Erdoğan'dan ilahiyat fakültesi mezunlarına sitem: İmam hatiplerde Kuran dersleri boş geçiyor
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin 70. Yılı Töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlahiyat mezunları öğretmen olmak için gayret etmiyor. Birçok imam hatipte Kuran dersleri boş geçiyor" diyerek sitem etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 70. Yıl Kutlama Töreni'nde bir konuşma gerçekleştirdi. Törende ilahiyat mezunlarına göndermede bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlahiyat mezunları nedense öğretmen olmak için gayret etmiyor. Birçok imam hatipte Kuran dersleri boş geçiyor" diyerek sitem etti.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültemizin kuruluşunun 70'inci yıl dönümünü tebrik ediyorum. Tertip edilen sempozyumunda başarılı geçmesini diliyor, katkı veren herkese şükranlarımı sunuyorum. Ülkemizin en köklü yüksek din öğretimi kurumu olan fakültemiz, Türkiye'nin ilahiyat birikimi nitelemesini hak eden bir müktesebata sahiptir. Hocaları, sayıları 10 bini bulan mezunları ve mevcut öğrencileriyle başlı başına bir markadır. Tüm farklılıklarıyla ekol olan fakültemizin, dün olduğu gibi bugün de ve gelecekte de sürdüreceğine inanıyorum.
"KURAN DERSLERİ BOŞ GEÇİYOR"
Türkiye'de ilahiyat ve imam hatip eğitiminin yaygınlaştırılmasının sebebini bugün hepimiz çok acı bir tebessümle hatırlıyoruz. Az önce Diyanet İşleri Başkanımızın ifade ettiği gibi, bir imam hatipli olarak çocuklarımın imam hatip kapısında neler çektiğini bilen bir baba olarak bunları yaşadık. Rabbim tekrarını bizlere göstermesin inşallah. Onun için de bizler de görevimizin çok çok iyi farkında olacağız. Ben bir büyüğünüz ve cumhurbaşkanınız olarak ricada bulunacağız. Biz ne için ilahiyat mezunları, gerek imam hatip okullarında gerekse düz liselerde öğretmenlik için görev almada tereddütler yaşarlar? Öğretmen bulmada sıkıntı yaşıyoruz. Nedense ilahiyat mezunları öğretmen olmaya teşebbüs etmiyor. Ve şu anda birçok imam hatiplerde kuran dersleri boş geçiyor.
"ÜLKENİN DÖRT BİR YANINDA SİZİ GÖREV BEKLİYOR"
Aynı şekilde biliyorsunuz tercihli bir sistem getirdik. Maalesef ilk yıl teşebbüs oldu ondan sonra azalma başladı, şu anda ciddi manada azalma var. Bir diğer tarafta hoca bulmakta sıkıntı var. Din kültürü ve ahlak dersine hoca bulunmuyor dersem yalan söylemiş olmam. Ben şu anda karşımda inşallah bu mevcut durumu alt üst edecek bir nesil görüyorum. Bunu halledin. Ülkenin dört bir yanında sizi görev bekliyor.
"DİNDAR GENÇLİK" TARTIŞMASI
Şimdi biz bir zamanlar ben dindar bir gençlik dedim bana imam hatipliler bile saldırdı. Geçmişimde imam hatip var, 'nereden çıktı bu iş, nereden çıktı bu tespit' gibi sözde köşe yazarı onlar bile bize saldırdı. 'Dindar bir gençlik istiyoruz, yetiştireceğiz' dediğim için. İnşallah dindar bir gençlik sizin ellerinizde yetişecek. Bunu başardığımız takdirde çarşıda, sokakta, pazarda o zaman tinercisini Allah'ın izniyle görmeyiz. O zaman hırsızını Allah'ın izniyle görmeyiz veya minimize ederiz. Alkolikleri görmeyiz. Niye? Çünkü dindar gençlik bilecek ki alkol haramdır. Dolayısıyla o yola tevessül etmeyecek. Ve bu konularda atılacak adımlarla dindar neslin olduğu bir ülkede ben inanıyorum ki tüm manevi değerler bir anda yüksek bir sıçrama yapacak ve birbirini Allah için seven bir millet ortaya çıkacaktır. Menfaat için değil, makam mevki için değil. İşte bunu siz sağlayacaksınız.
Ve bu adımları atma noktasında yeni bir sürecin içerisinde olmamız gerekiyor. Aksi takdirde yıllara yazık oldu deriz. İşte tek parti döneminde milletimiz ile inancı arasındaki irtibatı neredeyse az önce de söylendi, ben de söyleyeceğim. Cenaze yıkama seviyesine düşürme gayesiyle hareket edilmiştir. Bunu bizzat sahibinden dinlemiştim. Tahsin Banguoğlu'ndan. Ona Milli Eğitim Bakanlığı görevi verilmiş. Ve o zamanın Başbakanı kendisine, çünkü cenaze namazı kıldırmak bu bile bilinmiyor, cenaze yıkama bilinmiyor. Bu konuda senden kurslar açılmasına yönelik bir adım atmanı istiyorum' diye kendisine görev verilmiş. Ve dedi ki, 'İmam hatiplerin menşei böyledir' dedi.
"BİZİM İÇİMİZDEN ELHAMDÜLİLLAH CUMHURBAŞKANI DA ÇIKTI"
E bize de imam hatip okulunda, benim bir İngilizce hocam vardı dedi ki, "Siz buraya cenaze yıkamak için mi geldiniz?' Bize böyle söylediler. Tabi hep kendi kendimize zaman zaman ağlardık, kahrederdik. Biz de tabi, bizim sınıflarımızda o zaman evli olan abilerimiz vardı. Ben ilkokuldan direkt imam hatibe gelmişim. Bir gün bir tanesi yüreklisi çıktı şu ifadeyi kullandı. Öğretmenim dedi, ben dedi gelecekte bu ülkeye en ideal hizmeti nasıl verebilirim? Onun için imam hatibi seçtim dedi. Bizim içimizden doktoru da mühendisi de hakimi de çıktı, elhamdülillah cumhurbaşkanı da çıktı. Bundan sonra yapacağımız yine çok iş var.
Hatırlayın bir ara imam hatip öğrencileri 600 bine çıkmıştı. Ne oldu? Bir darbe, 60 bine indi. Hemen kök kurutulduğu zaman o ağaç vücut bulur mu? Bulamaz. Elhamdüllillah geldik, adımları attık ve şu anda 1 milyon 300 küsür bine varan imam hatip öğrencisi var. Fakat şu anda da tabi çok ciddi kampanyalar var. "İmam hatibe göndereceksin de ne yapacak"
Ben sizlere sesleniyorum. Biz çalıştığımız zaman, gayret ettiğimiz zaman şansın ortadan kalkması diye bir şey olur mu? Bütün mesele nedir? İmtihanı başarıyla kazanmandır. Fen fakültesi mezununun hangi şansı varsa, şimdi katsayı yok şu yok bu yok. Bütün engeller kalktı mı? İmam hatiplinin de aynı şansı var. Bu yarışı aynı şekilde imtihanı kazanan sonuçta gireceği yeri de kendisi belirleyecektir.
"YEDİ DÜVEL SALDIRIYOR"
Türkiye yeniden İslam coğrafyasının umudu haline gelmişse, bunda hep birlikte verdiğimiz mücadelenin çok ciddi katkısı var. Bizim de çektiğimiz sıkıntılar var. Yedi düvel saldırıyor. Onlar üzerimize saldırıyor diye biz geçmişte olduğumuz gibi sünepe durumuna geçiş, yanaklarımızı çevirip hepsini de 'tokatlayın' diyecek miyiz? Diyemeyiz. Onun için dik durmaya mecburuz, dikleşmeden de yolumuza devam etmeye mecburuz.
Zira biz bir şeye inandık ve o yola da yürüyeceğiz. Geldiğimizde biz yüzde 20 savunma sanayiinde yerli üretimini yapıyorduk. Ama şimdi yüzde 70 yapıyoruz. Bugün terörle mücadelede başarılıysak bunun sebebi bize dost geçinenler. Bir SİHA vermiyordu, bir İHA Vermiyordu. Kongreden geçmesi lazım diyorlardı. Ama şimdi biz İHA'mızı da SİHA'mızı da yapıyoruz. Şimdi onun bir daha ilerisini yapıyoruz 'Akıncı' diye. Onunla birlikte, dünyada belki ilk defa bizde olacak. Şimdi onu başarmaya çalışıyoruz. Demek ki yapılabiliyor ve yapıyoruz. Bunu başardığımız gibi bir de onun mühimmatını artık kendimiz üretiyoruz. Bundan önce kendileriyle konuşuyorduk. Sayın Obama'ya diyordum ki, "mühimmat sıkıntımız var" G20 Antalya Zirvesi, oturduk konuşuyoruz. "Göndereceğiz" dedi. Bize akıllı bomba gelmedi. İşte bu tür komşular bizi akıllı bomba sahibi yaptı, şimdi biz üretiyoruz.
"İLAHİYAT CAMİASINA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR"
Aynı şekilde diğerlerini de biz üretir hale geldik. İhracatımız başladı. 2,5 milyar dolar yıllık ihracatımız var. Bütün mesele maya sağlam olduğu müddetçe Allah'ın izniyle bunların hepsinin de üstesinden geleceğimizden şüphe duymuyorum. Bu konuda ilahiyat camiasına büyük görev düşüyor. Her bir ilahiyatçımız bilgisiyle, duruşuyla samimiyetiyle, ahlakıyla, ibadetiyle örnek olmak mecburiyetindedir. Böylece islam yaşayışını toplumun her kesimine yayabiliriz.
Yüce ve pak dinimiz İslamı, terörle, bağnazlıkla, geri kalmışlıkla eşdeğer hale getirme projesini bu şekilde başarısızlığa uğratabiliriz."