Erzurum'da Kar ve Dondurucu Soğuk: Onlarca Kişi Yaralandı
Erzurum'da kar yağışı ve dondurucu soğuk etkisiyle birlikte buzla kaplanan cadde ve sokaklarda birçok kişi düşerek yaralandı. Uzmanlar, yaşlı ve hamilelerin dışarı çıkmamasını, çıkanların ise küçük adımlarla yürümesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, kış aylarında yürümenin inceliklerine dikkat edilmesi gerektiği vurgulandı.
ERZURUM'da kar yağışı ve dondurucu soğuk etkili olurken, buzla kaplanan cadde ve sokaklarda ayağı kayıp düşen onlarca kişi yaralandı. Durumu ağır olan bir kadın ise hastaneye kaldırıldı. Uzmanlar, yaşlı ve hamilelerin dışarı çıkmamasını, çıkanların da kesinlikle küçük adımlarla yürümesi gerektiğini söyledi.
Kış turizminin gözde mekanlarından Palandöken'in de bulunduğu Türkiye'nin en soğuk illerinden Erzurum kent merkezinde kar ve soğuğun ardından cadde ve sokaklarda yürümek zorlaştı. Çaykara Caddesi'nde buzla kaplı kaldırıma yağan kar, vatandaşların kayıp düşmesine neden oldu. Art arda düşme olaylarının yaşanması nedeniyle, duyarlı bir kişi, kaygan zemine karton kutu serip, bir iş yerinden aldığı 'Dikkat kaygan zemin' tabelasını bıraktı. Ancak rüzgar her ikisini de uçurup götürünce, buzlu zeminde düşmeler yeniden yaşandı. Düşenlerin kimi yerden güçlükle kimisi de vatandaşların yardımıyla kalkabildi. Durumu olan bir kadın ise çağırılan ambulansla hastaneye kaldırıldı.
'AYAKKABINIZIN ALTI OTOMOBİLLERİN KIŞ LASTİĞİ GİBİ OLSUN'
Kar yağışının ardından gündüzleri eriyen ve geceleri donduğundan da buz pisti gibi olan kaldırım ve yollarda, hem otomobil kullanmanın hem de yürümenin bazı püf noktalarının olduğu belirtildi. Atatürk Üniversitesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeynep Çakır, Erzurum gibi yoğun kış ikliminin hakim olduğu yerleşim alanlarında, buzda kaymanın önemli bir sağlık sorunu haline geldiğini söyledi. Prof. Dr. Çakır, karlı ve buzlu günlerde özellikle yaşlı ve hamilelerin dışarı çıkmamasını, çıkanların da kesinlikle elleri cebinde olmadan, kaymayan ayakkabılar giyip, küçük adımlarla ya da birilerinden destek alarak yürümesi gerektiğini bildirdi. Her gün dışarı çıkmak zorunda kalanlar için giyimin en belirleyici faktör olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çakır, şunları söyledi:
"Biz kadınlar biraz dezavantajlıyız. Süsümüzden vazgeçemeyip, topuklu ayakkabıları çok seviyoruz. Topuklu ayakkabı ekstra denge problemi yaratır. Altı düz kösele ayakkabılar, plastik düz ayakkabılarla yürümek zordur, çünkü bunlar çok çabuk kayar. Mümkün oldukça ayakkabınızın altı, otomobilin kışlık lastiği gibi tırtıklı veya kauçuk materyalden olmalı. Bunlar en iyi buzda yürüme ayakkabıları. Tabii ayakkabı gibi nasıl yürüdüğümüz de çok önemli. Dikkat, her şeyin önünde geliyor. Telefonla konuşarak yürümemeliyiz. Şimdi yeni moda şeylerden bir tanesi kulaklık ve telefon. Bu daha da kötü, uyarıları da duymuyoruz. Küçük ve dikkatli adımlar atmak her zaman buz üzerinde daha güvenli olmamızı sağlar. Geniş adımlar atmak, hızlı yürümek, kontrolsüz yürümeye sebep olur. Her kış olduğu gibi bu kış da buzda kayıp düşenler var. Bu sene geçen yıllara oranla daha fazla gibi. Sebebi de donmuş yüzeylerin üzerine ince kar yağıp buzu kamufle etmesi. Buna da özel dikkat gösterirsek iyi olur. Çünkü sabah bizim o gördüğümüz kar, kaymaz zannettiğimiz daha gevşek olan kar dokusunun altı genellikle buzlu ve daha kaygan oluyor."
'YERE CENİN POZİSYONUNDA DÜŞÜN'
Kayıp düşerken kendimizi korumak istediğimizde en çok kol kırıklarının yaşandığını hatırlatan Prof. Dr. Çakır, "Kontrolsüz düşenlerde kalça kırığı, beyin travması, özellikle menopoz çağında kemik erimesi olanlarda bel bölgesi kırıkları görülebiliyor. Kemik kırıklarına eğilimi olanların çok daha özel dikkat etmesi lazım. Düşme anında insan her zaman kontrollü olamayabiliyor ama vücudun bütün ağırlığını kollara vermekte bazen, her iki kol kırığını birden görebiliyoruz. Her iki konunun üzerine destek almak için abanıyor ve her iki kolunu da kıranlar oluyor. Düşmenin kaçınılmaz olduğunu anladığımız an daha kapanarak, kafamızı vurmamaya çalışarak, kendimizi cenin pozisyonu gibi daha kapalı bir pozisyona getirip, kolumuzun üzerine düşmemeye çalışmalıyız. Hem kafamızı korumuş olur, hem omurga için daha kontrollü olur. Hem de kalçamızı yere vurarak kırmayı önlemiş oluruz" diye konuştu.
'DÜŞMEDEN YÜRÜMEK BİR SANATTIR'
Kışın Erzurum'da yaşamanın zor olduğunu söyleyen vatandaşlar, yol ve kaldırımlara tuz dökülmediği için sorunla karşı karşıya kaldıklarını ifade ediyor. Kentte kış aylarında yürümenin incelikleri olduğunu belirten Orhan Bozkurt, "El cepte olursa dengeniz bozulur ve düşersiniz. Kente yoğun kar yağıyor. Havalar soğuk, kaldırımlarda genelde buz oluyor. Erzurum'da bir laf vardır. Erzurum'da yürümek bir sanattır, o sanatı en iyi icra eden ise kış boyu ayakta kalandır" dedi.
'ÇATILARDAKİ BUZ DAHA TEHLİKELİ'
Bu yıl 3 kez kayıp düştüğünü belirten Sabri Abul (64), "Buzun üzerine yağan kar tehlikeli oluyor. Altının buz olduğunu bilmediğimiz için ayağımızı basınca düşüyoruz. Bu kış 3 kez düştüm, kırık çıkık yok ama omzum hala ağrıyor. Ayrıca çatılardan buz düşme olasılığına karşı da dikkatli olacaksınız. Bu daha tehlikeli. Kütle halinde buz düştüğü için yaralanmaya hatta ölümlere bile neden oluyor" diye konuştu.