Dünyaca Ünlü Ermeni Sanatçı: Soykırımın Tanınmasını Türkler İçin İstiyorum
Diyarbakır'da, konser veren Ermeni sanatçı Dinkjian, "Soykırımın tanınmasını Ermeniler için istemiyorum. Türkler için istiyorum. Tarihleriyle yüzleşsinler." dedi.
Diyarbakır'da, babası ile birlikte konser veren dünyaca ünlü Ermeni besteci ve ud sanatçısı Ara Dinkjian, 1915 yılında yaşanan olayları değerlendirirken, "Soykırımın tanınmasını ben Ermeniler için istemiyorum. Zaten buna tanık olan ve kurbanı olan Ermeniler zaten gittiler. Ama ben soykırımın tanınmasının Türkler için çok önemli olduğunu düşünüyorum"dedi.
Aileleri 1915 yılından Diyarbakır'da ayrılan baba ve oğul Dinkjian'ların belgesi ve konseri izleyenleri hem duygulandırdı, hem unutulmaz bir gece yaşattı.
BELGESEL İZLENDİ
Dünya müziğinin önemli isimlerinden biri olan ve dünyanın sayılı ud icracıları arasında yer alan Ermeni Ara Dinkjian, sanatçı babası Onnik Dinkjian ile birlikte Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin davetlisi olarak kente geldi. Diyarbakır'a, 12 yıl önce gelerek harap halde olan Surp Giragos Ermeni Kilisesi'nin restore edilmiş haline gören baba-oğul Dinkjian'ların hazırladığı belgesel Belediye Tiyatro Salonu'nda gösterildi. Büyükşehir Belediye başkanı Gültan Kışanak, vekili Fırat Anlı ve salonu dolduran davetliler, baba oğulun "Garod" (Hasret) adını verdikleri hayat hikayesini anlatan belgeseli izledi. Belgeselde Dinkjian ailesinin 1915'te Diyarbakır'dan ayrılması sonrasında baba ve oğulun 75 yıl aradan sonra Diyarbakır'a gelişleri ve yaşadıkları yerleri gezmesi anlatıldı.
Belgeselin tanıtımından sonra dünyaca ünlü besteci ve ud icracısıl Ara Dinkjian ve babası Onnik Dinkjian davetlilere unutulmaz bir gece yaşattı. Belgesel sırasında hüzünlenen davetliler, hareketli parçalara eşlik ederken salonda Ermenistan bayrağı da açıldı.
"SOYKIRIMIN TANINMASINI BEN ERMENİLER İÇİN İSTEMİYORUM"
Konserden sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ara Dinkjian, 1915 yılında yaşanan ve Papa ile Avrupa Birliği tarafından "Soykırım" olarak tanınması istenen olayları değerlendirdi. Dinkjian, "Soykırımın tanınmasını ben Ermeniler için istemiyorum. Zaten buna tanık olan ve kurbanı olan Ermeniler zaten gittiler. Ama ben soykırımın tanınmasının Türkler için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü, yaşadıkları o korkunç tarih ile yüzleşmek ve tarihin getirdiği ağırlıktan kurtulmak ve hafiflemek için buna ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum" dedi.
Ara Dinkjian, Diyarbakır'da olmanın hem hüzünlü hem de acı verici olduğunu belirterek, "Çünkü, bugün gittik, kiliseyi gördük, kilise çok güzel bir şekilde restore edilmiş, ama 12 yıl önce biz burada geldiğimizde biz şunu fark ettik, şunu hatırladık buradaki Ermeniler 100 yıl önce gitmeselerdi, gönderilmeseydi, biz şimdi burada yaşıyor olacaktık.Tamam kilise çok güzel yapılmış, insanı mutlu ediyor bu durum ama yine de bu şehirde bir şeyler eksik. Bunu hissediyoruz buraya geldiğimizde. Ama, yine de eksiklik hissine rağmen babam ile burada olmaktan çok mutluyuz ve aslında buraya gelme şansı olan az insandan biri olduğumuz için kendimizi çok şanslı hissediyoruz"diye konuştu.
"TAMAMEN YENİ BİR DOĞUŞ VAR"
Baba Onnik Dinkjian, Diyarbakır'ın kendisi için ev demek olduğunu, annesinden babasından dinlediği bir çok hikayenin tamamen Diyarbakır'a ait olduğunu ifade ederek, "Küçük bir çocuk iken buraların hikayeleri ile büyüyor. Buraya geldiğimde kendimi evinde hissediyorum. Burası duygusal ve zihinsel olarak benim kendi evim. Biliyorum ki burası benim caddem, bu kilise benim kilisem bu bölge benim bölgem. Burayı çok seviyorum ve burada olmaktan çok mutluyum. Geçen seferde geldiğimde Surp Gragos Kilisesi tamamen bir harabeydi. O haline görmek çok hüzünlü ve acı vericiydi ama bu sefer geldiğimde gördüğüm şey tamamen bir yeniden doğuş. Bu yeniden doğuş tamamen o kilisenin yeniden yapılmış olsa değil. Ben Diyarbakır'a geldiğimde insanlarından yeniden doğduğunu görüyorum. Diyarbakır'da benim için Türk'tü, Kürt'tü, Ermeni idi meselesi benim umurumda değil, burada tanıdığım gördüğüm insanların yeniden doğduğunu da görüyorum. Kiliseye girdiğimde bunu hissettim. Ama şu da var, kilise çok güzel yapılmış, daha güzel olabileceğini düşünemiyorum. Bunun insanlar tarafından görülmesini istiyorum. Çünkü istendiğinde ve uğraşıldığında böyle bir şeyin tekrar yapılabileceğini ve yeniden hayata döndürülebileceğini görüyordum"dedi.
"GİDEN ERMENİLER GELMEK İSTİYORLAR"
Baba Dinkjian, bu bölgeden gidip Amerika, Fransa ve farklı ülkelerde yaşayan Ermenilerin aslında gelmek istediklerini belirterek, "Aslında onların hepsi gelmek istiyorlar, burada yaşamaya mı gelirler yoksa görmek için mi gelirler anne ve babalarından dinledikleri yerleri görmeye yada o yemekleri tatmaya mı gelirler ama hepsinin kalbinde buraya gelmek var zaten. Ben bir müzisyen olarak şanslıyım, müzik aracılığı ile burada ikince kez gelebildim. Ama diğer bir çok insanın gelmek istediğini biliyorum"diye konuştu.
ARA VE ONNİK DİNKJİAN KİMDİR?
Onnik Dinkjian, kendine özgü şarkı söyleme tavrı ile Amerika'da Anadolu Ermeni müziğini yaşatan önemli müzisyenlerden biri. Diyarbakırlı olan ailesi, 1915'ten sonra Diyarbakır'ı terk etmek zorunda kalmış, Onnik, Fransa'da doğmuş ve memleketini 75 yaşına kadar hiç görmemiş. Ama Diyarbakırlı Ermenilerle ve onların hikayeleri ve şarkılarıyla büyümüş. Amerika'da yaşayan oğlu Ara Dinkjian ise, dünya müziğinin en önemli isimlerinden biri ve dünyanın sayılı ud icracıları arasında yer alıyor. Ara Dinkjian'ın besteleri dünyanın birçok yerinde ünlü müzisyenler tarafından, farklı dillerde yorumlanıp kaydedildi. Ara Dinkjian'ın besteleri Night Ark, Sid Clark, Arto Tunçboyacıyan, Eleftheria Arvanitaki, Sezen Aksu, Kardeş Türküler,Ahmet Kaya gibi grup ve müzisyenler tarafından seslendirilmiş.