Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Davası Başladı
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nde 23 kişinin gözaltına alınması ile başlayan soruşturma sonrası açılan davanın ilk duruşması başladı.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nde 30 Ocak tarihinde 23 kişinin gözaltına alınması ile başlayan soruşturma sonrası açılan davanın ilk duruşması başladı.
1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuksuz yargılanan 16 sanığın katılmadığı duruşmaya, 15 kişilik sanık avukatı, müştekiler, avukatları, CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt ve çok sayıda basın mensubu katıldı. Sanıkların duruşmaya katılmamaları üzerine mahkeme heyeti avukatlara söz verdi. Yaptığı savunmada, soruşturma kapsamında açılan 6 duruşmanın birleştirilmesini talep eden Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in avukatı Okan Cemal Yüksel, davanın 2010 yılında başlatıldığını belirtti. Yüksel, "Dava soruşturması 2010 yılında başlamış. Dosyaya 6 ayrı karar ihale edilmiş. Birbirinin devamı niteliğindedir. Savcılık kümülatif raporlar hazırlamış, 'Şu ihalede şu suç, bu ihalede bu suç vardır' demiş ve ayrım yapmamış. Ayrı ayrı iddianamelerle dava açılmış. Savcılık dosyayı subjektif gerekçelerle belediyede yüzlerce yolsuzluk varmış gibi yaptırmıştır" diye konuştu.
Ardından savunma yapan avukat Yunus Emre Karabulut ise müştekilerin doğrudan zarar görmediklerini öne sürdü. Karabulut, "Müdahilik hakları yoktur. Mahkemece bu yönde karar verilsin. Müdahilikleri kabul edilirse 650 bin nüfuslu Eskişehir halkının davaya katılma gibi bir durumu söz konusudur" dedi.
Avukat Semih Sivri ise soruşturmada bilirkişi raporunun usule aykırı olduğunu savundu. Sivri, "Bilirkişilerin yeterli olmadığı bellidir. Tarafsız olmadıklarını düşünüyoruz. Bazı bilirkişilerin parti geçmişleri vardır. Bilirkişi raporlarının dosyadan çıkarılmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
Müşteki avukatı Vahap Ata ise, şikayetçilerin Büyükşehir Belediye Meclisi üyeleri olduğunu, ortada bir kamu zararı bulunduğunu, belediye zararı olduğunu savunurken, müşteki Zihni Çalışkan, meclis üyeliği göz önünde bulundurularak davaya katılma taleplerinin kabul edilmesini istedi.
Savunmaların ardından iddia makamı, dosyaların birleştirilmesi konusunda diğer evrak akibetlerinin araştırılması ve eksikliklerin giderildikten sonra karar verilmesini talep ederek, "Her ne kadar ihaleye fesat karıştırma, topluma karşı işlenen suçlardan olması nedeniyle suçta mağdur herkes olabilecek ise de, belediye meclis üyesi olduğunu beyan eden müştekiler adına belediye tüzel kişiliğinin muhatap alınarak, müştekinin doğrudan mağduriyetleri bulunmadığından, katılma taleplerinin reddine karar verilmesi ve eksiklerin giderilmesi talep edilmektedir" dedi.
Mahkeme heyeti ise sanıkların yeniden davetiye çıkarılarak duruşmaya getirilmesine, öldüğü anlaşılan sanık Mustafa Mansız'ın UYAP'tan nüfus kaydının alınmasına, mazeret bildiren sanık ve müşteki vekillerinin mazeretlerinin kabulü ve duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesine, dava dosyalarının birleştirilme hususunda savunmalar alındıktan sonra birleştirilme hususunun düşünülmesine, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'ne yazılı olarak Akif Çizmelioğlu, Zihni Çalışkan, Tuncer Köklüer ve Pınar Turhanoğlu'nun belediyede hangi görevde bulundukları konusunda yazı yazılmasına, bilirkişi raporlarının dosyadan çıkartılmasına yer olmadığına, Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanlığına yazı yazılarak milletvekili Salih Koca'nın 2010 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanlığı ve Büyükşehir Meclis Grubu Başkanlığı olup olmadığının sorulmasına karar vererek duruşmayı 10 Temmuz 2013 tarihine erteledi.
"MÜVEKKİLLERİN DURUŞMAYA KATILMAMALARI SAVUNMA VERMEKTEN KAÇINMAK DEĞİL"
Duruşma sonrası adliye binası önünde basın açıklamasında bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, sanıklar Ahmet Fırat Bilgili, Niyazi Solak ve Gürol Güner'in avukatı Emre Genç, duruşmada usul olarak tartışmalar yapıldığını ve soruşturma kapsamında dosyanın birleştirilmesi hakkında önemli olan hususun, savcılığın konu hakkındaki mütalaası olduğunu söyledi. Genç, "Müdahilik yönünde bir karar verilmesi. Tabii bu da bir sonraki duruşmaya bırakıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı dışında diğerlerinin devlet memuru olması, başkanımız da dahil olmak üzere izne tabi soruşturma izni alınması kararları yönünde dilekçelerimiz oldu. Hazinenin müdahilliği hususunda bir talebimiz oldu. Müdahil olmaması yönünde. Tabii bunlar bir sonraki celsede değerlendirilecek olan hususlar. Bugünkü duruşmada usulü olarak tartışmalar yapıldı. Bir daha savunmalara geçilmeden önce bu ara kararlarda hepsi mahkemece yerine getirilecek. Daha sonra savunmalara geçilecek. Müvekkillerin duruşmaya katılmamaları savunma vermekte kaçınma kastı değil. Gelip savunmalarını verecekler. Bu konuda herhangi bir sıkıntımız da yok. Sanıklar bunun 2. duruşmasına katılacaklar. Bu ara kararlarla ilgili Büyükşehir Belediyesi'ne müştekilerin görevleri hakkında yazışma yapılacak. Eğer 2. duruşmaya bunlar hazırlanırsa savunmalar verilecek. O konuda herhangi bir sıkıntı yok. Buradaki dosya hacmi çok fazla. Mahzendeki dosyalar, evrak olarak gösterilen dosyalar ağır cezaya daha dün itibari ile geldi. Bu dosyalar nedir, ne değildir bu konuda bir savunma hazırlamamız lazım. Binlerce sayfa mevcut. Bu çok normal bir süreç. Şunu belirtmek istiyoruz savunmalar verilecek" diye konuştu.
"HİÇBİR SANIĞIN GELMEMESİ MAHKEMEYİ KABUL ETMEDİKLERİ ANLAMINA GELİR"
Ardından açıklama yapan müşteki taraf avukatı Vahap Ata ise sanıkların duruşmaya gelmemelerinin dikkat çekici olduğunu söyledi. Soruşturmayı değerlendiren Ata, "Burada savcılığın iddianamesi ile açılan davada ve bu konunun ilk defa ortaya çıkmasını sağlayan müştekiler, Büyükşehir Belediyesi meclis üyeleri ve denetim komisyonu üyeleri davanın açılmasına, kamu zararının ortaya çıkmasına sebebiyet verenlerin davaya kabul edilmemesi konusunda sanık tarafın ciddi bir gayreti olduğunu gördük. Yani burada müşteki tarafın davaya katılmaması, davadan çıkartılması ve katılan sıfatını kazanmaması konusunda bütün savunmalarını bunun üzerine yaptılar. Müştekilerin katılan sıfatını ortadan kaldırma eylemi, çabasını gördük. Bu fevkalade üzüntü verici. Burada Büyükşehir Belediyesi meclis üyelerinin vekili olarak ve meclis üyeleri tarafından kamu zararını, belediye zararını ve davanın açılmasına sebebiyet verildi. Bu davanın takibi sonuna kadar yapılacak. Bu davayı belediye avukatının takip etmesi de mümkün değil zaten. Zira bu davada yargılananlar Büyükşehir Belediye Başkanı ve belediye bürokratlarıdır. Gelecek şahıslarda bir anlamda onların memurları, amir-memur ilişkisi içinde olanlardır. Eğer Büyükşehir Belediyesi 2010 yılı denetim komisyonu raporuyla bu zararlar ortaya çıktıktan sonra suç duyurusunda bulunup gerekli çalışmayı başlatsalardı, o takdirde yargılanan kişiler farklı ve bu davada Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve onun adına takip eden kişiler olacaktı. 2010 yılında görevi ihmal ederek başkan bu soruşturmayı başlatmadığından dolayı meclis üyeleri suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldılar. Bütün sanıkların tamamının duruşma saati belli olduğu halde gelmemesi ortak hareket etme kararlılığını orta koyuyor. Bizim arkadaşlarımızdan bugün mazereti olanlar gelemediler ama mazereti olmayanlar mahkemenin çağırdığı gün gelerek burada hazır bulundular. Mahkemenin saati ve günü belli ama buna rağmen tüm sanıkların gelmemesi çok dikkat çekici. Daha önce iddianamede belirtilen birlikte hareket etme olgusunu bir kez daha ortaya koyuyorlar. Bir kısmı gelip bir kısmı gelmeyebilirdi. İddianameler gönderildi, dosyalar gönderildi. Hepsinin yeteri kadar avukatı var. Hiçbir sanığın gelmemesi mahkemeyi kabul etmedikleri anlamına gelir. Dava dosyalarını inceleyip ayrıntılı olarak verdikleri dilekçeler var. Sonuç olarak hazırlık safhası var. Fakat gelmemeleri çok dikkat çekici. Nihai kararı verecek olan mahkeme heyetidir. Şu an mevcut zarar bütün kırımlarla beraber 60 trilyonu bulan bir hesaba ulaşması mümkündür" ifadelerini kullandı. - ESKİŞEHİR