Emine Yayla Davasında Karar
Adapazarı Evrenköy Mahallesi'nde geçtiğimiz Kasım ayında meydana gelen olayda, ayrılmak istediği eşi Süleyman Yayla tarafından sığındığı baba evinde bıçaklanarak öldürülen 17 yaşındaki Emine Yayla davasında karar çıktı.
Adapazarı Evrenköy Mahallesi'nde geçtiğimiz Kasım ayında meydana gelen olayda, ayrılmak istediği eşi Süleyman Yayla tarafından sığındığı baba evinde bıçaklanarak öldürülen 17 yaşındaki Emine Yayla davasında karar çıktı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanan sanık Süleyman Yayla, en alt seviyede hafif tahrik indirimiyle birlikte 30 yıl hapis cezası çekecek.
Sakarya Adliyesi'nde görülen davada "tasarlayarak yakın akrabayı öldürme" suçlamasıyla hakim karşısına çıkan Süleyman Yayla, cezaevinden geniş güvenlik önlemleri altında getirildi.
2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davayı karara bağlayan hakim, sanık Yayla'ya ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi. En alt seviyede hafif tahrik indirimi yapan hakim, sanığa 30 yıl hapis cezası verdi.
Sanığın eşini öldürmesi nedeniyle aldığı 30 yıl cezaya Emine Yayla'nın ailesi tepki gösterdi. Baba Hasan Yılmaz, verilen kararı az buldu.
Anne Ülkü Yılmaz da hakimin verdiği kararı yanlış anlayıp cezanın sadece 18 yıl olduğunu düşünerek, "Acıma acı kattılar. 18 yıl nedir ya? 18 yıl sonra benim yavrumu da versinler madem o kadar kolaysa. Adalete de güvenmiyorum artık" dedi.
Davayla ilgili açıklama yapan Avukat Leyla Epözdemir ise, "Emine Yayla'nın kocası tarafından öldürülmesi nedeniyle görülen duruşmanın karar aşamasıydı. Sanık Süleyman Yayla ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı. Ancak maalesef hafif tahrik uygulandı. Emine Yayla davası tüm kamuoyu tarafından bilinen bir vaka. Burada birçok hak ihlalini bir arada Emine Yayla dosyasında görüyoruz. Emine Yayla 15 yaşına gelmeden evlendirilmiş bir çocuktu. Evinde aslında istismar edildi. Kocasından şiddete maruz kalıyor. Bu nedenle defalarca koruma talebiyle başvuruları var. Cinayet sanki ben geliyorum diyor aslında. ve cinayet vakası katil kocanın onun boşanmak için talebi arkasından baba evine sığındığı evde pencereden girerek Emine Yayla'yı öldürüyor. Aslında tam burada işlenmiş cinayet görüyoruz. Maalesef geçmişte de korunamayan Emine Yayla da hafif de olsa tahrik uygulanmasını biz yerinde bulmuyoruz. Zaten kadın cinayetlerinde hep kadını suçlayan gerekçe maalesef toplumda ve mahkeme kararlarında görünür kılınıyor. Artık kadının bedeni ile cezalandırılmasına son verilmesi gerekiyor. Eşleri ailesi tarafından bu zihniyetin değişmesi iç tedbirlerin bir an önce açılması için çok ciddi hareket etmek gerekiyor. Elbette biz en ağır cezayı almasından yanayız; caydırıcı olmasından dolayı ve adaletin yerine getirilmesinden dolayı. Ancak sadece ceza vererek kadın cinayetlerinin önüne geçilmesi yeterli değil diye düşünüyoruz. Kadına karşı işlenen cinayetlerin, çocuk gelin vakalarının önlenmesi tamamen toplumsal olaydır. Bu bir insanlık meselesidir. Bu bir insanlık suçudur. Kadın erkek demeden herkes bununla mücadele etmesi bir insanlık gereğidir" diye konuştu. - SAKARYA