Haberler

En Büyük İnsanlık Ayıbı Ambargo

Güncelleme:
Abone Ol

Derviş Eroğlu, 'Kıbrıs'ın dünü, bugünü ve yarını' konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Seyhan Oteli'nde Çukurova Genç İşadamları Derneği (Çukurova GİAD) ve TABA Amcham Çukurova Şubesi'nin düzenlediği 'Türkiye Geleceğini Konuşuyor' toplantıları kapsamında 'Kıbrıs'ın dünü, bugünü ve yarını' konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.

Adana Valisi İlhan Atış, AK Parti Milletvekili Necdet Ünüvar, Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, Adana Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Sabri Beytorun ile çok sayıda işadamı ve davetlinin katıldığı konferansta konuşan Derviş Eroğlu, KKTC'nin en büyük sorununun ekonomi olduğunu söyledi.

Türkiye'den KKTC'ye yatırımcı işadamı gelmesinin ülkeyi daha çok kalkındıracağını kaydeden Eroğlu, "Ülkemize Anavatandan yatırımcı işadamları geliyor. Bu rakam daha da artarsa, yatırımlarıyla ekonomimize güç katarlarsa, istihdam sorununu hallederlerse iyi olur. En büyük sorun yüksek tahsil işsizliğidir. Hemen hemen bütün işsizlerin yüzde 90'ı üniversite mezunudur. Türkiye'den gelecek yatırımların bu soruna katkısı çok olur" dedi. Avrupa Birliği'nin, Annan Planı'na evet demelerine rağmen hala ambargoları kaldırmadığını anımsatan Eroğlu, bu yüzden gelişemediklerini belirterek, "Bugün en büyük insanlık ayıbı olan ambargolar bize uygulanmaktadır. Güney Kıbrıs'tan bir farkımız yok ama ambargo altındayız. Dolayısıyla gelişemiyoruz" diye konuştu.

'BEDELİNİ ÖDEMİŞ BİR DEVLETİMİZ VAR'

Eroğlu, 'Kıbrıs Türkiye'nın bir kamburudur' gibi sözlerin kendilerini rencide ettiğini ve üzdüğünü bildirdi. KKTC'de, Osmanlı'nın, Kıbrıs'ı İngilizler'e devrettiği günden beri Türklük mücadelesi verdiklerini anlatan Eroğlu, şöyle devam etti:

"Bizim atalarımız buraya geçici gelmediler. Oraya Türklük mührü vuracaklardı. Bugünlere kadar Kıbrıs Türk halkı, Türklük mühürünün bozulmaması için her türlü cefayı çekmiştir. Kıbrıs, 1957'den beri Türkiye'nin milli davası olmuştur. O yüzden 'Türkiye'nin kamburudur' gibi sözler bizi rencide ediyor. Kıbrıs'ta Adanalı, Konyalı, Antalyalı var, Kayserili var. 74 öncesi yaşayan bir nüfus vardı, sonra Türkiye'den gelen nüfus da var. Hepsi kardeş, içli dışlı olmuşlar. Türkiye'nin Kıbrıs'la meselesi yok ama bunu maalesef canlandırmaya çalışan, bazıları siyasi amaçla, oy amaçla yapan, bir kısmı art niyetli gruplar var. Kıbrıs'ta yaşayan bütün Türkler, Türkiye'den gitmiştir. O bakımdan Türkiye'nin ne kambuduru ne baş belasıdır. Bugün Türkiye de oluşumun bedelini de veridiği şehitlerle ödemiştir. Bedeli ödenmiş bir devletimiz vardır. Türkiye ile KKTC insanı arasında bir soğuk savaş varmış gibi bir hava yaratılmaya çalışılmıştır. Bunlar her ülkede olduğu gibi marjinal uçlardır, siyasette pek yerleri yoktur. Seçimde yüzde 1'den fazla oy almamaktadır. Ama KKTC'nin yüzde 99. 5'i Türkiye'yi anavatan bilmektedir. Bizim kırmızı çizgilerimizden bir tanesi de, Türkiye'nin etkin ve fiili garantisidir. Bundan vazgeçemeyiz. Ekonomik sorunlarımız var, bu sorunları aşarken tek güvendiğimiz ülke Türkiye. "

'RUMLAR AMBARGO ALTINDA ERİMEMİZİ BEKLEDİ'

Eroğlu, Kıbrıs'ta bugün iki ayrı halk, iki devlet, iki demokratik yapının olduğunu, buna göre anlaşmanın yapılabileceğini bildirdi. KKTC olarak anlaşmadan yana olduklarını kaydeden Eroğlu, şöyle devam etti:

"Yaşadığımız gerçekleri göz ardı etmeden iki bölgeli, iki toplumlu, eşit statüde, sınırları belli egemen iki kurucu devlet olacak. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti egemen bir devlet olacak, kendi polisi olacak, kendi sınırları olacak, dolayısıyla ortaklık bu iki kurucu devletin vereceği yetkilerle kurulacak bir federal devlet olacak. Olmayacaksa açıkta değiliz ama Rum ambarogalar altında erimemizi bekledi, zamana oynadı. Zaman zaman darboğaza girdik ama erimedik. Şimdi gene zamana oynayarak, zaman içinde Kıbrıs Türk halkı, acaba, 'Bir anlaşma olsun da nasıl olursa olsun noktasına gelir mi?' beklentisi içerisindeler. Kıbrıs Türk halkı en zor günleri direnerek geçirmiştir. Şimdiki günler geçmiş günlere göre zor günler değildir. Ulusal davalara sabırla kazanılır, bir ulusal davanın 3 günde kazanıldığı görülmemiştir. Ama sabrın da bir sonu vardır, sabır taşı bile çatlar derler. Kıbrıs Türk halkı bu müzakerelerden yorulmuştur. Ama bir anlaşma olacaksa, oturalım anlaşalım. Hakemlik istemiyorlar, ortaya konulan pratik planı kabul etmiyorlar, çünkü zaman kendilerinin lehine. "

'BM RUM'UN KULAĞINA FISILDAMASI LAZIM'

Rum tarafının tanınmış ve Avrupa Birliği üyesi bir devlet olduğunu anımsatan Eroğlu, KKTC'nin ise ambargo altında olduğunu belirterek, "Rum tarafının tuzu kuru, bir sıkıntısı yok, ekonomik darboğazga girmek üzere değil. Olsa bile Avrupa fonundan destek alacaktır. Bize sadece elini uzatacak bir ülke var, o da Anavatan Türkiye. ve biz, medeni denen, o topluluğa girmek için can attığımız ülkelerin ambargosu altında yaşıyoruz. İşte Avrupa Birliği'nin çifte standardı. Rumları AB'ye alarak uzlaşmazlığı arttırdı, şimdi ambargolar altında bizi anlaşmaya mahkum etmeye çalışıyorlar. Eğer BM Güvenlik Konseyi, AB, Kıbrıs'ta bir anlaşma isterse ambargoları kaldıracak, BM Güvenlik Konseyi'de, KKTC'yi ilan ettiğimizde almış olduğu kararları bir kere daha gözden geçireceğini Rum'un kulağına fısıldaması lazım. Aksi taktirde Rumların müzakere masasında bir uzlaşmaya gelmeleri kolay olmayacak" diye konuştu.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Politika Güncel Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title