En "Çevik" Anneler
Antalya Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün kadın polisleri, hem toplumsal olaylara müdahale edip huzur ve güveni sağlıyor hem de vatanına sevdalı evlatlar yetiştirmeye çalışıyor.
AYŞE YILDIZ - Antalya Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün kadın polisleri, hem toplumsal olaylara müdahale edip huzur ve güveni sağlıyor hem de vatanına sevdalı evlatlar yetiştirmeye çalışıyor.
Çevik Kuvvet Şube'de görevli 30'u kadın yaklaşık 300 polis, meslektaşlarıyla toplumsal olaylara müdahale ediyor, izinsiz gösterileri önlüyor. Asayiş polisinin yetersiz kaldığı operasyonlara da destek veren çevik kuvvet polisi, görevlerinde başarılı olmak ve yaklaşık 10 kiloluk yeleklerle olaylara anında müdahale edebilmek için her gün antrenman yapıyor, hareket kabiliyetlerini yüksek tutuyor.
Şubede görevli 10 yıllık polis memuru Sezen Çınar, Hakkari'deki başarılı çalışmaları dolayısıyla çevik kuvvetin "Dişi Rambo"su olarak anılan 2 çocuk annesi Melek Kaplan ve meslektaşlarına savunma eğitimi veren Songül Karabulut'un bir gününü, Anadolu Ajansı ekibi görüntüledi.
Sabah erken saatlerde kalkarak, bebeklerinin bakımını yapan, çocuklarını okula hazırlayan çevik anneler, her gün duayla göreve çıkıyor, gün içerisinde toplumsal olaylara müdahale ederek, izinsiz gösterileri önlemeye çalışıyor.
Meslekleri için anneliklerinden fedakarlık eden kadın polisler, şubedeki anonsla kask, kalkan, 10 kilogramlık gaz yeleği, robocop, cop ve gaz maskelerini alarak göreve koşuyor. Kadın polisler, büyük toplumsal olaylarda üzerlerine gaz sinen üniformalarıyla zaman zaman kaldırımlarda dinlenmek zorunda da kalabiliyor.
"Mesleğim için anneliğimden fedakarlık ediyorum"
Sabah erken saatlerde kalkarak, bir yaşındaki bebeğinin bakımını yapan, 6 yaşındaki kızının saçlarını tarayan Melek Kaplan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin desteğiyle polis olduğunu söyledi.
Polislik mesleğinin sevilmeden yapılamayacağını belirten Kaplan, görevlerinin bitiş saatinin hiçbir zaman belli olmadığını dile getirdi. Anneliğin polislikten daha zor olduğunu anlatan Kaplan, "Her gün sabah erkenden kalkıyorum, bir yaşındaki kızımın altını değiştiriyorum, Zeynep'imin saçını tarıyorum. Eğer uyuyorlarsa öpüyorum, kokluyorum, çıkıyorum." dedi.
Mesleği için anneliğinden fedakarlık etmek zorunda kaldığını, her zaman hazır kuvvet olarak yoğun tempoyla çalıştıklarını vurgulayan Kaplan, "Görevlerdeyken çocuklarım burnumda tütüyor, iki çocuk olunca yükü daha da ağırlaştı. Eşim ve kayınvalidem çok destek oluyor. Bu meslekte duygusal olmamak lazım, değilse her günümüz ağlamakla geçer. Görevdeyken anne-çocuk görüyorsun, 'Şimdi gezmek vardı çocuğunla' diyorsun ama görev daha önemli." diye konuştu.
Toplumsal olaylarda çocuk gördüğünde kendi çocuklarının aklına geldiğini dile getiren Kaplan, müdahale öncesi özellikle çocukları alandan çıkardıklarını söyledi.
Olaylarda çok atımlı tüfekle gaz atan Kaplan, anne olduktan sonra uykuya hasret kaldığını, vatana, millete hayırlı evlatlar yetiştirmek için mücadele ettiğini, gururla taşıdığı üniformayı ileride çocuklarının da taşımasını istediğini söyledi.
"Bize 'En çevik' anneler diyorlar"
Daha önce Şırnak'ta görev yapan Sezen Çınar da ilkokuldayken öğretmeninin yaptığı anketlerde polislik mesleğini işaretlediğini ve polis olduğunu hayal ederek resimler çizdiğini belirtti. Zor olmasına rağmen mesleğine aşık olduğunu anlatan Çınar, "Kadın olmanın verdiği ayrı bir zorluk oluyor. Dışarıda görev yapan bir birimiz, bir de anneyiz." dedi.
Anne olmanın da zorluğu bulunduğunu, gece yarısı göreve çağrılabildiklerini dile getiren Çınar, görev yüzünden çoğu zaman çocuğunu uyurken bıraktığını, döndüğünde de uyurken bulduğunu anlattı.
"Her sabah üniformamızı giyerken, palaskamızı takarken şükrediyoruz." diyen Çınar, vatan ve bayrak aşkı nedeniyle zorlukları göğüslemenin kolay olduğunu belirtti. Vatanı, kızını korur gibi koruduğunu ifade eden Çınar, şunları kaydetti:
"Bu mesleğin zorlukları fazla. Bize 'En çevik' anneler diyorlar. Sokakta çocuklar bile 'Çevik kuvvet sokaklarda, yatamaz hiç yataklarda" diye söylüyor. O sevgiyi halktan gördüğümüz zaman yorgunluğumuzu unutuyoruz. Eğer gittiğimiz görevlerde müdahale olacaksa adeta birbirimize kenetleniriz, hiç ayrılmalıyız. Çevik kuvvet bir bütün, biz ayrılamayız. Çevik, hızlı olmak için de sürekli spor yapıyoruz, beslenmemize dikkat ediyoruz. Eğer o gün görevimiz yoksa eşofmanlarımızı giyip bahçede spor yapıyoruz."
"Yoğun gaz altında maskemizi takıp, dinlenmeye devam ettik"
Çınar, büyük toplumsal olaylarda kendilerinin de gazdan etkilendiğini, bir seferinde gaz maskesinin mini filtresini değiştirmeye fırsat kalmadan gaz sıkıldığını ve sürünerek gittiği havuza başını soktuğunu, yerde sürünmekten üniformasının yırtıldığını anlattı.
Beş gün eve gidemediği günler olduğunu belirten Çınar, "Asfaltta, çimlerin üzerinde üzerimizi değiştirmeden, gaz sinen üniformamızla üç, beş gün görev yaptık. Arkadaşıma, 'Gaz geliyor hemen kalkalım' dedim. Kalkacak halimiz olmadığından gaz maskemizi takıp, yoğun gaz altında dinlemeye devam ettik, çünkü inanılmaz bir yorgunluk vardı." diye konuştu.
Çınar, asıl görevlerinin evde başladığını dile getirerek, "Asıl evde çevik olmak gerekiyor. Görev bittikten sonra eve koşuyorum, bebeğimin kokusunu içime çekince günün bütün yorgunluğunu unutuyorum." dedi.
"Kızımın saçını akşamdan yapıyorum"
Songül Karabulut, zorluklarını bilerek polislik mesleğini seçtiğini, meslektaşlarına savunma taktikleri eğitimi de verdiğini aktardı.
Daha çok toplumsal olaylara gittiklerini ve amaçlarının vatandaşları korumak olduğunu ifade eden Karabulut, İstanbul'da görevdeyken defalarca kaldırımlarda sabahladıklarını dile getirdi. Şırnak'ta kızını 1,5 yaşındayken okula vermek zorunda kaldığına değinen Karabulut, "Erken saatlerdeki görev için gece mesaj atıyorlar, sabaha karşı görüyorsun gece uykuları haram oluyor. Annesin iki çocuğun var, gece uykusu yok. Mesleğimiz zor ama seviyoruz." dedi.
Okula giden kızının saçını akşamdan yapmak zorunda kaldığını belirten Karabulut, oğlu sabahları uyandığında arkasından ağladığını, uyanmasın diye özen gösterdiğini dile getirdi.
Çevik Kuvvet Şubenin Müdürü Vatan Zafer Koçak, şubede kadın erkek ayrımı olmadığını ve herkesin her göreve gittiğini vurguladı. Koçak, "Evde anne olan polislerimizi, burada erkek bayan ayrımı yapmaksızın görevlerde kullanıyoruz. Melek, şubemizde 'Dişi Rambo' diye anılıyor. Doğu'da da çok başarılı hizmetlerde bulunmuş. Gazcı Sezen kardeşimiz de aynı sertifikalı, çoğu olaylarda gaz kullanıyor." dedi.