Emekli Orgeneral Tolon'dan Jitem Açıklamaları
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, tutuklu olarak yargılandığı Zirve Yayınevi davasının duruşmasında, "Ben Orgeneral rütbesi ile emekli oldum."
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, tutuklu olarak yargılandığı Zirve Yayınevi davasının duruşmasında, "Ben Orgeneral rütbesi ile emekli oldum. Karşıma gelip, 'Ben JİTEM subayıyım' diyen olmadı. Diyemez de" dedi.
Zirve Yayınevi davasının 73. duruşması Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam etti. Duruşmada konuşan Hurşit Tolon, "Ben emekli olduğum günde dahil, Beyaz ve Siyah Kuvvet Komutanlığı diye bir teşkilat duymadım. Genelkurmay Genel Sekreterliği yaptım, böyle bir askeri teşkilatı duymadım. Genelkurmay açıklamasında, Allah vermesin, ülke işgal edildiği zaman, örneğin Trakya'da 1. Ordu geri çekilmesi gerektiği zaman, geride kalan vatandaşlar arasında seferberlikte kullanılacak olan Siyah ve Beyaz personeli kast ediyor. Bu personele TSK'ya girmiş ve çıkmış elemanlar dahil edilmiyor. 4 Aralık 1990 tarihli ulusal medya taranırsa orada Özel Harp Dairesi'nin tanıtılması ile ilgili basın toplantısı bilgilerine ulaşılır" ifadelerini kaydetti.
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa'nı talebi üzerine Hurşit Tolon, JİTEM ile ilgili olarak; "JİTEM denen teşkilatın Ergenekon davasına verilen cevabını ben de okudum. Olağanüstü hal bölgesinde o zamanlarki Asayiş Kolordu Komutanı bir teklifte bulunuyor, genel komutanlıkta kadro çıkartmadan denemek için bir süre 'Bunu uygulayın' diyor. O tarihte ben Kıbrıs'ta Alay Komutanıyım. Ben Orgeneral rütbesi ile emekli oldum. Karşıma gelip, 'Ben JİTEM subayıyım' diyen olmadı. Diyemez de. Böyle bir teşkilat yoktur. Güneydoğu'da bir süre lokal olarak kullanılmış. Ağustos 2005'de emekli oldum. JİTEM'i duymadım demek başka bir iş, JİTEM diye bir teşkilatın içine girmek ayrı bir iş. Ben TSK'da JİTEM diye bir kuvvetle çalışmadım. Ben JİTEM teşkilatını görmedim. JİTEM diye bir teşkilatın varlığını duymadım. Haricen biliyorum. Gazetelerde okudum" ifadelerini kaydetti.
GİZLİ TANIĞA SORULAR
Duruşmada Hurşit Tolon'un avukatı İlkay Sezer, davanın sanığı ve aynı zamanda gizil tanığı olan İlker Çınar'a görüntülü sistem üzerinde sorular yöneltti. Sorular ve cevaplar şu şekilde:
"Avukat İlkay Sezer: Çalışmalarınızı MİT'ten kime bildirim yaptınız?
İlker Çınar: MİT'in web sitesine yaptım. Bana söylendiği gibi.
Avukat İlkay Sezer: Bu yapı yasadışı bir yapı diyorsun, peki MİT'e nasıl bilgi veriyorsun? MİT TUSHAD diye bir yasal kuruluş yoktur demez mi?
İlker Çınar: Ben MİT'e TUSHAD olarak yapmadım. Bireysel olarak yaptım.
Avukat İlkay Sezer: Size geldiğini söylediğin TUSHAD belgesinde Mersin Emniyet'inde bir isim ile dayanışma içinde olacaksın diyor. Burada bir isim var. O ismi hatırlıyor musunuz?
İlker Çınar: Orada yazıyor.
Avukat İlkay Sezer: Yazıda her şeyi hatırlıyorsun da, bu ismi niye hatırlamıyorsun? Saadettin Yaşar Aksoy, hangi tarihte Mersin'de göreve başladı?
İlker Çınar: Hatırlamıyorum.
Avukat İlkay Sezer: Tarsus İstihbarat Şube Müdürü Saadettin Yaşar Aksoy ile irtibatlıydım diyorsun
İlker Çınar: Gönderilen talimat içinse evet 2005 yılında irtibatlıydım.
Avukat İlkay Sezer: Saadettin Yaşar Aksoy 4 Ağustos 2008 yılında Tarsus Emniyet'ine gelmiş, yani o tarihten 3 yıl sonra gelmiş. Kendisi ile ne kadar süre çalıştınız?
İlker Çınar: 2006 Temmuz'a kadar çalıştım.
Avukat İlkay Sezer: Birlikte ne yapıyordunuz?
İlker Çınar: Benim konferanslarıma yardımcı oluyordu
Avukat İlkay Sezer: Ama bu yapı illegal diyorsun, sen Emniyet'e gidip TUSHAD'dan geldim, diyorsun. O zaman onlarda bunları biliyor. Saadettin Yaşar Aksoy, mahkemeye gelerek belgeleri Emniyet Genel Müdürlüğü'ne mi gönderiyorduk diyecek?
İlker Çınar: Hayır, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gitmiyordu. Saadettin Yaşar Aksoy bütün çalışmalarımı biliyordu.
Avukat İlkay Sezer: Saadettin Yaşar Aksoy'a belge ve bilgi verdin mi, vermedin mi?
İlker Çınar: Misyonerlikle ilgili bilgi verdim.
Avukat İlkay Sezer: MİT'ten görüştüğün o MİT'çinin ismi neydi?
İlker Çınar: MİT'çi ile yüz yüze görüştüm. Hakan olarak hatırlıyorum. Soyadını bulunca sorarsınız. Birkaç defe görüştüm. Hangi ilde görevli olduğunu bilmiyorum. Telefonla bana ulaştı. Hangi telefonla bana ulaştığını hatırlamıyorum.
Avukat İlkay Sezer: İfadenizde sunduğunuz bir kimlik kartı var. Üzerinizde göreviniz olarak istihbarat yazıyor.
Neden gizli bir yapı seni böyle deşifre etsin?
İlker Çınar: Üzerimde taşımıyordum. Kuryeler gelince üzerinde taşıyordu.
Avukat İlkay Sezer: Bu kimliği gösterdiğiniz bir kişiyi söyleyin, çağırıp gösterelim
İlker Çınar: Hatırlamıyorum, çok kişiye gösterdim.
Avukat İlkay Sezer: Hiç yargılanmadım, ceza almadım diyorsun
İlker Çınar: Doğrudur.
Avukat İlkay Sezer: 30 Temmuz 1993 tarihinden sonra neredeydin?
İlker Çınar: Birliğimdeydim.
Avukat İlkay Sezer: 23 Haziran 1993 ile 7 Temmuz 1993 tarihleri arasında neredeydin?
İlker Çınar: Görevliydim, görevimin başındaydım.
Avukat İlkay Sezer: 23 Haziran 1993 ile 7 Temmuz 1993 tarihleri arasında disko denen cezaevinden girip çıktınız.
İlker Çınar: Hayır
Avukat İlkay Sezer: Tugay mahkemesinde hiç yargılanmadınız mı?
İlker Çınar: Hayır.
Avukat İlkay Sezer: Bu duruşmalara katılmadınız mı
İlker Çınar: Hayır
Avukat İlkay Sezer: Buradaki kararda karar yüzüne karşı açıkça okundu deniliyor.
İlker Çınar: Hayır, katılmadım.
Avukat İlkay Sezer: Bu mahkeme kararları, altındaki imzalar gerçek değil mi?
İlker Çınar: Gerçek değil.
Avukat İlkay Sezer: Bu askeri mahkeme hakimini hiç görmediniz mi?
İlker Çınar: Hiç görmedim.
Avukat İlkay Sezer: 1993-2003 tarihleri arasında kiminle görüşüyordun? 2005'den sonra Abdullah Atılgan ile görüştüğünü söyledin. 1993'den direk 2005 yılına atlıyorsun, Abdullah Atılgan'dan önce kim vardı?
İlker Çınar: Kuryeler vardı. 2005'den sonra Abdullah Atılgan ile görüştüm.
Avukat İlkay Sezer: Eğitim gördüğün kışladaki binanın adı neydi? Hatırlıyor musunuz?
İlker Çınar: Binanın üzerinde yazı yoktu, hatırlamıyorum.
Avukat İlkay Sezer: Levent Ersöz'ün o dönem rütbesi neydi?
İlker Çınar: Hatırlamıyorum.
Avukat İlkay Sezer: Levent Ersöz 1993'de Yarbay. Sana ders vermiş, rütbesini hatırlamıyo rmusun?
İlker Çınar: Sivil giyiniyordu, bire bir eğitim alıyordum.
Avukat İlkay Sezer: Eğitimde hangi materyalleri kullanıyordunuz?
İlker Çınar: Kara tahta ve tebeşir kullanıyorduk.
Avukat İlkay Sezer: İfadeniz de gittiğim illerde beni Alay Komutanları ayakta karşılardı diyorsunuz, hangi illerin Alay komutanları sizi ayakta karşıladı?
İlker Çınar: Mehmet Ülger'i örnek veriyorum. O yeterli.
Avukat İlkay Sezer: Gittiğiniz illeri de saymanız gerekiyor, Mehmet Ülger dışında başka örnekler istiyoruz.
İlker Çınar: Mehmet Ülger'i örnek veriyorum. Diğerlerini hatırlamıyorum.
Avukat İlkay Sezer: Gittiğim iller diyorsun, hangi illerin Alay Komutanları seni ayakta karşıladı?
İlker Çınar: Ben sadece Mehmet Ülger'i örnek veriyorum. Başka hatırlamıyorum.
Avukat İlkay Sezer: İfadelerinizde TBMM Darbe Komisyonu'nun raporundaki Beyaz Kuvvetler ifadesini sürekli kullandınız. Ancak bu ifadelerin kaynağı Ecevit Kılıç'ın 2010 yılında yayınlanmış olan kitabından alınmış bir ifadedir. İlker Çınar, 1990'dan sonra Aşırı sağ ve Aşırı sol birimlerinin Jandarma'da kurulduğunu söylüyor. Bu birimlerin 15 Nisan 1985 tarihinde kurulduğunu gösteren Jandarma Genel Komutanlığı'nın yazısını mahkemeye sunuyorum.
Avukat İlkay Sezer: Hasan Iğsız, 2. Ordu Komutanı iken Malatya'ya gelen Hurşit Tolon'u törenle karşıladı diyerek, örgüt irtibatı kuruyorsun. Şimdiki Genelkurmay Başkanımız Necdet Özer, Ege Ordu komutanı iken, Hurşit Tolon'u törenle karşılamıştır. Bunun fotoğraflarını mahkemeye sunduk. Şimdiki Genelkurmay Başkanı da mı örgüt üyesi?
İlker Çınar: TSK ile siz TUSHAD'ı kıyaslıyorsunuz. Siz neden teammülleri söylüyorsunuz. Iğsız'ın Tolon'u karşılamasını TUSHAD kapsamında söylüyorum. Özel'in Tolon'u karşılaması teammül gereğidir.
Avukat İlkay Sezer: Hasan Iğsız ile Hurşit Tolon arasındaki örgütsel bir bağlantıyı neye göre yapıyorsun?
İlker Çınar: Üst düzey komutan olmalarından dolayı. Bu durum konuşmalarımız arasında geçiyordu. Hasan Iğsız ile bir bağlantım yoktur. Benim Mehmet Ülger ile bağlantım var.
Bu esnada Tolon'un avukatlarının talebi ile mahkemede
"Hurşit Tolon'un TUSHAD başkanı olduğunuzu söylediniz mi" sorusu yöneltilerek yüzleştirme yapıldı. Abdullah Atılgan, "Hayır, Bu ifadesinde böyle bir şey söyledi. Hurşit Tolon ile burada yüz yüze karşılaştım" derken, Mehmet Ülger, "İlk defa ifadede duydum. Hasan Iğsız ve Hurşit Tolon ile TUSHAD konusunda konuşmadım" diye konuştu. Haydar Yeşil de böyle bir ifadede bulunmadığını söyledi.
Avukat İlkay Sezer: Devlet birimlerinden destek alıyordum diyorsun. Bunlar hangi devlet birimleridir?
İlker Çınar: İfadelerimin arasında var. Ben beyanlarımda bulundum.
Avukat İlkay Sezer: Ben beyanlarınız arasında devletin hangi birimlerinden destek aldığınıza dair bir ifade göremedim.
Avukat İlkay Sezer: İfadende Büyük Ankara Oteli'nde görüşüyordum diyorsunuz. Bu görüşmeler ne zaman oldu?
İlker Çınar: 2004'de oldu.
Avukat İlkay Sezer: Büyük Ankara Oteli, 2002 yılında restorasyona alınarak 2005 yılında hizmete açılmış.
Avukat İlkay Sezer: Belgeleri o bölgedeki Jandarma istihbaratına teslim ettim diyorsunuz. Hangi ilde, hangi ilçede teslim ettiniz?
İlker Çınar: Lokal olarak bilgi veriyordum. Misyonerlerle ilgili bilgileri jandarmaya bildiriyordum.
Avukat İlkay Sezer: Bu haber elemanlığı değil mi?
İlker Çınar: Hayır, değil. Bu TUSHAD'ın jandarma ile koordinasyonundan dolayı.
Avukat İlkay Sezer: O belgeleri teslim ettiğin il ve ilçeleri açıkla?
İlker Çınar: Dosyalar dolusu veriyordum.
Avukat İlkay Sezer: Hangi iller?
İlker Çınar: Konya olarak hatırlıyorum,2003 yılında. Diğer illeri hatırlamıyorum.
Avukat İlkay Sezer: MİT görevlilerinin ısrarı üzerine medyaya çıktım diyorsun. Bunlar hangi MİT görevlileri?
İlker Çınar: Hakan'ı hatırlıyorum, Mersin Hilton'da görüştük.
Avukat İlkay Sezer: Hurşit Tolon'un TSK içinde doktorası olan tek orgeneral olduğunu biliyormusun?
İlker Çınar: Bilmem gerekiyor mu?
Avukat İlkay Sezer: Hurşit Tolon'un doktora tezini kitap haline getirdiğini, verdiği konferanslarının temelinin de bu kitap olduğunu biliyormusun? Temmuz 2008 tarihine kadar kaç konferans verdiğini biliyor musun?
İlker Çınar: Dosyalara bak".
Mahkeme duruşmayı sonlandırdı. Duruşma 24 Mayıs Cuma günü devam edecek. Hurşit Tolon, yeniden İstanbul'a götürüldü. - MALATYA