Ergenekon Davası Eski Hakimi Şengün: Beni Kanser Ettiler
Ergenekon davasına bakan İstanbul'daki 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi başkanıyken görevden uzaklaştırılan emekli hakim Köksal Şengün, "HSYK'nın eski üyeleri beni kanser hastası yaptı." dedi.
Ergenekon davasına bakan İstanbul'daki 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi başkanıyken görevden uzaklaştırılan emekli hakim Köksal Şengün, 40 yıl süren meslek hayatına ilişkin açıklamalarda bulundu. Ergenekon Davası'nda sürekli sanıkların tahliyesi yönünde oy kullanması üzerine Bolu'ya 'hakim' olarak gönderildiğini ifade eden Köksal Şengün, görev değişikliğinden sorumlu tuttuğu ve çoğu tutuklanan HSYK'nın eski üyelerinin kendisini kanser hastası yaptığını söyledi.
Sürmene İlçesi Baştımar Mahallesi'nde, emekli hemşire eşi Asiye Şengün ile yaşamını sürdüren emekli hakim Köksal Şengün, DHA'ya açıklamalarda bulundu. İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 yıl başkanlık yapan ve Ergenekon Davası'na baktığı dönemde sanıkların tahliyesi yönünde oy kullanması ile bilinen Köksal Şengün, ardından HSYK kararı ile Bolu'ya 'düz hakim' olarak atandığı döneme ilişkin değerlendirmeler yaptı. O yıllarda beklemediği ve hiç ummadığı bir atama ile karşılaştığını ifade eden Köksal Şengün, "40 yıllık meslek hayatımda devlet tarafından bir suale muhatap olmadım. Bir gün beni alıp Bolu'ya verdiler. Şaşırdım. Devletle mücadele olmazdı. Devletle ancak yasal yollarla mücadele edersiniz. Yasal mücadele yaptık. Ama o zamanki HSYK' nın yapısı değiştirilmişti. O değişimden sonra beni görevden aldılar. Yeni HSYK beni görevden almıştı. Göreve dönmek için yine onlara müracaat ediyorsunuz. Olacak şey değil. Tayinimi sonra Bolu'dan Düzce'ye çıkardılar. Ben de emekliye ayrıldım." dedi.
"ORTAYA ÇIKAN ŞEKİL KORKUNÇ BİR ŞEY"
Mahkeme başkanlığı yaptığı dönemde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile Paralel Devlet Yapılanması'na (PYD) ilişkin bir tespiti olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine, bu yönde konuşulan şeyler olduğunu ancak şimdi ortaya çıkan yapılar gibi bir tespitin o dönemde yapılmasının zor olduğunu ifade eden Köksal Şengün, şöyle konuştu:
"Şimdi ortaya çıkan şekil korkunç bir şey. Devletin ve Cumhuriyetin ana mekanı olan meclisi bombalayan bir zihniyet ile karşılaştık. O zaman o kadar ağırını düşünemiyorduk. O zaman da vardır bir şeyler ama şu anda içerde olan meslektaşlarım hakkında çok fazla şey konuşmak istemem. Benim şahsıma yakışmaz."
"BU KİŞİLERİN BİR YERLERE GELMELERİ YÖNÜNDE ORTAM HAZIRLANDI"
Görev yaptığı dönemde yargı bağımsızlığına uymayan bir çok durumla karşılaştığını anlatan emekli hakim Köksal Şengün, yasaların ve kurulların yapısının değiştirildiğini belirterek, "Bu kişilerin bir yerlere gelmeleri yönünde ortam hazırlandı. Onlar geldi, ondan sonra bazı şeyler patlak verdi. Olaylar tamamen tersine döndü. Ama sonuçta yapılan şeyleri de gördük, yaşadık" dedi.
"ERGENEKON DAVASI DARBENİN BİR AYAĞIYDI"
Ergenekon Davası'na bakan İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığı yaptığı dönemde tutuklu kişilerin tahliyeleri yönünde oy kullandığının, bugün tutuklu olan üye hakim Hasan Hüseyin Özese ile firari hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun ise tutuklulukların devamı yönünde oy verdiklerinin hatırlatılması üzerine konuşan Köksal Şengün, Yargıtay'ın da sonradan bozduğu kararla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tutuklama, yasalarda bir tedbirdir. Yasa 'Tutuklanabilir' diyor. Adam öldürme fiiline katılan birini yasa 'Tutuklayabilirsin' diyor, 'Tutukla' diye emretmiyor. Kaldı ki biz tamamen, sözüm ona hazırlanmış, kurgulanmış belgelerle insanları yargıladık. O belgeler boştu. Hiçbir zaman altı doldurulamadı. O zaman ben, 'Yargılama yapalım ama tutuksuz yargılama yapalım, bu insanların ve ailelerin hayatı perişan olmasın' diyordum. Sonuçta yeni belgeler ortaya çıkar, yeni delillerle insanları ileride de cezalandırabiliriz. Ama şimdi değil. 'Şu anda yaptığımız yanlıştır' diyordum. Ama olmadı. Deliler somut olsa böyle bir şey söylemezdim. Bu darbenin başka bir türü idi. Suçlamalar darbenin bir türünü oluşturuyordu. Darbenin bir ayağı da bu davaydı."
"BU DARBE GİRŞİMİNİ İZAH ETMEK ÇOK ZOR"
15 Temmuz darbe girişimine ilişkin değerlendirmelerde bulunan ve olayı telefonla arayan kızından öğrendiğini ifade eden Köksal Şengün, olayı çok garipsediğini belirterek şunları söyledi:
"12 Eylül ve 12 Mart askeri darbelerini yaşadım. Bu darbe girişimi bunlara benzemeyen bir şey oldu. Halkın buna tepkisi çok değişik yapıda gerçekleşti. Bunun izah etmek çok zor. Böyle, sözüm ona darbenin ne olduğu belli değil. Böyle bir darbe olmaz. 150 general TSK'dan atıldı. Bunun yanında bir sürü rütbeli subay atıldı. Ordunun bu kadar kısmı ellerinde, darbe yapamadılar. Mantığın kabul etmediği bir çok açıklanmaya muhtaç veri var."
"O HAKİMLER ADINA ÜZÜLDÜM"
İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde birlikte görev yaptığı eski hakimlerden birinin tutuklanması, diğerinin firari olarak aranmasını değerlendiren ve onlar adına üzüldüğünü ifade eden Köksal Şengün, "Kızsam ne olur? Bana karşı kişisel herhangi bir şeyleri olmadı. Ama için için bazı şeyler yaptılar. Bazı şeyler gözüme çarpıyordu ama bir hakimin böyle olaylara tevessül edeceği insan aklının ucundan geçirmez. Hakimlik bambaşka bir olaydır. Ben hakimliği herkesin de benim gibi yapacağını düşündüğüm için aklımdan başka türlüsü geçmiyordu" diye konuştu.
"O MÜFETTİŞLLERİ ALLAH BİLDİĞİ GİBİ ETSİN"
Ergenekon davası sanıklarının tutuksuz yargılanmaları yönünde sürekli oy kullanması sonrasında yapısı değiştirilen HSYK tarafından görevden uzaklaştırıldığını anlatan Köksal Şengün, "Hakkımda yıllarca soruşturma yapıldı. Ancak beni soruşturtan müfettişlerin sonra ne olduğu görüldü. Allah o müfettişleri bildiği gibi yapsın. Onların da yapıları ortaya çıktı. Benimle ilgili, 'görevden alınması' yönündeki talepler eski HSYK tarafından reddedilmişti. HSYK sonradan değişti. Bunlar hepsi doluştu belli bir yerlere. Sayısal çoğunluğu fazlası ile sağladılar. Ondan sonra astıkları astık, kestikleri kestik oldu. Kimseyi dinlemediler. Ben de o dönemde bu şekilde görevden alındım" dedi.
"DAVA SÜRECİNDE TARTIŞMALI DURUŞMALARIMIZ OLDU"
Ergenekon davasında sanıklarla unutamadığı tartışmalar yaşandığını hatırlatan Köksal Şengün, "Benim yönetim tarzım olayın anında gereğini yapmaktır. 'Sana gösteririm, yarın elime koz geçtiğinde sana şöyle yaparım' türü davranışlar yapmam. Kavga, dövüş ederiz ama o anda biter. Hiç geriye dönüp bakmam. Benim dönemimde de tartışmalı duruşmalar oldu. Ama sanıkların hiç biri benim hakkımda kötü bir şey söylemedi. Ben de onlar hakkında kötü bir şey düşünmem" ifadelerini kullandı.
"BUNLAR BENİ AKCİĞER KANSERİ YAPTI"
40 yıl süren hakimlik mesleğinin ardından emekliye ayrıldığını anlatan Köksal Şengün, aldığı avukatlık tekliflerini de geri çevirdiğini belirterek devletten alacaklı olduğunu söyledi. Şengün, şöyle konuştu:
"Vicdanen çok rahatım. 40 yıl hakimlikten sonra avukatlık yapmayı beceremeyeceğimi düşündüm. Çocuklar ve torunlarımla vakit geçiriyorum. Bakmayın bu halime. Akciğer kanseriyim. Bunlar beni akciğer kanseri yaptı. Bu teşhis beni gönderdikleri Bolu'da anlaşıldı. Bolu'nun bana tek iyiliği budur. Bir hastane açılışına katılmıştım. Orada yapılan muayenede şüphelendiler. Beni tekrar çağırdılar. O zaman hastalığım ortaya çıktı. Olmasaydı uzun zaman teşhis konulamayacaktı. O ana kadar bir rahatsızlığım da yoktu. Tamamen üzüntüden kaynaklanan bir olay. Bana, 'bundan sonra rahat olacaksın' diyorlar. İş işten geçti şimdi. Rahat olsan ne olur? Zaten mikrobu almışım."
Köksal Şengün, geçmişte görevden uzaklaştırılmasında karar verenlerin bugün tutuklanarak cezaevlerine konulduğunu hatırlatarak sözlerini noktaladı.
EN BÜYÜK NEŞESİ TORUNU
Köksal Şengün, Sürmene İlçesi Baştımar Mahallesi'nde yaz aylarını eşi Asiye Şengün ve torunu 6 yaşındaki Arda Şengün ile geçiriyor.Duman adındaki bir de köpeği olan Köksal Şengün, belirli aralıklarla İstanbul'da rahatsızlığı ile ilgili tedavi ve kontrollerden geçiyor.