Haberler

Dünya Aıds Günü'ne Doğru

Abone Ol

Dünya genelinde 35,3 milyon HIV taşıyıcısı varken, şimdiye kadar 36 milyon kişi AIDS'ten hayatını kaybetti Düşük ve orta gelire sahip ülkelerde AIDS'e karşı ilaç tedavisinden yararlanan kişi s...

Sinan Polat - Bilinçlendirme kampanyalarının etkisi, tıp ve tedaviye erişim imkanlarındaki gelişmeler nedeniyle artık AIDS hastaları daha sağlıklı ve uzun yaşıyor. AIDS'e bağlı ölümlerde 2005'ten bu yana yüzde 29, AIDS'e yol açan HIV'in yayılma oranında ise 2001'den beri yüzde 33 düşüş yaşandı.

Dünya genelinde İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü'nün diğer adıyla HIV'in yayılmasını önlemek ve AIDS'li hastaların yaşam koşullarını iyileştirmek için oluşturulan Birleşmiş Milletler (BM) programı UNAIDS'in çalışmaları sonuç verdi. Artık daha az insan, Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu'na yani AIDS'e yakalanırken, tıp alanındaki ve tedaviye erişim imkanlarındaki gelişmeler nedeniyle AIDS'e yakalanan hastalar daha uzun ve sağlıklı yaşıyor. UNAIDS, 1 Aralık Dünya AIDS Günü'nde dünyanın dikkatini yeniden konuya çekmeye hazırlanıyor.

-Yeni vakalarda 1,2 milyon azalma-

BM kaynaklarından edinilen bilgiye göre, dünya genelinde 1990'ların başında yıllık ortalama 3,5 milyon olan yeni HIV vakaları geçen yıl itibarıyla 2,3 milyona geriledi. Çocuklar arasında 2001'de 550 bin olan bu yeni vaka sayısı 2012'de yüzde 52 azalarak 260 bine düştü. Bunda da etkili tedavi yöntemlerinin ortaya çıkmasının, artan toplumsal bilincin ve bilgilendirme kampanyalarının etkili olduğu belirtiliyor.

Dünya AIDS Günü öncesinde UNAIDS tarafından yayımlanan son verilere göre, dünya genelinde 35,3 milyon kişi HIV taşıyor. Bu sayının 3,6 milyonunu 50 yaş üzerindekilerin oluşturduğu tahmin ediliyor.

-1,6 milyon hasta tedavi imkanına kavuştu-

HIV vakalarında düzenli düşüş yaşanırken AIDS tedavisinde kayda değer noktaya gelindi. AIDS'in tedavi edilmesi mümkün olmamakla birlikte antiretroviral ilaçlar sayesinde HIV pozitif kişilerin kaliteli ve uzun bir yaşam sürmeleri mümkün görünüyor.

Afrika'nın başı çektiği düşük ve orta gelirli ülkelerde AIDS'le mücadelede ilaç tedavisinden yararlanan kişi sayısı son 10 yılda 40 kat artarak 9,7 milyona çıktı. Bu ülkelerde 1990'larda yıllık 10 bin doları bulan kişi başı tedavi masrafı ise günümüzde 140 dolara kadar geriledi. Sadece geçen yıl dünya genelinde 1,6 milyon hasta tedavi imkanına kavuştu. Bunda da tıp alanında yaşanan ilerlemelerin yanında AIDS'le mücadele de gösterilen siyasi kararlılık, akıllı yatırım, stratejik planlamanın etkili oldu.

Antiretroviral ilaçlar sayesinde hamile hastalarının virüsü çocuklarına aktarma riski yüzde 5'in altına inerken, dünya genelinde hamile hastaların yüzde 62'si bu ilaçlara erişim imkanına kavuştu. Bazı ülkelerde ise bu oran yüzde 80'nin üzerine çıktı.

-Daha fazla kaynağa ihtiyaç var-

Düşük ve orta gelir düzeyine sahip ülkelerde AIDS'le mücadele fonunu geçen yıla göre yüzde 10 artarak 18,9 milyar dolara yükseldi. Bu miktarın yarısını tamamıyla yerel kaynaklar oluşturuyor. UNAIDS, 2015 yılı itibaryla fonun 22-24 milyar dolara çıkarılması gerektiğini belirtiyor.

Antiretroviral ilaçlara erişimdeki kolaylığa parelel olarak AIDS'e bağlı ölümlerde de ciddi oranda azalma yaşandı. 2005'te yıllık ortalama 2,3 milyon sevyesindeki ölüm vakaları geçtiğimiz yıl 1,6 milyona kadar geriledi.

-HIV ve AIDS arasındaki fark

Adını İngilizcedeki, "Acquired Immune Deficiency Syndrome" kelimelerinin ilk harflerinden alan AIDS, HIV'in vücudu hastalıklardan korunmasını sağlayan bağışıklık sistemini çökertmesi sonucunda ortaya çıkıyor. HIV'in vücuttaki etkileri dört ana evreye ayrılırken, hastalıkların ortaya çıktığı son ve en belirgin evreye AIDS adı veriliyor. HIV'in bulaşması ile son evre arasında geçen süre vücudun direncine ve kişinin yaşam koşullarına bağlı olarak 3 ay ile 10 yıl arasında değişebiliyor.

Cinsel temas ve kan yolu ile bulaşan HIV, hamilelik döneminde de plasenta aracılığıyla anneden çocuğada geçebilmekte. Buna karşın fiziksel temas, ortak eşya kullanımı ve böcek ısırıklarıyla aktarılması söz konusu değil.

Sağlık sorunlarının yanında yeterli bilgi sahibi olmamaktan ileri gelen sosyal önyargılar ve izolasyonlar da AIDS'li hastaların karşılaştıkları problemlerin başında geliyor.

AIDS'le mücadelede erken teşhisin önemli olmasına rağmen, dünya genelinde HIV taşıyanların yarısının durumlarından haberdar olması, önemli ayrıntı olarak dikkati çekiyor. Tedaviye başlayan hastaların ilerleyen zamanda tedavilerini aksatmaya başlaması, sık karşılaşılan diğer olumsuzluk olarak ortaya çıkıyor.

Virüsün kaynağı tam olarak bilinmese de HIV'e bağlı bağışıklık yetmezliğiyle ilgili ilk vakalar 1980'lerin başında görülmeye başlandı. 1982'de salgın halini almaya başlayan hastalığa AIDS ismi verilirken, ertesi yıl HIV'in AIDS'e yol açtığı tespit edildi. AIDS'e karşı ilk retroviral ilaçlar 1980'lerin sonunda ortaya çıktı. 1990'ların ortalarında AIDS'in görülme sıklığı zirve yaptı ve yıllık 2,7 milyon vakaya ulaştı.

Ortaya çıkışından bu yana 75 milyon insanın AIDS'e yakalandığı, bunun 36 milyonunun AIDS'e bağlı hastalıklardan hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. UNAIDS, BM tarafından AIDS'le mücadele konusundaki uluslararası çabaları organize etmek üzere 1996'da hayata geçirildi. - Ankara

Kaynak: AA / Güncel

Birleşmiş Milletler Sinan Polat Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title