Haberler

Emniyet Mensuplarının Darbe Girişimi Davasında 2 Pilot İfade Verdi

Abone Ol

Darbe girişiminde emniyet mensuplarına yönelik açılan davada, Cumhurbaşkanını korumak üzere Özel Harekatçıları Huber’e götürmedikleri iddia edilen 2 sanık ifade verdi.

Darbe girişiminde emniyet mensuplarına yönelik açılan davada, Cumhurbaşkanını korumak üzere Özel Harekatçıları Huber'e götürmedikleri iddia edilen 2 sanık ifade verdi. Sanıklardan Tolga Gültekin, "Huber'in nerede olduğunu karadan bile bilmiyorum" derken, diğer sanık Ender Küçüka, "Yazılı emri, görevi layıkıyla yapmak için istedim" diye konuştu.

İstanbul 22'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla Silivri Duruşma Salonu'nda görülmesine başlanan 29 emniyet mensubunun yargılandığı davada, sanıkların kimlik tespiti tamamlandı.

Sanıkların kimlik tespitleri ve avukatların yoklamalarının tamamlanmasının ardından 5 sanığın avukatı söz alarak, müvekkillerinin bu dosyayla ilgisi olmadığını öne sürerek, bu sanıklar hakkındaki dosyanın ayrılmasını talep ettiler. Mahkeme heyeti, soruşturmanın ve kovuşturmanın tüm sanıklar hakkında yürütüldüğünü ve iddianamenin tüm sanıklar hakkında hazırlandığını hatırlatarak, dosyanın ayrılması talebini oy birliğiyle reddetti.

Talebin reddinin ardından, 29 sanık hakkında hazırlanan 68 sayfalık iddianamenin özeti okundu. Sanıklara hakları hatırlatıldıktan sonra savunmalara geçildi. Duruşmada ilk olarak meslekten ihraç edilen pilot komiser Tolga Gültekin'in ifadesi alındı.

Darbe girişimi gecesi Özel Harekat timini, Cumhurbaşkanı ve ailesini korumak üzere helikopterle Huber Köşkü'ne götürmekle görevlendirildikleri ancak bu görevi yerine getirmedikleri iddia edilen komiser Gültekin, "Huber Köşkü'nün nerede olduğunu karadan bile bilmiyorum. Üzerinden değil, yakınından bile geçmedim. Benim asıl görev yerim Ankara Gölbaşı'dır. Olay günü İstanbul'da bulunma nedenim İstanbul Filo'sunda 2. pilot olarak görevlendirilmemdir. Bu görevlendirme bayramda yapılmıştı, hatta ben itiraz etmiştim" dedi.

"Köprünün asker tarafından terör önlemi için kapatıldığını düşündüm"

Olay günü filoda bulunduğu sırada mesai arkadaşı Hüseyin Taşkın'ın odasına gelerek 'Televizyonu gördün mü, askerlerin köprüye çıktığına dair görüntüler yayınlanıyor' dediğini kaydeden Pehlivan, "Televizyonu açtım. Terör olayları önlemleri kapsamında askerin köprüye çıktığını düşündüm. 10-15 dakika sonra Taşkın tekrar odama gelerek, istirahattaki uçuş ekibinin filoya çağrıldığını söyledi. Ekibin çağrılması, uçuş görevi olduğunu gösterir. Beraber şube Müdürü Mehmet Tok'un odasına gittik. Müdürümüz perişan halde, nefes alamıyor ve sivildi. Gömleğinin üst üç düğmesi açıktı. Biz resmi görev yaparız ve filonun içinde sivil gezmeyiz. Televizyonun sesi sonuna kadar açıktı ve müdürümüz telefonda konuşup not alıyordu" diye konuştu.

"Agresif bir şekilde kendisini Huber'e götürmemizi istedi"

Mehmet Tok'a 'Müdürüm durum nedir?' diye sorduğunu belirten Gültekin, "Mehmet Tok bize 'Asker darbe yapıyor' dedi. Bize 1-2 dakika sonra istirahattaki personelin filoya intikal etmesini sağlamamızı söyledi. Uçuş ekibi kendi imkanlarıyla filoya geldi. Uçuş ekibinden Ender Küçüka şube müdürümüzle konuşuyordu. O sırada kısa, dar paça pantolonlu, saçları jöleli, tuhaf giyimli birini gördüm. Üzerinde uygunsuz şekilde giyilmiş hücüm yeleği ve elinde piyade tüfeği vardı. Yanımdaki Hüseyin Taşkın'a 'Müdürüm beni Huber'e götüreceksiniz, acil' şeklinde agresif konuştu. Taşkın'ın omzundaki apoleti bilmiyordu çünkü Taşkın Şube müdürü değildi. Bilse müdürüm diye konuşmaz ve emir vermezdi. Şahsı durdurdum ve kimliğini soracaktım. Karşı koymamız gerekiyorsa karşı koyacaktım. Darbe gecesinin bir hassasiyeti vardı ve değerlendirmeyi şube müdürümün yapmasını daha doğru buldum" ifadelerini kullandı.

"Şüpheli şahıs 'Götürüyor musunuz, götürmüyor musunuz' diye sinirlendi"

Şüphelendiği şahsı Şube müdürünün odasına götürdüğünü kaydeden Gültekin, "Kendisini şube müdürüne götürdüm. Gittiğimizde Ender Küçüka şube müdürünün odasındaydı. Küçüka Havacılık Daire Başkanı Uygar Elmastaş ile görüşüyordu. Başkana 'Bu konuya ilgili yazılı talimat gerekiyor' dedi. Şüpheli şahıs, sert bir şekilde 'Götürüyor musunuz götürmüyor musunuz?' dedi. Küçüka ise Daire Başkanından talimat beklediğini söyledi. Şahıs tehditler savurarak 'Tarafınızı belli edin, göreceksiniz siz' diyerek yanımızdan ayrıldı. Sinirlenen Küçüka, şüpheli şahsın arkasından gitti. Biz içerden şahsın tüfeğini doldurduğunu duyduk. Ben de bunun üzerine arkalarından gidecektim ancak Küçüka geri döndü" dedi.

"Başkanla hiçbir görüşmeyi Şube Müdürümüz yaptı"

Daha sonra Ender Küçüka'nın telefonunun ikinci kez tekrar çaldığını ve Küçüka'nın telefondakine 'Anlaşıldı müdürüm' dediğini hatırlatan sanık Gültekin, "Hiçbir görüşmeyi Şube Müdürü Mehmet Tok yapmadı. Cumhurbaşkanını korumaya ilişkin bir görevden haberi bile yok. Ben hayati öneme sahip olmasına rağmen, uçuş kontrollerini yapamadan helikoptere bindiler. Ben ve Mehmet Tok camdan helikopteri takip ettik. Motor çalıştı. O sırada Mehmet Tok'un telefonu çaldı. 'Anlaşıldı başkanım' dedi ve bana uçuşu kesmemi işaret etti. Ben uçuşu kesmemi mi istiyor diye 3 kez teyit ettim. 'Özel harekatçılara arıza var deyin sorun yapmasınlar' dedi. Ben de işaret verdim. Daha sonra Tok'a uçuşu neden durdurduğumuzu sordum. 'Ankara Gölbaşı'nı bombalamışlar, o yüzden uçuşun iptali talimatı geldi' dedi" diye konuştu.

"Uçuşun kesilmesinin nedeni Gölbaşı'nın bombalanması"

Şube müdürü Mehmet Tok'un daha sonra filonun her zaman 24 saat açık olan ışıklarının kapatılmasını ve helikopterin içeri alınması talimatı verdiğini kaydeden Gültekin, "Benim olayla uzaktan yakından alakam yok. Ben bu fiili işleyemem çünkü bana verilmiş bir uçuş görevi dahi yok. Özel harekat timinin Cumhurbaşkanı korumak üzere karadan gitmesinin nedeni, Ankara Gölbaşı'nın bombalanması üzerine gelen uçuşu kesin talimatıdır" dedi.

"Sözlü emirle helikoptere bindik"

Gültekin'in ardından pilot başkomiser Ender Küçüka'nın savunmasına geçildi.

İfadesine, "Göreve gitmemek ya da görevi reddetmek gibi bir husus kesinlikle doğru değil. İddianameye hiç ağzımdan çıkmayan cümleler yazılmış" diye başlayan Küçüka, "Ben ve Barış Aktaş o gün istirahattaydık. Şube müdürü beni arayarak hemen şubeye gitmemi söyledi. Barış Aktaş'ı ve uçuş teknisyenlerini aradım. Kendi aracımla en kısa sürede geldim. Gelir gelmez durumun ne olduğunu öğrenmek için şube müdürüne çıktım. 'Askeri darbe var hazırlıklı olalım' dedi. Odama giderek üniformamı giydim. Şube müdürü 'Özel harekat timi gelecek onları Huber'e götüreceksiniz' dedi. O sırada nedir ne değildir anlayamadık. Uçuş görevlerinin tamamı yazılı emirle yapılır. Acil durumlarda sözlü emirlere uçuş görevi yapılır. Biz sözlü emirle helikoptere bindik" dedi.

"Havacılık başkanı yazılı talimatı sonra göndereceğini söyledi"

"Cumhurbaşkanlığı görevinin ayrı bir hassasiyeti vardır. Kimi götürüyoruz, niyetleri nedir bilmiyoruz" diyen sanık Küçüka, "Bu insanlar silahlılar(Özel Harekat Timi). Gayet doğal olarak bunun teminatını istedik. Bu zaten prosedür gereğidir. Bu insanların kaç kişi olduğunu bile bilmiyorum. Sadece görevi yerine getirmeye çalıştık. Şube müdürüne 'Yazılı emir olursa ne yapacağımızı biliriz' dedim. 'Daire başkanına söyleyelim bu emri halledelim' dedim. Yazılı emri, görevi layıkıyla yapmak için istedim. İşi zorlamak için değil. Tok'un hiçbir şey yapmadığını görünce ben bir şey yapmak zorunda kaldım. Başkanı ben arayıp durumu izah ettim. Daire başkanı 'seni arayacağım' dedi ve telefonu kapadım, kapıda özel harekat müdürünü gördüm. Daire başkanından talimat beklediğimi söyledim. 'Götürüyor musunuz götürmüyor musunuz, ben size bunun hesabını sorarım' dedi ve gitti. Bunlardan sonra geri döndüm telefonum çaldı, Daire başkanı aradı, 'Yazılı talimatı sonra göndereceğim göreve gidin şu an yazdıracak personelim yok' dedi. Ekibi topladım ve helikoptere gittim. Orada bulunan görevliye Huber'in ışıklarını yakmalarını söyledim" ifadelerini kullandı.

"Helikopteri çalıştırdım, 'uçuşu kesin' talimatı verdiler"

Daha önce birçok kez Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı helikopter pilotu olarak görev yaptığını anlatan Küçüka, "Sözlü emirle çok kısa bir sürede atladık helikoptere. Özel harekat müdürüne 'binin gidiyoruz' dedim. Bindik, helikopteri çalıştırdık. Müdürün camdan uçuşu kesin talimatı verdiğini gördüm. Uçuşu kestim, sistemi kapatmadan arkama bir baktım özel harekatçılar yok. Sonra çıktım Şube müdürünün odasına kesin talimatını kimin verdiğini sordum, Ankara'daki olaydan dolayı olduğunu anlattı. Cumartesi gecesine kadar üniformamızla hazır bekledik. Cumartesi gecesi gözaltına alındık. Ertesi gün savcılığa çıkarıldık, serbest bırakıldık. Oradan çıkıp şubeye gittik. Mehmet Tok, aleyhimize rapor tutmuş, görevden uzaklaştırma yazısı yazılmış hakkımızda. Daha sonra tekrar gözaltına alınıp tutuklandık. Talimatları veren Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanı Uygar Elmastaş'tır" diye konuştu.

Küçüka'nın ifadesini tamamlamasının ardından duruşmaya öğle arası verildi. - İSTANBUL

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Mehmet Tok İstanbul Silivri Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title