Haberler

Erdoğan: Türkiye 2016 Yılında 1923 Psikolojisiyle Hareket Edemez

Güncelleme:
Abone Ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2016 yılında 1923 psikolojisiyle hareket edemeyiz. Biz o tarihteki konumumuzu korumayı korumak üzerine kuramayız." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28. Muhtarlar Buluşması'nda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, konuşmasında gençlere de seslenerek "Ben geçliğimizi bal arısı gibi görmek istiyorum, eşek arısı gibi değil. O bal yapsın ki tüm insanlık ondan istifade etsin." dedi.

Erdoğan konuşmasında yine Lozan Anlaşmasına değinerek "2016 yılında 1923 psikolojisiyle hareket edemeyiz. Biz o tarihteki konumumuzu korumayı korumak üzerine kuramayız." dedi. Erdoğan güvenlik anlayışının da değiştiğini belirterek "Türkiye artık bu yanlış güvenlik anlayışını terketmiştir. Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

"BİZE HEP YALAN SÖYLEYEN TARİHİ ANLATTILAR"

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

"Kardeşlerim, milletine efendilik yapan hizmetkar olan yönetim anlayışı için çok önemli mesafe kat ettiğimizi düşünüyorum.

15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısına çıkan vatandaşlar, istiklaline sahip çıkarsa güvenli bir ülke olabileceğini biliyordu. Bu yüzden 2. Kurtuluş Savaşı diyoruz. Dün YÖK toplatısında şunu dedim: Tarihimizi yavrularımıza iyi anlatalım. Bize hep yalan söyleyen tarihi anlattılar.

'"PARTİMİN KURUCUSU LOZAN'DA İMZA ATMIŞ, BU DOĞRUDUR' DİYE BİR ŞEY OLMAZ"

Son zamanlarda gündemdeki önce Lozan ardından Misak-ı Milli konusu, bizlere nasıl bazı gerçekleri yanlış öğrettiklerinin ifadesidir. Gençlerimizin Lozan'ı incelemesi...

Bazıları rahatsız oluyor. 'Partimin kurucusu Lozan'da imza atmış, bu doğrudur' diye birşey olamaz.

"BAL ARISI İSTİYORUM EŞEK ARISI DEĞİL"

Tektipçi bir insa değil sorgulayan arayan gençlik istiyoruz. Ben geçliğimizi bal arısı gibi görmek istiyorum, eşek arısı gibi değil. O bal yapsın ki tüm insanlık ondan istifade etsin.

Ardından Misak-ı Milli. Masada kaybettik. Misak-ı Milli niye rahatsız ediyor? Mısak-ı Milli batıdan doğuya nasıl başlıyor? Burada bu milletin geçmişi yok mu? bunun için bunu da öğrenelim. Dün neydi, bugün ne? Bunu birileri anlamak istemiyor. Anlayanlar var, hamdolsun.

"BAHÇELİ'YE TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Ben dünkü konuşmasından dolayı sayın Bahçeli'ye teşekkür ediyorum.

Osmanlı öylesine büyük bir devletti ki, bu devin yıkılışı milletin üzerin maddi ve manevi derin yaralar açtı.

1914 yılında, 2.5 milyon kilometrekare olan topraklarımız, 9 yıl sonra 780 bin metrekareye düştü. Kurtuluş Savaşı'na girerken hedef Misak-ı Milli'ye sahip çıkmaktı hedef. Dönemin şartları nedeniyle dönemin şartları diye göstermek isteyenler olabilir. Bu bir yere kadar anlaşılabilir.

"2016'DA 1923 PSİKOLOJİSİYLE HAREKET EDEMEYİZ"

Biz 780 bin metrekareye, 20 milyon metrekarelerden geldik. 2016 yılında 1923 psikolojisiyle hareket edemeyiz. Biz o tarihteki konumumuzu korumayı korumak üzerine kuramayız.

MİSAK-MİLLİ HEDEFLERİMİZİ KORUYAMADIK

Maalesef hem batı hem de güney sınırlarımızda Misak-ı Milli hedeflerimizi koruyamadık. Dönemin şartları itibarıyla bu durumu mazur görenler, göstermeye çalışanlar olabilir. Bu yaklaşımı bir yere kadar mazur görmek mümkündür. Asıl vahimi, zorunluluklardan kaynaklanan bu durumu esas olarak kabul edip kendimizi tamamen bu kabuğun içine hapsetme anlayışıdır. Biz işte bu anlayışı reddediyoruz. Türkiye'yi 1923'ten beri böyle bir kısır döngüye hapsedenlerin amacı coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızı, Selçuklu ve Osmanlı geçmişimizi bize unutturmaktır.

GÜVENLİKTE YENİ DÖNEM

Türkiye artık bu yanlış güvenlik anlayışını terketmiştir. Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz.

Türkiye 30 yıldır PKK ile mücadele ediyor. 40 bin üyesini imha ettik, ama eylemleri durduramadık. Bundan sonra PKK'yı saklandıkları inlerinde bulup bertaraf edeceğiz. Yerlerini tespit ettik, birer birer yok ediyoruz. İmkan sağlayan kim varsa kökünü kurutacağız.

Şimdiden söylüyorum, biz kendilerini yok etmeden nereye gideceklerse gittikler.

Yurt dışında rahat edebilecekleri tek gün olmayacak. O ülkelerin başkanlarını da rahatsız edeceğiz.

ABD İLE MÜTABAKAT

Musul'da olacağız. Hava unsurlarının operasyonuna katılması konusunda ABD ile mütabakata varıldı. İnşaallah, diğer unsurlarda ilerleme olacak.

Halep'te dökülen gözyaşı bizim gönlümüzde açılan yaradır. Dün Putin'le görüşme yaptım. Halep nerenin sınırı, Kilis, Gaziantep. Halep'te göç başlarsa 1 milyon insan Türkiye'ye gelecektir. Bunun bedelini biz ödeyemeyiz. Suriye'deki çatışmalar bittiğinde Halep'i yeniden inşa edeceğiz. O medeniyet şehri ne hale geldi.

"TÜRKİYE'NİN BEKASINI TEHDİT EDİYOR"

Türkiye içinde de PKK ile FETO kendilerine düşen rolleri aynen oynuyorlar. Asıl mesele bölgenin yeniden yapılandırılması meselesidir. Bağdat hükümeti ve Esed rejimi gibi yapılar ile, terör örgütleriyle harekete geçirilmeye çalışılan bu proje Türkiye'nin bekasını tehdit ediyor. Türkiye olarak kendi planlarımızı uygulamaya başladık.

İşte 3 milyon şu ana kadar yaptığımız harcama, devletin resmi harcaması 13 milyar doların üzerinde. Bir o kadar da STK ve belediyelerin yaptığı harcamalar var. Bize BM Mülteciler Konseyi'nden gelen destek 550 milyon dolar. AB'den size 3 milyar Euro destek vereceğiz dediler. Hala verecekler. Çünkü Temmuz başı itibariyle bu para bize gelecekti. Bu para bize gelmiyor, mültecilere geliyor. Biz bu kapıları bir açık tutsak, mültecilerin gideceği yer neresi? Avrupa. Bundan çekindikleri için dediler ki vereceğiz. Ama sözlerinde durmuyorlar. Fakat biz de bombaların altında bu insanları bırakamayız dedik.

"KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESMEMİZ GEREKİYOR"

Baktık ki bekledikçe sorunlar üzerimize geliyor. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz gerekiyor. Türkiye Cerablus operasyonuna başlarken elbette diğer ilgili ülkelere bilgi verdi. Ama kimseden izin almadı. İzin almak ve bilgilendirmek başka bir şeydir. ÖSO ile birlikte bu operasyonu başlattık ve hamd olsun başarıyla yürütüyoruz. Suriye'de bizim iki ayda elde ettiğimiz netice daha önce 4 yılda başarılamamıştı. Sahaya girince gördük ki aslında Suriye'nin sorunu aslında DEAŞ değil, ortada taktik ve strateji sorunu var. Suriye halkı kurban olarak seçilmiştir.

"KUSURA BAKMAYIN ORAYA DA GİDECEĞİZ"

Şimdi birileri bize akıl veriyor. Ne diyorlar? 'Dabık'a girdiniz iyi, sizi kutlarız. Ama daha aşağı gitmeyin' daha aşağıda ne var? El-bab var, kusura bakmayın biz oraya da gideceğiz. Niye gideceğiz? Bizim tehdidi altında olduğumuz yer Dabık'ta bitmiyor, El Bab'ın da güneyine doğru iniyor. Oradan bizim Münbiç'i de kuşatma altına almamız lazım. Çünkü Münbiç yüzde 95'iyle Araptır. Ama orayı kim işgal etmek istiyor? PYG ile YPG. Biz Amerikalılara dedik ki buradan bir defa PYD YPG gidecek. Şimdi bakalım söz verdiler. Tamam giderse mesele yok. Ha Rakka'da beraber hareket edebilir miyiz? Dedik ki ederiz. Çünkü Rakka DEAŞ'ın merkezi. Orayı da DEAŞ'tan temizleyelim, gerçek sahipleri gelsin yerleşsin. Biz buna da varız.

Fakat şu anda benzer bir senaryo bu defa mezhep çatışması çıkarmak üzere Musul'da sergileniyor. Kendi ülkesini terör örgütlerinin cirit attığı bir yer haline getiren Bağdat yönetiminin bu oyunun gerçek aktörü olmadığı gayet açıktır."

Kaynak: Haberler.com / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Lozan Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title