Haberler

Ergenekon Davasına 2 bin 538 Klasör

Güncelleme:
Abone Ol

"Ergenekon" davasına bakan mahkeme heyeti, Ergenekon duruşmaları hakkında bilgi verdi.

"Ergenekon" davasına bakan mahkeme heyeti, duruşma tutanaklarının toplamının 39 binden fazla sayfadan oluştuğunu, 7 bin 100. sayfa civarında ara karar verildiğini, toplam klasör sayısının ise 2 bin 538"e ulaştığını bildirdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınan ara kararlar, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese tarafından açıklandı. Buna göre mahkeme heyeti, ara kararlarını hazırlarken "Ergenekon" davasıyla ilgili de istatistik bilgilere yer verdi.

Duruşmaların 20 Ekim 2008 tarihinde başladığını, istisnasız her duruşmanın sesli ve görüntülü kaydının yapıldığını, başlangıçtan bugüne kadar geçen 4 yıl 2 ayı aşan süre içerisinde birleşen dosyalar dahil toplam 576 duruşma gerçekleştirildiğini belirten mahkeme heyeti, sanıklar ve müdafilerinin savunmaları ile dinlenen tanıkların beyanlarını içeren duruşma tutanaklarının toplamının da 39 binden fazla sayfadan oluştuğunu kaydetti.

Mahkeme, bu süre zarfında 7 bin 100. sayfa civarında ara karar verildiğini, sanıkların kullandığı değerlendirilen cep telefonlarının baz istasyonlarını da gösterir HTS raporlarının getirtildiğini, ayrıca 100'den fazla da naip hakim incelemesi yaptırılarak değişik konularda raporlar aldırıldığını vurguladı.

Sanıklardan elde edilen dijital verilere ilişkin bütün inceleme raporlarının dosya içerisine konulduğunu ifade eden mahkeme heyeti, asıl ve birleşen dosyalardaki delillere ilişkin ek klasör sayısının ise bin 331 olduğunu, değişik mahkemelerden, kurum ve kuruluşlardan bir takım bilgi ve belgelerin istendiğini, toplanan bu tür delillere ilişkin klasör sayısının da bin 207 olduğunu, bu şekilde toplam dosyadaki klasör sayısının ise 2 bin 538'e ulaştığını kaydetti.

-"120 celse tanık dinledik"-

Mahkeme heyeti, bir kısım sanıklar ve müdafileri tarafından, gerek davanın başından itibaren sunulan yazılı ve duruşmalardaki sözlü talep ve beyanları sırasında, gerekse dinletmek istedikleri tanıkların isimlerinin ve dinletme gerekçelerinin mahkemeye bildirilmesinin kendilerinden istenmesi üzerine, dilekçeyle toplam 835 tanığın dinlenmesinin istendiğini belirterek, tanıkların dinlenilmesinden neden vazgeçildiğini de şu şekilde açıkladı:

"Bunlardan 57 tanık maddi gerçeğin ortaya çıkmasına katkı sağlayacağı değerlendirilerek mahkememiz tarafından dinlenildi. Keza, yargılama sırasında 120 celse boyunca tanıklar dinlenildi. Haftanın 4 günü duruşma yapıldı. Her celsenin gün boyu devam ettiği nazara alınıp müstakil heyetle tek davaya bakmayan diğer mahkemelere kıyaslandığında, en iyimser tahminle yaklaşık 10 yıla tekabül eden yargılama süresince tanık dinlenildi. Tanıkların dinlenilmesi sırasında gerek sanıkların yazılı ve sözlü sorularıyla gerekse sanık müdafileri sesli ve görüntülü kayıt altına alınan şifai sorularıyla huzurdaki tanıklara çok sayıda soru sordu. Bazı tanıklar bu şekilde günlerce dinlenildi. Dinlenilen tanık beyanları 10 bin 839 sayfaya ulaştı. Yine sanıklar ve müdafilerinin taleplerine uygun olarak dinlenilen 57 tanık dışında, mahkememizce re'sen 94 tanık daha dinlenildi. Böylece toplamda 151 tanık bugüne kadar dinlenilmiş oldu.

Görüldüğü üzere, dinlenilen toplam 151 tanıktan 57'sinin (oransal olarak yüzde 37,7) sanık ve müdafilerinin dinlenilmesini istediği tanıkların oluşturduğu hususları dikkate alındığında, CMK 178. maddesi anlamında tanık dinletme istekleri doğrudan reddedilmedi. Yapılan değerlendirme sonucu bu taleplerin önemli bir kısmının karşılandığı, davaya katkı sağlayacağı anlaşılan tanıkların dinlenildiği, bunların dışındaki tanıkların dinlenilmesinin, gerek dinlenilmesi istenen bir kısım kişiler ve dinlenilecekleri konular bakımından, kısmen gayri ciddi olmaları, kısmen davayı uzatmak için ileri sürüldüklerine kanaat getirildiği ve alınan tanık beyanlarının niteliği ile niceliği itibarıyla mahkememiz açısından maddi gerçeği açığa kavuşturmaya yeterli olduğundan dinlenilmeleri davaya ek katkı sağlamayacak. Bunun davanın yıllarca uzamasına sebep olacağı, adil yargılama ilkesinin bir unsuru olan 'davanın makul sürede bitirilmesi' ni açık bir şekilde önleyeceği anlaşılmakla, dinlenen tanıklarla yetinilmesine, başkaca tanık dinlenmesine yer olmadığına, mazeret bildirerek duruşmaya gelmeyen veya bir kısmı yurt dışında olan ve daha önce dinlenilmesine karar verilen tanıkların dinlenilmesinden de vazgeçilmesine, bu tanıkların alınan önceki beyanlarıyla yetinilmesine karar verildi."

-Kocasakal hakkındaki suç duyurusu-

Mahkeme heyeti, esas hakkındaki mütalaanın açıklanması beklenen 13 Aralık 2012 tarihindeki duruşmada verilen arada İstanbul Barosu Başkanı Avukat Ümit Kocasakal'ın, salon kayıt görevlisine hitaben kayıt cihazlarının olduğu kürsüye dönerek "kayıt alıyor, diye söylüyorum. Görevleri arasında burada konuşulanları oraya ispiyonlamak yok. Biz onlarla daha sonra görüşeceğiz, hesaplaşacağız" şeklindeki beyanlarda bulunduğunu kaydetti.

Kocasakal hakkında bu sözleri nedeniyle gereğinin yapılması için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar veren mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Kenan Özay ile Selçuk Özkan'ın avukatı Mustafa Kolenoğlu hakkında da 10 Ocak'taki duruşmada iddia makamına yönelik sarf ettiği beyanlar nedeniyle aynı savcılığa suç duyurusu yapılmasına hükmetti.

Sanıklar ve müdafilerine gelen belgeleri incelemeleri için süre veren mahkeme heyeti,tutuklu 67 sanığın da tahliye talebini reddetti.

-İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü de müdahil oldu-

Mahkeme, Kültür Bakanlığı İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün, davanın sanıklarından eski savcı Ertaç Giray ile Hayrettin Ertekin'de ele geçirilen tarihi eserler nedeniyle davaya müdahil olma talebini de kabul etti.

Hazine Avukatı Perihan Özcan tarafından mahkemeye verilen dilekçede,

"Ergenekon" soruşturması kapsamında Ertaç Giray'ın evinde yapılan aramada, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kapsamında tasnif ve tescile tabi müzelik değerde eşya bulunduğu belirtildi.

Hayrettin Ertekin'in iş yerinde yapılan aramada da müzelik değerde yurt içi ve yurt dışında alınıp sayılması yasak eserlerin bulunduğu ifade edilen dilekçede, Kültür Bakanlığı İstanbul Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü adına davaya müdahil olarak katılarak, bu sanıkların 2863 sayılı kanuna muhalefet suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi istendi.

Duruşma, 18 Şubat 2013'e ertelendi

-Hilmioğlu'nun sağlık durumu-

Bu arada, davanın tutuklu sanıklarından eski Malatya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun avukatı Hayati Hilmioğlu, müvekkilinin sağlık durumuna ilişkin Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından hazırlanan raporu da mahkemeye sundu.

Psikiyatri Kliniği tarafından hazırlanan raporda, hastada neşesizlik, derin keder hali gibi yoğun depresyon bulguları olduğu tespit edilerek, akciğer sirozu hepatit B olması nedeniyle antidepresan ilaç verilemediği kaydedildi.

Raporda, hastanın tam teşekküllü psikiyatri kliniği olan bir merkezde muayene edilip terapi görmesi gerektiği anlatılan raporda, hastanın daha önce Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde muayene ve takibi yapıldığından, aynı yere sevk edilmesi uygun görülerek, hayati önemi bulunduğuna dikkat çekildi.

Kaynak: AA / Güncel

Hasan Hüseyin Özese Hayrettin Ertekin Kültür Bakanlığı Ümit Kocasakal Politika Güncel Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title