Haberler

Depremde yitirilen canlar unutulmuyor (1)

Güncelleme:
Abone Ol

Elazığ'da geçen yıl 24 Ocak'ta meydana gelen depremde yaşamını yitirenler unutulmuyor.

Elazığ'da geçen yıl 24 Ocak'ta meydana gelen depremde yaşamını yitirenler unutulmuyor.

Merkez üssü Sivrice ilçesi olan, 24 Ocak 2020'de meydana gelen, 41 kişinin yaşamını yitirdiği 6,8 büyüklüğündeki depremde yaralı kurtulanlar kaybettikleri yakınlarının yasını tutuyor.

Yıkılan binaların enkazında kimi eşini ve çocuğunu kimi ağabeyini bazıları da annesini kaybeden depremzedeler dinmeyen bir yürek acısı ile devletin ve hayırseverlerin desteği ile yaşama tutunuyor.

"Gözümü açtığımda gökyüzü görünüyordu"

Sürsürü Mahallesinde yıkılan evlerinin enkazı altında kalarak eşi Ayşe ve 9 yaşındaki oğlu Muhammed Salih'i kaybeden Hüseyin Civelek, depremden 4 saat sonra ekiplerin yardımıyla 13 yaşındaki oğlu Zekeriya ile yaralı kurtarıldı.

Oğlu Zekeriya ile yeniden yaşama tutunan Civelek, kaybettiği eşi ve çocuğunun resimleri ile teselli buluyor.

Civelek, AA muhabirine, depremin şiddeti ile evlerinin duvarlarının ve tavanının üzerlerine çöktüğünü söyledi.

"Gözümü açtığımda gökyüzü görünüyordu." diyen Civelek, bedeninin yarısının duvarın altında kaldığını, çocuklarının ve eşinin sesini duyduğunu aktardı.

"Çocuğum baba kurtar diye bağırıyordu"

Depremde önce eşini kaybettiğini ifade eden Civelek, "Küçük oğlum da eşimin yanındaydı. Çocuğum baba kurtar diye bağırıyordu. Bu ses hala kulaklarımda çınlıyor. Gözlerimin önünde çocuğum can verdi. Elimi uzattım, elleri elime geldi. Hava çok soğuktu. Sular patlamıştı. Altımızda su vardı. Üşümeye başlamıştık." dedi.

Civelek deprem sırasında ailesi ile helalleştiğini anlatarak, o anların hafızasından silinmediğini belirtti.

Tek tesellisinin oğlu Zekeriya'nın hayatta olması olduğunu dile getiren Civelek, şöyle konuştu:

"Ömrüm boyunca unutamayacağım. Büyük oğlumla yalnız kaldık. Onun hem annesi hem babası oldum. Ona annesinin eksikliğini hissettirmemeye çalışıyorum. Her zorlukta beraberiz. Birbirimizden güç alıyoruz. Sağ olsunlar İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum'un talimatıyla bizleri Cumhuriyet Mahallesindeki TOKİ konutlarına yerleştirdiler. Burada oğlumla hayatımıza devam ediyoruz. Bu süreçte devletimiz yanımızda oldu. Devletimiz şehrimizi yeniden imar ediyor. Ancak her geçen gün kaybettiklerimizin acısı daha da artıyor. Eşim ve oğlumun yokluğu bizi daha da derinden sarsmaya başladı. Allah bir daha böyle bir felaket vermesin."

Civelek çocuklarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a büyük hayranlık duyduğunu belirterek, kaybettiği oğlu Muhammed'in cumhurbaşkanı olmak istediğini aktardı.

2016 yılında iki oğluna sünnet düğünü yaptığını, çocuklarının yazdığı mektup üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendilerine telgraf gönderdiğini dile getiren Civelek, "Deprem ile sadece canlarımız gitmedi, bütün aile geçmişimiz, hatıralarımız, malımızı da kaybettik. Elimizde resimleri bile kalmamıştı. Kur'an kursunda çektirdikleri bir resmi ulaştırdılar bana. Eşimin enkazdan çıkan kimliği ile bir resmini bulmuşlardı. Sadece bunlar elimizde kaldı." şeklinde konuştu.

Yürüyebilmek için mücadele veriyorum"

Mustafa Paşa Mahallesi'nde yıkılan Kalay Apartmanın 5'inci katında yaşayan 60 yaşındaki Dilek Kalay, evine misafirliğe gelen ağabeyi Ünal Kalay, teyzesi Gülçin Kalay (70) ve teyzesinin kızı Pınar Kalay ile depreme yakalandı.

Jandarma Arama Kurtarma (JAK) timinin çalışmaları sonucu Dilek Kalay 9,5 saat, teyzesinin kızı Pınar Kalay da 7,5 saat sonra bulundukları yerden çıkarıldı. Depremde Ünal Kalay ve Gülçin Kalay'ın cansız bedenine ulaşıldı.

Depremde ağabeyini ve teyzesini kaybeden, vücuduna aldığı darbeler sonucu bedensel engelli olarak yaşamını sürdüren Dilek Kalay'ın tedavisi devam ediyor.

Kalay, evine gelen misafirlerine çay demlemek için mutfağa gittiği sırada depremin meydana geldiğini belirterek, enkaz altında kaldıklarında ağabeyi ve teyzesinin sesinin bir anda kesildiğini söyledi.

Teyzesinin kızı Pınar ile enkaz altında birbirini teselli ettiklerini anlatan Kalay, "Tavan üzerime düştüğünde çok acı yaşadım. Tavandan bir ağırlık sırtıma geldi. O anda ölecekmiş gibi hissettim. Sürekli dua ettim. Sonrasını hatırlamıyorum. Hastanede gözlerimi açtım. Yoğun bakımda 10 gün kaldım. Ameliyatlar geçirdim. Vücudumun çeşitli yerlerinden parça alınarak ayağıma naklettiler. Diğer sol ayağıma vida takıldı. Toplamda 13 ameliyat geçirdim. Fırat Üniversitesi Hastanesinde 3 ay yattım." diye konuştu.

Kalay, bir yıldır yürüyemediğini, iç organlarının da hasar gördüğünü, tedavisi sürerken iki kez kalp krizi geçirdiğini ifade ederek, "Yakınlarımı kaybettiğimi çok sonra öğrendim. O zaman o acıyı tekrar yaşadım. "şeklinde konuştu.

Depremle 60 yıldır yaşadıkları evleri ve mahallelerine ilişkin anılarının da yok olduğunu dile getiren Kalay, geriye hiçbir eşyalarının kalmadığını bildirdi.

Kalay, yaşanan felaketin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen ilk gün gibi acı duyduğunu anlatarak, şöyle dedi:

"Şu anda hayat mücadelesi veriyorum. Ayaklarımdaki kırıklardan dolayı yürüyemez haldeyim. Bu süreçte devletimiz Allah razı olsun, sürekli yanımızda oldu. Tüm Türkiye bir olup, bizi kurtardı. El birliği ile mücadele verip bizi hayata bağladılar. Yıkılan evlerimizi yaptılar. Ben de ayakta durmak, yürüyebilmek için mücadele veriyorum."

"Kurulu düzenimiz saniyeler içinde yok oldu"

Bedensel engelli Pınar Kalay da depremde birlikte yaşadığı annesini kaybettiğini kaydetti.

"Enkaz altında kalan tek engelli bendim. Annem tutunacak tek dalımdı." diyen Kalay, depremden 6 ay önce de babasını kaybettiğini aktardı.

Kalay, tek başına yaşamak zorunda kaldığını belirterek, "Devletimiz bize ev verdi, Allah razı olsun. Ama yaşam mücadelemi tek başıma veriyorum. Annemden sonra engelli olduğumu daha çok hissetmeye başladım. Acılarımız çok taze. O anı unutmak çok zor. Yaşadıklarımız hiç kolay değildi. Sadece evimiz değil, dünyamız yıkıldı. Kurulu düzenimiz saniyeler içinde yok oldu. Bu süreçte yanımızda olan herkesten Allah razı olsun, devletimiz var olsun." ifadelerini kullandı.

"Devletimizin sayesinde yeni bir hayata tutunmaya çalışıyorum"

Mustafa Paşa Mahallesi'nde çöken Kalay Apartmanı'ndaki evlerinde depremi yaşayan Nazmiye (49) ve annesi Sakine Düşmez, enkaz altında kaldı.

Depremde annesini kaybeden Nazmiye Düşmez, ekiplerin yardımıyla 16 saat sonra enkaz altından çıkarıldı.

TOKİ tarafından Cumhuriyet Mahallesinde yaptırılan konuta yerleşen Düşmez, yaşamını tek başına sürdürüyor.

"Depremde annemin bir kere 'Nazlı' dediğini duydum. Ondan sonra sesini duymadım." ifadelerini kullanan Düşmez, o anda yaşadıklarına ilişkin şunları kaydetti:

"4 kat aşağı düşmüşüz. Sadece tavan yıkılmamıştı. Artçı sarsıntıları orada hissediyordum. Hava da soğuktu. Cep telefonum hayatımı kurtardı. Beni arayan akrabalarım durumu kurtarma ekiplerine bildirdi. Allah devletimizden razı olsun. Devlet yanımda olmasaydı, oradan kesinlikle kurtulamazdım. Kendimi 16 saat bir mezarın içinde hissettim. Kurtarma ekipleri canımız için canlarını ortaya koydu. Ömür boyu teşekkür etsek az kalır. Bizi tekrar hayata bağladılar.

Yeni bir hayata başladığını, işe gidip geldiğini, evinde rahat olduğunu aktaran Düşmez, annesinden geriye sadece bir Kur'an-ı Kerim'in kaldığını aktardı.

Düşmez, "Devlet olmasaydı bugünlere kadar gelemezdim. Devletimize teşekkür ederim. Allah bu acıları bir daha göstermesin. Depremle anılarım, geçmişim gitti. Devletimizin sayesinde yeni bir hayata tutunmaya çalışıyorum." diye konuştu.

Kaynak: AA / Güncel

Elazığ Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title