Haberler

Dursun Çiçek'in Gözyaşları

Abone Ol

Dursun Çiçek: "Keşke Ben de Şehit Olsaydım da Bunları Yaşamasaydım" Dedi ve Gözyaşlarını Tutamadı

"İrticayla Mücadele Eylem Planı" belgesi davasında tutuklu sanık Kurmay Albay Dursun Çiçek savunmasında, "Ben İmza özürlüyüm. En zayıf noktam bu" dedi. Çiçek savunmasının bir yerinde ise "Keşke ben de Güneydoğu'da şehit olsaydım da bunları yaşamasaydım" diye konuşurken gözyaşlarını tutamadı. Bir süre oturduğu yerde alayan Çİçek'i kızı İrem Çiçek teselli etmeye çalıştı.

"İMZA ÖZÜRLÜYÜM"

Gazetelerde kendisiyle ilgili haberler çıktıktan sonra askeri savcılığa ifade verdiğini ifade eden Çiçek, ""Askeri savcılık, 'Anayasaya, CMK'ya saygı gösterin, soruşturmanın sonucunu bekleyin' dedi. Ama sivil savcı, tertibin gereğini yapacak ya. Sahte belge üzerinde tek gerçeğe yakın olan şey imzam. Çünkü taklit edilebilen bir imza. Adli Tıp Kurumu, TÜBİTAK, bu imzanın taklidi kolay, değişken, imzalar birbirini tutmuyor diyor. Ben imza özürlüyüm. En zayıf noktam bu. Bende bunu kabul ediyorum. İmzam değişken ve taklit edilmesi kolay. TÜBİTAK, 'bu imzalar yargılamaya esas olamaz' diyor. Ama İstanbul Emniyet Müdürlüğü bunu kabul etmiyor. Çünkü, Emniyet Müdürlüğü de tertibin bir parçası" dedi.

"İSKENDERUN'U DENETLESEYDİM 6 FİDANIMIZ HAYATTA OLABİLİRDİ"

İskenderun'da terör saldırısında 6 şehit verdik. Orası benim denetimimdeydi. Benim Güneydoğu'daki tecrübelerimden dolayı benim denetimime verilmişti. Saldırıdan sonra acıdan 3 gece uyuyamadım. Yazık değil mi o gençlere. Belki orayı denetlemeye gidebilseydim o gencecik fidanlarımız hayatta olacaktı. Ama görevimizi yapamıyoruz ki. Nelerle uğraşıyoruz. Bırakmıyorlar işimizi yapalım" diye konuştu.

Kendisinin Orgeneral Hurşit Tolon'a rapor verdiğine ilişkin iddialara da cevap veren Albay Çiçek, "Dış basını takip etmek ve buradaki TSK'yla ilgili bilgileri toplamak ve İnternet'le bunları yayınlamak benim görevim. İran'la nükleer kriz, Kıbrıs'taki gelişmeler. Bunların ne işi var iddianamede?"

"SAVCI, İFTİRALARLA MESLEKİ KARİYERİMİ BİTİRDİ"

Eşiyle kafes arkasında görüşmek zorunda kaldığını, delil ve suç unsuru olmadığı halde tutuklandığını belirten Çiçek "Ben eşimle kafes arkasında görüşmeye mecbur muyum? Bir tane delile ve şüpheye cevap veremiyorsam, beni müebbete çarptırın. Eğer böyle bir durum yoksa da, adaleti yerine getirin. Bir tane deli bir kuyuya taş atıyor ve bin akıllı da bu taşı kuyudan çıkarmaya çalışıyor. ya taşın arkasından gideceğiz ya da hukuk, vicdan ve adalet var deyip karar vereceğiz" dedi.

"BAŞKA DURSUN ÇİÇEK'LER İFTİRAYA UĞRAMASIN"

Kendisine yargısız infaz yapıldığını savunan Çiçek, "Hukuk çerçevesinde bunların hesabını soracağım. Bu kapsamda bulunduğum suç duyuruları var. Eğer en ufak bir şüphem olsa, bunları yapmam. Ülkem için ölünceye kadar yapacağım şey bu. Çünkü başka Dursun Çiçek'ler yanmasın, başka Dursun Çiçek'ler iftiraya uğramasın, savcılar, hakimler gerçek dosyalarla uğraşsın. 50 yaşına geldim, bundan sonraki hedefim bu. Savcı, iftiralarla mesleki kariyerimi bitirdi. Ben bunların hesabını sormazsam, nasıl yaşarım, nasıl iyi bir birey olurum. Savcı bilirkişi raporları dışında, dosyayı istiyor, Çünkü bilirkişi raporu tertibe uymuyor."

"KEŞKE GÜNEYDOĞU'DA ŞEHİT OLSAYDIM"

Çiçek kendisinin başkanlığını yaptığı bir askeri soruşturmada haber sızdırmaktan yargılanan bir albayın ifadesinde 'Bu suçtan burada yargılanacağıma Güneydoğu'da şehit olsaydım' dediğini belirterek "Keşke ben de Güneydoğu'da şehit olsaydım da bunları yaşamasaydım" dedi ve duygulanarak gözyaşlarını tutamadı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün duruşmaya ara verdi. Albay Çiçek bir süre daha oturduğu yerde ağladı ve mendille gözyaşlarını sildi. Bir süre yalnız başına ağlayan Albay Çiçek'in yanına kızı İrem Çiçek gitti. Babasının yanına giden İrem Çiçek onu teselli etmeye çalıştı.

Cem TURSUN - İstanbul - DHA

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title