Haberler

Dokunulmazlık Resti!

Güncelleme:
Abone Ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında "Benim dokulmazlığa ihtiyacım yok" dedi.

Dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM Başkanlığı'na dilekçe veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "CHP Genel Başkanı ile hesaplaşmak mı istiyorsun, kaldırın dokunulmazlığımı. Ben yola çıkarken dokunulmazlığa güvenerek yola çıkan birisi değilim. Ben sizden çekinmem, ben sizin ağa babalarınızdan da çekinmem. Ben yalnızca kendi ulusumun emrindeyim, ben yalnızca kendi milletimin önünde eğilirim, beni hapset atmak değil, darağacına da çıkarsanız söyleyeceğim budur" dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hakkında "Kurum halinde çalışan kamu görevlisine hakaret' ve "Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' gerekçesiyle hazırladığı fezlekeyi değerlendirdirerek şöyle devam etti:

"Dokunulmazlığımın kaldırılması için fezleke düzenlediler. Suçum adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek. Bunların adil yargısı basılmamış kitabı toplatan yargı. Bunların adil yargısı parasız eğitim istiyoruz diyen üniversite öğrencilerini aylardır hapiste tutan adil yargı.

Eski bir Genelkurmay Başkanı'nı terörist diye tutuklamayı akıl etmek yine ilk kez bu adil yargılamayı yapan arkadaşlara nasip olmuştur. Biz bunların adil yargılamalarının ne olduğunu çok iyi biliriz. Önümüzde Deniz Feneri davası varken.

Benim dokunulmazlığa ihtiyacım yok, dilekçem burada, grup toplantısından sonra vereceğim. Beni korkuyla siyaset yapanlardan değilim. Halkı için yola çıkanların kitabında korku yoktur. CHP Genel Başkanı ile hesaplaşmak mı istiyorsun kaldırın dokunulmazlığımı, evet kaldırın dokunulmazlığımı. Ben yola çıkarken dokunulmazlığa güvenerek yola çıkan birisi değilim. Ben bu oyunun nerelerde kurgulandığını da çok iyi biliyorum. Egemen güçlerine taşeronluk yapanların tehditlerine boyun eğmem ben. Ben sizin özel yetkili mahkemelerinden korkmam. Beni özel yetkili mahkemelerinizle yıldıramazsınız. Siz kim oluyorsunuz, siz kime diz çöktürmek istiyorsunuz. Ben sizden çekinmem, ben sizin ağa babalarınızdan da çekinmem.

Ben yalnızca kendi ulusumun emrindeyim, ben yalnızca kendi milletimin önünde eğilirim, beni hapset atmak değil, darağacına da çıkarsanız söyleyeceğim budur."

TBMM BAŞKANLIĞI'NA GÖNDERDİ

Grup toplantısından sonra basın mensuplarının, "Dilekçenizi hemen verecek misiniz" sorusuna CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Tabii tabii. Meclis Başkanlığına. Evraka girecek" yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu daha sonra dokunulmazlığının kaldırılmasını talep eden dilekçeyi TBMM Başkanlığı'na gönderdi.

"GENELKURMAY BAŞKANI TERÖRİSTSE BAŞBAKAN NE OLUR?"

Her şeyi düşünürdük de bu aklımıza gelmezdi; terörist örgüt yöneticisi bir genelkurmay başkanımız var. Peki soru şu, bir ülkenin genelkurmay başkanı teröristse başbakanı ne olur? Bu özel yetkili mahkemeleri, yargıçları mizah dergilerine havale ediyorum.

Bakın, İlker Başbuğ, bu hükümetin onayıyla, Genelkurmay Başkanlığına atandı, ordu komutanlığına atandı. Peki ne oldu da bu tabloyla karşılaştık?

İki ihtimal var, ya Başbakan İlker Başbuğ'un terör örgütü yönettiğini biliyordu ve işlem yapmadı, ki bu bir suçtur. İkinci ihtimal ise, sayın Başbakan, İlker Başbuğ'un terör örgütü yönettiğini bilmiyordu. Bu da tam bir rezalettir.

"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER SİVİL MAHKEME DEĞİL"

Demokratik hukuk devletinde vatandaşlar ünvanlarına ya da rütbelerine göre imtiyaz sahibi olmazlar. Anayasamız çok açık, hiçbir kimseye, kişiye, kuruma ayrıcalık tanınamaz. Demokrasilerde Özel Yetkili Mahkemeler, Devlet Güvenlik Mahkemeleri olmaz. Asıl sorun tutuklanan kişinin eski Genelkurmay Başkanı olması değil. Savunulması gereken hukuktur.

Bu haber basına şu şekilde yansıdı, "bir Genelkurmay Başkanı sivil mahkeme tarafından tutuklandı". Özel Yetkili Mahkemelere nasıl sivil mahkeme dersiniz. Tekrar ediyorum, Silivri'de bir çadır kuruldu, adalet falan da dağıtılmıyor.

Özel yetkili mahkemeler, DGM'den de askeri mahkemelerden de kötüdür... Silivri bir toplama kampıdır. Dünyadaki demokrasiden, insan haklarından yana olan bütün kurumları Silivri'ye davet ediyorum.

"AKP NE ZAMAN SIKIŞSA MAHKEMELERİN ÇEKMECESİNDEN DOSYA ÇIKIYOR"

AKP uçakları göndermiş 35 sivil vatandaşı öldürmüş, ki bu ölenlerden biri de gazi çocuğudur. Ama bir anda çekmeceden dosya çıkıyor gündem değişiyor. Genelkurmay Başkanı tutuklanıyor. AKP ne zaman sıkışsa mahkemeler çekmeceden bir dosya çıkarıyor. Bence AKP binasında Özel Yetkili Mahkemelere bir kat ayırsınlar.

CHP askeri diktatörlüğü de karşıdır, bugün oluşturulmaya çalışılan sivil diktatörlüğü de karşıdır. Hiçbir baskıya, diktatörlüğe boyun eğmeyeceğiz. Ben demokrasinin hukuk devletinin avukatayım.

"ULUDERE İSTİHBARATINI NEREDEN ALDINIZ?"

Uludere'de öldürülen vatandaşlarımızın nasıl ve neden öldürüldüğü sorularını sormaya devam edeceğiz. Soruyoruz, nereden ve ne zaman geldiği belli olmayan bir istihbaratla Uludere'de 35 vatandaş öldürülüyor, eski Genelkurmay Başkanı terörist denilerek tutuklanıyor, ana muhalefet lideri hakkında soruşturma açılıyor. Bunların hepsi 12 günde oluyor. Bu tertibi görelim.

Sormaya devam ediyoruz, Uludere istihbaratını nereden aldınız? MİT müsteşarı diyor ki biz vermedik. Genelkurmay Başkanı diyor ki bize istihbarat geldi.

Açıkca soruyorum, bu istihbaratı İncirlik'te konuşlu hava araçlarından mı aldınız? Yani açıkca soruyorum, bu istihbaratı ABD'den mi İsrail'den mi aldınız? Bunu neden halktan gizliyorsunuz? Yoksa açıklarsak ülkenin güvenliğini ihale ettikleri odaklar açığa çıkacak diye mi korkuyorlar? İstihbaratı nereden aldınız açıklayın.

Başka bir ülkede bu olay olsa hemen istifa gelirdi. Ama bizim ülkemizde kıllarını kıprdatmadılar. Ama bunun için ülkede demokrasi olması lazım. Bir de ar damarları olması lazım.

Kaynak: ANKA / Güncel

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı Kemal Kılıçdaroğlu İlker Başbuğ Politika Uludere Güncel Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title