Dumlupınar denizaltısında şehit olan erin ailesine 61 yıl sonra ulaşıldı -
Çanakkale Boğazı'nda, 4 Nisan 1953'te Nara Burnu önlerinde İsveç bayraklı Naboland adlı gemiyle çarpıştıktan sonra batan Dumlupınar denizaltısında şehit düşen 81 denizciden biri olan İbrahim Aksu'nun kardeşi Nadire Çetin'e, facianın 61'inci yılında Türk bayrağı verildi.
Çanakkale Boğazı'nda, 4 Nisan 1953'te Nara Burnu önlerinde İsveç bayraklı Naboland adlı gemiyle çarpıştıktan sonra batan Dumlupınar denizaltısında şehit düşen 81 denizciden biri olan İbrahim Aksu'nun kardeşi Nadire Çetin'e, facianın 61'inci yılında Türk bayrağı verildi.
Vali Münir Karaloğlu tarafından görevlendirilen Vali Yardımcısı Bilal Çelik, Bursa Merkez Komutanı Kıdemli Albay Mehmet Kadan, Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği Bursa Şube Başkanı Selami Soylu, Gölcük'teki Denizaltı Komutanlığında 20 yaşında görevine başlayan ve terhisine iki ay kala şehit olan Aksu'nun kız kardeşi Nadire Çetin'i evinde ziyaret etti.
Çetin'e Türk bayrağı veren Çelik, yaptığı konuşmada, Dumlupınar denizaltısında şehit olan Aksu'nun ailesinden biri ile buluşmanın ve vefa borcunu ödemenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Aksu'nun soyadının kayıtlara yanlış yazıldığını belirten Çelik, "Dumlupınar denizaltısının batmasıyla şehit verdiğimiz İbrahim Aksu'nun maalesef soyadı 'Özsoy' ve 'Aksoy' olarak yazılmış, bu sebepten yıllarca farklı yerlerde isim araştırılmış" dedi.
İl Özel İdaresi ekibinin araştırmaları sonucu şehit ailesinin doğru adresinin bulunduğu bilgisini veren Çelik, "Bugün artık aileye bu karışıklığın ortadan kaldırılması konusunda vefa borcumuzu ödemiş olduk. Şehidin ailesinden bugün sadece en küçük kız kardeş Nadire Çetin kalmış. Bizler, kendilerini şehidimizin bir yadigarı olarak kabul ediyoruz ve bundan sonra her zaman kurumlarımız ve derneklerimizle yanında olacağız" ifadesini kullandı.
- "Annem çok bekledi, hep 'İbrahim'im gelir' dedi"
Çetin ise ağabeyini anmanın mutluluğunu yaşadığını dile getirdi.
Bu ziyaretle ağabeyini evine gelmiş gibi hissettiğini vurgulayan Çetin, şöyle konuştu:
"Devletimiz bana çok büyük bir mutluluk yaşattı. Sözün bittiği yerdeyim. Soyadı değişikliği yüzünden yıllarca hiç aranmadık ama hep çok bekledik. İstiyorum ki ağabeyimin doğduğu yer olan Hamitler Mahallesi'nde bir yere onun ismi verilsin. Bahçemizde ağabeyimin ayak izleri duruyor hala. Biz burada doğduk, büyüdük. Ağabeyim bu bahçelerde büyüdü, sonra askere gitti. O askere gittiğinde ben 4 yaşındaymışım. Hayal meyal hatırlıyorum, beni çok gezdirmiş omuzlarında. Annem, babam ve kardeşlerim vefat etti. Hepsi çok aradılar ağabeyimi ama bana nasipmiş ona ulaşmak. Özellikle annem çok bekledi, hep 'İbrahim'im gelir' dedi. Anneciğim, 'Geminin çıktığını bir göreyim' diyordu. 'Nasıl tanıyacaksın, çürümüştür' dediğimizde, 'Benim yavrum mis gibi kokar, kokusundan tanırım' diyordu. Çok bekledi annem ama ağabeyim gelmedi. Babama bir miktar para verilmiş, o bu parayla 3 su kuyusu açtırarak hayrat yaptırmış. Kuyuların adını 'Dumlupınar' koymuşlar ama zamanla hepsinin üzerine inşaat yapılmış."