Haberler

"Epilepsi Farkındalık Araştırması"nın sonuçları açıklandı

Güncelleme:
Abone Ol

Türk Epilepsi ile Savaş Derneği tarafından gerçekleştirilen "Epilepsi Farkındalık Araştırması"nın sonuçları açıklandı.

Türk Epilepsi ile Savaş Derneği tarafından gerçekleştirilen "Epilepsi Farkındalık Araştırması"nın sonuçları açıklandı.

"Epilepsi Farkındalık Araştırması"nın sonuçları, dernek tarafından "8 Şubat Dünya Epilepsi Günü" kapsamında çevrim içi ortamda düzenlenen etkinlikte duyuruldu.

Dernek Başkanı Prof. Dr. Naz Yeni, burada yaptığı konuşmada, halk arasında "sara" adıyla bilinen, genellikle yanlış bilgiler ve hurafelerle ilişkilendirilen epilepsi hastalığına karşı halkı bilinçlendirmenin derneğin ana misyonlarından biri olduğunu ifade etti.

Epilepsinin sık görülen bir nörolojik tablo olduğunu söyleyen Yeni, dünyada her 100 kişiden 1'inin, Türkiye'de de yaklaşık 1 milyon kişinin epilepsi hastası olduğunu aktardı.

Naz Yeni, herkesin her an epilepsi hastası olabileceğine dikkati çekerek, ciddi bir baş darbesinin, her türlü beyin iltihabı olaylarının ve beyin tümörlerinin epilepsi hastalığına yol açabileceğini, anne karnındaki bir bebeğin doğarken oksijensiz kalması sonucunda epilepsi hastası olabileceğini dile getirdi.

Epilepsi hastalarının önemli bir kısmında rahatsızlığın neden oluştuğunun bilinmediğini aktaran Yeni, "gizemleri olan" bir hastalık olarak tanımladığı epilepsinin klinik belirtilerine dair şu bilgileri verdi:

"Çoğu zaman düşünülen şey hastanın bayıldığı, kasıldığı, çırpınmalarla ağzından köpük geldiği şekilde birkaç dakikalık bir tablo olarak düşünülür epilepsi hastalığı. Halbuki epilepsi nöbetlerinin çok çeşitli formları vardır. Bazen sadece dalma nöbeti şeklinde önümüze çıkar. Kimi zaman şaşkın bakışlarla hareketlerinde durgunluk haliyle bakakalır ve birkaç dakika içerisinde normale döner."

Epilepsi nöbeti geçiren kişiye müdahale yöntemleri

Prof. Dr. Yeni, yaptıkları araştırmanın, ülkede nüfusun yarısının epilepsi nöbeti karşısında neler yapılması gerektiğini bilmediğini ortaya koyduğuna değinerek, nöbet sırasında yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

"Öncelikle sadece donma, cevapsızlık gibi daha küçük nöbetlerde fazla müdahale edilmemeli. Hasta kendine gelene kadar yakınında bulunulmalı, tehlikeli bir ortama girmesine karşı bir bariyer oluşturmalıyız. Ancak kasılmaların, çırpınmaların olduğu büyük kriz varsa; mümkünse hastanın oturtulması, yatırılması, düşmüşse başının altına yumuşak bir şey konulması önemli. O anda hastanın elinde kesici, delici sert cisim varsa hemen uzaklaştırılmalıdır. Kravatı, fuları varsa boğazını rahatlatacak şekilde bunların gevşetilmesi önemli. Eğer hasta kasılmalar ve çırpınmalar nedeniyle etraftaki bir takım nesnelere çarpıyorsa yaralanmaları engellemek için hastayı çekiştirmek yerine etraftaki eşyalar uzaklaştırmalıdır. Hastanın o anda nefes alması mümkün olmayabilir. Ağzına zorla bir şeyler sokarak açmaya çalışmak hastaya zarar verecek, dişlerinin kırılmasına, çenesinin çıkmasına neden olabilecektir. Bundan dolayı, hastanın ağzına zorla bir şeyler sokup dilini çekiştirmeye çalışmıyoruz. Hastanın özellikle nöbetin sonlarına doğru ağzında kan, salya birikimi olabilir. Bunların akciğere kaçmaması için hastanın yan yatırılması ve ağzının içinin temiz bir bezle silinmeye çalışılması önemlidir."

Nöbet sonlanana kadar hastanın yanından ayrılmamak gerektiğinin altını çizen Yeni, nöbetin 5 dakikadan uzun sürmesi, hastanın kendine gelememesi, nöbetin geçip tekrar başlaması halinde 112 Acil Çağrı Merkezi'ne haber verilmesinin mühim olduğunu vurguladı.

"Epilepsi hastalarımız aşı olabilirler"

Prof. Dr. Yeni, epilepsiyi tamamen iyileştirecek bir tedavi yöntemi bulunmadığını, verilen ilaçların nöbetlerin kontrolü amacıyla düzenli ve sürekli kullanıldığında etkili olduğunu belirtti.

Asıl sorunlarının uzun zamandır ruhsatlı olduğu halde üretimden çekilen epilepsi ilaçları olduğunu ifade eden Yeni, "Her sene yeni bir ilaç piyasadan çekiliyor ve bir anda hastane polikliniklerine 'İlacımı bulamıyorum. Artık üretilmiyormuş.' diyen hastalar dolduruyor. Bu durumda biz hekimler ve hastalar mağduriyet yaşıyoruz. Bazen bazı hastalar sadece bir çeşit epilepsi ilacına yanıt vermektedir. Biri ortadan kalktığında yerine hemen bir başkasını koyamayabiliyoruz. Aynı etkiyi elde edemeyebiliyoruz veya bir başkasıyla yan etki yaşayabiliyoruz." diye konuştu.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve epilepsi hastalığı arasında özel bir risk durumu bulunmadığına da değinen Yeni, "Biz dernek olarak 'Epilepsi hastalarımız aşı olabilirler' diyoruz. Aşı sonrası ateş yüksekliğine bağlı nöbet artışları olabilir. Bu konuda önlem olarak ateş düşürücü ilaçlarını 2 gün boyunca alabilirler. Aşının sağlayacağı faydalar verebileceği risklerden çok daha fazla olacağı için aşının tavsiye edildiğini söyleyebiliriz." değerlendirmesini yaptı.

Araştırmaya katılanların yüzde 6'sı epilepsinin bulaşıcı olduğunu düşünüyor

Halkın epilepsiye bakış açısını ölçümlemek için 2018'de ilkini gerçekleştirdikleri "Epilepsi Farkındalık Araştırması"nın bu yılki sonuçlarına göre, geçen 3 yılda farkındalığın arttığını dile getiren Yeni, araştırma detaylarına ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"2018'deki çalışmada epilepsinin bulaşıcı olduğuna inananların oranı yüzde 8'di. 2021 araştırmasına göre bu oran yüzde 6'ya düştü. Ancak hala hastalığın bulaştırıcı olduğunu düşünen bir grubumuzun olması bu konuda çalışmamız gerektiğini bize göstermekte. Her 5 kişiden 1'i 'İşveren olsam, epilepsi hastası bir bireyi işe almak istemem.' diyor. Bu oran 2018'de her 4 kişiden 1'i şeklindeydi. Epilepsi hastalarının en büyük sorunları işsizlik. İşe alınmıyorlar. Senede birkaç nöbetle dahi işten çıkartılabiliyorlar. Böyle nöbetler engelli oranı almalarına da yetmediği için hastalar ne engelli olabiliyorlar ne iş bulabiliyorlar.

2018'de her 10 kişiden 6'sı yakınlarının epilepsili bir bireyle evlenmesini istemezken, bu oran 2021'de 10 kişiden 4'e kadar geriledi. 'Epilepsi hastalarının çoğunda zeka ve fiziksel gelişim geriliği vardır.' diyenlerin oranı ise yüzde 42'den yüzde 36'ya düştü. 2018'de her 10 kişiden 4'ü 'Çocuğumun-yakınlarımın epilepsi hastası bir eğitimciden eğitim almasını istemem.' derken, bu oran 2021'de her 10 kişiden 3'üne geriledi. Araştırmaya katılanların yüzde 5'i epilepsinin cinli-perili bir hastalık olduğuna inanıyor. Hala her 2 kişiden 1'i epilepsi nöbeti geçiren kişiye nasıl müdahalede bulunacağını bilmiyor."

Türk Epilepsi ile Savaş Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nerses Bebek de "Epilepsi için Bak" farkındalık kampanyalarının bu yılki elçisinin şarkıcı Murat Dalkılıç olduğunu belirterek, kampanya ile ilgili bilgi paylaşımında bulundu.

Kaynak: AA / Güncel

Epilepsi Türkiye Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title