Haberler

Eski BM Raportörü Lynk, Veto Sisteminin Değişmesi Gerektiğini Açıkladı

Güncelleme:
Abone Ol

Eski Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Özel Raportörü Prof. Dr. S. Michael Lynk, BM Güvenlik Konseyi'ndeki veto sisteminin değiştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, bu durumun uluslararası hukukun ve hesap verebilirliğin önünde engel oluşturduğunu belirtti.

Eski Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Özel Raportörü Prof. Dr. S. Michael Lynk, İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşturulan ve karşı karşıya kalınan önemli konularda dünyayı felce uğratan BM Güvenlik Konseyindeki veto sisteminin değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

TRT'nin "Kırılma Noktasında Bir Dünya: Krizleri ve Dönüşümü Yönetmek" temasıyla İstanbul'da düzenlediği "TRT World Forum" etkinliğine katılan eski BM İnsan Hakları Özel Raportörü Prof. Dr. Lynk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın 1997-2006 yıllarında BMGK'nin gündemindeki en önemli konunun İsrail ve Filistin meselesi olduğunu ve ABD'nin vetosuyla bu durumun felç haline geldiğini söylediğini anımsattı.

Lynk, ABD'nin, "İsrail ve Filistin" meselesini veto yetkisiyle kendine sakladığına atıf yaparak "BMGK üyeleri veto haklarından kolay kolay vazgeçmeyeceklerdir. Ancak bence bir BMGK üyesi (bir konuyu) veto etmesi halinde konunun en demokratik uluslararası kurum olan BM Genel Kurulu'na gitmesini sağlayacak bir yol olmalı." dedi.

BM Genel Kurulu'nun yüksek çoğunlukla vetoyu kaldırmayı kabul etmesi halinde söz konusu vetonun kalkması gerektiğini dile getiren Lynk, "İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma, dünyayı önemli konularda felç eden bu vetolara sahip olduğumuz sürece ihtiyacımız olan şey budur." diye konuştu.

Lynk, benzer bir durumun Rusya'nın, Ukrayna'daki savaşla ilgili vetosu için de geçerli olduğunu ifade ederek BMGK'den "Ukrayna'nın Rusya tarafından işgaliyle" ilgili tek bir karar çıkmadığına dikkati çekti.

Veto sisteminin reform edilmesi gerektiğini ve bu sebeple BM Genel Kurulu'na yerleştirilmiş demokratik tedbirler bulmanın önemli olduğunu belirten Lynk, bu sayede dünyadaki acil meselelerin çoğunda ilerleme sağlanabileceğini kaydetti.

"21. yüzyılda gerçekten soykırımlara tanık olacağımıza kim inanırdı?"

Lynk, Uluslararası Adalet Divanının (UAD), İsrail'in Gazze sakinlerine yönelik öldürme, saldırı ve yıkımla ilgili her türlü eylemden kaçınması ve soykırımı önlemek için tüm tedbirleri almasına hükmeden 26 Ocak 2024 tarihli kararına atıf yaparak o zamandan bu yana sivil ölümlerinde, evlerin yıkılmasında, hastanelere ve insanların barındığı okullara yapılan saldırılarda, gıda verilmemesinde, sağlık hizmetlerinin yetersizliğinde olağanüstü bir artış olduğunu söyledi.

Üst düzey İsrailli siyasi, askeri ve önde gelen sivil yetkililer tarafından yapılan soykırım açıklamalarına işaret eden Lynk, bunların soykırım eylemlerinin varlığı (actus reus) ve kasıtlı suç işleme fiillerine (mens rea) işaret ettiğini dile getirdi.

Lynk, UAD'nin, İsrail'in soykırım işlediğine dair bulgu elde edeceğinden emin olduğunu belirterek "21. yüzyılda gerçekten soykırımlara tanık olacağımıza kim inanırdı? Bu, uluslararası diplomasi açısından en karanlık anlardan biri olacaktır." dedi.

"UCM, ilk kez Batı'nın müttefikleri için tutuklama emri çıkarıyor"

Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararına atıfta bulunan Lynk, "UCM, ilk kez Batı'nın müttefikleri için tutuklama emri çıkarıyor." diye konuştu.

Lynk, son 22 yılda UCM tarafından çıkarılan düzinelerce tutuklama kararının Afrika kıtası ülkelerinde ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e karşı çıkarıldığını ifade ederek, "(Netanyahu ve Gallant hakkındaki yakalama kararı) Batı'nın bir müttefikine ve özellikle de ABD'nin bir müttefikine karşı çıkarılan bu kararın çok önemli olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.

Uluslararası hukukun merkezindeki en önemli sorun hesap verebilirlik

Uluslararası hukukun merkezindeki en önemli sorunun hesap verebilirlik meselesi olduğuna dikkati çeken Lynk, mevcut uluslararası sistemin hesap verebilirlik konusunda başarısız olduğunu söyledi.

Lynk, Filistin'deki yaşananların, hesap verebilirliğin nerede başarısızlığa uğradığının bir göstergesi olduğunu dile getirerek "İsrail, uymakla yükümlü olduğu 30'dan fazla BMGK kararını ihlal ediyor. ABD, BMGK'da İsrail'i eleştiren 50'den fazla kararı veto etti." diye konuştu.

Hindistan'da Müslümanlara yönelik nefret suçlarına, Myanmar'da iç savaş sebebiyle yaşanan insan hakları ihlallerine atıfta bulunan Lynk, İsrail, Hindistan ya da Myanmar gibi ülkelerin, temel insan haklarını ihlal etmeye devam etmesinin siyasi ve diplomatik maliyetinin çok az olduğunu öğrendiği sürece bu durumun devam edeceğini ifade etti.

Lynk, tüm ülkelere karşı eşit yasalar uygulanmadığı takdirde uluslararası sistemin çökeceğini kaydetti.

Kaynak: AA / Güncel

Uluslararası İlişkiler Birleşmiş Milletler Savaş ve Çatışma İnsan Hakları Orta Doğu istanbul Politika Güncel Hukuk Dünya Savaş ve Çatışma Orta Doğu İnsan Hakları Uluslararası İlişkiler Hukuk Politika Dünya Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title