En Romantik Kasabaya Fransız Kalmayın!
COLMAR benim aslında keşfetmekte geç bile kaldığım ama iyiki de keşfetmişim dediğim muhteşem bir kasaba. Bu yüzden Colmar'ı sizin de geç kalmadan mutlaka keşfetmeniz gerekiyor diyorum ve iddia ediyorum bu şehrin büyüsüne kendinizi kaptıracak ve tekrar görmek isteyeceksiniz.
COLMAR benim aslında keşfetmekte geç bile kaldığım ama iyiki de keşfetmişim dediğim muhteşem bir kasaba. Bu yüzden Colmar'ı sizin de geç kalmadan mutlaka keşfetmeniz gerekiyor diyorum ve iddia ediyorum bu şehrin büyüsüne kendinizi kaptıracak ve tekrar görmek isteyeceksiniz. Açık hava müzesini andıran masalsı bir kasaba olan Colmar'ın çevresinde de en az onun kadar güzel hatta ondan daha da güzel birkaç köy ve kasaba var. Tabii ki oralara kadar gitmişken onları da görmemek olmaz. Ben yalnız gittim ama siz siz olun eşiniz veya sevgilinizle beraber gidin bu muhteşem ve bir o kadarda romantik kasabaya…
ŞARABIN BAŞKENTİ
Her mevsimin ayrı bir güzellikte yaşandığı, nefis şaraplarıyla ünlü bu kasaba, ayrıca şarabın başkenti olarak da kabul ediliyor. Geçmişi 9. yüzyıla kadar uzanan kasaba, içinden geçen kanallar nedeniyle 'Küçük Venedik' takma adını almış. Colmar ve çevresi Alsace Bölgesi'nin meşhur üzüm bağlarıyla çevrilmiş, doğa harikası bir bölge. 170 km'lik Alsace Şarap Rotası'nın en güzel duraklarından biri olan Colmar'ın çevresinde bulunan Eguisheim, Riquewihr ve Ribeuville kasabaları da en az Colmar kadar güzel ve mutlaka görülmesi gereken kasabalar arasında.
HER SAAT BAŞI HİZMET
Colmar Belediyesi şehir otobüsüyle ulaşabileceğiniz, Colmar'a en fazla 7-25 km uzaklıktaki bu kasabalara gitmenizi tavsiye ederim. Ben Colmar gezimin ikinci ve üçüncü günlerini bu kasabalarda geçirdim. Colmar Şehir Turist Bilgi Bürosundan otobüs saatleri ve kalkış yeri hakkında bilgi alabilirirsiniz. Sizlerle bu bilgiyi Colmar gezimden bahsetmeden önce özellikle paylaşmak istedim. Colmar'dan hareketle kasabalar arasında saat başı hizmet veren şehir otobüsü ayrıca dış ve iç görünümüyle de bizim Türkiye'deki şehirlerarası otobüslerin aynısı. İnanın yarım saatlik yol boyunca kafanızı pencereden ayırmayacak ve yol boyunca otobüste çalan Fransız radyosundaki müzikler eşliğinde enfes manzarayla keyifli bir yolculuk yapacaksınız.
HEM ALMAN HEM FRANSIZ KÜLTÜRÜ
Neyse şimdi gelelim Colmar'… Kuzeydoğu Fransa'da bulunan ve çok yakın bir tarihe kadar Almanya-Fransa arasında el değiştiren Colmar kasabası en son 1945 Colmar Savaşı'nda Fransa'ya dahil olmuştur. Bu yüzden de hem Alman, hem de Fransız kültürünün ama bana göre daha çok Fransız kültürünün etkilerini kasabayı dolaşırken hissedeceksiniz. Kasabaya girişte sizi ilk karışılayan Özgürlük Heykeli'nin bir kopyası olacak, çünkü bu heykelin tasarımını yapan heykeltraş Frederic Auguste Bartholdi Colmarlı. Aynı zamanda Bartholdi'nin doğduğu evin kasabada müze haline getirildiğini de tahmin edersiniz herhalde.
PERİ MASALI GİBİ
Colmar'da beni en çok etkiliyen şeylerin başında evlerin mimari yapısı oldu. Kasabanın pastel renkli kibrit kutularını hatırlatan rengarenk ahşap evleri, evlerin kepenklerinden fırlayan rengarenk çicekleri, arnavut kaldırımlı dar caddeleri ve kanallarıyla adeta bir peri masalını andıran büyülü bir atmosferi var. Colmar sokaklarında dolaşırken kafamı sürekli bir aşağı bir yukarı çevirdim, çünkü her köşesinde ince bir detayın gizlendiği kibrit kutusu evlerin ve binaların detaylarını kaçırmak istemedim. Kasabanın yürüyerek gezebileceğiniz bir rotası var, yürürken sağa sola bakıp fotoğraf çekeceğiniz... Ben ne kadar yürüdüğümü anlayamadım bile çünkü şehrin tamamı sanki gerçek bir açık hava müzesi gibi.
KÜÇÜK VENEDiK
Kasabanın en ünlü bölgesi 'Küçük Venedik' (Petite Venice) denilen yer. Adını İtalya'nın Venedik şehrine benzerliğinden alıyor. Bu bölgenin içinden su kanalları geçiyor. Burada yaşayanların çoğu evlerine tekne ile ulaşıyor. Little Venice, Colmar'ın en sevimli ve romantik yerlerinden biri. Mayıs-Ekim ayları arası kanallar arasında tekne turu yapabilirsiniz. Bu çok ayrı bir zevk. Kasabayı bir de tekneden izlemek kaçırılmayacak bir fırsat. Bu bölge araç trafiğine kapalı. Eğer kasabayı yürüyerek gezmek istemezseniz, küçük gezi trenlerine binebilirsiniz.
UNTERLINDEN MÜZESI
Colmar'daki Unterlinden Müzesi, Colmar halkının gurur kaynağı olarak bilinir. 13. yüzyılda bir manastır olarak inşa edilen Unterlinden, 19. yüzyılda müzeye dönüştürülmüş. Çok sayıda değerli tablolar, 14. yüzyıl ve 19. yüzyıl arası dönem oyuncakları, dokuma halılar, zırhlar, müzik enstürmanları gibi Unterlinden Müzesi tarih öncesi zamanlardan 21. yüzyıla ait eserlere kadar neredeyse 7 bin yıllık bir koleksiyona sahip. Unterlinden Meydanı'nın (Place Unterlinden) diğer yanında kalan bina ise eskiden hamammış. Bu binada Monet ve Picasso gibi ressamların eserleri sergileniyor.
SAINT MARTIN KİLİSESİ
Görülmesi gereken yerlerden biri de, Saint Martin Kilisesi. Hiçbir zaman katedral statüsünde olmamasına rağmen boyutları sebebiyle Cathedrale Saint-Martin olarak da adlandırılıyor. Geçmişi 14. yüzyıla dayanan kilise Alsace gotik mimarisinin önemli eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. Rue Des Tanneurs'tan Colmar'ın kapalı pazarına, yani Marche couvert de Colmar'a da uğrayabilirsiniz. Pazar binasının hemen yanında, Rue des Vignerons ile Rue des Ecolesin kesiştiği yerde Bartholdi'nin Küçük Şarapçı Çeşmesi (Fontaine du Petit Vigneron) bulunuyor. Rue des Ecoles üzerindeki köprüde durup sol kıyıdaki Quai de la Poissonnerie boyunca dizili rengarenk kibrit kutusu evleri izlerken aynı zamanda tekneyle dolaşanları da izlemek ayrıca büyük bir zevk.
AVRUPA'NIN EN GÜZEL KÖYÜ EGUISHEIM
Equisheim 2013 yılında Avrupa'nın en güzel köyü seçilmiş ve gerçekten de inanılmaz güzel ve şirin bir köy. Köyün etrafında dolaşan çember biçimli gezi yolunda dolaşırken, sanki bir masal köyünde hissediyor insan kendini. Eguisheim Colmar'ın güneyinde Colmar'a 7 km uzaklıkta gerçekten şirin mi şirin bir köy.
ŞİRİN BİR ORTAÇAĞ KASABASI
Riquewihr Alsace Şarap yolunun en güzel noktasından biri bence. Riquewihr, çevresi düzenli üzüm bağlarıyla çevrili şirin bir ortaçağ kasabası. Rengarenk kibrit kutusu evleri ve dik patika yollarıyla muhteşem bir güzelliğe sahip. Şehrin içini yürüyerek dolaştıktan sonra, bir gezi trenine atlayıp çevredeki üzüm bağlarını gezebilir ve Riquewihri kuş bakışı seyredebileceğiniz en yüksek notaya tırmanmanın zevikini yaşayabilirsiniz. 7 Euro tutarındaki bu trenle gezi yaklasik 1 saat sürüyor. Riquewihr çok sevimli ve şirin bir köy. Şehrin meydanında küçük şirin evlerin arasında kahve içmenin keyfi de bir başka oluyor. Fransa'nın en güzel 100 şehrinden biri ünvanını boşuna taşımadığını şehri gezdikten sonra siz de anlayacaksınız. Riquewihri çevreleyen surlarsa ayrı bir güzel. Arnavut kaldırımlı ve yarı ahşap evlerle dolu olan Rue du General de Gaulle caddesi ve ona açılan bütün ara sokaklara girmenizi tavsiye ederim, birden karşınıza büyüleyici bir arka bahçe çıkabilir bu yüzden şehri gezmek için gerekli vakti ayarlayın.
RIBEAUVILLE KÖYÜ
Merkez bir cadde üzerinde konumlanmiış yine şirin mi şirin, pastel renkli kibrit kutusu evleri ve harika manzarası olan bir kasaba. Ayrıca yazımın başında da belirttiğim gibi bu kasabalara isterseniz günü birlikte Colmar şehir otobüsü ile gidebilirsiniz özellikle Ribeauville köyüne 2 veya 3 saat yeterli.