz ya da şahit oluyoruz. Bu dinen uygun değil. Büyükbaş hayvan en fazla 7 hisseye kadar, küçükbaş hayvan ise bir kişilik kurban ibadetini yerine getirme imkanı sunuyor. O nedenle büyükbaş kaç kilo olursa olsun 7'den fazla hisseye satılamaz. Bunun hükmü dinen bu şekilde. Eğer 7'den fazla kimseye o kurban etinden, yani kilogram üzerinden bir hesaplama yapılarak hisse veriliyorsa bu diğer insanların da kurbanlarının geçersiz olmasıyla sonuçlanır. Hepsinin kurban niyetiyle o hisseye dahil olması gerekiyor. Eğer içerisinde sadece et almak için, yani 7 kişiden bir kişi dahi bu niyetle o ortaklığa girmiş olsa diğerlerinin kurban ibadeti de geçersiz oluyor. Vatandaşlarımızın buna dikkat etmesi lazım. Sonuçta Allah'a yakınlaşmak için yapılan bir ibadet. Şartları, şekli ve her şeyi belli. Bu şartlar çerçevesinde ibadeti yerine getirmeye çalışmak lazım."
"Kesimsiz kurban olmaz"
Muslu, bazı yardım kuruluşlarınca "kesimsiz kurban" organizasyonu yapıldığını, son günlerde bu tür organizasyonlara ait tanıtım afişlerini gördüğünü bildirdi.
Vatandaşların herhangi bir yardım veya sivil toplum kuruluşuna yılın her günü maddi bağış yapabileceğini vurgulayan Uslu, "Asla kesimsiz kurban söz konusu değil. Vatandaşlarımız bu konuya dikkat etsin. Kurban ibadetinin yerine bağış ya da başka bir şey geçmez. Kurban, kurbandır. Şartları bellidir." diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığınca kurban kesimine ilişkin verilen bazı fetvaları hatırlatan Muslu, kurban kesilmeden önce işlemi yapacak görevliye hisse sahiplerinin isimlerinin ve vekaletlerinin verilmesi gerektiğini ifade etti.
"Kurbanın belirtilen günlerde kesilmesi gerekir"
Muslu, kurbanlık hayvanın hasta, kör ve topal olmaması, ayrıca belirtilen günler içinde kesilmesi gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Kurban, bayram namazından sonra başlayıp 3'üncü günün akşam namazına kadar olan bir süre içerisinde kesilebilir. Gece kesilmesi caizdir ama mekruh görülmüştür. Mümkünse gün ışığında gündüz kesilmesi tavsiye edilmektedir. Özellikle hisseli kurbanlarda göz kararıyla da olsa mutlaka eşit şekilde bir dağıtımın yapılması ve kim, hangi kurbanı kestiyse o kurbandan et alması ya da bağışlaması gerekir. Mesela 6 kişi bir büyükbaş için anlaşmış ve kurbanı kesmişler. Sonradan bir kişi daha katılmak istemiş, böyle bir şey caiz değil. Yani kesimden önce kaç kişi için niyet ederek kesildiyse onlar adına kesilmesi gerekiyor. Deri ve sakatatlar dinen verilmesi caiz olan yerlere bağışlanabilir. Kasap ücreti ne etten ne de bunlardan karşılanmaz. Peygamber Efendimiz'in uygulamasında da bu böyledir."