Eğitim camiasının "çınarları" geleceği inşa ediyor
Kırklareli'nde yaşamlarının büyük bölümünü öğrencilerini geleceğe hazırlamakla geçiren öğretmenler, yetiştirdikleri öğrencileri ile gurur duyuyor.
Kırklareli'nde yaşamlarının büyük bölümünü öğrencilerini geleceğe hazırlamakla geçiren öğretmenler, yetiştirdikleri öğrencileri ile gurur duyuyor.
Kentte öğretmenlik ve yöneticilik görevlerini sürdüren Nuriye Canverdi, Meliha Yabasun, Emin Başçoban, Mustafa Öztürk, Hasan Hüseyin Erdem, İsmet Mustafa Şimşek, Şener Engin, Nedret Peran ile Hüseyin Kalkan, mesleklerinde 25 ila 45 yılı geride bırakan öğretmenlerden sadece birkaçı.
Kimi doğuda, kimi batıda göreve başlayan öğretmenler, çalışmalarını ilk günkü aşkla sürdürüyor.
Şafak vakti görev yaptıkları okullarının yoluna koyulan öğretmenler, öğrencilerini geleceğe hazırlamak için yoğun çaba sarf ediyor.
Kimi "fidanım", kimi "evlat", kimi de "gelecek" diyerek sevdiği öğrencileri ile gurur duyuyor.
Kara tahta ve tebeşir ile mesleklerine başlayan, teknolojik cihazların hayatımıza girmesiyle akıllı tahtalarla mesleklerini sürdüren öğretmenler, yaklaşık yarım asırdır çocukları geleceğe hazırlıyor.
Bugünlerde bazı öğretmenler bir yandan emeklilik hayali kurarken diğer yandan da öğrencilerinden ayrılacak olmanın hüznünü yaşıyor.
"Öğretmenlik çok kutsal bir meslektir"
1981 yılında Adıyaman'da öğretmen olarak görevine başlayan ve iki yıldır Kırklareli İl Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapan Hüseyin Kalkan, kentin eğitimdeki başarısını arttırmak için mücadele ediyor.
Kalkan, AA muhabirine, öğretmenliğin ciddiyet, sorumluluk, sevgi ve şefkat isteyen bir meslek olduğunu söyledi.
Bugüne kadar binlerce öğrenci yetiştirdiğini belirten Kalkan, "Öğretmenlik çok kutsal bir meslektir. Yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz bugün hem öğretmen hem de farklı alanlarda Türkiye'ye hizmet etmekteler. Bundan dolayı kendimi çok mutlu ve bahtiyar hissediyorum. Ülkemize faydalı nesiller yetiştirmek için kanımızın son damasına kadar mücadele edeceğiz." dedi.
"Her gün koşar adımlarla okula geliyorum"
Hamdi Helvacıoğlu İlkokulu sınıf öğretmeni Nuriye Canverdi ise 40 yıldır öğretmenlik yaptığını ifade etti.
Mesleğini severek yaptığını anlatan Canverdi, "Çok öğrenci yetiştirdim, çocuklarımı çok seviyorum. Her gün koşar adımlarla okula geliyorum. Allah iyilik ve sağlık versin. Bu yılı tamamlayıp emekli olmayı düşünüyorum." diye konuştu.
Canverdi, öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Küçük beyinlere bir şeyler öğretmek, öğrettikçe de öğrenmek çok güzel. Her dönemde, her gelen nesilde hep farklı bir şey öğrendik. İyi ki öğretmen olmuşum, mesleğimi çok severek yapıyorum. Her bir çocuğun yüreğine dokundum. Güzel geçti, bugün çok iyi yerlerde olan öğrencilerim var. Onlarla hiçbir zaman irtibatı koparmadık. Güzeldi, su gibi geldi geçti."
Üsküp İlkokulunda görev yapan Emin Başçoban da mesleğini 45 yıldır ilk günkü heyecanla yerine getiriyor.
İlk görevine Muş'un Hasretpınar köyünde başladığını anlatan Başçoban, "Öğretmenlik çok kutsal bir meslektir. Çocukları sevmek, onlara bir şeyler öğretmek onlarla haşır neşir olmak insanı çok mutlu ediyor. Öğretmenlik mesleğime doyamadım ve doyamadan da ayrılacağım." ifadelerini kullandı.
"Köy köy dolaşarak öğretmenlik yaptım"
Mustafa Dalcalı İlkokulu öğretmenlerinden Hasan Hüseyin Erdem ise ilkokul sıralarında oturduğu yıllarda hep öğretmen olmayı istediğini söyledi.
Öğretmen okulunu çok zor şartlarda kazandığını, ilk meslek hayatına 1997'de Ağrı'da başladığını anlatan Erdem, "Köy köy dolaşarak öğretmenlik yaptım. Daha sonra idareci oldum. Salgında yaklaşık 2 yıldır kronik rahatsızlığım nedeniyle öğrencilerimden uzak olmanın üzüntüsünü yaşıyorum. İnşallah pandemi sona erdiğinde yeniden öğrencilerimle buluşacağım." dedi.
Çok fazla öğrenciye eğitim verdiğini anlatan Erdem, "Bazen öğrencilerim beni arıyor, 'doktor, avukat, memur' oldum diyorlar. Bana en büyük mutluluğu da bu veriyor." diye konuştu.
"Çocukları yetiştirmek, bir bitkiyi yetiştirmek gibi güzel bir duygu"
1988 yılında mesleğe başlayan Şener Ergin ise öğretmenlik yıllarını çok güzel geçirdiğini ifade etti.
Türkiye'nin birçok bölgesinde öğretmenlik yaptığını anlatan Ergin, şöyle konuştu:
"Kırklareli'nde 4'üncü yılım. Öğrencilerimle birlikte olmak çok güzel. İki yıl ayrılıktan sonra okulu gerçekten özledik. Öğrencilerimizi yetiştirmek belirli bir düzeye getirmek için çalışıyorum. Öğretmenlik çok güzel bir meslek. Çocukları yetiştirmek, bir bitkiyi yetiştirmek gibi güzel bir duygu. Onların belirli bir düzeye gelmesi insanı sevdiriyor."
"Öğretmenlik bir yaşam biçimidir"
Beden eğitimi öğretmeni olarak 1983 yılında görevine başlayan Nedret Peran da Denizli, Aksaray ve Şırnak'tan sonra Kırklareli'nde görev yaptığını anlattı.
Öğrencilerinin sağlıklı kalması ve etkin birey olması için eğitim verdiğini vurgulayan Peran, "Öğretmenlik bir şeyi bilmeyen kişiye yürümeyi, koşmayı, nasıl durması gerektiğini, kurallara uymayı, toplumsal yaşama birlik ve beraberlik içerisinde nasıl uyum gösterebileceklerini öğretiyoruz. Öğretmenlik bir yaşam biçimidir." dedi.
"Öğretmen aslında bir toplumun mimarıdır"
Hamdi Helvacıoğlu İlkokulunda sınıf öğretmeni Meliha Yabasun da 40 yıldır görevini sürdürüyor.
Öğretmenin bir çocuğun her şeyi olduğunu vurgulayan Yabasun, şunları kaydetti:
"Öğretmen aslında bir toplumun mimarıdır. Yani kimi inşa ediyor, çocukları inşa ediyor. Çocuklarımız büyük bir sevgiyle yetişmenin mutluluğunu yaşıyor ve yaşatıyorlar bize. İçimizdeki çocuk hep devam ediyor. Öğretmen öğretir, evet ama sadece ABC'yi öğretmez, öğretmen insan olmayı öğretir. Bir filozofun dediği gibi mermer için heykeltraş ne ise öğrenci için de öğretmen odur. Onu şekillendirebilme, topluma kazandırabilme. Burada öğretmene de çok büyük görev düşüyor. Kendisini donatmalı. Öğrenme yöntem ve tekniklerini, teknolojiyi kullanabilmeli özellikle günümüz şartlarında. Hiçbir öğretmen işe gidiyorum demez, okula gidiyorum der. Okula gitmek çok önemli bir şey."
"Öğretmenler bir milletin geleceğini inşa ediyor"
Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesinde 34 yıldır öğretmenlik yapan Mustafa Öztürk ise "Öğretmenlik mesleği bir milletin geleceğini inşa eder. Öğretmenlik bir zanaattır. Bir ülkede çocuklarımız ne kadar sevgiyle, hoşgörüyle yetiştirebilirsek o ülkenin geleceği o kadar aydın olacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Kavaklı Şehit Varol Çalışkan Ortaokulunda görev yapan İsmet Mustafa Şimşek ise mesleğe 1982 yılında başladığını, öğretmenliğin "insan yetiştiren kişi" anlamına geldiğini belirtti.???????