Erol Günaydın Son Yolculuğuna Uğurlanıyor ( 2 )
İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden ünlü tiyatro ve sinema sanatçısı Erol Günaydın, son yolculuğuna uğurlanıyor.
İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden ünlü tiyatro ve sinema sanatçısı Erol Günaydın, son yolculuğuna uğurlanıyor.
Usta tiyatrocu Erol Günaydın ilk tören uzun yıllar sahneye çıktığı Beyoğlu'ndaki Ses Tiyatrosu'nda yapıldı ve buradaki törene kızları Ayşe, Günfer, Fatoş Günaydın ile sanatçı dostları ve sevenleri katıldı. Omuzlarda sahneye taşınan Erol Günaydın'ın tabutunun üstüne çok sevdiği şapkaları konuldu. Tabuta ayrıca Günaydın'ın tutkuyla bağlı olduğu Galatasaray'ın bayrağı örtüldü. Salon tamamen dolarken ilk olarak Erol Günaydın'ın televizyonlarda yayınlanan söyleşilerinden kesitler gösterildi. Gösterimin sonunda Erol Günaydın'ın ölümle ilgili söylediği sözlere yer verildi. Günaydın'ın "Ben bir tanıdığım. Ben öldüğümde bir tanış aramızdan ayrıldığında ne deniyorsa, o densin. 'Çok meşhur bir adamdı' denilmesini istemem" sözleri uzun süre alkışlandı.
Günaydın için yapılan törende sahneye ilk olarak uzun yıllar birlikte sahne aldığı oyuncu arkadaşı Tuncel Kurtiz geldi. " O büyük bir enerjiydi, şu sahnede yürümesi bile seyirciyi ayaklandırırdı" sözleriyle başladığı konuşmasında Kurtiz, "Ses tiyatrosuna bunca yıl sonra son girişi oluyor. Benim hayatım, Erol'la bu sahnede başladı. Ölüme inanmıyoruz. Bahara açılan bir kapıya gidiyor" diye konuştu.
BAYKAL'A HEDİYESİ
Ardından sahneye Derya Baykal çıktı. Duygusal bir konuşma yapan ve zaman zaman gözyaşlarına hakim olamayan Baykal, " Biz onunla bu sahnede yan yana durarak oyun oynadık. Çok büyük bir ustaydı. Çok iyi bir babaydı. Oyun bittiği zaman koşarak kızlarına giderken beni çok etkilerdi" dedi. Baykal, Erol Günaydın'ın kendisine hediye ettiği şapkasını ve yazdığı notu bugüne kadar sakladığını belirterek, "'Kavuye'sini bana hediye etti. Güzel bir şey yazmıştı. Onu hala saklıyorum. Bana emanetini çıkardım buraya getirdim. Mekanı cennet olsun "diye konuştu. Erol Günaydın'ın tabutunun başında Baykal'a hediye ettiği şapkası ve yazdığı not da yer aldı.
ÖZTEKİN VE AKBAĞ KONUŞTU
Erol Günaydın için yapılan duygusal konuşmalardan birini de 'oyunculuğu onun yanında öğrendim' diyen Rasim Öztekin yaptı. Öztekin, " Ben ağabeyimi, babamı, en önemlisi konservatuarımı kaybettim" diyerek sahneden indi. Ardından sahneye yine Günaydın'ın uzun yıllar birlikte oynadığı Demet Akbağ çıktı. Akbağ da " Ben ustayla bu sahneyi iki oyunla paylaştım. Rasim'in neden konuşamadığını anlıyorum. O yaşı olmayan büyük ustaydı. Zaman zaman bizim küçüğümüz olabililiyordu. Onunla aynı sahneyi paylaşttığım için şanslıyım" diye konuştu.
FERHAN ŞENSOY TABUTU ÖPTÜ " TEŞEKKÜRLER USTAM" DEDİ
Ferhan Şensoy da Günaydın'la tanışmasını ve yaşadıkları diyaloğu anlattı. Şensoy, "Ben ustayla 1976 yılında tanıştım. Ona Fransa'daki ustamı anlattım. Oyunlarını anlattım. Çok heyecanlandı. 'Ben de öyle bir tiyatro yapmak istiyorum', dedim. 'Senin anlattığın 25 deli işi. Türk tiyatrosunda 25 deli yok' dedi. Bana ilk dersi o oldu. Anladım ki öyle deliler yetiştirmek gerekiyordu. Orta oyuncularını kurduk. Oyuncu yetiştirmeye başladım. 'Usta deliler hazır' dedim. Onu oyuna davet ettim. Koşarak geldi. Orta oyunculara katıldı. 17 yıl birlikte çalıştık. Beraber oynadığı genç oyuncular, ünlü oyuncular oldu. Onunla tiyatro yaptığım için, kendimi mutlu hissediyorum" dedi.
Şensoy bu sözlerinin ardından tabutu öptü, " teşekkürler ustam" diye konuştu. Şensoy'un bu hareketi uzun süre alkışlandı.
DORMEN DE TABUTU ÖPTÜ
Son olarak sahneye ünlü sunucu Halit Kıvanç çıktı. Günaydın'la nasıl tanıştığını anlatan Kıvanç, Günaydın'dan yaşça büyük olduğunu hatırlatarak " Kardeşlerimizi uğurlamak bana da ağır geliyor" dedi. Ardından saygı geçişi için kalabalık sahneye davet edildi. Sahneye İlk çıkan Haldun Dormen oldu. Dormen, tabutu öptü yerine geçti. Ardından Günaydın'la aynı sahneyi paylaşan arkadaşları, dostları, yakınları saygı geçişi yaptı. Geçiş yapanlar, sahne önünde bulunan Erol Günaydın'ın kızlarına da başsağlığı dileğinde bulundu. Günaydın'ın tabutu yine eller üzerinde tiyatrodan çıkarıldı, Teşvikiye Camii'ne götürüldü. - İstanbul