(DRONE) Konya Ovası'nda balya işçilerinin zorlu ekmek mücadelesi
Türkiye'nin tahıl ambarı olan Konya Ovası'nda hububat hasadının tamamlanmasıyla kış hazırlığı yapan balya işçilerinin zorlu mesaisi, hava sıcaklığının artmasına rağmen devam ediyor.
Türkiye'nin tahıl ambarı olan Konya Ovası'nda hububat hasadının tamamlanmasıyla kış hazırlığı yapan balya işçilerinin zorlu mesaisi, hava sıcaklığının artmasına rağmen devam ediyor.
Hasadın ardından tarlada kalan sapların, iş makinelerince dikdörtgen şekilde preslenmesiyle oluşturulan balyalar, işçilerin beden gücüyle araçlara yüklenerek hayvancılık işletmelerine taşınıyor.
Sabahın erken saatlerinden gün batımına kadar kavurucu sıcağın altında yükleme yapan işçilerin alnında ter, üzerinde ise toz hiç eksik olmuyor.
Ağır ağır ilerleyen traktör ya da kamyon römorkunu takip eden işçiler ortalama 25 kiloluk balyaları, var gücüyle römorka atarken, römork üzerindeki bir işçi de atılan balyaları istifliyor.
Balya işçilerinden Hasan Bursa, AA muhabirine, her türlü zorluğuna rağmen ekmek parası için sabah 05.00'te başlayıp akşamın karanlığına kadar mesai yaptıklarını söyledi.
Günde 40 tona yakın balya yüklediklerini belirten Bursa, sıcak hava ve tozun işi dayanılmaz hale getirdiğini kaydederek, "Aşırı derecede sıcak oluyor. 35-40 dereceyi buluyor. Şehre göre, tarla 3-5 derece daha fazla sıcak oluyor. Balyanın tozu, toprağı, aracın yürürken çıkardığı toz bizi perişan ediyor." şeklinde konuştu.
"Kazandığımızla bir sene idare ediyoruz"
Makineleşmenin işlerini olumsuz etkilediğine değinen Bursa, geçmiş dönemlere kıyasla sezonun daha kısa sürdüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:
"Büyük balya makineleri çıktı. Onları da iş makineleri yüklüyor. Bu da bizim işlerimizi olumsuz etkiledi. Bir sezonda kazandığımız para ile bir sene idare etmeye çalışıyoruz. Günde 1200 ila 1500 arası balya yüklüyoruz. Balyalar ortalama 25 kilo. Başka bir iş imkanı bulamadığımız için uzun yıllardır bu işi yapıyoruz. Çocuk okutuyoruz. Ev geçindiriyoruz. Elektrik parası, su parası geliyor. Mecburuz yani yapacak başka bir işimiz yok."
İşin yıpratıcılığına da dikkati çeken Bursa, "Akşam eve gittiğimizde kendimizi çok kötü hissediyoruz. Ellerimiz, ayaklarımız perişan oluyor. Sabah kalktığımızda 'dua eder' gibi elimiz açık kalkıyoruz. Bu iş çok zor. Yapılacak bir iş değil. Kısacası insan işi değil ama biz de mecburiyetten yapıyoruz. Hepimiz birbirimizden sebepleniyoruz işte. Gecemizi gündüzümüze katıp çalışıyoruz." diye konuştu.
"Bu iş çok zor ama ne yapalım, ekmek parası"
İşçilerinden Ahmet Aykut ise, "Bu iş çok zor ama ne yapalım, ekmek parası... Balyalar yaklaşık olarak 20-28 kilo aralığında oluyor. Makinenin ayarına bağlı. Tanesini de 1 lira 25 kuruştan yükleyip eve indiriyoruz. Alın teri ne yapalım, zor şartlarda çalışıyoruz." dedi.
İşçilerden İsmail Musli de, saman balyası taşıyarak kazandığı parayla 13 kişilik ailesini geçindirdiğini ve üç çocuğunu okuttuğunu anlattı.