Haberler

DÜDEN ÇAYININ KİRLİLİK SEBEBİ RAPORA YANSIDI

Güncelleme:
Abone Ol

DÜDEN Çayı ve Şelalesi Koruma ve Kirlilik Önleme Komitesi, geçen yıl kimyasal kirlilik nedeniyle binlerce balık ölümü ve köpüklenmenin yaşandığı Düden Çayı'ndaki kirliliğin asıl sebebini, Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne ait Kızıllı Katı Atık Düzenli Depolama Sahası olarak gösterdi.

DÜDEN Çayı ve Şelalesi Koruma ve Kirlilik Önleme Komitesi, geçen yıl kimyasal kirlilik nedeniyle binlerce balık ölümü ve köpüklenmenin yaşandığı Düden Çayı'ndaki kirliliğin asıl sebebini, Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne ait Kızıllı Katı Atık Düzenli Depolama Sahası olarak gösterdi. Raporda, bu tesisten artan sızıntı suyu pompalanırken, bir tıkanıklıktan dolayı atık suyun önce Varsak Düdeni'ne sonra da Düden Çayı'na karışmış olabileceği en kuvvetli ihtimal olarak açıklandı.

Düden Çayı, Antalya'da iki büyük karstik su kaynakları Kırkgöz ve Pınarbaşı ile beslenerek, Bıyıklı Düden'i içinde kaybolup, 14 kilometre yeraltında devam ederek Varsak Düdeni'nde ortaya çıkıyor ve tekrar yeraltına girerek, 15 metreden dökülen Yukarı Düden Şelalesi'nin de bulunduğu alanda yeniden yüzeye çıkıyor. Kepez ve Muratpaşa ilçeleri üzerinden akarak Karpuzkaldıran bölgesinde 40 metre yükseklikteki Aşağı Düden Şelalesi ile Akdeniz'e dökülüyor.

KOKU, KÖPÜKLENME VE BİNLERCE BALIK ÖLÜMÜ

Kepez ve Muratpaşa ilçeleri sınırında doğa harikası iki şelaleyi de oluşturan Düden Çayı'nda geçen yıl ocak ayının ikinci haftasında, ilk olarak Yukarı Düden Şelalesi bölgesinde suda aşırı koku ve köpüklenme ile binlerce balık ölümü yaşanmıştı. Kimyasal atıkların karıştığı belirlenen Düden Çayı'ndaki kirlilik nehir boyunca devam ederek Lara'daki Düden Şelalesi'nden de denize dökülerek, döküldüğü bölgede de yine balık ölümleri ve köpüklenmeye sebep olmuştu.

22 İŞLETME CEZA KESİLMİŞTİ

Kente büyük tepkiye yol açan olay sonrasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekiplerinin denetimleri neticesinde, 22 işletmeye 5 milyon 511 bin 284 TL idari para cezası kesilirken, bu tesislerin 16'sının da faaliyetleri durduruldu. Olay sonrasında Muratpaşa Belediyesi'nin Abdullah Sevimçok Sivil Toplum ve İnovasyon Merkezleri (ASSİM) bünyesinde de bilim insanları, çevre dernekleri ve meslek odaları temsilcilerinin oluşturduğu Çevre Platformu'nca Düden Çayı ve Şelalesi Koruma ve Kirlilik Önlenme Komitesi kuruldu.

KOMİTE SONUÇ RAPORU HAZIRLADI

Komite bir yılı aşkın süren saha çalışmaları neticesinde bir rapor hazırladı. Hazırlanan rapor basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. ASSİM Başkanı Ferruh Tunç, Komite Başkanı sağlık yüksek mühendisi Tokan Engin, Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü'nden Doç. Dr. Güray Doğan, AÜ Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu gibi isimlerin yer aldığı komite rapor hakkında bilgiler verdi.

RAPORDA KIZILLI'DAKİ TESİSE İŞARET EDİLİYOR

Raporda, Düden Çayı'nda koku, köpüklenme ve balık ölümlerine neden olan kimyasal kirliliğin sebebi olarak ise Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne ait Kızıllı Katı Atık Düzenli Depolama Sahası gösterildi. Rapordaki ifade şöyle:

"Yağışlar sonrası Kızıllı Katı Atık Düzenli Depolama Sahası'nda artan sızıntı suyunun pompalanırken, bir tıkanıklıktan dolayı atık suyun önce Varsak Düdeni'ne, sonra da Düden Çayı'na karışmış olabileceğinin en kuvvetli ihtimal olarak değerlendirilmesine sebep olmaktadır."

Başka bir ifadede ise "Boruda biriken sızıntı suyunun borudaki veya vantuz sistemlerindeki çatlaklardan sızarak, yeraltına inmesi ve yağışlarla birlikte Düdenbaşı'na taşınması, sadece Düdenbaşı'nda yağışlardan sonra gözlenen kokuya ve köpürmeye sebep olduğu izlenimini güçlendirmektedir" denildi.

Ayrıca, ceza kesilen firmalar için de, "? yerleri ne Varsak Düdeni'ni ne de Yukarı Düden Şelalesi'ni kirletemeyecek bir bölgedir" ifadesine yer verildi.

YÜZEY AKTİF MADDESİ TEST EDİLMEMİŞ

Bir yıl önce kurulan komitenin bağımsız üyelerden oluştuğu ve üyelerin hiçbir kurum, kuruluşla tesisle bir çıkar ilişkisi bulunmadığını belirten Doç. Dr. Güray Doğan, incelemelerde önce fiziksel, kimyasal ve biyolojik açıdan olayı değerlendirdiklerini söyledi. Doç. Dr. Doğan, "Gördük ki, yapılan testler ve analizler gerçek sorunu gölgeliyor, görmemizi engelliyor. Mesela burada suyun köpürdüğünü gördük, köpüren suda yüzey aktif maddesine bakılması gerektiği aşikar, testlerde bu yüzey aktif maddesinin ölçülmediğini gördük. Yüzey aktif maddesinin ölçülmediği bir ortamda doğru kanaate ulaşmak maalesef bizim için kolay olmadı. Bu yüzey aktif maddesini bulmak da kolay olmadı. Tesisleri tek tek gezip bakmak gerekiyordu, bunun bakılmadığı, yapılmadığını gördük" dedi.

EN YÜKSEK İHTİMAL KIZILLI

Kirlenmenin sebebine ilişkin çeşitli kaynaklar üzerinde durduklarını anlatan Doç. Dr. Güray Doğan, şöyle konuştu:

"Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nün ceza kestiği tesisler olsun, Organize Sanayi Bölgesi olsun, Kızıllı Katı Atık Depolama Tesisi olsun, bunlar üzerinde yoğunlaştık. Elde etimiz bulgular fiziken ceza kesilen tesislerin bölgeyi kirletemeyeceği yönünde oldu ve OSB'den eğer bir kirlilik kaynağı olsaydı, bunun da tüm bölgeye etki edeceği kanaatine vardık. Dolayısıyla elimizde ihtimaller dahilinde en yüksek olasılığa sahip Kızıllı Katı Atık Depolama Tesisi gibi duruyor."

KÖPÜKLENMEYE SEBEP OLACAK SIZINTI

Bu noktada tesis ve borulama hattının çok önemli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Doğan, "Tesisin borulama hattı sızdırmazlığı garanti altına alınmış ve bu kontrol edilmiş. Kontrol altına alınmış ve denetlenmiş olmasına rağmen, denetlendiği beyan edildi bize de, buradan bir sızıntı olma ihtimalini düşünüyoruz sadece. Bu ciddi anlamda hacimsel artışa sebebiyet vermeyecek bir sızıntı olduğunu düşünüyoruz. ve bu sızıntının köpürmeye olanak sağlayacak yüzey aktif madde bakımından yoğun olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla bizim temel sorunumuz aslında bu" dedi.

TESİSLERİN AKUT KİRLENMEYE KATKISI OLMAMIŞ

Farklı problemlerde olduğunu da anlatan Doç. Dr. Doğan, şunları söyledi:

"Mesela tarımsal sulama, OSB'den ileride yapılabilecek sızıntılar gibi. Bunların da süreklilik arzeden şekilde takibi ve denetlenmesi gerekiyor ki hem Düden çayı, hem Akdeniz'i koruyabilelim. Ceza kesilen tesislerinden de, izinsiz şekilde yeraltına deşarj ve depolama var. Bunların izin alınarak ve sızdırmazlığı kanıtlanmış şekilde depolanması ve oradan uygun şekillerde vidanjör yardımıyla çekilerek bertaraf edilmesi gerekiyor. Bunun yapılmadığını tespit etmişler ve bu cezalar kesilmiş. Burada haklılık payı çok yüksek. Buradaki akut kirlenmeye katkıları olmamış."

BÜTÜN AKARSULARDA KİRLİLİK VAR

Kırkgöz'den çıkan suların yer altı ve yüzeyden denize ulaştığı serüvenini anlatan Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, şu an da bölgemizdeki bütün akarsularda kirlilik olduğunu belirterek, "Ağır ağır denizi, yaşamı, doğayı kirletiyoruz. Özellikle tarımsal kirliliğin hat safhada olduğunu görüyoruz. Çağımızın en büyük problemi plastik kirlilik, bölgemizdeki bütün seraların etrafında çok yoğun bir plastik kirliliği var. Seralardan çıkan atıklar seraların çevresinde bırakılıyor ve güneşte kaldığı sürece de mikroplastiklere dönüşüyor ve yağmurla beraber derelere ve en son denize gidiyor. Benzer bir çalıma için yine bölgeyi incelemeye devan ediyoruz. Kirletici unsurları, kirletenleri ve gelecekte de kirletme riski olanları belirliyoruz" şeklinde konuştu.

YAĞMUR SULARI DENİZİ KİRLETİYOR

Antalya Körfezi'nin en büyük kirlilik nedenlerinden biri olarak yağmur sularını gösteren Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, şöyle devam etti:

"Çünkü yağmur suları şehrin bütün kirliliğini yıkayıp en sonunda denize döküyor. Buna da dikkat etmemiz lazım. Artık yağmur sularının bir yerde depolanıp, arıtılıp sonra da sulama suyu olarak kullanma zamanı geldi. Şehir yanlış kentleşiyor. Tarım alanları imara açılıyor. Bunlar önemli konular ve Antalya dünyanın en güzel şehri, su ise temizlik, bereket, medeniyet, sağlık, insanın kendisi, yaşamı demektir. Hepimize görev düşüyor."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Antalya Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title