Diyarbakır Dbp'li Başkan Sakık: Polis Ile, Kolluk Kuvvetleriyle Karşı Karşıya Kalmaktan Hepimiz...
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP)'ye mensup olan görevde kalan 2 il Belediye başkanındanr biri olan Ağır Belediye Başkanı Sırrı Sakık, Belediye başkanlarının yaptıkları basın açıklamaları ve toplantılara katılmalarının suç sayıldığını belirtirek, "Biz siyasetçiyiz, ülkemizin sorunlarını...
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP)'ye mensup olan görevde kalan 2 il Belediye başkanındanr biri olan Ağır Belediye Başkanı Sırrı Sakık, Belediye başkanlarının yaptıkları basın açıklamaları ve toplantılara katılmalarının suç sayıldığını belirtirek, "Biz siyasetçiyiz, ülkemizin sorunlarını konuşarak çözeceğiz. Biz ülkemizin yaşadığı bu ağır koşullardan ülkemizi kurtarmak istiyoruz. Kurtarmak istiyoruz, yorulduk. Polisle, kolluk kuvvetleriyle karşı karşıya kalmaktan hepimiz yorulduk"dedi.
"BUGÜN YAŞANANLARI 1994'TE DE YAŞADIK, ÇÖZÜM ALSAYDI PARLAMENTODA OLMAZDIK"
DBP'ye mensup olan ve aralarında 3 Büyükşehir ile 6 il Belediye Başkanının bulunduğu yaklaşık 70 DBP'li Başkan haklarında yürütülen soruşturmalar kapsamında görevden alınıp yerlerine kayyum atanırken, DBP'li olup görevde kalan 2 il belediyesinden biri olan Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, geldiği Mardin'de yaşanan süreç ile ilgili açıklamalarda bulundu. DBP'li Ağrı Belediye Başkanı Sakık, Türkiye'nin geçmişten bugüne kadar sürekli ezberini tekrarlayan bir ülke olduğunu, yani demokratik siyaset hayat bulması gerekirken, ne yazık ki geçmişten bugüne kadar uygulanan yol yöntemlerin uygulandığını ileri sürdü. Parlamentodaki durumu gördüklerini, bugün yaşananları 1994 yıllında hep birlikte yaşadıklarını da söyleyen Sakık, "Eğer çözüm olmuş olsaydı parlamentoda veyahut yerel yönetimlerde başkan olmayacaktık. Bugün 1994'te denenen yol yöntem daha acımasız bir şekilde deneniyor. Oysaki siyaset dünyası, halkın iradesi, vekiller, belediye başkanları yani halkın oyuyla gelen ve orada halka hizmet edecek, Türkiye'nin sorunlarını barışçıl bir şekilde çözmek için görev başındalar. Son operasyonlarla, kayyumlardan, parlamentodaki dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla yeni bir süreç yaşandı. Bu süreç, bu yol çıkmaz bir yoldur. Derhal bu yanlıştan vazgeçilmelidir. Halkın iradesine saygı gösterilmelidir. Eğer parlamentodaki diğer siyasi partiler ne kadar iradeyse HDP bir o kadar iradedir. Türkiye genelindeki bütün belediye başkanları ne kadar iradeyse bugün içeride olan belediye başkanlarımız bir o kadar iradedir. Yani demokratik siyasete alan açmak gerekirken, sorunları barışçıl bir şekilde çözmemiz gerekirken, ne yazık ki ülkemizde özellikle sorunlarımızı erteleyen, öteleyen ve ret, inkar, baskı, asimilasyon, onun ötesinde zindanla ertelemeye ve ötelemeye çalışıyoruz"dedi.
DBP'li Başkanların yaptıkları basın açıklamaları ve katıldıkları toplantıların suç sayaldığını da söyleyen Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, "Biz siyasetçiyiz tabi ki basın açıklaması yapacağız. Biz siyasetçiyiz, ülkemizin sorunlarını konuşarak çözeceğiz. Ne yazık ki, basın açıklamalarımız, bir toplantıya katılmamız bir suç olarak sunuluyor. Biz ülkemizin yaşadığı bu ağır koşullardan ülkemizi kurtarmak istiyoruz. Kurtarmak istiyoruz, yorulduk. Polis ile, kolluk kuvvetleriyle karşı karşıya kalmaktan hepimiz yorulduk. Kırk yıllık bir çatışmalı süreç var. Biz bu çatışmalı süreçte ağır bedel ödeyen halkın evladıyız. Artık bu topraklarda bunların olmaması için her arkadaşımız düşüncelerini söylediklerinde, düşüncelerimiz eşittir terör ve ceza olmamalıdır. Onun için bizi yönetenler, bu ülkenin sorunların çözmek istiyorlarsa bu yolun bu yöntemin yol olmadığını, hayat bize göstermesine rağmen, bundan dayatmanın bu ülkeye en büyük haksızlık olduğunu düşünüyorum"diye konuştu.
"SORUN BENİM VE ARKADAŞLARIMIZIN TUTUKLANMASI İLE ÇÖZÜLMEZ"
Ağrı Belediye başkanı Sakık, Belediyelerde yöneticilik yapmak gibi bir dertlerinin olmadığını, bu topraklarda barışı nasıl inşa ederiz çabası içinde olduklarını da ifade ederek, "Ağrı'ya gidiş nedenimde o dur. 2013 yılındaki barış sürecinin hayat bulması için ben Ağrı'ya gittim. Her konuşmamızda mahkum ediliyoruz. Bütün mercekler üzerimizde. Sorun benim ve diğer arkadaşlarımızın tutuklanmasıyla çözülmez. Tam tersine demokratik siyasete alan açarsak, sorun çözülebilir. Hepbirlikte, ülkenin birliği içerisinde farklılıklarımızı koruyup, farklılıklar içerisinde birliğimizi koruyacak bir anlayış bu topraklarda hayat bulması gerektiğine inanıyoruz. Bizim çabamız da budur. Burası bizim anayurdumuzdur. Bu ülke hepemizin ortak vatanıdır. Bu ortak vatanda yeni bir sözleşmeye ihtiyacımız var. Bugünkü anayasa değişkiliğinde, bütün kimliklere, inançlara hayat hakkı tanıyacak, bir anayasa olmayıydı, yeni bir toplumsal sözleşme olmalıydı. Sorunlar böyle çözülürdü. Böyle oluşmuş olsaydı, bugün biz bunun etrafında kenetlenir ve büyük bir Türkiye'yi inşa ederdik. Ben hala da bu topraklarda bunun hayat bulması için milyonlarca insanın çok heyecanla beklediği yeni bir süreç yeni bir anayasa yeniden 2013 sürecin ruhuna uygun bir barış sürecinin bu toplumda, olumsuzlukların panzehri olacağına inanıyorum"dedi.