Elmas Kaya: "Oğlum Ter İçinde Eve Gelirdi
Soma ilçesinde, 301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davasında müşteki sıfatıyla ifade veren acılı anne Elmas Kaya, duruşma salonunu gözyaşlarına boğdu.
Soma ilçesinde, 301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davasında müşteki sıfatıyla ifade veren acılı anne Elmas Kaya, duruşma salonunu gözyaşlarına boğdu.
Türkiye madencilik tarihinde en büyük facialardan biri olan Soma'daki facianın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden 5'inci duruşmasının 7'nci oturumunda müşteki ailelerin dinlenilmesine devam edildi. 301 madencinin öldüğü maden ocağındaki faciada iki çocuk babası 32 yaşındaki oğlu Kader Yıldırım'ı kaybeden 54 yaşındaki gözü yaşlı anne Elmas Kaya müşteki sıfatıyla ifade verdi. İfade vermesi öncesi Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, Kaya'ya haklarını okuduktan sonra sanıklarla birebir muhatap olmaması ve onlara hakaret etmemesi konusunda uyardı. Elmas Kaya da, "Ben terbiyesiz değilim. Fakiriz ama terbiyesiz değiliz" diye cevap verdi.
"ANALARIN YÜREĞİNİ YAKTILAR"
Gözü yaşlı anne para hırsı yüzünden oğlunun ve yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, " Ramazan Doğru, İsmail Adalı ve diğerlerinin para hırsı yüzlerce kişinin ölümüne neden oldu. Bizi evlatsız, eşleri kocasız, yüzlerce çocuğu yetim bıraktılar. Benim gibi anaların yüreğini yaktılar. Ben onlara şimdi soruyorum: 'Mutlular mı? Huzurlular mı?' Şimdi kendilerini kurtarmak için delil arıyorlar" dedi.
Dün Mevlit Kandili olması sebebiyle oğlunun mezarını ziyaret ettiğini dile getiren anne Kaya, şöyle konuştu: "Oğlumun mezarında sadece toprak vardı. Başka bir şey yoktu. Oğlum bana 'Ana sen niye geldin' demedi. Benim oğlum 32 yaşındaydı. 32 yıl kimsenin kalbini kırmadı. Ben onsuz nasıl yaşayayım. Ben onun cesedini bulmak için günlerce hastane önlerinde bekledim. Sonra siyah bir poşetin içinde bana oğlumun cesedini verdiler. Bir anne olarak oğlumun cesedini alıp kendi elimle tabuta götürdüm. O sırada kolum çıkmış. Ben yaşadığım acının büyüklüğü nedeniyle kolumun çıktığını iki ay sonra fark ettim. Onlar benim oğlumun ölümüne sebep olarak, benim kolumu kanadımı kırdılar. Şimdi ben nereye sığınacağım. Eşim oğluma bir tokat etti diye, yıllar önce eşimden ayrıldım. Benim oğlum, benim her şeyimdi. Onlar bizim evlatlarımızın başını yedi. Allah düşmanıma bile evlat acısı yaşatmasın. Bunlara bile evlat acısı yaşatmasın. Maden duman alıyor, benim dumanı kim görecek."
"Bize acı bıraktılar" diyen acılı anne Kaya, "Benim oğlum güzel elbiseler giyemedi. Sadece camiye giderken ütülü elbise giyerdi. 'Oğlum düğüne giderken niye ütülü elbise giymiyorsun da camiye giderken ütülü elbise giyiyorsun?' diye sorduğumda 'Ana ben Allah'ın huzuruna gidiyorum, temiz ve güzel elbise ile camiye gitmem gerekiyor.' derdi. Benim çocuğum Allah'tan korkardı. Kimseyi üzmez, kimseyi kırmazdı. Ama bunlar beni oğlum ayırdı. Bunları parçalasam dahi hıncım çıkmaz" diye konuştu.
"OĞLUMU BİR BUÇUK SENEDE BİTİRDİLER"
Oğlunun 10 yıldır madende çalıştığını aktaran anne Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Önceden işçi olarak çalışıyordu. Sonra sınava girdi ve topçu olarak çalışmaya başladı. Önceden çalıştığı madenlerde hiçbir şikayeti yoktu. Ufak tefek sıkıntılar oluyordu ama çok büyük sıkıntı yaşamıyordu. Ama Soma kömürlerin de işi başladıktan sonra oğlumu 1,5 sene de bitirdiler. Ben oğlum öldüğünde bir battaniye dahi saramadım. Bu patronlar bu kadar malı mülkü nereye götürecek merak ediyorum. Son dönemlerde oğlumun sürekli başı ağrıyordu. Ağrıdan dolayı başı sürekli iki elinin arasında olurdu. Eve sürekli ter içerisinde gelirdi. Evden 2,5 litre su götürürdü, o dahi yetmezdi. Bazen su götürmekten yanında yiyecek bir şey dahi götüremezdi. Çok eziyet çekti. Hatta İsmail Adalı'nın bazı işçilere tekme attığını, hatta baret attığını söylüyordu. Bizim çocuklarımıza bu kadar eziyet yapanlar, onların ölümüne neden olanlar şimdi çıkmış kendilerini savunuyor. Bizim evlatlarımızı geri getirebilecek mi?"
Sürekli ağlaması yüzünden konuşmakta güçlük çeken anne Kaya'nın, oğlu ile ilgili anlattıkları, duruşma salonunda bulunan herkesi gözyaşı içerisinde bıraktı. - MANİSA