Haberler

Diyarbakır'daki 145 Sivil Toplum Örgütünden Ortak Açıklama

Abone Ol

"kalıcı Bir Ateşkes İçin Operasyon Yapılmamalıdır"

"KALICI BİR ATEŞKES İÇİN OPERASYON YAPILMAMALIDIR"

DİYARBAKIR'daki 145 sivil toplum kuruluşu yaptıkları ortak açıklamada, PKK'nın 20 Eylül'e kadar ilan ettiği eylemsizlik kararının kalıcı bir ateşkese dönüşmesi için operasyonların yapılmamasını istedi. Diyarbakır Barosu eski başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilcisi Sezgin Tanrıkulu, en azından 20 Eylül'e kadar savaş uçaklarının münkünse eğitim uçuşu bile yapmamalarını istediklerini belirterek, "Bu eğitim uçuşları bile halkın psikolojisini bazmaktadır"dedi.

SİLAHLARIN SUSMASI ÇAĞRIMIZA PKK YANIT VERDİ

Terör örgütü PKK'nın 20 Eylül tarihine kadar eylemsizlik kararı ilan etmesinin ardından Diyarbakır'da 145 sivil toplum kuruluşunun temsilcileri ortak bir açıklama yaptı. Açıklama daha önce 2'inva Hava Kuvvet Komutanlığı'nın önünde yapılacağı duyurulurken, bu karar son anda komutanlığınınönündeki caddenin dar olması ve 'gerginlik' olmaması gerekçesiyle değiştirilerek, Sümerpak'a alındı.

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı metni Diyarbakır Barosu eski başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilcisi Sezgin Tanrıkulu okudu. Tanrıkulu, bölgenin sivil toplum örgütleri olarak kısa bir süre önce, yaşanan çatışmaların sona erdirilmesi konusundaki görüşlerini kamuoyu ile paylaştıklarını ve öncelikle silahların susmasını talep ettiklerini belirterek, "Bu yönlü yapılan tüm çağrılara sevindirici bir biçimde PKK yanıt vermiş ve 20 Eylül'e kadar sürecek eylemsizlik kararı aldığını kamuoyuna açıklamıştır. Türkiye'nin içinde bulunduğu bu dönemde PKK'nın ilan ettiği bu kararın Kürt meselesinin şiddet dışındaki barışçıl çözümüne büyük bir olanak sağladığı düşüncesindeyiz"dedi.

KALICI ATEŞKES İÇİN SOMUT ÖNERİLERE ÖN YARGISIZ YAKLAŞILMAMALIDIR

Tanrıkulu, geçmişte bir çok kez ateşkes ve eylemsizlik kararlarının alındığını, uzun dönemlere denk düşen bu süreçlerin sorunun özgürlükçü ve barışçıl çözümü bakımından devletin kurumları tarafından değerlendirilmediğini ve sorunun daha da derinleşmesine neden olduğunu söyledi. Tanrıkulu, "Öncelikle eylemsizlik kararının alındığı bu dönemde bu süreci boşa çıkartacak operasyonlar yapılmamalı, sorunun yaratılacak güven ortamı içerisinde barışçıl ve özgürlükçü çözümüne zemin hazırlanmalıdır. Bu sürece bütün Türkiye toplumu sahip çıkmalı, operasyonların yapılmaması konusunda toplumun bütün kesimleri ısrarcı olmalıdır. Özgürlüğü ve eşitliği esas alacak çözüme, kalıcı bir ateşkese zemin hazırlayacak bu konudaki somut önerilere ön yargısız yaklaşılmalı, önerilerin aynı zamanda barışçıl çözüm zeminini güçlendireceği de gözden uzak tutulmamalıdır"

KENDİNİ SORUNUN TARAFI GÖREN AKTÖRLER DIŞLANMAMALIDIR

Daha önce dile getirdikleri taliplerini yinelemek istediklerini söyleyen Tanrıkulu şöyle konuştu:

"Kürt siyasetçiler, seçilmiş belediye başkanları ve insan hakları savunucularına yönelik hukuka ve adalete aykırı, kamu vicdanını yaralayan uygulamalara son verilmeli, bir an önce serbest bırakılmaları sağlanmalıdır. Siyasetin sorun çözücü işlevini yerine getirebilmesi için, bütün siyasal görüşlerin kendini rahatça ifade edebileceği bir siyasal partiler rejimine ihtiyaç vardır. Bu nedenle başta temsilde adaletsizliğe sebep olan seçim barajı kaldırılmalı veya makul bir seviyeye düşürülmeli, siyasi partiler yasası yasaklardan arındırılmalıdır. Kalıcı bir çözümü mümkün kılmak için diyalog süreci başlatılmalı ve bu süreçten kendini sorunun tarafı olarak gören hiçbir aktör dışlanmamalıdır. Sürecin nihai amacı olan çatışmaların tamamen sona erdirilmesi için sağlıklı bir diyalog ortamı oluşturulmalı, inisiyatif sahibi şahsiyet ve dinamiklerin önerileri önyargısız olarak tartışılabilmelidir"

SÜRECİN KALICI HALE GELMESİ OPERASYONLARIN YAPILMAMASINA BAĞLADIR

Tanrıkulu, sürecin devamı ve kalıcı hale gelmesinin öncelikle operasyonların yapılmamasına bağlı olduğunu savundu. Tanrıkulu, "Bu sürecin sorumluluğu başta hükümet olmak üzere devletin diğer kurumları, ana muhalefet partisi ve tüm siyasal partilerdir. Bu sorunun günlük siyasi çekişmelerin dışında ele alınmasını bu sürece tüm toplumun sahip çıkmasını ve katkı sunmasını bekliyoruz. Ayrıca biz aşağıda imzası bulunan sivil toplu örgütleri olarak, sorunun çözümü ve silahların bir daha kullanılmaması hususunda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğimizi de bu vesile ile tekrar kamuoyunun bilgisine sunuyoruz"dedi.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Tanrıkulu, en azından 20 Eylül'e kadar savaş uçaklarının münkünse eğitim uçuşu bile yapmamalarını istediklerini belirterek, "Bu eğitim uçuşları bile halkın psikolojisini bazmaktadır"dedi. PKK ile devlet arasında diyalogun olup olmadığı yönündeki bir soruya ise Tanrıkulu, "Bir diyalog varsa olumlu bakıyoruz. Bu dönemde bütün siyasetçilerin üsluplarına dikkat etmesi gerekir. Operasyon olursa süreç heba olur" dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title