Edirne'de Kaplumbağa Bakım Evi: Kamil Tunca'nın İlginç Hikayesi
Edirne'de çay bahçesi işleten Kamil Tunca, 15 yıl önce 2 kaplumbağa ile başladığı serüvenini 18 kaplumbağaya kadar büyüttü. Müşterilerin evde bakamadıkları kaplumbağaları getirerek bu alanda bir bakım evi haline geldi. Tunca, kaplumbağalarla olan ilişkisini ve bakım süreçlerini anlattı.
EDİRNE'de yaklaşık 30 yıldır çay bahçesi işleten Kamil Tunca (62), 15 yıl önce 2 kaplumbağanın bakımıyla başladığı işletmesinin havuzunda bugün 18 kaplumbağaya ev sahipliği yapıyor. Ailelerin evlerinde bakamadıkları kaplumbağaları sahiplenerek, ciğer ve özel yemlerle besleyen Tunca, "15 senedir burada bizimle beraber yaşıyorlar. Yani evde bakamayan bana getiriyor, bakımevi gibi olduk. Gelen müşterilerimizin çocuklarının da hoşuna gidiyor. Buraya gelen müşterilerimiz fotoğraflarını çekip sosyal medyalarında paylaşıyorlar" dedi.
Edirne'de kafeterya işleten Kamil Tunca, 15 yıl önce işletmesinin havuzunda iki kaplumbağa bakmaya başladı. Kaplumbağaları gören müşteriler zamanla, kendileri ya da tanıdıklarının evlerinde bakmak istemedikleri kaplumbağaları Tunca'nın işletmesine getirince, sayıları giderek arttı. Aradan geçen süreçte işletmedeki kaplumbağa sayısı 18'e çıktı. Tunca, işletmesindeki çalışanlarla birlikte kaplumbağaları her gün ciğer, domates, salatalık ve özel yemlerle besleyerek gözü gibi bakıyor.
'EVDE BAKAMADIKLARI KAPLUMBAĞALARI GETİRDİLER'
Kamil Tunca, 1995 yılından bu yana kafeterya işlettiğini belirterek, kaplumbağalara ise 15 yıldan beri baktığını söyledi. Tunca, "Burada kaplumbağalardan önce ördek bakıyorduk. Kafemizin adı ördekli parka çıkmıştı. Sonra kuş gribi hastalığı nedeniyle biraz sıkıntı yaşadık. Bizim ördeklerimizde hastalık yoktu ama çocuklar tedirgin oldu. Genelde çocuklarla aileler geldiği için kaplumbağaya döndük. Kaplumbağaları da şöyle beslemeye başladık. Kendimiz bir iki taneyle başladık. Sonra evde bakılan kaplumbağalar var, insanlar tatile falan giderken evlerinde bakamadıkları için bizim buraya bırakmaya başladılar. Zamanla çoğalmaya başladılar" dedi.
'BİZİMLE BERABER YAŞIYORLAR'
Kaplumbağaların mikrop taşımayan, sorunsuz hayvan olduğunu söyleyen Tunca, "Mikrop taşımayan bir hayvan. Gelen müşterilerimizin çocuklarının da hoşuna gidiyor. Buraya gelen müşterilerimiz fotoğraflarını çekip sosyal medyalarında paylaşıyorlar. Bizler memnunuz, 18 tane kaplumbağamız var. Bakımları biraz zor ama eğlenceli. Mesela ciğeri çok seviyorlar. Ben karpuz kabuğu getiriyorum atıyorum onlara. Ciğer yiyorlar, karpuz ve kavun kabuklarını atıyoruz. Et, domates ve salatalık kabuğu seviyorlar. Alıştık, biz de müşteriler de memnun. 15 senedir burada bizimle beraber yaşıyorlar. Yani evde bakamayan bana getiriyor, bakımevi gibi olduk" dedi.
'ONLARA ÇOCUK GİBİ BAKIYORUZ'
İşletme çalışanlarından Selçuk Mercandan da, kaplumbağaların bakımını hiç eksik etmediklerini anlattı. Mercandan, "Hayvanı sevmeyen, doğayı sevmeyen, insanı zaten sevmez. Biz bunları sevdiğimiz için, temizliğini, bakımını devamlı kendimiz yapıyoruz. Kaplumbağaların bakımında en önemlisi temizlik, havuzun temiz olması. Bunların kendi ilaçları var. Sırtlarına sürdüğümüz özel ilaçlar var. Kabuklarını koruması için vitaminleri var, vitaminlerini veriyoruz. Yemekleri var, yemeklerini veriyoruz. Bayağı bir zorlu ama severek yapıyoruz. Bir nevi çocuk gibi bakıyoruz" ifadelerini kullandı.
İnsanların, kendilerine verdikleri kaplumbağaları da ziyarete geldiklerini söyleyen Mercandan, "Bazıları daha önce buraya bırakmış olduğu kaplumbağaları tanıyorlar. Sırtında dört tane kare vardı diyor, oradan tanıyabiliyor. Biz de vesile oluyoruz. Buraya gelen müşterilerimizde çok seviyorlar. Özellikle yem getiriyorlar, ilaç katkısında bulunuyorlar. Ciğeri çok sevdikleri için ciğer getiriyorlar. Yani aslında biz evde ne yersek onlar da onları yiyor" dedi.