Emekli Astsubay Yaşar Yaylalı: Kızımın Hakim Olmasını Engelleyenler Şimdi Cezaevinde
Muğla'nın Fethiye İlçesi'nde 3 yıl önce kaldığı otel odasında ölü bulunan hakim adayı Didem Yaylalı'yı, iddiaya göre 'kendilerine biat etmediği' için hakimliğe almayan eski HSYK üyelerinin bazıları tutuklanırken, baba Yaşar Yaylalı, "Kızımın ölümüne neden olanlar şu anda cezaevinde.
Muğla'nın Fethiye İlçesi'nde 3 yıl önce kaldığı otel odasında ölü bulunan hakim adayı Didem Yaylalı'yı, iddiaya göre 'kendilerine biat etmediği' için hakimliğe almayan eski HSYK üyelerinin bazıları tutuklanırken, baba Yaşar Yaylalı, "Kızımın ölümüne neden olanlar şu anda cezaevinde. Mutlu olmak istiyorum ama onların ailelerine acıyorum" dedi. Emekli astsubay olan Yaşar Yaylalı, Konya Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 2009 yılında mezun olan kızı Didem Yaylalı'nın, hakimlik sınavını kazandığını söyledi. Adalet Akademisi'nde rahatsızlığı nedeniyle 2 derse devam edemeyen kızının bununla ilgili hastaneden aldığı raporun sahte olduğu iddia edilerek, hakimliğe alınmadığını ileri süren Yaşar Yaylalı, o dönem HSYK'da görev yapanları suçladı. Yaşar Yaylalı, kızının dosyasını incelemekle görevlendirilen HSYK Tetkik Hakimi Mustafa Arslan'ın 'sahte rapor' iddiasında bulunduğunu, Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım'ın da mülakatta 'Bizden olacaksın. Bize biat edeceksin' dediğini ancak kızının kabul etmediğini söyledi.
Hakimlik cübbesini giymeyi hayal eden kızının 'sahte evrak' suçlamasıyla mesleğe kabul edilmediğini belirten Yaşar Yaylalı, "Ankara İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Ancak mahkeme, HSYK'nın bu tür soruşturmaları yapmasını olağan kabul etti" dedi.
'YOĞUN STRESE DAYALI KALP KRİZİ'NDEN ÖLDÜ
Yaşar Yaylalı, kızı Didem'in yaşadıkları karşısında psikolojisinin bozulduğunu, 2013 yılı ağustos ayında ablasına "Beni iki gün boyunca rahatsız etmeyin. Dinlenmek istiyorum" diyerek gittiği Muğla Fethiye'de otel odasında ölü bulunduğunu anlattı.
Kızının yapılan otopside 'yoğun strese dayalı kalp krizi sonucu öldüğü' raporu verildiğini belirten Yaşar Yaylalı, "HSYK üyeleri bazı kişileri elemek için bu yollara başvuruyormuş. Yavrum, durumu çözmek için İbrahim Okur, Ahmet Hamsici ve Mustafa Arslan ile konuşuyor. Son olarak o dönemin HSYK imamı olarak tabir edilen Hüseyin Yıldırım kızımı odasına çağırarak, 'Bizden olacaksın. Bize biat edeceksin' diyor. Tabii ki kızım bunu kabul etmiyor. Bu olaydan sonra kızımı adliyedeki yazıcıların yanında çalıştırmaya başlıyorlar. Onu bıktırıp, kendi isteği ile ayrılması için çaycıların yanına gönderip küçük düşürüyorlardı. Bu da onu çok üzüyordu" dedi.
Kızının hakim olmasını engellediğini öne sürdüğü Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım, eski HSYK 1'ince Daire Başkanı İbrahim Okur ve eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici ile tetkik hakimi Mustafa Arslan'ın darbe soruşturmasında tutuklandıklarını hatırlatan Yaşar Yaylalı, "Başkalarının mağduriyetinin üzerinden sevinmem. Söz konusu yargı üyelerinin çocuklarının ne durumda olduğunu tahmin ediyorum. Ailelerinin bir suçu yok. Allah'ın adaleti insan adaletinden daha hızlı tecelli etti. Bakın kendilerini ele verdiler ve şu anda içerdeler. Mutlu olmak istiyorum ama onların ailesine acıyorum. Beni evladımdan mahrum ettiler, aynı şeyi onlar yaşasın istiyorum. Çoluğu çocuğu sağ salim olsun ama evlatlarını görmesinler. Ben nasıl yaşıyorsam onlar da aynısını yaşasınlar" dedi.
Kızının geri gelmeyeceğini ancak yapılanları unutmanın da mümkün olmadığını söyleyen Yaşar Yaylalı, "En azından iade-i itibar yapılmalı. Kızım geri gelmez ama onun ismi bir sokağa, adliyede bir odaya verilebilir. En azından bunu yaparlarsa yüreğim rahatlar" diye konuştu.