Diyarbakır Cezaevi İçin 250 Yeni Suç Duyurusu
Diyarbakır Cezaevi'nde işkence görenler ve hayatını kaybedenlerin 250 kadar yakını daha, dönemin cezaevi sorumluları hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu
Adı 12 Eylül dönemindeki işkencelerle anılan Diyarbakır Cezaevi'nde işkence görenler ve hayatını kaybedenlerin 250 kadar yakını daha, dönemin cezaevi sorumluları hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
12 Eylül döneminde adı işkencelerle gündeme gelen Diyarbakır Cezaevi için, Diyarbakır Adliyesi önünde toplanan ve aralarında babası cezaevinde kaybeden BDP'nin Diyarbakır'da desteklediği bağımsız milletvekili adaylarından Altan Tan ve kapatılan HEP'in öldürülen Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın'ın eşi Şükran Aydın'da bulunduğu yaklaşık 250 kişi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Adliye binası önünde basın açıklaması yapan grup adına konuşan Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu sözcüsü Celalettin Can, Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananların Türkiye'nin utancı olduğunu söyledi. Türkiye'nin bu utançtan kurtulması ve sorumluların cezalandırılması için toplandıklarını söyleyen Can, "Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi'nde 12 Eylül 1980 ile 1984 yılları arasında başta sıkıyönetim komutanı olmak üzere, görev yapan tüm asker ve sivil cezaevi görevlileri, savcıları, mahkeme başkanları ve üyeleri ile doktorlar hakkında işkence suçundan dava açılması ve suç faillerinin cezalandırılmasını talep etmek için buradayız" dedi.
Babası Bedii Tan'ı cezaevinde kaybeden BDP'nin destemklediği Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Altan Tan ise, ocağına ateş düşen bir ailenin çocuğu olduğunu ifade etti. Cezaevinde hayatını kaybedenlerin insanlık onu için can verdiklerini belinten Tan şöyle dedi:
"Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı, Cumhurbaşkanı ve devletin bütün yetkileri bu ayıbın sorumlularını ortaya çıkarmalıdır. 12 Eylül referandumunda, '12 Eylül yargılanacak' dediler. Sistemli olarak bir rejim ve devlet işkencesi ve dönemi olarak tanımlıyoruz 12 Eylül'ü. Eğer bizzat Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmaz ve o dönemdeki gerçek suçlular, devletin en üstündeki yetkililer yargı önüne getirilmezse, Türkiye Cumhuriyeti hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Allah, o vahşet içerisinde hayatını kaybedenlerin tamamına rahmet eylesin. Acı çekenlerin acısına şifa versin, buna sebep olanları da kahretsin. Allah'ın ve meleklerin lanetleri üzerlerine olsun. Allah ve meleklerinin lanetleri onları koruyanın üzerlerine olsun. Onları yargı önüne çıkarmayanları da Allah kahretsin. " - Diyarbakır