Emekli Tümgenerel Ethem Büyükışık'ın Oğlunun "şüpheli" Ölümü... Baba Büyükışık: "bu Cinayet Mutlaka Aydınlanacak"
Emekli Tümgenerel Ethem Büyükışık’ın oğlunun ''şüpheli'' ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında "gerçeğe aykırı bilirkişi raporu hazırlamak" ve "gerçeğe aykırı tercümanlık yapmaktan'' yargılanan sanık astsubaylar Ozan Karataş ve Osman Bilgi haklarındaki tüm iddiaları reddetti. Duruşmada konuşan baba Ethem Büyükışık, "Arkalarına sığındıkları polisler maalesef Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 23 Aralık 2023’te disiplin soruşturmasında suçlu bulunmuşlardır. Parmak izi silme ve sahte delil üretmeden suçlu bulunmuşlardır, alınması gereken delilleri almadıkları ortaya çıkmıştır" diye konuştu.
Haber: Esra Tokat
(ANKARA) - Emekli Tümgenerel Ethem Büyükışık'ın oğlunun "şüpheli" ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında "gerçeğe aykırı bilirkişi raporu hazırlamak" ve "gerçeğe aykırı tercümanlık yapmak"tan yargılanan sanık astsubaylar Ozan Karataş ve Osman Bilgi haklarındaki tüm iddiaları reddetti. Duruşmada konuşan Ethem Büyükışık ise "Arkalarına sığındıkları polisler maalesef Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 23 Aralık 2023'te disiplin soruşturmasında suçlu bulunmuşlardır. Parmak izi silme ve sahte delil üretmeden suçlu bulunmuşlardır, alınması gereken delilleri almadıkları ortaya çıkmıştır" diye konuştu.
Emekli Tümgenerel Ethem Büyükışık'ın 26 yaşındaki oğlu Dorukhan Büyükışık, 13 Mart 2018'de İzmir'de bir inşaat şantiyesinde ölü bulundu. Olayın ardından başlatılan soruşturma sürecindeki ihlallerin ortaya çıkmasıyla birlikte sanık astsubaylar Ozan Karataş ve Osman Bilgi'nin, Jandarma Kriminal Laboratuvarı'nda "gerçeğe aykırı bilirkişi raporu hazırlamak" ve "gerçeğe aykırı tercümanlık yapmak"tan Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları davanın üçüncü duruşması görüldü.
Duruşmaya müşteki Ethem Büyükışık ile avukatı İlter Aksoylu ve sanıklar Ozan Karataş, Osman Bilgi ile avukatları Ergin Kılıç katıldı. Ayrıca Büyükışık'a destek vermek isteyen pek çok kişi de duruşmaya izleyici olarak katıldı.
Duruşma, söz konusu olay yeri inceleme sırasında hayatını kaybeden Dorukhan Büyükışık'ın arabasının incelendiği sırada çekilen videodaki sesin incelenmesi için Adli Tıp Kurumu'na (ATK) gönderildiği, ancak ATK tarafından "bizim alanımız değil" denilerek gönderilmesi üzerine İstanbul Teknik Üniversitesi'ne gönderildiğinin bildirilmesiyle başladı. Hakim söz konusu uzman raporunun beklendiğini ifade ederek, sanıklara söz verdi.
"Bizim dava dosyamız bir savaş suçlusunun dosyası gibi"
Duruşmada ilk olarak sanık astsubay Ozan Karataş savunma yaptı. Karataş, 2022'nin Kasım ayında incelenmesi için kendilerine bir adet CD'nin gönderildiğini ifade eden Karataş, şu iddialarda bulundu:
"Fiziken böyle bir suçun oluşması bu dünyada zaten mümkün değil. Polis memurlarının isteği doğrultusunda rapor hazırladığımız ifade edildi. Ama bu kanıtlanmadı. 'Biz bu şahısları ömrü hayatımızda görmedik. Bize gelen sadece CD' dedim sayın savcımıza. Bu sırada savcımız kayıtları dinledi ve 'ben birşey anlamadım bilirkişiye göndereceğim' dedi. Biz bilirkişiye gittiğini düşünürken bir anda iddianame hazırlandı ve tüm TV kanallarında yayımlandı. Bu dayanılacak bir suçlama değildi ve savcı ile görüştüm asla yapmazdım meslek etiği olarak ama sayın savcıya 'elinizde hangi maddi delil vardı da' hazırladınız?' diye sordum. Bunu herkes bilsin ki biz hiçbir belge ve delile ulaşacak bir konumda değiliz. UYAP hesabı açılınca dava dosyamızdaki tüm delilleri indirebildim. Bizim dava dosyamız bir savaş suçlusunun dosyası gibi. Binlerce evrak var bizimle alakasız olan. Hiçbirimiz yapmış olduğumuz metinle alakalı değil. Bu dosyaları incelerken olay yeri inceleme memurunun ifadesini buldum, 'Bahsi geçen kayıtta geçen konuşmalar komiserlerin arasında geçmiştir' demiştir. Böylece gerçek ortaya çıktı ancak polislerin ifadesine dosyada ulaşamadım. Atakan Kaçar ve Deniz Asıcı polis memurları. Duruşmamızda bu iki ismin dinlenmesini istedik ısrarla mahkemenizden. Bu kayıp ifadeler müşteki Ethem Büyükışık'ın evrak çantasında çıktı ve sizlere sundu. Bu iki fadr çok önemliydi okunsaydı herkes gerçeği görecekti. Ben okuyayım kısaca. Atakan Kaçar, '55 saniyelik araç incelemesi sırasında yapılan çekimdir. Konuşan ise ben ve Deniz komiser. Üçüncü bir kişi olarak görüntüyü çeken memur var. Konuşmalar Deniz komiser ve benim aramda geçti' demiş. Aynı ifadeleri Deniz komiser de tekrarlamış."
"Delil karartma gibi bir durum olamaz"
Ses incelemelerine ilişkin bilirkişi raporunda kullanılan teknik araçların bilgisine yer verilmediğini belirten Karataş, "Sanki açmışlar hoparlörden dinlemişler' dedi. 'gibi birşey söyleniyor' ifadelerinin yazıldığı bir raporu kabul etmek mümkün olamaz. Bizleri lütfen araştırın, bizlerin ömrümüzden çalınan iki yılın geri getirileceğinin mümkün olmayacağını biliyoruz. Savcı, 'Bu isimler ve bu şahısları suçluyorsunuz ama elinizde delil var mı?' sorusunu sorsaydı bugün burada olmazdık. Artık daha fazla acı çekmek istemiyoruz. Beraatimizi istiyoruz" ifadesini kullandı.
Sanık astsubay Osman Bilgi ise "Bizim labaratuvarımızın belli kriterleri ve iş işleyişi vardır. Biz talimatla hareket ederiz. Biz dakika dakika saniye saniye anlamadığımız yerleri raporlayıp anlaşılmayan yerler olduğunu kayıt altına aldık. Delil karartma gibi bir durum olamaz" diye konuştu.
"Arkalarına sığındıkları polisler maalesef Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından disiplin soruşturmasında suçlu bulunmuşlardır"
Sanıkların ardından müşteki Ethem Büyükışık sözaldı. "Sanıkların söylediklerinin tamamı gerçek dışı olduğunu" ifade eden Büyükışık, şunları söyledi:
"Arkalarına sığındıkları polisler maalesef Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 23 Aralık 2022'de disiplin soruşturmasında suçlu bulunmuşlardır. Parmak izi silme ve sahte delil üretmeden suçlu bulunmuşlardır, alınması gereken delilleri almadıkları ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bu şahıslar hakkında iddianamenin hazırlanması aşamasında gelindi. Bu olayda ihmali olan ve delil karartan 9 kişiden ikisi zaten meslekten atıldı. O yüzden bu kişilerin söylemlerine itimat edemeyiz.
"Suç örgütü olduğu kanısındayız"
Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü'nün de delilleri karartan polislere eşlik ettiğini tespit ettik. Bunların HTS baz kayıtlarını incelediğimizde durum daha da felaket. İsmail Köksal'ın ifadesine itimat edilmiş ama onun da yalanları ortaya çıktı. Bütün alınan raporlardan sonra hakikat yavaş yavaş ortaya çıkıyor. En az 9 polis hakkında iddianame hazırlanıyor. Ancak en az 35 polis memurunun bu işte olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden bir suç örgütü olduğu kanısındayız. Atakan Kaçar 'ben buradayım' dememişti, bunların hepsini biz tespit ettik. Olay günü izinli görünüyordu tam tersi. Orada olmadığını söyleyen polis memurlarının olay yerinde olduğunu ortaya çıkarttık. Mesela polis memuru Ünal Yücesoy, cinayetin işlendiği gün olay yerinde olduğu ortaya çıktı ama tam tersi polis merkezinde masa başında olduğunu söylemişti. Adamlar orada çok büyük bir yasa dışı faaliyet yürütüyorlar."
"Müvekkillerimin organize suç örgütü elamanıymış değilse bile onlar için çalışıyormuş gibi gösteriliyor"
Sanıkların avukatı Ergin Kılıç da özetle, "Müvekkillerimin organize suç örgütü elamanıymış değilse bile onlar için çalışıyormuş gibi gösteriliyor. Varsa bir delil ortaya koysun. Dosyanın bilirkişiye gönderilmesine dahi gerek yok çünkü olay aydınlatıldı. Atakan ve Deniz komiserin ifadeleri ile ortaya çıktı gerçek. Müvekkillerimin dört dörtlük bir çözümleme yaptıklarını davanın sonucunda herkes anlayacak" ifadelerini kullandı.
"Olay yerindeki kameralar savcılık talimatına rağmen alınmıyor"
Büyükışık'ın avukatı İlter Aksoylu, "Bir bardak suda fırtına koparılıyor deniliyor ama ben kısaca özetleyim bu bir bardak suyu. Olay yerindeki kameralar savcılık talimatına rağmen alınmıyor, biyolojik genetik incelemeler için gerekli deliller alınmıyor, 'olay yerinde değilim' diyen polisler orada çıkıyor. 'Ben inşaat sahibini tanımam' diyen şube müdürü her gün görüşüyor. Aklımıza uyuşturucu kaçakçılığının yapıldığı geliyor açıkçası" diyerek, İTÜ'den istenen uzmanlık raporunun beklenmesini talep etti.
Sonraki duruşma 10 Şubat'ta
Hakim, dosyanın yeniden bilirkişiye verilip yapılan çözümlemelerin birbiri ile daha rahat şekilde kıyaslanabilmesi için tüm çözümlemelerim katlanabilir kartona yazılıp aynı cümlelerin aynı renk, farklı cümlelerin de farklı renk yazılmasına karar verdi. Ayrıca Hakim, İTÜ'den istenen uzmanlık raporunun beklenmesine de karar verdi. Bir sonraki duruşma 10 Şubat saat 10.00'a ertelendi.
Duruşmanın ardından baba Ethem Büyükışık, açıklama yaptı. Açıklamasında sadece oğlu için mücadele etmediğinin altını çizen Büyükışık, "Herkes şundan emin olsun bu cinayetin katilleri, bu cinayetin katillerini korumak için iş ve işlem yapan kamu görevlileri yargı karşısında hesap vermedikçe bu işin peşini bırakmayacağım" dedi.
"Bu cinayet mutlaka aydınlanacak"
Büyükışık, açıklamasında şu iddialarda bulundu:
"Oğlum Dorukhan Büyükışık'ın katledilmesinin üzerinden altı buçuk yıl geçti. Bu altı buçuk yıl içinde bir avuç insan hep birlikte mücadele ederek büyük bir organize suç örgütünün omurgasını ortaya çıkardık. Bugün o organize suç örgütünün Ankara'daki bacağı olan Jandarma Kriminal Laboratuvarı'nda görevli, gerçek dışı ses çözüm raporu üreten iki astsubayın duruşmasına geldik. Bugünkü duruşmada her zaman olduğu gibi bu iki sanık işledikleri suçu inkar ettiler ve doğru rapor verdiklerini iddia ettiler. Ancak bunu yaparken kanıt olarak gösterdikleri İzmir'deki seslerini değiştirdikleri başkomiser İsmail Köksal ile dört olay yeri inceleme polisinin aslında ceza aldıklarını, bunların işledikleri suçlar nedeniyle Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından disiplin soruşturması sonucunda suçlu bulunduklarını hatırlamak istemediler. Bunun üzerine bugün duruşmada kanıt olarak gösterdikleri ve burada tanık olarak dinletmek istedikleri bu beş kişiden birinin meslekten atıldığını, diğerlerinin de çok ağır cezalara kendi kurumları tarafından çarptırıldığını tekrar hatırlattık. Geldiğimiz aşamada artık geri dönülmez bir noktayı geçtik. Bu cinayet mutlaka aydınlanacak.
Bu cinayeti işleyen, katilleri koruyan, cinayetin failleri ile iş birliği yapan kamu görevlileri, ünvanları ne olursa olsun yargı karşısına çıkarak hesap verecekler. Bu cinayetin soruşturmasını üstlenen Cumhuriyet Savcısı Muhammet Doğramacı, HSK incelemesi sonucunda suçlu bulundu ve hakkında soruşturma açıldı. Bu olayın kapatılması için bir cinayetin örtülmesi için Adli Tıp Kurumu'nda, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün içindeki küçük bir azınlık grupta yine Jandarma Genel Komutanlığı'nda küçük bir grubun yine Adalet Bakanlığı'nın diğer birimlerinde bu suça bilerek ve isteyerek karışan tüm kamu görevlileri mutlaka hesap verecek. Hiçbirinin peşini bırakmayacağım. Ben bu mücadeleyi oğlum Dorukhan Büyükışık'ın hukukunu korumak için değil, sadece onun için değil, sizlerin de evlatlarının daha güvenli bir Türkiye'de yaşaması için yapıyorum. Herkes şundan emin olsun bu cinayetin katilleri, bu cinayetin katillerini korumak için iş ve işlem yapan kamu görevlileri yargı karşısında hesap vermedikçe bu işin peşini bırakmayacağım."