Ersin Özince: "Kredi Kartı 'Kredi' Değil, Ödeme Aracıdır"
Ege Genç İş Adamları Derneği (EGEİAD) tarafından 66'ncısı düzenlenen Ege Toplantısı'nda konuşan Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, kredi kartının kredi aracı değil ödeme aracı olduğunu söyleyerek, "Benim iki akrabamda kredi"...
Ege Genç İş Adamları Derneği (EGEİAD) tarafından 66'ncısı düzenlenen Ege Toplantısı'nda konuşan Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, kredi kartının kredi aracı değil ödeme aracı olduğunu söyleyerek, "Benim iki akrabamda kredi kartı borcundan dolayı takibata uğradı elimden bir şey gelmedi" dedi.
Ege Genç İş Adamları Derneği (EGEİAD) tarafından 66'ncısı düzenlenen Ege Toplantısı, Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince'nin katılımı ile gerçekleşti. SwissOtel Grand Efes düzenlenen etkinlikte Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya, İzmir siyasetinin ve ekonomi sektörünün temsilcileri katıldı. Toplantıda Egeli genç iş insanlarına seslenen İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, özel teşebbüs ve serbest piyasa ekonomisi deyince akla İzmir İktisat Kongresi'nin yapıldığı İzmir'in geldiğine dikkat çekti. Bugün Türkiye'de ekonomik özgürlük lafının 1922 yılında İzmir'de konuşulduğunu kaydeden Özince, ulusal egemenlik olmadan iktisadi egemenlik olmayacağını vurguladı.
İş Bankası'nın kuruluşunda İzmir iş dünyasının çok büyük katkıları olduğunu aktaran Özince, "Ulusal bankacılık neden önemli? Ulusal sanayinizi kuran, mülkiyet hakkından başlayan, iktisadi inisiyatif tamamıyla cumhuriyet döneminin eseri. ve maalesef biz bu işte yeniyiz. Osmanlı döneminde değil herhangi bir şekilde sermaye biriktirmek eldekini dahi tutamadığımız, çok zayıf olan ekonomik verilerimizde görülüyor" değerlendirmesini yaptı.
HİDROFOR KÜÇÜKSE ÇARESİ BÜYÜTMEKTİR
Son krizde de görüldüğü gibi bankacılık sektörünün ana unsurları itibariyle ulusal ekonomi politikasının en önemli parçası olduğunu anlatan Özince, şunları söyledi. "Öyle de olması gerekir. Bugün 2001 krizinde yaptığımız ciddi budamanın sonrasında Türk bankacılık sektörünün sermayesi de güçlü olarak büyüdüğünü söyleyebiliriz. Bankacılık sektörü neye yarar? Kızıyoruz bankacılık sektörüne. Komisyon alıyor, bilmem ne yapıyor, krediyi veriyor, şemsiyeyi veriyor bilmem şu. Tamam da bu şeye kızmak gibi bir şey. Kalbimize kızıyoruz mesela. Evdeki hidroforun pompasına kızıyoruz, dördüncü kata basmıyor, tazyik yeterli değil. Hidrofor küçükse, ekonominin pompası küçükse çaresi bunu büyütmeye çalışmaktır. Biz bankalar olarak yıllarca sermaye nedir bilmedik. Bugün çok para kazanıyoruz. Ne yüksek faizi? Çok yüksek sermayemiz var. Türkiye'nin önde gelen bankalarında 10'ar milyar dolar öz kaynak var. Mali sektör ne kadar ekonomi içindeki fonların devrini sağlıyor. Tasarrufları yatırıma dönüştürecek, yoksa dıştan da kaynaklar bulacak, içerdeki ekonomik aktiviteyi destekleyecek, toplum yararına refah yaratacak."
HANİ NERDE SERMAYE PİYASANIZ?
Türkiye'nin bankacılık sektörünün Avrupa'ya göre hala geride olduğunu kaydeden Özince, Türkiye'nin kredi notunun yükselmesinin bankacılık sektörüne olumlu yansıdığına, ülke olarak alınan faizlerin de çok uygun yerlere indiğine işaret etti. Türkiye'de derin ve yeterli enstrüman olmayışının sıkıntı olduğunu dile getiren Özince, Türkiye'de sermaye piyasasının derinleşmesi gerektiğini, dünyaya göre çok sığ olduğunu anlatarak, "Hani nerde sermaye piyasanız? Ücretli bir insan olarak bunu ben mi isteyeceğim. Sermaye kesimi mi isteyecek?" diye sordu.
Özince, bankacılığın para kazanılan tek alan olmadığını belirterek "Para kazanmamak ayıp. Ben aynı zamanda cam şirketi başkanıyım. 50 şirketimiz var bankadan aşağı para kazanmayız. Risklerine bakacak olursak camı kumdan yaparsın. Neticeyle itibarıyla para kazanan iş kolları var. Bir tane tarla aldım ona katlandı parası. Ne camı ne çerçevesi. Gayrimenkul mü tavsiye ediyorsun diyorsanız hayır, asla, benimki tesadüf oldu" dedi.
AKRABALARIMI BİLE KURTARAMADIM
Sorular üzerine kredi kartı borçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulanan Özince, "O çevrelerle polemiğe girmek istemiyorum. Basınımızdan ricam sık sık kredi kartının kredi aracı değil bir ödeme aracı olduğunu hatırlatmalarıdır. Kredi kartı ile borçlanılmamalı. Bunu ısrarla söylerlerse faydalı olacaktır. 70 milyon kredi kartı varmış 7'si benim cebimde. Kart masrafı ödedim o günden bu güne. Hep de ücretli bir insan olarak ödemelerimi tehir ettiğim, ertelediğim için faydalandım. Hiç de kredi kartımı borca geçirmedim. Bir bankanın yönetim kurulu başkanı olmama rağmen bazen borca düşüyor, bakiyeyi çekiyor, gaz faturası geliyor, faiz veriyorum. Aslında onu planlayıp hesapta o parayı bırakmam gerekiyordu. Buna açık kredi denir. Açık kredi anlık kullanımda tutulan. Bunun adı açık kredidir yüksek faizlidir ki insanlar borçlanma yapmasınlar diye. Bu faiz için değil insanlarını borçlanmaları için yüksek. Dünyanın her yerinde borçlanma çok olmasın diye faiz oranı yüksek tutulur. Kredi kartı faizi düşse ulusal ekonomi için hiç iyi şeyler olmaz. Bunların özellikle belli bir eğitim seviyesi gerektirdiğini kabul etmeliyiz. Kredi kartlarının faizlerinin yüksek tutmalıdır. Benim iki akrabamda kredi kartı borcundan dolayı takibata uğradı, elimden bir şey gelmedi. Çünkü yaptıkları harcamalar kazandıkları ücretlerden fazlaydı. Bu konuya dikkat edilmelidir. Basından kredi kartını gündemde tutmasının yanı sıra dolaylı vergiler, vergi adaletsizliği ve içki ve sigaradaki yüksek vergi, elektriklerdeki bazı paylar gündeme getirsinler" dedi.
CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Özince'nin sözlerine karşılık bankların yıllık 5 milyar Lira civarında kredi kartı aidatından gelir elde ettiğini, sözleşmelerin kanuna aykırı olduğunu belirterek kredi kullanımında masraf adı altında bir çok kalemde kesinti yapıldığını ve bununda esnafı mağdur ettiğini kaydetti. Yüksel bakanların bir yılda kredi verirken masraf adı altında 13 milyar 292 milyon Lira kazanç sağladığını anlattı.
Bankacılık ve finans sektörünün et ve tırnak gibi olduğun söyleyen EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya, iki sektörün krizlerde birlikte mücadele ettiğini söyledi. Türkiye ekonomisinin geçmişte yaşadığı sorunların nedenlerinden biri olan bankacılık ve finans sektörü bugünkü durumunu ise çok farklı olduğunu belirten Kaya, "Türk Bankalarının yabancı bankalarla karşılaştırıldığında son krizde ortaya koyduğu performans dikkat çekicidir. Dernek olarak bankacılık sektörünün ekonomide oynadığı kritik rolün bilincindeyiz. Diğer yandan ise sektörün geleceğinin parlak olduğunu ve henüz potansiyelin tam olarak kullanılmadığını düşünüyoruz. 2023 hedefleri çerçevesinde dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde yer almasını beklediğimiz Türkiye'nin bu hedefine ulaşmasında bankacılık sektörü sürükleyici bir rol oynayacaktır" diye konuştu.
EGİAD Danışma Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da Türk reel sektörünün ve sanayicisinin para kazanamadığını belirterek bunları düzeltmek için çaba sarf edilmesi gerektiğine işaret etti. En önemli sorunlardan birinin de kar transferi olduğuna dikkat çeken Yorgancılar, öncelikle sıcak para sorununun çözülmesi için hükümet tarafından yeni bir teşvik sistemi geliştirilmesini, yurtdışına giden bu paranın milli ekonomiye kazandırılması gerektiğini savundu. Toplantı sonunda Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince'ye plaket takdim edildi. - İzmir