Eski Eş Kurbanı Sema: Devlet Beni Korumadı
Çocuklarını görmek amacıyla gittiği evde ayrıldığı Sema Öztürk'ü, 14 yaşındaki kızının gözü önünde defalarca bıçaklayan Şahin S. hala bulunamadı.
İzmir'in Çiğli İlçesi'nde, çocuklarını görmek amacıyla gittiği evde ayrıldığı 33 yaşındaki Sema Öztürk'ü, 14 yaşındaki kızının gözü önünde defalarca bıçaklayan Şahin S. hala bulunamadı. Hastanede tedavisi süren Öztürk, "Sikayetim üzerine eve gelen ekipler, koruma kararı çıkartmama rağmen Şahin S.'yi evimden uzaklaştırmadı. 'Çocuklarını görmeye gelmiş, bırak görsün' denildi. Ben devlete sığındım ama devlet beni koruyamadı" dedi.
Olay, Küçük Çiğli Mahallesi 8786/12 Sokak 22 numaradaki evde geçen çarşamba günü meydana geldi. 48 yaşındaki inşaat işçisi Şahin S., 4 çocuğunun annesi Sema Öztürk'ü, 14 yaşındaki kızının gözleri önünde defalarca bıçakla yaraladı. Ölümden dönen Öztürk, kaldırıldığı hastanede tedaviye alındı. Uyuşturucu kullanmak suçundan girdiği cezaevinden şartlı tahliye edilen Şahin S.'den korktuğu için koruma talebinde bulunduğunu ve bunun kabul edildiğini belirten Sema Öztürk, ihmal sonucu ölümle yüz yüze geldiğini ileri sürdü.
İHMAL İDDİASI
Şahin S.'nin resmi nikahlı eşinin üzerine kuma gittiğini, 4 çocuklarının olduğunu, sonra anlaşamadıkları için kendisinden ayrıldığını söyleyen Sema Öztürk, "Ayrıldıktan sonra tanıştığım E.Ö. ile 2 ay önce evlendik. Evliliğimizin ilk gecesinden itibaren tehdit edilmeye başladık. İstanbul'da yaşayan eşime zarar gelmemesi için yanından ayrıldım. Çocuklarım ile İzmir'de oturan ağabeyimin evine yerleştim. Aldığım tehditler üzerine Şahin S.'den korunmam için talepte bulundum. Koruma talebim Kaymakamlık tarafından kabul edildi. Çocuklarım nüfusta Şahin S.'nin eşinin üzerinde gözüktüğü için kendisiyle görüştük. Çünkü çocuklarımı üzerime almak istiyordum. Olaydan 10 gün önce evimize geldi, işlemler sonrası da gitti" diye konuştu.
Olay günü ise saat 24.00'te ansızın evinin kapısının çaldığını anlatan Öztürk, "Kızım kapıyı açınca içeri girdi, çocukları görmek için geldiğini söyledi. Kızıma telefonu verdim, polisleri arasın diye. Bir süre sonra polis geldi. 'Korkuyorum, evden gitmesini istiyorum, can güvenliğim yok, koruma kararım var' dedim. İsmini bilmediğim polis memuru 'Her gün biz sana gelip gidemeyiz, mecbur muyuz senin peşinde koşturmaya. Seni savcıya şikayet edeceğim' dedi. 'Bırak evinde çocuklarını görsün. Başbakan böyle yasa çıkardı. Biz bile eşlerimize buradan kalk oraya git diyemiyoruz' dedi. 'Eğer beni bir daha çağırırsan seni ben savcıya şikayet edeceğim, git yarın da davanı geri çek' dedi. Polis böyle deyince ben de bir şey diyemedim. Yaklaşık 10 gün boyunca yani olay gününe kadar Şahin S. bizim evde kalmaya başladı" diye konuştu.
DEHŞET ANININI ANLATTI
Sema Öztürk yaşadığı dehşet dakikalarını ise şöyle anlattı:
"Beni yaraladığı gece evde misafirlerim vardı. Misafirler gittikten sonra 01.30'a kadar evin işleriyle uğraştım. Saat 02.00 gibi uyumuşum, tam olarak hatırlamıyorum. Başımda bir ağrı ile kalktım, kan akıyordu başımdan. Yataktan doğruldum, çocuklarımın yanına gitmeye çalıştım. Halsizdim ve yürüyemiyordum. Koridora kadar yürüdükten sonra beni yakaladı, yere yatırarak boğmaya çalıştı. Ben de kızım İ.S.'ye bağırdım. Ardından beni odaya götürdü. Uyanan kızım yanımıza geldi. Kızıma polisi aramasını söyleyince, bana bıçakla saldırdı. Mutfağa kaçmaya çalışırken yakaladı, sırtımdan bıçakladı. Uyanan diğer çocuklarım çığlık atıyordu. Araya giren kızım İ.S. beni aşağı indirmeye başladı. Peşimizden geldi. Sokak kapısının önünde de iki bıçakla darbesi ile bir kez daha yaralayıp kaçtı."
'BEN ARTIK SON OLAYIM'
Kadına yönelik şiddette ilk kurbanın kendisi olmadığını vurgulayan Sema Öztürk, "Ben artık son olayım. Hiçbir kadının canı yanmasın. Hiçbir annenin evladı öksüz kalmasın. Kadınların canını yakan ve şiddet uygulayan insanlara müebbet hapis cezası versinler, idam versinler. Bu insanlar serbest şekilde gezmesin. Bir an önce yakalanıp cezasını çekmesini istiyorum. Adalet istiyorum. Koruma kararım olduğu halde beni koruyamadı devlet. Şimdi o polisi istiyorum, gelsin konuşsun bana. Hesabını versin" dedi.
KİM KORUYACAK?
Kız kardeşinin durumundan haberdar olduktan sonra apar topar İzmir'e gelen 38 yaşındaki Gülten Aydın ise "Devletin korumayacağını kim koruyacak? Eğer korumuş olsaydı, beni kardeşim bu halde olmayacaktı, 4 çocuğunun gözyaşı akmayacaktı. Bizi asıl ağlatan devletimiz" sözleriyle tepkisini dile getirdi. - İzmir