Doğal Sit Alanını İncelemeye Gittiler Vatandaşlar Engel Oldu
Rize’nin Fındıklı ilçesinde bulunan ve ‘Doğal Sit’ alanı olarak belirlenen Arılı Vadisi’ni incelemeye giden 11 kişilik heyet ile vatandaşlar arasında ‘Hidroelektrik Santral’ yapılacağı iddiası yüzünden gergin anlar yaşandı.
Rize'nin Fındıklı ilçesinde bulunan ve 'Doğal Sit' alanı olarak belirlenen Arılı Vadisi'ni incelemeye giden 11 kişilik heyet ile vatandaşlar arasında 'Hidroelektrik Santral' yapılacağı iddiası yüzünden gergin anlar yaşandı. Yaşanan olay sonrası vadiye giremeyen Sakarya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünden Prof. Dr. Ali Uzun konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Biz oraya HES yapmıyor ve yapmayacağız. Yaşanan durum, karadeniz insanının misafirperverliğine hiç yakışmadı" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı potansiyel sit alanlarının değerlendirmesi kapsamında bir proje başlattı. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğündeki görevli mühendisler 28 ilde yaklaşık 90'a yakın alan belirledi. Proje kapsamında Rize'nin Fındıklı ilçesinde bulunan Arılı Vadisi'nin incelenmesi ve koruma altına alınması için 11 kişilik heyet inceleme yapmak üzere bölgeye gitti. Vadinin 'Doğal sit' özelliğinin kaldırıp, Hidroelektrik Santral (HES) yapılacağı iddiasıyla vatandaşlar ile heyet arasında gergin anlar yaşandı. Yaşanan olay sonrası vadiye giremeyen Sakarya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünden Prof. Dr. Ali Uzun orada bir HES yapmayacaklarını kendilerini yanlış anladıklarını ifade etti. Uzun yaptığı açıklamada, "Bu proje aslında sadece Fındıklı ilçesindeki Arılı Vadisi ile ilgili değil. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, biz bilim insanlarının da desteklediği önemli bir projeyi başlattı. Daha önce mevcut sit alanlarının değerlendirilmesi projesi vardı, şimdide potansiyel sit alanlarının değerlendirilmesi projesi var. 28 ilde yaklaşık 90'a yakın alan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde ki görevli mühendis arkadaşlar belirlemiş ve bakanlığa yazmışlar. Buraların özellikli alanlar olabileceği ve buralar üzerinde incelemelerde bulunulması lazım diye yazılmış. Bu alanlar için böyle denildiyse, bunun amacı alanların korunması ve koruma altına alınmasıdır" dedi.
"Üzücü ve sıkıntılı bir olayla karşılaştık"
Fındıklı ilçesindeki üzücü ve sıkıntılı bir olayla karşılaştıklarından bahseden Prof. Dr. Ali Uzun, "Dolayısıyla bu proje başladı, biz de proje kapsamında 2 ekip oluşturduk. Her bir ekibimiz de 11 uzman var. Türkiye'nin Güney ve Kuzey kesimleri üzerinde çalıştık. ve ilk keşif arazisine çıktık, yaklaşık 10 günlük bir arazi yaptık. Çanakkale'den başladık, Rize ve Artvin'de ki alanları da inceleyecektik. Bu alanları bize verilen lokaliteler ölçeğinde gidip genel morfolojik yapısı nasıl, vejetasyon özellikler neler, bu alanı kaç gün çalışırsak verimli veriler elde edebilir ve nasıl çalışabiliriz anlamında Rize'nin Fındıklı ilçesinde bulunan Arılı Vadisi'ne gittik. Fakat orada beklemediğimiz, ummadığımız ve tahmin edemeyeceğimiz bir durumla karşılaştık. Üzücü ve sıkıntılı bir olayla karşılaştık, çünkü yaklaşık 11 kişilik bir ekip 2 saat boyunca orada durmak, kalmak zorunda kaldı. Aslında derdimizi de anlatamadık" diye konuştu.
"Olayı orada unutarak şikayetçi olmadık"
Ülkenin hassas bir dönemden geçtiğini ve vatandaşın devlet ile karşı karşıya gelmesini istemedikleri için yaşanan olayı orada unuttuklarını ve şikayetçi olmadıklarını ifade eden Dr. Uzun, "İnsanların bazı tepkileri olabilir diyerek yaşanan olayı biz unuttuk. Hatta olaydan sonra bizi jandarma komutanı ve oradaki emniyetin komiseri aldılar, çok ilgilendiler. O olayı şikayet meselesi yapabilirdik ama biz ülkenin hassas bir dönemden geçtiğini ve kimsenin birbirine kırılıp, gücenmemesi taraftarıyız, bu yüzden yaşanan olay sonrasında herhangi bir şikayette bulunmadık. Biz de devlet memuruyuz, hoca gibi bir sıfatımız, özelliğimiz var. O sorumluluk adı altında olayı sakinlikle, izah ederek geçiştirme yolunu tercih ettik. Vatandaş, devlet karşı karşıya gelmesin diye bu olayı unuttuk orada" şeklinde konuştu.
"Biz oraya HES yapmıyor ve yapmayacağız"
O alana HES yapılmayacağının belirten Dr. Uzun, "Yaşanan olay sonrasında basına haberler yansımaya başladı. Tabi oradaki haber bizi rahatsız etti ve ona istinaden bizde olayın doğrusunun bilinmesini istedik. Bu haberi izleyen yakınlarımız, tanıdıklarımız bizim neden oraya HES yaptığımızı sordu. Şimdi haber böyle algılanınca kitleler tarafından, bu doğru değil bunu izah etmek istedik. Biz oraya HES yapmıyor ve yapmayacağız. Bizim vazifemiz, devletin potansiyel özellikte gördüğü sit özelliğinde gördüğü bir alanın biyoekolojik ve biyojeolojik envanterini çıkartmak. Doğu Karadeniz, bu eşsiz tabiat ve doğa güzelliklerinin olduğu bir alanda bizim elde ettiğimiz veriler paralelinde devletin kendisinin hazırlattığı rapor sonrasında burası kesin korunacak hassas alan olma özelliğine sahip" ifadelerini kullandı.
"Karadeniz insanının misafirperverliğine hiç yakışmadı"
Doğayı korumak için uğraştıklarını ancak yaşanan olay esnasında bu durumu izah etmelerine fırsat verilmediğini aktaran Uzun, yaşanan durumun Karadeniz insanının misafirperverliğine, hoşgörüsüne yakışmadığını söyledi. Uzun, "Biz doğayı korumak için uğraşıyoruz, ben doğa bilimciyim. Ama bunu orada yöre halkına anlatamadık, anlatmamıza fırsat vermediler. Ben de Trabzon doğumluyum ama yaşananlar Karadeniz insanının misafirperverliğine, hoşgörüsüne hiç yakışmadı. 2 saat boyunca orada kalmak zorunda kaldık. Arabada gencecik yüksek lisans doktora öğrencileri vardı, bilim insanı adayları vardı. Onlar çok korktular, biz de gerildik. Hatta tanık olduğum kadarıyla korkmamızdan mutlu olduklarını görmek beni çok üzdü. Bir kez daha altını çizmek istiyorum biz bu durumu anlatamadık. Orası devlet tarafından potansiyel sit alanı statüsüne sokulmuş ve değerlendirilmesi isteniyorsa mutlaka bu korunması içindir. Bizim de niyetimiz, bilimsel veriler paralelinde o alanların korunmasıdır. Biz oraya bu amaçla gittik. Ama basına yansıdığı kadarıyla ve gelen tepkiler bağlamında sanki biz orayı doğal sit alanından çıkartacağız veya doğal sit değildir diyerek oraya HES yapacağız gibi yansıdı. Bir kere bu bizim sorumluluğumuz ve yetkimiz alanı değil. Devletin bize verdiği yetki ve imkanlar paralelinde oraya gidip, orada ki alana özgü verileri toplayıp, o alanla ilgili raporumuzu bilimsel ölçeklere dayalı yazmak ki, genel itibari ile o alanlar doğal özellik, güzellik açısından önemli yerler. Biz de bir biyolog, doğa bilimci ve doğa sever olarak bu tür alanların korunması taraftarıyız. Biz o gün bunu anlatma fırsatı bulamadık. O gün uzlaşmaya açık bir yapı bulamadık" dedi. - SAKARYA