Edirne'de Topraktan Sofraya Gastronomi Festivali Düzenlendi
Edirne'de düzenlenen Topraktan Sofraya Gastronomi Festivali'nin son gününde yemek yarışmaları yapıldı. Annelere yönelik Edirne köftesi yapma yarışı ve kadınlar arası yemek yarışı dikkat çekti. Festivalde Balkan göçlerinin Türk mutfağı üzerindeki etkileriyle ilgili bir söyleşi de gerçekleştirildi.
Edirne'de Valilik tarafından İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü koordinasyonunda düzenlenen Topraktan Sofraya Edirne Gastronomi Festivali'nin son gününde yemek yarışmaları düzenlendi.
Karaağaç'taki tarihi tren garında gerçekleştirilen festivalde önce anneler çocuklarıyla birlikte en lezzetli "Edirne köftesi"ni pişirmek için yarıştı.
Yarışmacı anne ve çocuklar bir saatlik sürede en iyi sunum tabağını hazırlamak için çaba sarf etti. Jüri üyelerinin tadım yaptığı etkinlikte sıralama yapılmazken tüm katılımcılara çeşitli ödüller verildi.
Festival kapsamında ev hanımlarının katılımıyla Kadınlar Arası Yemek Yarışması da düzenlendi.
Yarışmaya katılan 6 kadın kapalı bir kutuda verilen malzemeleri kullanarak Edirne'ye özgü "Kaburga etli lahana salma" yemeğini hazırladı.
Jüri üyeleri, kadınların hazırladıkları yemekleri tat ve sunum açısından değerlendirdi.
Yarışmada, birinci Bedriye Aladağ, ikinci Şenay Sağlam ve üçüncü Remziye Korkan altınla ödüllendirildi.
"Mutfak Kültürünü Şekillendiren Unsurlar: Balkan Göçleri" söyleşişi
Festivalde, "Mutfak Kültürünü Şekillendiren Unsurlar: Balkan Göçleri" söyleşisi de düzenlendi.
Şef Gökhan Çekver moderatörlüğündeki söyleşide Trakya Üniversitesi Dış İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Rifat Gürgendereli, Trakya Turizm Gastronomi Derneği Başkan Yardımcısı Gülay Kayan, Havsa Kadın Kooperatifi Başkanı Hülya Tuncer ve Araştırmacı Yazar Meryem Pelin, Balkan göçlerinin Türk mutfağına etkileri hakkında bilgi verdi.
Gürgendereli, Türklerin Balkan coğrafyasında 500 yıldan fazla yaşadığını ve karşılıklı etkileşimin olduğunu ifade etti.
Göçlerin yemek kültürünü zenginleştirdiğini belirten Gürgendereli, şunları kaydetti:
"Göç hareketleri, Edirne'de sarayın bulunması, ziyaretler ve insanların birbiriyle etkileşimi bizi biz yapan değerler. Nasıl dilimiz ve dünyamız gelişiyorsa yemek kültürümüz de bu etkileşim içinde gelişiyor. Türk dünyası çok geniş bir coğrafyaya yayılmış durumda. Biz Orta Asya'dan yola çıkıp Anadolu'ya geldiğimizde kendi kültürümüzü buraya getirmişiz. Daha sonra Balkanlar'a aktarmışız ve karşılıklı etkileşim neticesinde kendi zenginliğimizi geliştirmişiz."
Yemek tanıtımlarının yapıldığı festivalde ziyaretçilere çeşitli yiyecek ve içecekler ikram edildi.
