Dünya İş Konseyi Liderler Konferansı
- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)- "CHP'nin lideri olarak açıkça söylüyorum.
- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)- "CHP'nin lideri olarak açıkça söylüyorum. Benim Türkiye vizyonumda, başarısızlığa ve küçük düşünmeye yer yoktur. CHP'nin Türkiye vizyonunda 'vasat gelir', 'vasat üretim yapısı', 'vasat demokratik standartlar' asla kabul edilemez"- "Türkiye'ye hizmet etmek, sadece Türkiye'ye hizmet etmek değildir. Özgür ve refah içerisindeki bir Türkiye, bölgemizdeki barış ve istikrarın da güvencesidir" CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "CHP'nin lideri olarak açıkça söylüyorum. Benim Türkiye vizyonumda, başarısızlığa ve küçük düşünmeye yer yoktur. CHP'nin Türkiye vizyonunda 'vasat gelir', 'vasat üretim yapısı', 'vasat demokratik standartlar' asla kabul edilemez" dedi. Kılıçdaroğlu, Beşiktaş'taki Four Seasons Hotel'de düzenlenen ve 35 ülkeden iş adamları, politikacılar, bilim adamları, diplomatlar ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşen Dünya İş Konseyi Liderler Konferansı'nda, zaman sarkacının hızlandığı bir dönemden geçtiklerini anlattı.20-30 yıl önceki kuralların artık geçerli olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, bilgi ve sermayenin sınır tanımadan dünyayı dolaştığını bildirdi. Ticaretin küreselleştiğini ve üretim süreçlerinin dünyaya dağıldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, internetin sadece iletişim biçimlerini değil siyasal, ekonomik ve sosyal hayatları tamamen değiştirdiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, teknoloji ve internetin getirdiği yeniliklerden ve değişimlerden bahsederek, yeniliğe ayak uydurabilen, hukuk sistemini buna göre düzenleyen, düşünce özgürlüğünü koruyan, fikir ve mülkiyet haklarını garanti altına alan ülkelerin daha fazla yatırım aldığını aktardı.Dünyada yaklaşık 3 milyar insanın günde 2,5 dolardan daha az gelirle yaşamını sürdürdüğüne işaret eden Kılıçdaroğlu, 1,2 milyar insanın elektriğe erişiminin bulunmadığını, 209 milyonun iş ve istihdamdan yoksun olduğunu anlattı. Sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik gelişimin yolunun güçlü bir demokrasiden geçtiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, ülkesini keyfi şekilde, hesap vermeden yönetmek isteyen ve hukuka saygı göstermeyen yöneticilerin ülkenin gelişmesi, ilerlemesi ve huzura kavuşmasının önünde engel olduğunu söyledi. Dünyadaki ekonomik işbirlikleri ve dönüşümlerden bahseden Kılıçdaroğlu, çetin rekabet şartlarında yenilikçilik, girişimcilik ve bilgi ekonomisine geçişin giderek önem kazandığını vurguladı. - "Türkiye, 40-50 milyar dolarlık yabancı yatırım çekebilir"Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafya ve zaman diliminin kendisine olağanüstü fırsatlar sunduğunu vurgulayarak, ülkenin dünyanın önemli pazarlarına 3-4 saatlik uçuş mesafesinin ve sahip olduğu genç nüfusun önemine değindi."Kimse kusura bakmasın, iyi yönetilen bir Türkiye'nin 40-50 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekmesi işten değildir. Üzülerek söylüyorum ki geçtiğimiz yıl Türkiye'ye gelen net yabancı sermaye yatırımı, 5,5 milyarda kaldı" diyen Kılıçdaroğlu, bu sonucun dünyanın Türkiye'ye demokratikleşme ve hukuk devleti alanında güçlü bir mesajı olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, "CHP'nin lideri olarak açıkça söylüyorum. Benim Türkiye vizyonumda, başarısızlığa ve küçük düşünmeye yer yoktur" diyerek, insanların daha uzun ve sağlıklı yaşadığı, dünya ile rekabet edebilecek bilgi ve nitelikte donandığı, ürettiği, dünyanın gündemine yepyeni buluş, fikir ve teknolojilerle geldiği bir Türkiye istediğini aktardı.Ülkede yaşayan herkesin birinci sınıf haklara sahip olması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Açıkça söylüyorum CHP'nin Türkiye vizyonunda 'vasat gelir', 'vasat üretim yapısı', 'vasat demokratik standartlar' asla kabul edilemez" değerlendirmesini yaptı. - "Dört ayak üzerine oturan stratejiyle sıçrama yapmak mümkün"Kılıçdaroğlu, kendilerine göre 4 ayak üzerine oturan stratejiyle Türkiye'nin potansiyelini en iyi şekilde kullanmasının ve önemli bir sıçrama yapmasının mümkün olduğunu anlatarak, şöyle devam etti: "Stratejimizin ilk ayağında katılımcı demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, devletin saydamlığı ve hesap verebilirliğini güçlendiren politikalar olacak. Dünyaya açık, AB'ye üyelik perspektifini güçlendiren, vatandaşına hesap veren, saydam bir devlet anlayışını egemen kılacağız. Stratejimizin ikinci ayağında, ülkemizin rekabet gücünü artıracak politikalara yer vereceğiz. Rekabetçi bir ekonomi için üretken yatırımlara, verimlilik artışına ve nitelikli istihdama ihtiyaç var. Bugün ülkemizde mevcut iş ortamı, yatırımların ve verimlilik artışının önünde en büyük engel. Rekabetçi bir ekonomi için çağın gereklerini yakalayabilecek, yüksek katma değer yaratabilecek bilgi toplumunun bireylerini yetiştirmemiz gerekiyor. Biz, 1 yılı okul öncesi olmak üzere, 13 yıllık zorunlu eğitim sistemini uygulayacağız. Stratejimizin üçüncü ayağı, ekonomik gelişme ve büyümeden toplumun tüm kesimlerini en adil şekilde yararlandırmaktır. Bugün bu husus tüm dünyada ekonomik ve sosyal istikrarı tehdit eder hale geldi. 2000'lerin başında Türkiye'nin en zengin yüzde 1'i toplam servetin yüzde 38,1'ine sahipken, 2014'e geldiğimizde Türkiye'nin en zengin yüzde 1'i toplam servetin yüzde 54'üne sahip. Stratejimizin dördüncü ve son ayağı ise kalkınma sürecinden elde edilen kazanımların korunması meselesi."- "Gelir İdaresi Başkanlığı'nı özerkleştireceğiz" Kılıçdaroğlu, bunları yaparken ekonomik istikrarı gözeteceklerini kaydederek, mali disiplinden ödün vermeyeceklerini, Merkez Bankası'nı enflasyonla mücadele ve sürdürülebilir büyüme açısında çapa olarak gördüklerini aktardı."Vergi denetiminin siyasallaşmaması için Gelir İdaresi Başkanlığı'nı özerk kurum haline getireceğiz" diyen Kılıçdaroğlu, başta finans kesimindekiler olmak üzere düzenleyici ve denetleyici kurumların sistemik riskleri önlemedeki rolünün kendileri için önemli olduğuna vurgu yaptı. Kılıçdaroğlu, son 10-15 yılda çevresel dengeyi koruma açısından kötü bir sınav verdiklerini ifade ederek, gıda, enerji, su ve biyo-çeşitlilik güvenliği sağlayan çevreye duyarlı politikaları uyum içinde uygulayacaklarını anlattı. Türkiye'ye hizmet etmenin sadece Türkiye'ye hizmet etmek olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Özgür ve refah içerisindeki bir Türkiye, bölgemizdeki barış ve istikrarın da güvencesidir. Biz insanlık ailesinin ortak üyeleriyiz. Ülkemizi çember içine alıp dünya ile ilgisiz yaşayamayız" şeklinde konuştu. -
