Haberler

Ergenekon Davası'nda Nihai Karar Açıklanıyor

Güncelleme:
Abone Ol

66'sı tutuklu 275 sanıklı Ergenekon Davası'nda nihai kararın bugün açıklaması bekleniyor.

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal, Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 66'sı tutuklu 275 sanıklı Ergenekon Davası'nda mahkemenin nihai kararını açıklaması bekleniyor.

İlk duruşması 20 Ekim 2008 de görülen 275 sanıklı Ergenekon Davası'na bugün 321. Celse ile devam edilecek.

Karar duruşması için sanıklar salona alınmaya başlandı. İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Mustafa Balbay'ın da aralarında bulunduğu sanıklar, izleyici bölümünde bulunan milletvekillerinin alkışları arasında salona girdi. Tutuklu sanık Emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Türk bayrağı açtı. Salona giren Balbay, "Biz kendimizi halkın adaletine teslim ediyoruz. Sıcak bir sonbahar geliyor. Herkes hazırlansın, bizi halktan koparamayacaklar" diye seslendi.

Mahkeme heyetinin de gelmesinin ardından duruşmanın önümüzdeki dakikalarda başlaması bekleniyor.

Duruşma öncesi Cezaevi önünde jandarma kuvvetleri yoğun güvenlik önlemleri aldı.

TEM KAPATILDI

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin talimatı üzerine izleyicilerin alınmayacağı bugünkü duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatlar, milletvekilleri ve basın mensupları katılabilecek. Sivil toplum örgütlerinin çağrısı üzerine vatandaşlardan da katılım olabileceği düşüncesiyle güvenlik güçleri, cezaevinin çevresinde önlemleri artırdı. Güvenlik görevlileri, TEM karayolu Kınalı bağlantı yolunu bariyerlerle çift yönlü trafiğe kapatırken, duruşmayı izlemesine izin verilenler ve görevliler, yerleşkeye E-5 karayolu bağlantısından giriş yapabiliyor.

SAVCI 64 SANIK HAKKINDA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS İSTİYOR

Tanıkların dinlenilmesinin tamamlanmasının arından duruşma savcıları Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın ve Murat Dalkuş 2 bin 271 sayfadan oluşan esas hakkındaki mütalaalarını 18 Mart 2013 tarihinde mahkemeye sundu.

'Ergenekon terör örgütünün varlığının sabit olduğu anlaşılmıştır' ifadelerine yer verilen mütalaada, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay'ında aralarında bulunduğu 64 sanığın 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi.

Savcının ağırlaştırılmış müebbet istediği isimler şöyle ; Mehmet İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Mustafa Balbay, Sinan Aygün, Doğu Perinçek, Hurşit Tolon, Tuncay Özkan, Alaettin Sevim, Alparslan Arslan, Veli Küçük, Bekir Öztürk, Cemal Gökçeoğlu, Cihandar Hasan Hanoğlu, Durmuş Ali Özoğlu, Dursun Çiçek, Emin Gürses, Ergün Poyraz, Erhan Timuroğlu, Erol Manisalı, Fatih Hilmioğlu, Ferit İlsever, Fuat Selvi, Ümit Sayın, Kemal Gürüz, Hasan Ataman Yıldırım, Hasan Atilla Uğur, Hasan Iğsız, Hayrettin Ertekin, Hayrullah Mahmut Özgür, Hıfzı Çubuklu, Hulusi Gülbahar, Hüseyin Görüm, Hüseyin Nusret Taşdeler, İbrahim Şahin, İsmail Hakkı Pekin, İsmail Sağır, İsmail Yıldız, Kemal Aydın, Kemal Kerinçsiz, Kemal Alemdaroğlu, Levent Ersöz, Mehmet Eröz, Mehmet Fikri Karadağ, Mehmet Otuzbiroğlu, Mehmet Şener Eruygur, Muammer Akbulut, Muhittin Erdal Şenel, Murat Uslukılıç, Mustafa Yurtkuran, Mustafa Dönmez, Mustafa Koç, Ferit Bernay, Muzaffer Tekin, Neriman Aydın, Oktay Yıldırım, Orhan Güçlü, Osman Yıldırım, Sedat Özüer, Serhan Bolluk, Sevgi Erenerol, Tekin Irşi, Yalçın Küçük, Yusuf Erikel ve Ziya İlker Göktaş.

TUTUKSUZ SANIKLAR MAHKEMEYE BAVULLA GELDİ

Ergenekon davasında karar duruşması öncesinde Silivri Cezaevi bitişiğindeki mahkeme salonunun önü hareketlenmeye başladı. Bazı tutuksuz sanıkların mahkemeye bavullarıyla geldikleri gözlendi.

Tutuksuz sanıklar, avukatlar ve basın mensupları mahkeme önünde bekliyor. Basın mensuplarının hazırlıkları tüm hızıyla sürüyor. Salona henüz kimse alınmıyor.

Bavullarıyla gelen tutuksuz sanıklardan Fatma Sibel Gürcihan, mahkemenin hukuksuz davrandığını ileri sürdü. Sanık yakınlarının içeri alınmamasını eleştiren Gürcihan, bunun mahkemenin kararına gösterge olduğunu iddia etti. Gürcihan, tutuklama kararı çıkması ihtimaline karşı bavullarıyla geldiklerini söyledi. Gürcihan, bir diğer tutuksuz sanık olan eşi Behiç Gürcihan ile birlikte duruşma salonunun önünde oturmaya başladı.

SARI BASIN KARTI OLMAYAN GAZETECİLERE İZİN YOK

Yerleşkeye giriş yapılan noktada akşam saatlerinden itibaren önlem alan jandarma ekipleri, sarı basın kartı olmayan gazetecilerin de geçiş yapmasına izin vermiyor. Duruşmayı izleyecek milletvekilleri, avukatlar, sanıklar ve basın mensupları kimlik kontrolünün ardından yerleşkeye alınmaya başlandı.

GAZETECİLERDEN PROTESTO

Jandarma ekipleri mahkemenin aldığı 6 maddelik yasak kararını gerekçe göstererek, gazetecileri 5'erli gruplar halinde içeri alacaklarını bildirdi. Gazeteciler 5'erli gruplara ayrıldı. Basın kartları, Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü'nün internet sitesinden tek tek kontrol edilecekti. Ancak gazeteciler dakikalarca içeri giremedi. Gazeteciler durumu her 5 dakikada bir alkışlar ve ıslıklarla protesto etmeye başladı.

Saat 08:00'ı geçtiğinde gazeteciler de içeri alınmaya başladı.

Duruşmadan bir gün önce bir çok ilden takviye jandarma komando timleri Silivri'ye geldi. Geceden itibaren de polis ekipleri Silivri'ye gönderildi.

OTOYOLLAR KAPATILDI

TEM Otoyolu'nun Kınalı Gişeleri Jandarma ekipleri tarafından araç giriş-çıkışına kapatıldı. Gişelerin önünde hem beton hem de metal bariyerler, arkasında jandarma komando timleri, sağ ve solunda ise TOMA araçları yer aldı. Jandarma bu yoldan Cumhuriyet Savcıları da dahil kimseyi içeriye sokmadı. Gelen araçlar Silivri D-100 yoluna yönlendirildi. Yol kenarında Jandarma'ya ait bir TOMA ve iki jandarma komando timi hazır bekledi.

D-100 Karayolu, Silivri'den Cezaevine çıkan yolda tüm araçları jandarma ekipleri tarafından durduruldu. Tüm araçlar arandı. Araçlardaki kişilere kimlik kontrolü yapıldı. Gazetecilerden özellikle Başbakanlık Basın Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün verdiği sarı basın kartlarını ibraz etmeleri istendi. Jandarma araç şoförlerine bile basın kartı sordu.

Cezaevi binasının tamamı bariyerlerle kapatılmıştı. Cezaevi binasının yanına sadece avukatlar ve polisler alındı.

Destek için gelenler D-100 Karayolu'ndan Silivri Cezaevi girişinde durduruldu. Bu noktadan içeri alınmadılar. Kalabalık, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye bağırdı.

Jandarma ekipleri Silivri Cezaevi'nin hemen yanında bulunan, Ergenekon duruşmalarını izlemek için gönüllülerin kurduğu nöbet çadırını saat 06.00'da bastı. Çadırın içi didik didik arandı.

Mahkeme salonunun kapıları saat 08.00'de açıldı. Bu saatten önce kimse mahkeme salonunun yakınına alınmadı.

Duruşma salonu binası çevresinde de bir askeri helikopterin uçuş yaptığı gözlendi.

Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonu önünde, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile görevliler arasında tartışma yaşandı. Feyzioğlu, avukatların detaylı olarak aranmasına tepki gösterdi. Feyzioğlu, görevlilere "Avukat bu mahkeme salonuna girerken bir suçlu gibi aranamaz. Bununla ilgili tutanağımızı tutacağız. Bırakın boş sıralara hükümlerini versinler" dedi.

CHP'Lİ VEKİLLER SİLİVRİ'DE

CHP'li 9 milletvekili sabah 07.00'dan itibaren Silivri Cezaevi'nin önündeydi. Milletvekilleri Emine Ülker Tarhan, Malik Ecder Özdemir, Veli Ağbaba, Emre Köprülü, Ali Özgündüz, Akif Hamza Çebi, Bülent Tezcan, Umut Oran ve Süheyl Batum saat 08.30'da mahkemeye girdi ve mahkeme heyetiyle görüşmek istedi. Ancak heyet vekillerle görüşmedi.

"İNDİR O ELİNİ"

Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu'nun elinde atel vardı. Atel nedeniyle x-ray cihazı ötünce bir jandarma milletvekilinin eline dokunarak, "Efendim tekrar geçmeniz gerekiyor" diye uyardı. Askerin milletvekiline dokunması üzerine Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, "İndir o elini" diye bağırdı. Ahmet Çörtoğlu da kendisine dokunan jandarmaya dönerek, "Mertse, erkekse bir AKP milletvekilinin elini tutsun da görelim bakalım" diye bağırdı. Araya giren milletvekilleri Emre Köprülü ve Ahmet Çörtoğlu'nu sakinleştirdi.

DURUŞMAYA GELEN HERKES TEK TEK GÖRÜNTÜLENİYOR

Jandarma ekipleri duruşma salonunun girişine sabit bir kamera yerleştirdi. Kameranın başından teknisyen bir asker vardı. Kamera duruşma salonuna girenleri tek  ek görüntüledi. Saat 09.30'da İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu duruşma salonuna girdi. Jandarma kamerası ile karşılaşan Ümit Kocasakal, "Neyi çekiyorsunuz? Kayda alamazsınız. Bir problem varsa tutanak tutun. Beni kayıt altına alamazsınız. Bu suçtur. Konusu suç oluşturan emri uygulayamazsınız" diye bağırdı.

"JANDARMA FİŞLİYOR"

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da kameranın karşısına geçerek, "Çekin beni" dedi ve kameraya şunları söyledi: "Bu yaptığınız suçtur. Mahkemeye girenleri jandarma şu an fişliyor. Bu suçtur. Görevinizi hukuka aykırı yapmayın."

DAVANIN EN ACIKLI HİKAYESİ

Ergenekon duruşmasına sanık yakınlarının girmesi mahkeme emriyle yasaklanırken, davanın belki de en acıklı hikayesinin başrol kahramanı, henüz neyle suçlandığını bile bilmeden ölen Kuddusi Okkır'ın eşi duruşma salonundaydı. Bir milletvekili tarafından içeri alınan Sabriye Okkır şunları söyledi: ''Beni duruşma salonuna almak istemiyorlar. Eşimin bu davadan dolayı ölümüne sebep oldular. Cezaevinde tedavi ettirmedikleri için. Madem sanıklar arasında benim eşim yok. O zaman izleyiciler arasında olup, eşimin ne için öldüğünü kulaklarımla duymak istiyorum. Eğer mezardan çıkartıp getiremiyorlarsa yerine duruşmaya ben girerim. Dirisine saygıları olmadı. Ölüsüne olsun.''

AYAKKABILAR BİLE ÇIKARTILDI

Duruşma salonunun kapısına konulan x-ray cihazına gireceklerin ayakkabıları dahi çıkartıldı. Avukatlardan Celal Ülgen bu uygulamaya karşı çıkınca bir anda jandarma ekiplerinin arasında kaldı. Kısa süreli fenalık geçiren Celal Ülgen'e ambulansta oksijen verildi. Avukat Azmi Uluğ da x-ray cihazından geçerken ayakkabısını çıkartmak istemedi. Jandarmalar ısrar edince avukat Uluğ bu durumun tutanakla tespit edilmesini istedi. Azmi Uluğ'un hemen arkasından gelen Alparslan Arslan'ın avukatı Oğuz Kayran da ayakkabısını çıkartmak istemedi. Oğuz Kayran, "Mahkemenin kurucu unsuruyum ben. Heyeti çağırın" diye bağırdı. Jandarmayla bir süre tartışan iki avukat ayakkabılarını çıkartmadan içeri girdi. Duruşma salonunun kapısında bekleyen avukatlar, "Avukatlara karşı tutum değişmezse içeriye girmeyeceğiz. İçeridekilerin de dışarı çıkmasını isteyeceğiz" diyerek mahkeme heyetine mesaj gönderdi. Mahkeme heyetinin "avukat aramaları için esneklik gösterin" talimatı üzerine jandarmalar avukatlardan ayakkabılarını çıkartmasını istemedi.

MAHKEMEDEN 6 MADDELİK YASAK KARARI

Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen Ergenekon davasının karar duruşması için sadece jandarma ve polis ekipleri değil, mahkeme heyeti de günler öncesinden hazırlıklara başladı. Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, üye hakimleri Hüsnü Çalmuk ve Sedat Sami Haşıloğlu, 2 Ağustos'ta aldıkları 6 maddelik kararla yasaklar listesi hazırladı. O kararda şu ifadeler yer aldı:

Yargılama sürecinde meydana gelen şiddet içerikli ve duruşma düzenini ağır bir şekiled sekteye uğratan yargılama görevini etkileme ve önleme sonucunu doğurucu bir çok olay, mahkememize ulaşan somut bilgiler taşıyan ihbar yazısı içeriği, 05.08.2013 günü daha önce de belirtildiği üzere duruşma yapılmayıp sadece kararın tefhim edilecek olması dikkate alındığında, duruşmaların yasalara uygun olarak sorunsuz ve güvenli bir şekilde yürütülmesi için aşağıdaki gibi karar almak gerekmiştir.

1- 05.08.2013 tarihinde duruşma salonuna izleyici alınmamasına

2- Tutuklu sanıkların cezaevinde getirilmesini müteakip, tutuksuz sanıkların duruşma salonuna alınmasına, duruşma salonuna x-ray cihazından geçmek ve herhangi bir sinyal verdirmemek kaydıyla tutuksuz sanıklar, mahkememizde kayıtlı ve kolluğa listesi teslim edilen katılan vekilleri ve müdafiiler, milletvekilleri, mahkememize işlemleri bildirilen baro temsilcileri, sarı basın kartı sahibi basın mensupları sırasıyla salona alınmasına

3- 05.08.2013 tarihinde kararın tefhimi yapılacağından sanık müdafilerinin beraberlerinde dizüstü bilgisayar ve benzeri cihazlarını duruşma salonuna sokmalarına izin verilmeyeceğine, Salona alınacak tüm kişilerin CMK'nın 183. maddesine göre, adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletleri sokmalarına izin verilmeyeceğine, aksine hareket etmeye teşebbüs edenler hakkında gerekli inzibati tedbirler ve TCK'nın 286. maddesine göre adli süreç işletileceğine

4- Sanıkların yargılama süreci boyunca müdafiliğini üstlenmiş avukatlar dışında duruşma salonuna avukat giremeyecek olup, ilgili avukatlar kolluk ve mahkeme görevlisine gerekli kimlik kartı ibrazı sonrası içeri alınacağına,

5- İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'nca kendi mevzuat hükümleri ve belirtilen kurallar çevresinde gerekli tedbirler alınmasına, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ve Silivri Ceza ve Tutukevi idaresinin tutukluların nakli duruşma salonunun hazırlanması gibi hususlarda gerekli işlemleri yapmasına, Tereddüt edilen hususlarda kovuşturma mahkemesinden talimat alınması, idari işlemler ile ilgili olarak da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurulmasına

6- Gereği için İstanbul ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılıklarına, İStanbul Valiliği'ne, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'ne ve İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'na sözlü veya yazılı olarak bilgi verilmesine, Oy birliğiyle karar verilmiştir.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title