Haberler

Engin Özkoç: "Teröre Karşıyım Diye Kirli Propaganda Yapıp Başkalarını Karalayan Bu İrade Bizzat Terör Örgütünü Kendi Eliyle TBMM'ye Getirdi"

Güncelleme:
Abone Ol

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “Teröre karşıyım diye kirli propaganda yapıp başkalarını karalayan bu irade bizzat terör örgütünü kendi eliyle TBMM’ye getirdi. AKP’nin İstanbul’un üçüncü bölgesinde 4’üncü sıradan aday gösterdiği HÜDA-Par Genel Başkanıdır. Kim bu? Hizbullah terör örgütünün başkanıdır. Onu temsilen oradadır. Bunu ben milletime kanıtlayacağım. Göreceksiniz. AKP’nin Gaziantep 6’ncı sıradan adayı kim? HÜDA-Par’ın Genel Sekreteri. Yani Hizbullah’ın siyasi kanadındaki genel sekreteridir. Bakın, Mersin 4’üncü sırada Diyarbakır İl Başkanı Faruk Dinç. Batman 2’nci sırada aday gösterdiği HÜDA-Par’ın sözcüsü Serkan Ramanlı oldu. Bu insanlar, domuz bağıyla özgürlükten, adaletten yana olanları öldüren, katledenlerin temsilcileri TBMM’ye Recep Tayyip Erdoğan tarafından sokuldular. Çok net ifade ediyorum, onlar Türkiye Cumhuriyeti’nin yapısına karşılar. Rejimine, birliğine karşılar” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, "Teröre karşıyım diye kirli propaganda yapıp başkalarını karalayan bu irade bizzat terör örgütünü kendi eliyle TBMM'ye getirdi. AKP'nin İstanbul'un üçüncü bölgesinde 4'üncü sıradan aday gösterdiği HÜDA-Par Genel Başkanıdır. Kim bu? Hizbullah terör örgütünün başkanıdır. Onu temsilen oradadır. Bunu ben milletime kanıtlayacağım. Göreceksiniz. AKP'nin Gaziantep 6'ncı sıradan adayı kim? HÜDA-Par'ın Genel Sekreteri. Yani Hizbullah'ın siyasi kanadındaki genel sekreteridir. Bakın, Mersin 4'üncü sırada Diyarbakır İl Başkanı Faruk Dinç. Batman 2'nci sırada aday gösterdiği HÜDA-Par'ın sözcüsü Serkan Ramanlı oldu. Bu insanlar, domuz bağıyla özgürlükten, adaletten yana olanları öldüren, katledenlerin temsilcileri TBMM'ye Recep Tayyip Erdoğan tarafından sokuldular. Çok net ifade ediyorum, onlar Türkiye Cumhuriyeti'nin yapısına karşılar. Rejimine, birliğine karşılar" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Halk TV'de Ayşenur Arslan'ın sunduğu Medya Mahallesi programına CHP Genel Merkezi'nden katıldı. Özkoç, Halk TV muhabiri Şeyma Paşayiğit'in sorularını yanıtladı.

Özkoç'ın yanıtları şöyle:

"ISLAK İMZALI TUTANAKLARIN BİZİM ELİMİZE ZAMANINDA GEÇMESİNİ ENGELLEYEBİLMEK İÇİN AKP'Lİ GÖREVLİLER BİR EMİR ALARAK YOĞUN BİR ŞEKİLDE SANDIKLARA İTİRAZ ETMEYE BAŞLADILAR"

Seçim gecesi, neler yaşandı? Onursal Adıgüzel görevden alındı. Seçim güvenliğiyle ilgili bir sıkıntı oldu mu?

"Öncelikle şunu söyleyeyim. CHP, seçim güvenliğiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir sıkıntı yaşamadı. Kesinlikle sandıklarda görevli olan arkadaşlarımız, ıslak imzalı tutanakları bize gönderdiler. Ancak, çok net ifade edeyim ki ıslak imzalı tutanakların bizim elimize zamanında geçmesini engelleyebilmek için AKP'li görevliler bir emir alarak yoğun bir şekilde sandıklara itiraz etmeye başladılar. İtirazlar neticesinde sandıktaki görevliler zamanında bitiremedikleri için gelen ıslak imzalarda, zaman olarak bazı açıklıklar oldu. Ondan dolayı da bazı sandıkları zamanında yayınlamakta zorluk çektik. Onun dışında şu an itibariyle elimizde olmayan hemen hemen ıslak imzalı olmayan sandık kesinlikle yok. Bu açıdan net olarak söylüyorum, arkadaşlarımız, hepimiz; büyük bir mücadele içerisinde görevlerimizin başındaydık. O gece Genel Başkanlar buradaydılar. O gece genel başkan yardımcıları, MYK kadrosu, bilim ve iletişim ile ilgili arkadaşlarımız buradaydı. Hepimiz görevimizin başındaydık.

Milletimiz rahat ve huzurlu olsunlar. İkinci turda da seçimin güvenliğiyle ilgili en ufak bir aksaklık yaşanmaması için bir önceki tura nazaran en ufak bir açığımız varsa onları da kontrol ederek daha güçlü, daha güvenle sandıkların başında olacağız.

"İNSANLARIMIZ KENDİLERİNE GÜVENSİNLER"

Bu arada tüm Türkiye'deki hukukçularımıza teşekkür ediyorum. Hala yapmaları gereken itirazları yapıyorlar. Nereye müracaat etmeleri gerekiyorsa oraya müracaat ediyorlar. Uyku uyumadılar. O gün bu gündür ayaktalar, nöbetleşe görevlerini yapıyorlar. Kesinlikle buradan bir kere daha söylüyorum: İnsanlarımız kendilerine güvensinler. İnsanlarımız sandık başına gitsinler, oylarını kullansınlar. Eğer geleceğimizi tekrar bir umutla aydınlatmak istiyorlarsa gençlerimize ulaşsınlar, kadınlarımızla konuşunlar. Nasıl bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz birlikte karar vermeliyiz.

"KİMSE MERAK ETMESİN, HERKES GÖREVİNİ YAPIYOR"

İki hafta sonra kurulacak olan sandıklarda, Cumhurbaşkanı Seçiminde o güvenlik nasıl sağlanacak?

Onursal arkadaşımız, güzel bir ifade ile şöyle dedi; 'Hem sayın Kılıçdaroğlu'nu hem partimi zor durumda bırakmamak için şu anda görevimden ayrılıyorum.' Burada kocaman bir ekip var. Burada bir kişinin değil, kocaman bir ekibin dediği oluyor. İstişare ile konuşuyoruz, beraber yönetiyoruz. Arkadaşlarımız burada, iletişim kadrolarımız burada. Bu konuda profesyonel olan arkadaşlarımız burada. Beraber çalışıyoruz. Dışarıdan çok ciddi derece bu konuyla ilgili yardım ve destek görüyoruz. O yüzden hiç kimse bu konuda bir tereddüt yaşamasın. Çok iyiyiz, çok güçlüyüz. Gereken her şeyi yapıyoruz, her türlü tedbiri alıyoruz. Burada alınan kararlar, 'ben bir şey söyledim herkes uyguluyor…' Öyle olmuyor. Hemen oturuyoruz, kriz anında herhangi bir kriz varsa, ağ mı daraltılması var, hangi arkadaşlar görevli hemen harekete geçsinler… Onlar gerekli yerlerle konuşuyorlar. Türk Telekom ile diğer yerlerle konuşuyorlar. Nereyle konuşmaları gerekiyorsa. Hangi sorun var, ıslak imzalarla ilgili sorun mu var, hemen arkadaşlarımız harekete geçiyorlar. Gereğini yapıyorlar. Kimse merak etmesin, herkes görevinin başında.

"BUGÜNE KADAR BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE HAREKET ETTİLER, BUNDAN SONRA DA BİRLİKTE VE BERABERLİK İÇERİSİNDE HAREKET ETMEYE DEVAM EDECEKLER"

28'inci dönemde nasıl bir parlamento göreceğiz?

Bir, tek adam rejimini isteyen milletvekilleri var. İki, tek adam rejimine karşı olanlar var. Bir, ortak akılla hareket etmek isteyen milletvekilleri var. Bir de tek kişinin aklıyla hareket edilmesini isteyen milletvekilleri var. Emirle elini kaldırıp indirmek isteyenler var. Bir de Türkiye'nin geleceğiyle ilgili elini kaldırıp indirmek isteyen milletvekilleri var. Bunların hangi siyasi partide oldukları önemli değil Millet İttifakı'nda, Cumhur İttifakı'na karşı olan milletvekilleri arasında. Onlar Türkiye'nin bir umudu olsun istiyorlar. İşte şu partide şu kadar milletvekili var… Hayır, Cumhur İttifakı'nın karşısında şu kadar milletvekili var. O milletvekillerinin tamamı Cumhur İttifakı'nın Türkiye'de yarattığı yolsuzluğa, haksızlığa, adaletsizliğe karşı bir ve beraberler. Bugüne kadar birlik ve beraberlik içinde hareket ettiler, bundan sonra da birlikte ve beraberlik içerisinde hareket etmeye devam edecekler.

"TERÖRE KARŞIYIM DİYE KİRLİ PROPAGANDA YAPIP BAŞKALARINI KARALAYAN BU İRADE BİZZAT TERÖR ÖRGÜTÜNÜ KENDİ ELİYLE TBMM'YE GETİRDİ"

Bugüne kadar terör örgütlerine karşıydılar. Hepsi, beraber. PKK terör örgütüne, DEAŞ'a, bütün terör örgütlerine, DHKP-C'ye karşıydılar. Bugün de aynı şekilde terör örgütlerine karşılar. Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin ayrılmaz bütünlüğüyle ile ilgili tam bir fikir birliği içindeydiler. Şimdi de aynı fikir birliği içerisinde parlamentoda görevlerine devam edecekler. Hangi siyasi partiden değil, Türkiye'ye nasıl baktıkları ve birlikte nasıl mücadele ettiklerini herkes görecek. Bir ve beraberlik içerisinde mücadele edeceğiz. Ne gerekiyor, yukarıda onlara baskı yapacak, Kanun Hükmünde Kararnamelerle Meclis'i saf dışı tutacak, oradaki Cumhur İttifakı'na karşı milletvekillerinin görevini yaptırtmayacak bir iradenin ikinci turda tekrar saraya oturmasını istemiyorlar. Çok haklılar, çünkü bu irade terör örgütünü TBMM'ye taşıdı. Teröre karşıyım diye kirli propaganda yapıp başkalarını karalayan bu irade bizzat terör örgütünü kendi eliyle TBMM'ye getirdi.

"DOMUZ BAĞIYLA ÖZGÜRLÜKTEN, ADALETTEN YANA OLANLARI ÖLDÜREN, KATLEDENLERİN TEMSİLCİLERİ TBMM'YE RECEP TAYYİP ERDOĞAN TARAFINDAN SOKULDULAR"

AKP'nin İstanbul'un üçüncü bölgesinde 4'üncü sıradan aday gösterdiği HÜDA-Par Genel Başkanıdır. Kim bu? Hizbullah terör örgütünün başkanıdır. Onu temsilen oradadır. Bunu ben milletime kanıtlayacağım. Göreceksiniz. AKP'nin Gaziantep 6'ncı sıradan adayı kim? HÜDA-Par'ın Genel Sekreteri. Yani Hizbullah'ın siyasi kanadındaki genel sekreteridir. Bakın, Mersin 4'üncü sırada Diyarbakır İl Başkanı Faruk Dinç. Batman 2'nci sırada aday gösterdiği HÜDA-Par'ın sözcüsü Serkan Ramanlı oldu. Bu insanlar, domuz bağıyla özgürlükten, adaletten yana olanları öldüren, katledenlerin temsilcileri TBMM'ye Recep Tayyip Erdoğan tarafından sokuldular. Çok net ifade ediyorum, onlar Türkiye Cumhuriyeti'nin yapısına karşılar. Rejimine, birliğine karşılar.

"TÜRKİYE'NİN YAPISINI MI, CUMHURİYET REJİMİNİ Mİ DEĞİŞTİRECEKSİN"

HÜDA-Par'ın yani Hizbullah terör örgütünün temsilcisinin parti programını buradan tüm Türkiye'ye duyurmak istiyorum; 'Anayasa'nın değiştirilemez nitelikte hiçbir maddesi olmamalıdır.' Ne oldu Recep Tayyip Erdoğan? Hani Anayasa'nın ilk 4 maddesine sadık kalacaktın? Kiminle beraber oldun? Kimi TBMM'ye taşıdın? Diyorlar ki senin Meclis'e taşıdıkların, Anayasa'nın değiştirilemez nitelikte hiçbir maddesi olmamalıdır diyorlar. Neyi değiştireceksin? Türkiye'nin yapısını mı, Cumhuriyet rejimini mi değiştireceksin?

"HİZBULLAH TERÖR ÖRGÜTÜNÜN, RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN ELİYLE SOKULAN KANADI, PARTİ PROGRAMINDA DİYOR Kİ YEMİN DEĞİŞTİRİLMELİDİR"

Yeni Anayasa… Ne diyor ki bakın, 'Herhangi bir ideoloji dayatmamalı.' Bu Anayasa sana bir ideoloji mi dayatıyor? Bu Anayasa'nın ilk 4 maddesi, özgürlükçü bir yapıyı oluşturuyor. Birlik ve beraberliği, vatana ve millete bağlılığı oluşturuyor. Devam ediyor diyor ki 'Bu çerçevede hem seçilecek milletvekillerinin hem de devletin değişik kademelerinde görev alacaklarına yemin metni değiştirilmelidir.' Şimdi soruyorum, Hizbullah terör örgütünün, Recep Tayyip Erdoğan'ın eliyle sokulan kanadı, parti programında diyor ki yemin değiştirilmelidir. Arkadaşım, milletime buradan sesleniyorum; biz yemin ederken TBMM'de 'Devletin varlığına ve bağımsızlığına' diye yemin ediyoruz, 'Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne' diye. Bunda neye karşısın Hizbullah'ın temsilcisi. Bundan neye karşısın ki Recep Tayyip Erdoğan, o adamı TBMM'ye taşıdın. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü… İlk 4 maddede karara bağlanmıştır. 'Milletin, kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyet'e, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma…' Burada neye karşısın? Demokratik ve laik Cumhuriyet'e, Atatürk ilke ve inkılaplarına karşı olan bir zihniyeti TBMM'ye taşıdı. Kim? AKP iktidarı. Kim bunlar? CHP; PKK terör örgütüyle hareket ediyor diye kara propaganda yapan, kirli siyaset yapan AKP iktidarı, milleti birinci turda kandırarak ikna etmeye çalışmıştır. Bir şey daha, 'Büyük Türk milleti önünde namusum ve şeref üzerine ant içerim.' Neye karşısın Hizbullah'ın Genel Başkanı? Büyük Türk milleti önünde ant içmeye mi karşısın? Anda mı karşısın, T.C. kimliğe mi karşısın? TBMM'nin ideolojisine mi karşısın, ilk 4 maddeye mi karşısın? Hepsini karşısın, parti programında var.

"BAKANLAR, SORDUNUZ SÖYLÜYORUM; BAKANLAR, MİLLETVEKİLİ SEÇİM KANUNU'NA GÖRE ZATEN İSTİFA ETMELERİ GEREKİYORDU. BUNUN İÇİN MİLLET İTTİFAKI BAŞVURDU"

İşte bu Meclis, içeriye terör örgütünün sokulduğu adamlarla birlikte yukarıda da terör örgütün destekleyen, sarayda oturan Cumhurbaşkanı ile bir 5 yıl daha Türkiye'ye kan kusturmaya çalışan bir organize Meclis haline getirilmeye çalışılmıştır. Karşılarında dik durmak istiyoruz… Bakanlar, sordunuz söylüyorum; bakanlar, Milletvekili Seçim Kanunu'na göre zaten istifa etmeleri gerekiyordu. Bunun için Millet İttifakı başvurdu. YSK bunu reddetti. Şimdi buradan bazı arkadaşlarımıza sesleniyorum; 'CHP, bakanlar için başvurması gerekiyordu…' Başvurduk. Neye başvurmamız gerekiyorsa başvurduk, hepsini reddettiler. O konuda da içiniz rahat olsun. Dimdik mücadele ettik, etmeye de devam edeceğiz. Ne demek… 'Bakanlar daha sonra yemin edecekler, milletvekili yemin töreni geciktirilsin.' ya Türkiye Cumhuriyeti sizin oyuncağınız mı? Milletvekilinin ne zaman yemin edeceği Seçim Kanunu'nda belirtilmiş. Ne zaman yemin etmesi gerekiyorsa o gün TBMM'de yemin edilmeli. Türkiye Cumhuriyeti'ni çocuk oyuncağına çevirdiniz. İstediğiniz gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin yasalarıyla, kanunlarıyla oynuyorsunuz. Terör örgütlerini Meclis'e taşıyorsunuz. Türkiye'de 10 milyon mülteciyi ve içlerinde DEAŞ'ı, katilleri, bebek katillerini, kafa kesenleri, insanları katledenleri Meclis'e taşıdınız. Türkiye'de insanları öldüren Hizbullah terör örgütü militanlarını tek tek cezaevinden çıkardınız. Siz mi Türkiye'yi terör örgütlerinden temizleyeceksiniz? Yoksa biz mi temizleyebiliriz. Biz temizleriz. Biz baş ederiz. Kadromuz hazır. Milletimiz, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatanına, milletine bağlı Türk gençliği bu vatana sahip çıkmalı.

"CHP, MİLLET İTTİFAKI, ANAYASA'NIN DEĞİŞİLEMEZ 4 MADDESİYLE İLE İLGİLİ YÜREĞİNİ, HAYATINI, İDEOLOJİSİNİ ORTAYA KOYMUŞTUR"

Sinan Oğan, Kemal Kılıçdaroğlu'na destek verecek mi?

Sinan Oğan; ülkesini, milletini, vatanını, bayrağını seven bir milliyetçidir. CHP'nin altı okundan bir tanesi milliyetçiliktir. Biz bu millet için, bu ülke için, bu vatan için, bu bayrak için aynı duyguyu taşıyoruz. Biz, Türkiye Cumhuriyeti'nin Türklük kelimesinin ortadan kaldırılmasını isteyenler karşı, andın kaldırılmasını isteyenlere karşı, terör örgütlerini oraya sokup da Cumhuriyet rejimine karşı Hizbullah terör örtüne karşı olanlara karşı bir ve beraber mücadele ediyoruz. Sinan Oğan ile Genel Başkanımız bir telefon görüşmesi yaptı. Bu arada zaten diplomatik görüşmeler zaten devam ediyor. Kendileri de sık sık açıklıyorlar. Ben bir kere daha sesleniyorum, ben hala CHP'nin Grup Başkanvekiliyim. Buradan bir kere daha çok açık ve net söylüyorum, CHP ve Millet İttifakı, terör örgütlerinin hepsine mesafesini koymuştur. CHP, Millet İttifakı, Anayasa'nın değişilemez ilk 4 maddesiyle ile ilgili yüreğini, hayatını, ideolojisini ortaya koymuştur. Onun ortaya koyduğu 'benim şartlarımdır' dediğiyle Türkiye Cumhuriyeti devletin Millet İttifakı'nın ve CHP'nin bizim de iddiamız budur dediği şey arasında hiçbir ayrım, fark yok. En ufak bir endişe duyulmadan hep beraber yol yürüyeceğiz. Kazanan millet, Türkiye olacak.

"GÖTÜRECEKLER, KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN TAM ORTASINA MÜHRÜ VURACAKLAR"

Seçime 12 gün kaldı, nasıl bir strateji izleyeceksiniz?

Çok net, bugüne kadar yaptıklarımız, çok büyük mitingler yaptık, gerçekleştirdik. Şimdi 10 günlük bir ara var. Milletimize en kısa yoldan gerçekleri aktarabilmenin bütün yollarını kullanacağız. Sosyal medyayı kullanacağız. Çıkacağız, sizin gibi özgürlükten yana olan kanallarla, yandaş olmayan kanallarla gerçekleri halkımıza tek tek anlatacağız. İletişim kanallarını, bütün teknolojik imkanlar elverdiğince kullanacağız. Örgütlerimiz çalışıyorlar. Sandığa gitmeyenleri sandığa davet ediyoruz. Gelsinler, sandıkta oylarını kullansın. Çünkü kendi hayatlarını, çocuklarının hayatlarını değiştirecek kararı alacaklar 28 Mayıs'ta. Onun için birlikte ve beraberlik içerisinde hareket etmemiz gerekiyor. Bu arada iptal edilen oylar var 1 milyon 50 bin oy var. O kadar büyük bir pusula vardı ki onların arasında bazen yanlışlıklar yapılabiliyor.

Şimdi bir şey var; tek adam mı, ortak akıl mı? Türkiye Cumhuriyeti mi, Türkiye Cumhuriyeti yasalarını kaldırmak isteyenler mi? Terör örgütünü Meclis'e taşıyanlar mı, terör örgütüne karşı savaşanlar mı? Bunun temsilcisi, el ele tutuşanlar Recep Tayyip Erdoğan; terör örgütüne karşı mücadele eden Kemal Kılıçdaroğlu… Götürecekler, Kemal Kılıçdaroğlu'nun tam ortasına mührü vuracaklar. Türkiye'nin, Türk milletinin geleceğine, gençlerimizin geleceğine onlar karar verecekler. Biz onlara ulaşabilmek için bütün yolları deneyeceğiz. Herkes tatillerini iptal etti 28'ine kadar, herkes yurtdışına çıkışlarını iptal etti. Bütün gençlerimize ulaşmaya çalışıyoruz. Göreceksiniz, birlikte başaracağız."

Kaynak: ANKA / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti Engin Özkoç Faruk Dinç Diyarbakır Gaziantep İstanbul Türkiye Batman Mersin Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title