Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ifade verdi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ'nün siyasi ayağına ilişkin yaptığı açıklamalar nedeniyle hakkında 'hakaret' suçundan soruşturma başlatılan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, talimatla Anadolu Adliyesine gelerek 'şüpheli' sıfatıyla ifade verdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ'nün siyasi ayağına ilişkin yaptığı açıklamalar nedeniyle hakkında 'hakaret' suçundan soruşturma başlatılan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, talimatla Anadolu Adliyesine gelerek 'şüpheli' sıfatıyla ifade verdi. Başbuğ'un ifade işlemi 1 saat sürdü.
Katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamada askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasa değişikliğinin arkasında FETÖ'nün olduğunu ileri süren eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında 6 AK Parti milletvekilinin suç duyurusu üzerine soruşturma başlatılmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "hakaret" suçundan başlatılan soruşturma kapsamında Başbuğ'un ifadesinin alınması için İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına talimat yazısı gönderildi. Avukatıyla birlikte saat 15.45 sıralarında Kartal'daki Anadolu Adliyesi'ne gelen Başbuğ, Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile ifade verdi. Başbuğ'un ifade işlemi 1 saat sürdü.
Başbuğ, adliye çıkışı gazetecilere kısa bir açıklama yaptı. Korona virüs nedeniyle aylarca evde kaldığını, ilk defa sokağa çıktığını belirterek, "Bugün ilk defa sokağa çıktım aylar sonra. Nedeni de adliyede bugün ifade vermek için geldim" dedi. Ardından konuya ilişkin yazılı basın açıklaması yaptığını söyledi.
Yazılı basın açıklamasında, "28 Ağustos 2008'de, Türkiye Cumhuriyeti'nin 26. Genelkurmay Başkanı olarak göreve başladım. O gün yapılan Genelkurmay Başkanlığı Devir ve Teslim Töreni'nde yaptığım konuşmada şunu söylemiştim: "Giderek güçlenen bazı cemaatler, ekonomiyi yönlendirmeye, sosyal ve politik yaşamı biçimlendirmeye ve dine bağlı bir yaşam tarzı olarak sosyal kimliklerini ortaya koymaya çalışmaktadırlar"
Bu konuşmadan kısa bir süre sonra, Enver Altaylı F. Gülen'e yazdığı mektupta şunu söylüyordu: "Yeni Gnkur. Bşk.'nın zat-ı alinize ve yapılan hizmetlere bakışı son derece menfidir."
30 Ağustos 2010 tarihinde emekli oldum.
6 Ocak 2012 tarihinde tutuklandım.
5 Ağustos 2013'te FETÖ mahkemesi tarafından müebbet hapis cezasına çarptırıldım. Eğer o gün, Türkiye'de idam cezası kalkmamış olsaydı, bugün aranızda, hayatta olmayabilirdim. Yargıtayın kararı ve yeniden yargılanma neticesinde iddia edilen "Ergenekon Davası" tarihin çöplüğüne atıldı. 26 ay Silivri'de cezaevinde tutuldum, hürriyetim elimden alındı.
Genelkurmay Başkanlığı görevim süresince, cezaevinde bulunduğum ve cezaevinden çıktığım günden bugüne kadar, TSK'ya karşı yürütülen komplolar ile mücadele ettim. Bu mücadeleyi bir görev ve sorumluluk olarak kabul ediyorum. Bu mücadele "Ergenekon'dan Çıkış" isimli kitabımda detaylı olarak anlatılmaktadır. Verilen bu mücadeleyi bazıları hayal bile edemez.
Bugün haksız ve anlamsız bir hakaret iddiası ile "şüpheli" sıfatıyla ifade vermeye çağrıldım. Bu anı tarihe bir not olarak düşmek istiyorum.Elli yıl bilfiil TSK'da görev yapan ve Türk ordusunun en üst makamına gelen, geçmişten bugüne kadar yaptıkları ve davranışları herkes tarafından net olan birisi olarak, TBMM'nin manevi şahsiyetini hedef alan bir konuşma veya davranışımız söz konusu olamaz.
26 Haziran 2009 günü TBMM'ye getirilen yasa değişikliklerinden birisi Anayasa'ya aykırıdır. Bu yasa değişikliği Anayasa Mahkemesi tarafından 21 Ocak 2010'da iptal edilmiştir. Burada üzerinde durulan noktalar; Anayasa'ya aykırı bu yasa değişikliğinin kimler tarafından hazırlandığının ve bu yasa değişikliklerinden kimlerin faydalandığının, neden-sonuç ilişkileri çerçevesinde değerlendirilmesi ve sorgulanmasıdır.
Takdir, yüce Türk milletinindir" ifadelerine yer verildi.
(Gamze Erdemir - Aykut Zor - Cüneyt Sevindik - Halit Arslan/İHA)