Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde Tutuklu Gazetecilerin Eşlerinden Silviri'de "Özgürlük" Talebi
'3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde düşünce, ifade, haber alma özgürlüklerine dikkat çekmek ve tutuklu gazetecilere dayanışma göstermek için tutuklu gazetecilerin eşleriyle Silivri'de basın toplantısı düzenleyen Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, "Özgür 3 Mayıslarımız da olacak,...
'3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde düşünce, ifade, haber alma özgürlüklerine dikkat çekmek ve tutuklu gazetecilere dayanışma göstermek için tutuklu gazetecilerin eşleriyle Silivri'de basın toplantısı düzenleyen Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, "Özgür 3 Mayıslarımız da olacak, dayanın arkadaşlar" sözleriyle tutuklu gazetecilere seslendi. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, "3 Mayıs'ta Türkiye'de gazetecilik yapmak yasak, gazeteciler ise tutsak. Bugün tutuklu gazetecilere özgürlük istiyoruz." dedi.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, '3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü' nedeniyle Silivri'de bir basın toplantısı düzenledi. Silivri Yaşar Kemal Sergi Salonu'nda gerçekleşen toplantıya Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyeleri, Cumhuriyet Gazetesi'nin tutuklu yöneticileri ve gazeteci eşleri ile CHP İstanbul Milletvekili Tuncay Özkan katıldı.
Toplantıda konuşan Pınar Türenç, Dünya Basın Özgürlüğü gününde düşünce, ifade ve haber alma özgürlüklerine dikkat çekmek ve tutuklu gazetecilere özgürlük istemek için Silivri'de toplandıklarını söyledi.
"TÜRKİYE'DE GAZETECİLİK YAPMAK YASAK, GAZETECİLER İSE TUTSAK"
Türkiye'de düşünceyi ifade ve halkın haber alma özgürlüklerinde kapkara bir tablo yaşandığını belirten Türenç, Türkiye'nin tarihinin en karanlık günlerinin içinden geçtiğini belirtti. Türenç, "3 Mayıs'ta Türkiye'de gazetecilik yapmak yasak, gazeteciler ise tutsak. Bugün tutuklu gazetecilere özgürlük istiyoruz. Dünya basın özgürlüğü endeksinde Türkiye 155. sıraya geriledi. En kara listeye 4 sıra kaldı. Türkiye'de bugün 159 gazeteci tutuklu. Gazetecilik yargılanmakla kalmıyor evlerinden alınan gazeteciler hapislerde haklarında hazırlanacak iddianameleri bekliyorlar" dedi.
"TECRİT KOŞULLARI DEVAM EDİYOR"
Tutuklu gazeteciler cezaevi koşullarına değinen Pınar Türenç, "Tecrit koşulları devam ediyor, haftada 2 saat havalandırma hakları tanınıyor. Bir saat ailelerle bir saat ise avukatları ile görüşebiliyorlar. Yani gazetecilik öldürülürken insan hakları da yok sayılıyor" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin gazetecilik açısından 2016'yı çok kötü geçirdiğini 2017'nin ilk dört ayında da karnenin iç açıcı olmadığını belirten Türenç şunları söyledi:
"Son 12 yılda Türkiye'nin 56 basamak gerilediği kaydedilmektedir. 2017'nin ilk dört ayında yine gazeteciler darp edildi. 17 gazeteci gözaltına alındı, 11 gazeteci tutuklandı. İşkence haberleri gelmekte. KHK ile 2 basın kurumu kapatıldı. 4 olayda yayın yasakları getirildi. En son 'wikipedia' olmak üzere 4 siteye erişim engellendi. 90 gazeteci işkten çıkarıldı. Gazeteciler özgür yazamıyor, çizerler hapiste. Oysa biliyoruz ki iddia sahibi iddiasını ispatla yükümlüdür. Eğer suç varsa cezası verilir, yeni suçlar icat edilmez"
TUTUKLU GAZETECİLERE SESLENDİ
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde Türkiye'de 'adalet' aradıklarını vurgulayan Pınar Türenç, tutuklu gazetecilere seslenerek, "Özgür 3 Mayıslarımız da olacak, dayanın arkadaşlar" dedi.
TUTUKLU GAZETECİLERİN EŞLERİNDEN BASIN KONSEYİ'NE TEŞEKKÜR Toplantıya katılan Cumhuriyet Gazetesi'nin tutuklu gazetecileri ve yöneticilerinin aileleri, kendileriyle dayanışma içinde olan Basın Konseyi'ne teşekkür etti. Gazetenin tutuklu yazarlarından Güray Öz'ün eşi Çağlayan Öz, adaletsiz yaşanamayacağını belirterek, kimsenin delil olmadan suçlanamayacağını vurguladı. Öz, "Gazeteciler suçsuzdur. 6 aydır içerideler. Boş yere 3 ay daha içeride tutulmasın istiyoruz. Tutuksuz yargılansınlar istiyoruz" dedi.
AKIN ATALAY'IN EŞİ: "İNSAN HAKLARI ÇİĞNENMEKTEDİR"
Cumhuriyet Gazetesi'nin İcra Kurulu Başkanı tutuklu Akın Atalay'ın eşi Adalet Atalay ise, basının özgür olmadığı bir ülkede demokrasiden söz edilemeyeceğini ifade etti. Atalay, "Cumhuriyet Gazetesi tutuklu gazetecileri, hayatları boyunca barışa insan haklarına, demokrasiye ve basın özgürlüğüne inanmış bu uğurda mücadele etmişlerdir. Bu insanları şiddetle,. terörle bir arada anmamak gerekir. Terörle mücadele adı altında insan hakları çiğnenmektedir" diye konuştu.
"9 AYDIR ESİR ALINDIKLARINI DÜŞÜNÜYORUM"
Semra Çelik de tutuklu eşi Önder Çelik ve diğer tutuklu gazetecilerin tutuksuz yargılanması gerektiğini belirterek, "Böyle bir iddianameyle 9 aydır içeride esir alındıklarını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
TUNCAY ÖZKAN, TUTUKLU GAZETECİ AİLELERİNE DESTEK
Tutuklu gazeteciler ve aileleriyle dayanışma içinde olmak adına toplantıya katıldığını belirten Tuncan Özkan ise, "6 yıllık tutukluluk süresince inançla adalet, özgürlük ve barış isteyerek direncimizle bugüne geldik. Benim burada bulunmam, inancın ve direncin kazandığının bir göstergesidir. O arkadaşlarıma da direnç, daha yüksek inanç ve daha büyük dayanışma diliyorum" diye konuştu.
ÖZKAN: "KORKUYU VE KORKAKLARI YENECEĞİZ"
Özkan, "16 Nisan referandumu bize göstermiştir ki, bu ülkede cumhuriyetçi, demokrat, adalet, özgürlük ve barış isteyenlerin sayısı korkanlardan daha fazladır. Biz korkuyu ve korkakları yenerek, Türkiye'yi yeniden özgür, demokrat ve çoğulcu günlerine kavuşturacağız" dedi. Toplantının sonunda Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyeleri ile tutuklu gazeteci eşleri, Silivri Cezaevi'nin tutukluların kaldığı bir koğuşu yansıtan maketin önününde toplu fotoğraf çekildi. - İstanbul